• Sonuç bulunamadı

Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklularda askeri ve günlük eğlenceler dıĢında cülus ve zafer merasimlerinde, misafir hükümdarların ve elçilerin kabul törenlerinde, bayram, düğün ve sünnet Ģenliklerinde çeĢitli oyunlar, rakslar ve müzik çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu devirde Ģarkıcı ve rakkase kadınlar eğlencelerin önemli bir parçasıdır. Selçuklu emîrleri müzikli, rakslı ve kadınlı eğlenceler tertip ediyor; halk da bazı han ve kervansaraylarda kadın

okuyucuları dinliyor; danslarını seyrediyor ve eğleniyordu620. Düğün merasimleri bu Ģekilde

ziyafet ve eğlencelerle yapılmaktaydı.

AĢırılığa kaçmamak koĢuluyla düğünde eğlenmek meĢrudur621. Bu dönemin eğlenceleri

ve zevkleri arasında ziyafetler büyük bir yer tutmuĢtur. Çünkü o zamanki toplumun her sınıfında akrabaları ve dostları, zengin ve gösteriĢli sofraların çevresinde toplamak çok sevilirdi. Ziyafet sahipleri misafirlerini eğlendirmek için sanatkârlar ve müzisyenler kiralarlardı622

. Gazneli Mahmud'un askerleri Hotan melodilerine göre Ģarkı söylerlerdi.

617 ġâfiî fakihi Taberî‟nin adamlarındandır. Kadılık görevini hakkıyla ifa etmiĢ ve bu iĢi yaparken ücret

almamıĢtır. (Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 213.)

618 MuĢattıb el-Fergânî, Halife Muktedi-Biemrillâh ile Sultan MelikĢah ve Terken Hatun‟un kızı Mâh-Melek

Hatun evleneceğinde Terken Hatun‟u bu evliliğin gerçekleĢmesi hususunda ikna edenler arasında yer almakta idi.

619

Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 213.

620 Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 396-398.

621 Hz. Peygamber‟in düğünlerde eğlenceye izin verdiğine veya böyle düğünlere kendisinin de katıldığına dair

rivayetler vardır. Nitekim Hz. Muhammed câriyelerin def çalıp gaza Ģiirleri okuduğu bir düğüne iĢtirak etmiĢtir. Bir yakınını düğün yapmadan Ensar‟dan birisiyle evlendirmek isteyen Hz. AiĢe‟ye düğün yapmasının daha uygun olacağını çünkü Ensar‟ın eğlenceden hoĢlandığını söylemiĢ, hatta Erneb adlı bir kadını da Ģarkı söylemesi için göndermesini tavsiye etmiĢtir. Ashabın da eğlenceli düğünlere katıldıkları bilinir. (Yaran, a.g.mad., s. 16.)

622

Bu sanatçılar V. yüzyılda KeĢmir ve Kabil‟den gelmiĢler, VII. yüzyıldan itibaren de Ġslam ülkelerine yayılmaya baĢlamıĢlardı. (Mazaherî, a.g.e., s. 103-112.)

Türkistan'da Türklerin “öleng” adlı bir Ģarkıları vardı. Düğünlerde kızların, gelinin odasında

damadın vasfında Ģarkı olarak söyler ve gelinin burada raks etmesini caiz görürlerdi623

. Türklerde düğün yemeği vermek de önemli gelenekler arasındadır. Eski Türklerde bu

yemeğe “küden624”, Araplarda ise “velime625” denilmektedir. Düğün yemeği nikah akdi

sırasında, akitten sonra, zifaf günü veya zifaftan sonra verilebileceği ile ilgili farklı görüĢler mevcuttur. Bunu belirleyen unsur bölgeden bölgeye değiĢiklik gösteren adet ve geleneklerdir. Düğün yemeğinde de mehir ve çeyiz uygulamalarında olduğu gibi gösteriĢ ve israf haramdır, herkesin kendi imkanları çerçevesinde ikramda bulunması gerektiği kabul edilmiĢtir. Hz. Muhammed, “Velime ilk gün hak, ikinci gün maruf, üçüncü gün riya ve gösteriştir.” hadisinden hareketle düğünün iki günden fazla sürmesini mekruh olarak görenler vardır. Fakat Buhari‟nin “…yedi gün velime yapan…” Ģeklindeki ifadesinden iki günden daha fazla

yemek verilmesini caiz görenlerin olduğu anlaĢılmaktadır626.

