• Sonuç bulunamadı

Ġslâm hukukunda nikah kıyılacağı zaman taraflar kadına ödenecek mehir miktarı ve ödeme Ģekli konusunda anlaĢırlar. Hadislerde evlenmeyi zorlaĢtıracak tarzda mehir

miktarında aĢırıya kaçılmaması konusunda uyarılar yer alır495. Mehrin miktarı Ġslâm

hukukunda kesin olarak belirtilmemiĢ496, demirden bir yüzüğün buda yoksa Kur‟an

öğretmenin mehir olarak kabul edilebileceği hadislerde yer almıĢtır497. Mehir miktarı, zamana

ve evlenecek kızın sosyal durumuna göre üç ile dört altından yüzlerce altına kadar

değiĢebilmektedir498. Bu durum maddi imkan gerektiren durumların hepsinde böyle olup

konudaki görüĢü daha isabetlidir. Çünkü mehir evlenmenin devamı sırasında da ödenebilirdi. (Cin, İslam

Hukukunda Evlenme, s. 212.)

494 Ğıtrifiyye dirhemleri ve altınları Harun ReĢid‟in Horasan valisi Gıtrif b. Attab tarafından basılmıĢtır. (Ġbn

Fadlan, Seyahatname, haz. Ramazan ġeĢen, Ġstanbul 2010, s. 5.) Aslında burada bir nikah akdini de görmek mümkündür. Farklı Ģehirlerde bu uygulamaların nasıl yapıldığını göstermek açısından bu bilgiyi burada vermek uygun bulunmuĢtur.

495

Aydın, “Mehir” mad., s. 389.

496

Ġlerleyen dönemlerde mehir için Hanefilerce 10 dirhem gümüĢ, Malikilerce halis altından bir dinarın dört biri veya halis gümüĢten üç dirhem alt sınır olarak tespit edilmiĢtir. Bu miktarlar para haline getirilmemiĢ malların değeri de olabilir. (Cin, İslam Hukukunda Evlenme, s.216.)

497 Cin, İslam Hukukunda Evlenme, s.214. Hz. Peygamber evlenmek isteyen bir adama, kadına mehir olarak ne

verebileceğini sormuĢ adam gömleğinden baĢka bir Ģeyi olmadığını söyleyince Peygamber, adam gömleksiz kalacağı için baĢka bir Ģey bulmasını söylemiĢ, “Başka bir şey bulamadım.” deyince Hz. Peygamber: “Haydi git

araştır ve demir bir yüzük olsun bul ve getir.” demiĢtir. Bunun üzerine adam demir yüzük bulamadığını ama

izarının olduğunu söyleyince Hz. Peygamber “İzarını ne yapsın! Eğer sen giyersen ona, o giyerse sana giyecek

bir şey kalmaz.” buyurmuĢtur. Adam umutsuzluğa düĢüp gidecekken Hz. Muhammed: “Kur‟an‟dan okumayı bildiğin bir yer var mı?” diye sormuĢtur. Adam, bildiği yerleri saymıĢ. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Bildiğin Kur‟an‟a karşılık onu sana nikahladım.” buyurmuĢtur. (Ġbrahim Acar, “Mehrin Ġslam Hukuku Açısından

Değerlendirilmesi”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, S. 17, Konya 2011, s. 371.)

498

X. yüzyılda Bağdadlılar, bir prensesin mehrini yetersiz olarak tespit etmiĢ olan Halife Muttaki-Billah‟ı (329- 333/940-944) türkülerle alaya almıĢlardı. (Ali Mazaherî, Ortaçağ‟da Müslümanların Yaşayışları, çev. Bahriye Üçok, Ġstanbul 1972, s.57.)

evlenmeyi kolaylaĢtırmak amacıyla mehir miktarında bir üst sınır konulmamıĢtır. Çünkü bu

evlenmeyi zorlaĢtırabilirdi499

.

Gazneli Mesud, Yusuf Kadir Han‟ın kızı ġah Hatun için 50.000 halis dinar (Herat dinarı),

oğlu Mevdûd‟a alacağı kız için de 30.000 halis dinar mehir vermeyi uygun bulmuĢtur500

. Diğer evliliklerde de mehir miktarının bu civarlarda olduğunu söyleyebiliriz.

Mehir ödeme Ģekli bakımından, nikah akdi sırasında tamamının peĢin olarak ödendiği “mehr-i muaccel” ve bir kısmının ödenip kalanının daha sonra ödendiği “mehr-i müeccel”

olarak ikiye ayrılmaktadır501. Ġslâmiyet‟ten önce Türklerde de kalının bir kısmını ödenmeden

evlilik akdi gerçekleĢebilirdi. Bu açıdan kalın mehr-i müeccele benzetilmiĢtir502

.

