• Sonuç bulunamadı

YENİLİKLERİN YAYILMAS

Belgede Tarımsal Yayım ve Danışmanlık (sayfa 129-134)

Prof. Dr. Orhan ÖZÇATALBAŞ

Akdeniz Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü ANTALYA E-mail: ozcatalbas@akdeniz.edu.tr

AMAÇ

Tarımda gelişmenin yeniliklerin kırsal toplumla buluşturulmasıyla mümkün olduğundan hareketle, yeniliklerin benimsenmesinin ve yayılmasının yayım çalışmaları için önemli bir çalışma alanı olduğuna dikkat çekmektir.

HEDEF

Tarımsal yeniliklerin yayımcı ve danışmanlar tarafından üretici ve ailesine ulaştırılarak, çiftçi ailesinin refah düzeyinin artmasına katkıda bulunmaktır.

KAZANIMLAR

1) Tarımsal enformasyon ve bilgi sistemi ve yenilik kavramlarını kavrar. 2) Yeniliklerin kırsal alanda ve tarımsal üretimde önemini ve değerini

öğrenir.

3) Yenilikçilik ve Yeniliklerin Benimsenmesi Sürecini kavrar. 4) Yeniliklerin Benimseme Sürecini ve Aşamalarını öğrenir.

5) Benimsemeyi Etkileyen Faktörleri ve Yeniliklerin Yaşam Sürecini öğrenir ve konuyla ilgili isabetli yorumlarda bulunur.

6) Yayımda yeniliklerin uygulama alanındaki etkisini artırmada enformasyon ve beceri kazanır.

1. GİRİŞ

Günümüzde bilim ve teknolojide ulaşılan yüksek düzey tarım sektörünü de etkilemiş ve tarımsal faaliyetin üretim sitemlerinin yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Bu değişimin sürdürülebilir, kalıcı ve birey ile ülke yararına olabilmesi için insan kaynaklarının geliştirilmesi üzerinde önemle durmak gerekmektedir. Bu nedenledir ki; ülkeler sahip oldukları insan kaynağını geliştirmek üzere sürekli uğraş içerisindedirler. Çünkü sahip olunan insan kaynağının niteliklerinin geliştirilmesi kaynakların rasyonel ve etkin kullanımına önemli katkılar sağlamakta, bu ise ülkelerin kalkınmasına pozitif etkiler yapmaktadır. Ancak bir toplumdaki insan kaynağı ne kadar üstün bilgi ve becerilerle donanmış ise; o toplumun bilgi-teknoloji üretme gücü de o ölçüde yüksektir, denilebilir. Ayrıca nitelikli insan gücü dışarıdan ulaşan yeniliklerin amaca uygun ve rasyonel kullanımı bakımından da önemli yararlar sağlamaktadır.

Günümüzde artık bilgi ve teknolojinin üretimi ve rasyonel kullanımı, gelişmişliğin en önemli göstergelerindendir. Gelişmekte olan ülkelerde genellikle aynı ülke içinde farklı gelişmişlik düzeyine sahip kesimler görmek mümkündür. Bir örnek olarak kırsal alanda yaşayan kırsal nüfus, kentsel alanlarda yaşayanlara göre(kendini geliştirme olanakları bakımından) önemli olumsuzluklara sahiptir. Bu durum kırsal nüfusa ulaşılmasını ve onların eğitim- yayım hizmetlerinden yararlandırılmalarını gerekli kılmaktadır (Özçatalbaş, 2001). Dünden bugüne hemen her ülkede kırsal nüfusun daha iyi yaşam standartlarına ulaştırılması için, üretim tekniklerinin geliştirilmesi ve yeniliklerin kırsal alanda yaygınlaştırılması üzerinde önemle durulmaktadır. Ülkeler, tarım politikalarında temel bir amaç olarak, kırsal nüfusun yaşam standarını (refah düzeyini) yükseltmek gibi temel bir konuyu ele almaktadırlar. Bu nedenle devlet, kırsal alandaki mevcut üretim biçimine (yeni teknoloji ve düşünceleri kırsal topluma sunarak) müdahale eder ve kırsal alanda değişim için ortam hazırlar. Bugün Kamu’nun bu amacı gerçekleştirme yönündeki gayretleri devam etmekle birlikte, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yeniliklerin kırsal alana ulaştırılmasında, üretici örgütlerinin ve özel sektörün rolünün yükseldiği görülmektedir.