Hz. Peygamber evlenme hazırlığı yapan Abdurrahman b. Avf‟a: “Bir koyunla da olsa

ziyafet ver.” demesi ve kendisinin de evliliklerinde misafirlere yemek yedirmesi düğün

yemeğinin sünnet olduğunu gösterir627

. Eski Türklerde de düğün yemeği genellikle et olur ve

bunun için kurban kesilirdi628

.

Kutadgu Bilig de Türklerde ziyafet usulü ile ilgili önemli bilgiler yer almaktadır. Buna göre ziyafete davet yapılmadan önce çok iyi hazırlık yapılmalı, misafirlerin ağırlanacağı yer ve ikram edilecek yiyecekler temiz olmalıdır. Herkese yetecek kadar yemek hazırlanmalı, misafirler içeceksiz de bırakılmamalı ve yiyecek-içecek birbirine denk olmalıdır. Yemek bitince çerez ve meyve ikram edilmeli, davetlilere güç yettiğince ipekli kumaĢ ve diĢ kirası olarak hediye verilmelidir. Bundan sonra misafirler gitmek isterse engellenmemeli ve kapılar açılmalıdır629

. Türklerde düğün davetleri de dahil ziyafetler bu usulle yapılmaktadır.

Gazneli Muhammed 421/1030 yılında amcasının kızı ile evlendiğinde babası Sultan Mahmud, Emîr Muhammed‟in Küçük Meydan karĢısındaki sarayında daha önce görülmemiĢ Ģekilde bir düğün yapmıĢtır. Saray süslenmiĢ, bütün düğün hazırlıkları tamamlanınca Sultan Mahmud, bir alayla bu saraya gelmiĢ ve oğlu Muhammed‟e gösteriĢli bir hil„at ve pek çok

623

Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 401.

624 KaĢgarlı Mahmud, Divan-ı Lügati‟t-Türk, C. I, s.404.

625 Velime kelimesi yalnızca düğün yemekleri için değil, diğer merasimlerde verilen yemekler için de

kullanılmıĢtır. (Yaran, a.g.mad., s.16.)

626

Yaran, a.g.mad., s. 16. Burada durum kiĢilerin ekonomik durumlarıyla bağlantılı olarak değiĢmektedir.

627 Hz. Peygamber‟in “Ziyafet ver.” Ģeklindeki emir ifadesinde dolayı bazı hukukçular düğün yemeğinin vacip

olduğunu söyleseler de genel görüĢ sünnet olduğu yönündedir. (Yaran, a.g.mad., s. 16.)

628 Koçak, a.g.t., s.147.

hediye vermiĢtir. Düğünün bitmesiyle Sultan Mahmud ve maiyeti saraydan ayrılmıĢ, burada

damat ve haremde bulunanlar kalmıĢtır630

.

415/1025 yılında Kadir Han, Gazneli Mahmud‟un daveti üzerine gittiği ziyafette Ģarap içmedi. Çünkü Türk Hakanlarının Ģarap içme adeti yoktu. Bu ziyafetten biraz müzik dinleyerek kalkmıĢlardır. Devrin kaynakları da hakanların dini yaĢantılarındaki düzgünlüğe iĢaret ederler. Karahanlılara göre din, sadece hakimiyetlerini sürdürmek için bir silah değildir.