Ġlk Türk-Ġslâm hanedan ve devletlerinde bu Ģekilde ayrımlara çok sık rastlanmasa da uygulandığı olmuĢtur. Ġslâmiyet‟ten önce Türklerde düğünler çok büyük merasimler olduğu için kalın gibi gerekliliklerin miktarı da büyük olmuĢ ve elbette bu Ġslâmiyet‟ten sonra da bir Türk geleneği olarak devam etmiĢtir. Bu nedenle de miktarlar, evlenen kiĢilerin ekonomik durumlarına göre değiĢiklik göstermesine rağmen daha çok yüksek meblağlar olduğu tespit edilmiĢtir.

Gazneli Sultanı Ġbrahim‟in oğlu Mesud‟un, MelikĢah‟ın güzel kızı Gevher Hatun (Mehd-i Irak) ile evlenmesi için, Gazne‟den Ġsfahan‟a mehir (ağırlık) olarak çok fazla mal gönderdiği

kaynaklarda yer alan bilgiler arasındadır503. Bu mallar arasında para dıĢında mücevherler,

kıymetli taĢlar, elbiseler, at ve diğer hayvanlar bulunabilmektedir.

Halife Kaim-Biemrillâh, Çağrı Bey‟in kızı Hatice Arslan Hatun ile evlenmek amacıyla

mehir olarak 100.000 altın ağırlık (mehir) vermiĢtir504. Halifenin ölümüyle Kâkûyî emîri Ali

b. Ferâmurz ile evlenen Arslan Hatun‟a mehir olarak 10.000 altın ve 200 farklı çeĢit elbise

gönderilmiĢtir505

.

Sultan Tuğrul Bey, Halife Kaim-Biemrillâh‟ın kızı ile evlenmek için mehir olarak çok farklı hediyeler göndermiĢtir. Bu hediyeler 100.000 altın , çeĢitli cinsten 100 giysi, 2250 parça mücevher, her birinin ayarı 1-3 miskal arasında bulunan 120 inci, 640 parça kırmızı yakut ve

499

Aydın, “Mehir” mad., s. 390; Cin, İslam Hukukunda Evlenme, s. 216. Mehir miktarında üst sınır belirlenmediğinden olacak ki, ilk Türk-Ġslam hanedan ve devletlerinde hanedan mensupları ve varlıklı kiĢiler çok yüksek meblağları mehir olarak vermiĢlerdir.

500 Beyhakî, Târîh-i-Beyhakî, s. 198; Barthold, Türkistan, s. 314; Ayan, a.g.e., s. 137. 501 Aydın, “Mehir” mad., s. 390; Cin, İslam Hukukunda Evlenme, s. 217-218. 502 Ögel, a.g.e., s. 262.

503

Ahmed b. Mahmûd, Selçuk-nâme, C. I, s. 35; el-Hüseynî, Ahbârü‟d-Devleti‟s-Selçukiyye, s. 12.

504 Ahmed bin Mahmûd, Selçuk-Nâme, C. I, s. 37; el-Hüseynî, Ahbârü‟d-Devleti‟s-Selçukiyye, s. 12-13; Ġbnü‟l-

Cevzî, el-Muntazam, s. 27.

pembe bedehĢan süsü, 58 parça firuze, 28 parça büyük sim Ģeritli zümrüt, 12 parça saf cam, 14 parça süs (ziynet) eĢyası, iĢlenmiĢ taç, bilezikler, kulak halkası, yüzükler, yakut iĢlemeli ayak bileziği, eğer ve minyatür taĢıtlar, iĢlenmiĢ yemek kapları, sini, tepsi, yine el iĢi altın kaseler, taslar, ibrikler, yer ve yatak yaygıları, yorgan ve çarĢaf örtüleri, ibriĢim halı gibi pek çok eĢya, bunlara ek olarak her biri at üzerinde resmî elbiseli ve altın gerdanlıklı 35 câriye, 20 hizmetçi, 80 at ve katır, 100 kiĢilik askerî birlik ve pek çok çadırdan oluĢmaktadır. 100.000 altın dıĢındaki bu hediyeler, Sultan Tuğrul Bey‟in eĢi olacak Hatun‟un çeyizi olarak

hazırlanmıĢtı506

. Bunun dıĢında Halife nikah akdedilirken Hz. Peygamber‟in sünnetine uygun

bir biçimde 400 dirhem 1 dinar istemiĢtir507

.

Kaynaklarda çeyiz olarak geçen bu armağanlar, Sultan Tuğrul Bey tarafından gönderildiği için mehirden sayılmalıdır. Ancak Tuğrul Bey, karısı olacak olan Seyyide Hatun‟un çeyizine katkı sağlamak açısından bu kadar çok ve çeĢitli hediyelerle bir mehir hazırlamıĢ olabilir. Çünkü hatunun çeyizi Tuğrul Bey ile evlenmesini istemeyen babası Halife Kaim-Biemrillâh tarafından alelacele bir biçimde hazırlanmıĢtı. Bu mehir miktarından Tuğrul Bey‟in bu evliliği ne kadar çok istediğini de anlamak mümkündür.