Dinlerinin hükümdarlara da farz olduğunu kabul etmektedirler631

. Bazı rivayetlere göre, “Mâverâünnehir sahibi büyük Türk hakanı Kadir Han, Kur‟ân okuyucularına elinin arasına 100.000 dirhem (gümüĢ para) verdi ve dedi ki, Mahmud b. Sebük Tegin‟in bir Ģarkıcıya 100.000 dirhem verdiği bana ulaĢtı. Ona nazire olarak mislini Kuran okuyucularına

verdim.”632

.

Buradan anlaĢıldığına göre Gazneli hükümdarlarının aksine Karahanlı Hakanları Ġslâmiyet‟i daha doğru yaĢamaktadırlar. Gazneli Mahmud Ģarkıcıya para verirken Kadir Han‟ın Kur‟ân okuyana vermesi bunu açıkça gösterir. Ayrıca Türk hakanlarının özellikle ziyafetlerde Ģarap içmemeleri hem Ġslam dininin esaslarına uygunluk açısından hem de karĢı tarafın herhangi kötü bir yaklaĢımına karĢı tedbir olarak akıllıca bir harekettir.

Gaznelilerde de ziyafet ve eğlenceler son derece gösteriĢli olmaktadır633

. Bunu bilhassa

Gazneli Mahmud‟un özel hayatından bile anlamak mümkündür. Nitekim o, çevgan (gûy)634

adlı bir top oyunu oynamayı ve ava gitmeyi çok sevmektedir. Yabancı devlet elçileri geldiği zaman ki, bu elçilerin geliĢ sebeplerinin en önemlilerinden birisi akrabalık kurma isteği içindir, böyle günlerde resmi geçitler, büyük ziyafetler düzenlenir, misafirleri adeta sarayın

ihtiĢamını gösterircesine zengin hediyeler verilirdi635

. 630 Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 232. 631 Barthold, Türkistan, s. 326. 632 Hunkan, a.g.e., s. 155, 166. 633

Gazneli Sultanı Mesud‟un 422/1031 yılında düzenlediği bir av Ģenliğine Gaznelilerde Ģenlik ve ziyafetlerin nasıl yapıldığını göstermek açısından değinilecektir. Bu ziyafette Gazne usulüyle piĢmiĢ kuzu, av ve balık etleri, turĢular, piĢmiĢ ekmekle dolu sofralar hazırlandı. Mecliste bulunanlar bunlardan yediler, Ģarap içtiler. Bir taraftan Ceyhun nehrinde gemilerdeki Ģarkıcılar, bir taraftan suyun kenarındaki Tirmiz mutripleri Ģarkı söylüyorlardı. 300‟den fazla kadın oyuncu (pâykûb) ve davulcu buna katıldılar, ayaklarını vurarak oynadılar. Beyhakî, Tirmiz‟de gördüğü bu oyun ve eğlenceleri hiçbir yerde görmediğini söylemektedir. (Beyhakî, Târîh-i-

Beyhakî, s. 222-223.) Bu her ne kadar bir düğün ziyafeti olmasa da dönemin kutlama anlayıĢını göstermesi

açısından önemlidir.

634

Tarihi milattan önceye dayanan çöven, çöğen, çevgen, çevkan, çöken, çöğen gibi değiĢik Ģekillerde kullanılan fakat yaygın kullanımı ile çevgan oyunu, Orta Asya Türkleri tarafından at üzerinde topla oynanan bir tür savaĢ oyunudur. Günümüzde polo olarak varlığını sürdürmektedir. (Ayrıntılı bilgi için bk.: Ali ÇavuĢoğlu, “Çevgen/Çöğen Oyunu Kültürü ve Edebî, Tasavvufî Metinlerde Yansıması”, İSTEM Dergisi, S. 11, Konya 2008, s. 159-174. Mehmet Türkmen, “Dünden Bugüne Türk Toplumlarında Çevgen/Çöğen/Çevgan/Polo Oyununa Genel BakıĢ”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, S. 183 (Kasım-Aralık), Ġstanbul ?, s. 479-492.)

Sultan Mesud‟un Ebu Kâlicâr‟ın kızını almak için Cürcân‟a gönderilen Abdulcebbar hediyeler, gelin ve Ebû Kâlicâr‟ın vereceği tazminat alarak dönmüĢtür. Sultan Mesud Cürcân elçilerinin ĢaĢaalı bir biçimde gündüz vakti Ģehre girmelerini uygun bulmuĢtur. NîĢâbur‟un ileri gelen reis, kadı, fakih, âmil gibi ileri gelen devlet adamlarının hanımları, alayı karĢılamak için Ģehirden yarım fersah dıĢarı çıkmıĢlardır. Hazırlanan mahfelerle gelinin mahfesinin yanına giderek gelenleri izzet ve ikram ile karĢılamıĢlardır. Gelinin mahfesi ile yanında bulunanları cennet gibi süsledikleri Hasenek‟in köĢküne götürmüĢlerdir. Gelinle beraber mürebbiyelerini, dadılarını, hizmetkarlarını, hâdimlerin karılarını ve câriyelerini köĢk ve saraylara yerleĢtirdikten sonra devlet ileri gelenlerinin hanımları evlerine gitmiĢlerdir. O gece çok fazla meĢale ve mum yandığı için her taraf gündüz gibi aydınlık olmuĢtur. Haremin hâdimleri, harem kapısında oturmuĢlar, dergâhın önüne birçok piyade nöbetçi, pek çok kiĢi ve bir de hacip tayin edilmiĢtir. Sultan Mesud saraya hediyeler göndermiĢ, bundan sonra haremin bütün kadınları ġâdiyâh‟tan saraya gelmiĢler ve Sultan Mesud, ertesi gün saraya altınlar, cevherler ve zarif hediyeler gönderilmesini emretmiĢtir. Ziyafetler son derece görkemli olmuĢtur. Bu mecliste davetliler saçılar saçtıktan ve yiyip içip eğlendikten sonra evlerine gitmiĢlerdir636

.

Kadir Han‟ın kızı ġah Hatun, Sultan Mesud‟un ülkesine girdikten sonra ĢaĢaalı törenler düzenlenmiĢ ve süslenen Ģehir birkaç gün o Ģekilde süslü kalmıĢtır. Han‟ın elçileri ile düzenlenen gösteriĢli Ģenlikler bittikten sonra elçiler Sultan Mesud‟un huzuruna kabul edilmiĢler, yenilip içildikten anlaĢmalar, ziyafetler yapıldıktan sonra çevgan oyunları oynanmıĢ ve Sultan‟ın pek çok iltifat ve ağırlanmaları ile elçiler memleketlerine

gönderilmiĢlerdir637

.

428/1037 yılında MerdânĢâh b. Mesud, Beytoğdu‟nun kızı ile evliliğinde Beğtoğdu, düğüne nasıl hazırlık yapılması gerektiğini bildiğinden son derece iyi hazırlandı. Nikah

töreninde Beytoğdu Ģakirt, siyahdar638

, perdedar, borazan ve demâmezen639 gibi aĢağı ve

yüksek tabakada herkese ihsanlarda bulundu. Bu ihsanlar verildiği kiĢiye göre en az 12.000, 5.000, 3.000, 2.000, 1.000, 500, 300, 200 ve 100 dirhemden oluĢuyordu. MerdanĢah, nikah akdi için Beğtoğdu‟nun köĢküne getirildi ve burada nikah kıyıldı. “Herkesin cebine dinar ve dirhem su gibi aktı.”. Sultan Mevdûd, MerdanĢah‟a altınla nallanmıĢ, eyer takımı mücevherlerle süslenmiĢ değerli bir at ve bir hâdim, 1.000 dinar, çeĢitli kumaĢlar, 100 parça elbise, silahlarla donatılmıĢ ve her birinde birer at bulunan 10 Türk kölesi de vermiĢtir. Nikah