Sultan MelikĢah‟ın eĢi Terken Hatun, kızı Mâh-Melek Hatun ile Halife Muktedî‟nin evliliği için 400.000 altın tutarında baĢlık isteğinde bulunmuĢtu. Evlilik konusunda anlaĢma sağlanınca Terken Hatun halifenin 50.000 dinar süt hakkı, 100.000 dinar mehir vermesini kabul etti. Bunun üzerine vezir Fahrüddevle: “ġimdi burada 10.000 altın takdim ediyoruz, 40.000 altını da Bağdad‟tan göndereceğiz.” dedi. Bundan sonra 10.000 altının tahsiline baĢlandı ise de ödeme tam gerçekleĢmeyince Sultan: “Bütün miktarın Bağdad‟tan

gönderilmesine değin ödemenin geri bırakılmasını” emretti508

.

10.000 altınlık kısmının mehr-i muaccel, kalan 40.000 altın ise mehr-i müeccel olarak ödenmesi kararlaĢtırılan bu mehrin Abbâsî halifeliği tarafından ilk baĢta ödenecek tutarın bile toplanamaması ilgi çekicidir. Bu durum Terken Hatun‟un 400.000 dinar tutarında mehir isteğinde bulunmuĢ olsa halifelik tarafından bu tutarın karĢılanamayacağı ve belki de evliliğin gerçekleĢmeyeceği ihtimalini akla getirmektedir. Buna karĢılık Gazneliler ve Karahanlılar 400.000 altın mehri vermekten kaçınmamıĢlardır.

506 Ġbnü‟l-Cevzî, el-Muntazam, s. 71; Sıbt Ġbnü‟l-Cevzî, Mir‟âtü‟z-Zamân, s. 96-97; Ahmed bin Mahmûd,

Selçuk-Nâme, C. I, s. 45; Gregory Abû‟l-Farac, Abû‟l-Farac Tarihi, s. 315. Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, s.

130. Ġbnü‟l-Esîr ve Bondârî mehir miktarının 300.000 olduğunu söylemektedir. (Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 36; Bondârî, Zubdat al-Nuşra, s. 17.) Bu rakam mehir miktarının toplamı olmalıdır.

507 Sıbt Ġbnü‟l-Cevzî, Mir‟âtü‟z-Zamân, s. 108. 508

Ġbnü‟l-Cevzî, el-Muntazam, s. 133; Sıbt Ġbnü‟l-Cevzî, Mir‟âtü‟z-Zamân, s. 245; Ġbnü‟l-Esîr, el-Kâmil, C. 10, s. 117; Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, s. 209.

Selçuklulardan önceki Türklerde evlilik esnasında damat tarafından kızın annesine süt

hakkı adı altında belli bir miktar para verilmesi geleneği mevcuttur509. Fakat ele alınan

Gazneli ve Karahanlı evlilik gelenekleri içerisinde süt hakkı uygulaması varsa bile bu husus kaynaklara yansımamıĢtır. Selçuklularda da bu gelenek yalnızca Halife Muktedî-Biemrillâh ile Sultan MelikĢah ve Terken Hatun‟un kızı olan Mâh-Melek arasındaki evlilikte görülmektedir. Bu uygulamada Terken Hatun‟un etkisini görmek mümkündür. Diğer evlilikler ile ilgili de kaynaklarda detaylı bilgiler verilmesine rağmen süt hakkı geleneğinin yer almaması nadiren de olsa uygulandığını gösterir.

Muktedî-Biemrillâh ile Mâh-Melek Hatun‟un evliliğinden anlaĢıldığına göre kız tarafınca mehrin miktarı hususunda istekte bulunulabilmektedir. Fakat ele alınan evlilikler içerisinde böyle bir isteğin ilk defa karĢımıza çıkması sebebiyle istisnai bir durum olduğu da söylenebilir. Böyle bir istek kızın annesi olan Terken Hatun‟un bir ayrıcalığı olmuĢtur. Onun kocası olan sultandan bağımsız olarak, halife karĢısındaki cüretkarlığı etkin bir kadın olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Sultan Muhammed Tapar‟ın kız kardeĢi ile evlenen Seyyide Hatun‟a Halife Müstazhir-

Billâh 100.000 dinar mehir vermiĢtir510

. Halife Müktefî-Liemrillâh, Sultan Muhammed Tapar‟ın kızı, Sultan Mesud‟u kız kardeĢi olan Fâtıma Hatun ile evleneceğinde 100.000

dinar511, Selçuklu Sultanı Mesud‟un Halife Müktefî-Liemrillâh‟ın kızı Seyyide Zübeyde ile

evliliği dolayısıyla 100.000 dinar512, Mekke Emîri Ebû HâĢim Muhammed b. Ca„fer, Sultan

MelikĢah‟ın kız kardeĢi ile evliliği münasebetiyle 10.000 altın mehir olarak

göndermiĢlerdir513

.

Bunun dıĢında verilen mehir miktarlarının Gazneliler, Karahanlılar ve Selçukluların itibarına yakıĢır bir biçimde olduğu muhakkaktır. Her devlet için bu miktar evlenilen kiĢiye ve evliliği gerçekleĢtirme isteğine göre değiĢiklik göstermektedir.