636 Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 365; Ayan, a.g.e., s. 198. 637 Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 394; Nuhoğlu, a.g.m.,s. 110. 638

Siyah üniforma ile belirli bir alanda çalıĢan hizmetkâr.

kıyıldıktan sonra sultanın huzuruna çıkan MerdanĢah ve yanındakiler nikahta olup bitenleri sultana anlattıktan sonra MerdanĢah annesinin yanına gitmiĢtir. Sultan annesi de çok asil olan, çok sevdiği oğlu MerdanĢah‟ın düğünü için kimsenin mislini hatırlamadığı görkemde bir düğün yapmıĢtır. Beyhakî‟nin “el ele verip düğünlerini yaptılar” ifadesinden kız ve erkek

tarafının düğün için beraber hazırlandığı anlaĢılmaktadır640

.

Sultan MelikĢah ve Terken Hatun‟un düğünü yukarıda bahsedildiği gibi dillere destan olacak bir düğünle yapılmıĢtır. Celaliye Hatun‟un bine yakın Türk kölesi ve câriyesi, ayrıca çok görkemli bir çeyiz ve uçsuz bucaksız bir kervan ile Selçuklu sarayına gelin olarak gelmesi, düğünün bütün ihtiĢamını ve azametini göstermektedir. Düğün, Selçuklu sarayında günlerce devam etmiĢ, yenilmiĢ, içilmiĢ, Merv Ģehri baĢtan baĢa ıĢıklarla donatılarak halk

uzun seneler unutamayacağı neĢeli günler ve eğlenceli geceler geçirmiĢtir641

. Birçok hükümdar ve emîrin katıldığı bu düğünle Alparslan‟ın oğlu ArslanĢah ile Gazneli Sultan

Ġbrahim‟in kızı da evlenmiĢtir642

.

Sultan Tuğrul Bey, hasta olduğu halde halifenin kızı Seyyide Hatun‟la evlenmesi dolayısıyla düzenlenecek törene katılmak için beraberinde Amîdülmülk, Hâcib Porsuk, Emîr Ali b. Ebû Kâlîcâr, Hezâresb ve Bedr b. Mühelhil ile Bağdad‟a geldi. Halife onu bizzat karĢılamaya çıkmak istediyse de çevresindekiler onu bundan vazgeçirdiler; onun yerine halifenin veziri Fahruddevle Ġbn Cüheyr sultanı karĢılayıp saygı ve hizmette bulundu. Halife, sultana cübbe, tolga, giysiler ve kendi binitlerinden bir at göndermiĢti. Rahatsızlık geçirmesi nedeniyle ayağa kalkması için kendisine yardım edilen Sultan Tuğrul Bey, halifeye hürmeten yer öptü, daha sonra da vezir Amîdülmülk, halifenin gönderdiği cübbeyi sırtına yerleĢtirdi. Ertesi gün, sultan, halifenin kendisine özel olarak gönderdiği gemiyle Darü‟l-Memleke‟ye

gitti. Halife Seyyide Hatun‟un sultan sarayına643

gitmesine izin verdikten ve gelini uğurladıktan sonra Tuğrul Bey‟in hatunu karĢılamasıyla düğün baĢlamıĢtır. Düğünde Selçuklu devlet adamları ve sultanın yakınları ayağa kalkıp oyun oynadılar, diz üstü oturup kalkarak

640

Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 491.

641 Sertkaya, a.g.t., s. 19.

642 Turan, Alparslan‟ın kızının da Gazneli Ġbrahim‟in oğlu ile evlendiğini söylemektedir. Fakat böyle bir evlilik

tespit edilememiĢtir. (Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 158.) Sultan Alparslan‟ın Rum Melikine düzenlediği bir ziyafet dönemin ziyafet ve eğlence meclislerine örnek olabilecek bir kutlama olması nedeniyle burada zikre değerdir. Bu ziyafet için sofralar kurularak donatılmıĢ “altın külahlı gümüĢ bacaklı sâkîler” içecekleri sunmuĢlardır. Bundan sonra güzel Ģarkıcı ve mutribânlar müziği baĢlatarak Ģarkılarını “çeng‟in hoĢ nağmelerini okumuĢlar” ve adeta “bülbül gibi ĢakımıĢlar, Irak ve Ġsfahan nağmelerini, perde-i nevâ‟da (Klasik Türk ve Ġran musikilerinde bir makam) âvâz-ı berbet‟le (Kopuz dedikleri bir çeĢit müzik aleti; çeng.) çalmıĢlar”, ġarâb-ı erguvânî içerek erganûn (Org benzeri bir çeĢit müzik aleti) dinlemiĢlerdir. (ReĢîdü‟d- Dîn-Fazlullah, Cami‟ü‟t-Tevârih, s. 118.)

643 Ahmed b. Mahmûd, halife kızını Tuğrul Bey‟e teslim ettikten sonra sultanın büyük bir ordu ile Horasan‟a

gittiğini ve burada düğün ve ziyafet tertip ettiğinin ve halifenin kızı ile gerdeğe girdiğini söylemektedir. (Ahmed bin Mahmûd, Selçuk-Nâme, C. I, s. 45.) Fakat bu hadiseler Horasan‟da değil, Tuğrul Bey‟in Bağdad‟ta yaptırdığı sarayda gerçekleĢmiĢtir.

raks ettiler ve Türkçe Ģarkılar söyleyerek eğlendiler644

. Gazneliler de ayakları yere vurarak dans etmektedirler645.

Halife Muktedî ile MelikĢah‟ın kızı Mâh-Melek Hatun evliliğinde çokça ziyafet düzenlenmiĢtir. Bunların ilki Sultan Bağdad‟a geldiğinde ikincisi Sultan halifenin daveti ile hilâfet sarayına geldiğinde üçüncü ve esas düğün için olan ziyafet ise 480/1087 yılında zifaftan sonraki gün yapılmıĢtır. Bu ziyafet halife tarafından MelikĢah‟a, devlet adamlarına ve askerlerine verilmiĢtir. Kaynaklara göre bu eĢi benzeri görülmemiĢ, dillere destan merasimde

40.000 batman646 Ģeker sarf edilerek kudret helvası yapılmıĢtır647. Buradan anlaĢıldığına göre

kız isteme ile baĢlayan ziyafetler zifaf gerçekleĢtikten sonra da devam etmekte ve düğünün her aĢamasında yapılmaktadır.

Sultan MelikĢah Bağdad‟ta muhtemelen Mâh-Melek Hatun‟un düğünü için Türkistan,

Ġran, Suriye, Irak ve Anadolu'dan Ģarkıcılar (muganni) getirtmiĢtir648

. Sultan Alparslan‟ın kızı ile halifenin torunu Uddetüddîn‟in düğünü için diĢi bir fil süslenmiĢ ve at gösterileri yapılmıĢtır649

.

Muhammed Tapar‟ın oğlu Irak Selçuklu Sultanı Mesud, Hille hâkimi Dübeys b. Sadaka‟nın kızı Seferî Hatun‟un düğünleri Bağdad‟ta gösteriĢli bir Ģekilde yapılmıĢtır. ġehirde üç gün süren tören ve eğlenceler düzenlenmiĢ bu nedenle bölgede karıĢıklıklar

meydana gelmiĢtir650

.

Eski Türklerde gelin ve güveyin güreĢmesi, evlenebilmek için de erkeğin kızı yenmesi geleneği bulunmaktaydı. Bu geleneğin devamını Türk kültürünü son derece iyi yansıtan Karahanlılarda bir eğlence unsuru olarak görmek mümkündür. Nitekim Karahanlı Arslan Han Mansur‟un kızı ile güvey Gazneli Sultan Mesud‟un ĢaĢaalı bir Ģekilde yapılan düğün gecelerinde gelin ile güvey güreĢmiĢler ve Hatun, Mesud‟a bir ayak darbesi ile dokunarak onu

644 Sıbt Ġbnü‟l-Cevzî, Mir‟âtü‟z-Zamân, s. 111, 113; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 40; Bondârî, Zubdat al-

Nuşra, s. 23; Ġbn Kesîr, el-Bidâye, C. 12; s. 200-201; Gregory Abû‟l-Farac, Abû‟l-Farac Tarihi, s. 315.

645

Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 223. Sultanı sevindiren bir olay, ordusunu da sevindirmekte, sultanın üzüntüsüne sebep olan bir olay ordunun da üzülmesine sebep olmaktaydı. Nitekim sultan, Halife‟nin kızının kendisi ile evlenmesine razı olduğunu bildirdiği zaman, ordusunu müthiĢ bir sevinç dalgası kaplamıĢtı. Bunun gibi sultan, halifenin akrabalık kurmayı kabul etmemesi yüzünden, Bağdad‟a dönünce ordusunu zapt edememekten korkmuĢ ve yoldan geri dönmek istemiĢti. (Ġbnü‟l-Cevzî, el-Muntazam, s. 74; Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, s. 104.)

646 Takriben 8 kilogram.

647 Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 146; Ahmed bin Mahmûd, Selçuk-Nâme, C. I, s. 158; Ġbnü‟l-Cevzî, el-

Muntazam, s. 145; Sıbt Ġbnü‟l-Cevzî, Mir‟âtü‟z-Zamân, s. 279; Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 210.

648 MelikĢah‟ın kardeĢi Toğan-Ģâh'ın hasse muganniyeleri vardır ve bunlar arasında KâĢgarlı bir kız da

bulunmaktadır. (Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 397.)

649 Altınsoy, a.g.t., s. 64.

yere sermiĢtir. Bundan sonra da bir alay konusu olarak Sultan Mesud içi söylenen “Kız ile

güreşme kısrak ile yarışma.” sözü, atasözü olarak söylenmeye baĢlamıĢtır651. Bu durum Türk hatununun gücünü gösterdiği gibi Ġslâmiyet‟ten sonra geleneklere bağlılık açısından da güzel ve önemli bir örnektir. Barthold, bu olayı gerdek gecesi yaĢandığını söyleyip bir fıkra olarak

değerlendirerek eğlence amaçlı yapılan bir güreĢme değil bir kavga olarak aktarmıĢtır652

. Tarih kaynaklarında hükümdarların, devlet büyüklerinin, yönetici kesimin düğünlerine ne kadar çok yer verilmiĢse, halk arasında yapılan düğünler o derece az yer bulmuĢ, tarihçiler tarafından dikkate alınmamıĢtır. Fakat devlet ricali arasındaki törenlere baktığımız zaman halkın düğün geleneklerini anlamak kolaylaĢmakta en azından yorum yapmak mümkün hale gelmektedir. Çünkü hükümdarlar bu merasimlerde nasıl hareket ederlerse devrin adet ve gelenekleri o Ģekilde olduğu için halk da yönetici kesimin icra ettiği gibi düğünler ve törenler yapmaya gayret göstermektedirler. Çünkü insanlar tabi oldukları hükümdarın inanç ve yaĢayıĢına bağlıdırlar. Elbette hükümdarların yaptığı düğün merasimleri ile halkın yaptıkları arasında bazı farklar vardır ki bu farkların en önemli ve en belirgin sebebi maddi unsurlardır. Hükümdarlar zengin oldukları için yaptıkları törenler çok ĢaĢaalı, gösteriĢli ve teĢrifat kuralları gereği karmaĢıktır. Oysa halktan insanlar hükümdarlar kadar zengin değildir ve

merasimlerinde kendi derecelerine, mevkilerine göre hareket etmek mecburiyetindedirler653

. Burada Ģunu da eklemek gerekir ki saray halkın yansımasıdır. Yani saray ve halk doğrudan etkileĢim içerisinde bulunan iki unsurdur.