2.YENİLİK KAVRAMININ KAPSAMI

Yenilik kavram olarak, bireyin geçmiş yaşantısında duymadığı ve karşılaşmadığı bir fikir veya uygulamayı ilk kez algılaması olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla yenilik subjektiftir, bireyin ilk kez gördüğü, duyduğu ve algıladığı her şey, o birey için yenilik özelliği taşımaktadır (Rogers, 2003). Söz konusu yenilik çok önceden başka toplumlardaki bireyler tarafından bilinse, hatta kendi yaşadığı toplumdaki diğer bazı bireyler tarafından da bilinse dahi, eğer birey bunu ilk kez algılıyorsa, bu durumda bu birey için bir yeniliktir. Günümüzde gelişmekte olan bir çok toplum için kablosuz iletişim teknolojileri, biyoteknoloji çalışmaları, hassas tarım uygulamaları ve internetin yayımda kullanılması(cyber extension) gibi konular yenilik olarak kabul edilebilir.

Ayrıca teknolojinin üretildiği ülkelerde sözkonusu teknoloji başlangıçta o ülkede yaşayanlar için yenilik olarak algılanır. Daha sonraki dönemlerde yaygınlaşmayla birlikte sözkonusu yenilik “yeni olma” özelliğini kaybeder.

Yenilikler toplumdan topluma ve zamana göre değişime uğrar. Örneğin radyo-televizyon ve telefon gibi araçlar başlangıçta bir yenilik özelliği taşırken bugün bunlardan özellikle radyo ve televizyon artık birçok toplum için bu özelliğini kaybetmiş, akıllı cep telefonu ve internet gibi araçlar ise kaybetmek üzeredir. Ancak bu araçların hala ulaşmadığı toplumlar için yine de yenilik özelliği taşımaktadır (Özçatalbaş ve Gürgen, 1998). Yine günümüzde özellikle kırsal alanlarda yaşayanlar için kablosuz iletişim teknolojileri, internet kullanımı ve bilgisayar kullanımı, biyoteknoloji, hassas tarım ve uzaktan eğitim gibi konular yenilik olarak adlandırılabilir.

2.1. Tarımsal Enformasyon Kavramı

Enformasyon çiftçiler için yaşamsal öneme sahip bir kaynak olup, bu olmadığında mevcut ve diğer ilgili kaynakların en iyi şekilde kullanılması söz konusu olamaz (Fitzherbert, 1983). Enformasyonun birçok yönü vardır. özellikle üretimde ve ürün pazarlama işlevlerinde bir girdi niteliğinde olması önemlidir. Enformasyon, gübrelemeden sulama suyunun miktar ve zamanlamasına, üretimde ve girdi kullanımında riskin düşürülmesine kadar tarımsal üretimi etkilemektedir (Howard ve ark.,1996 ).

Bilgi ve enformasyon gıda güvenliğinin ve sosyo-ekonomik değişimin sağlanmasında ve kırsal kalkınmanın kolaylaştırılmasında temel unsurlarıdır (Munyua, 2000) hakkında getirerek için gereklidir. Çiftçilere yönelik olarak ekonomik içerikli enformasyon gibi diğer ilgili konuların da örneğin Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) programlarının etkili yürütülmesi de önemlidir (Brumfield ve Brennan, 1998). Tarımsal enformasyon devlet kurulumları, ticari şirketler, yabancı uzmanlar, tüketici lobileri, çeşitli özellikteki çiftçi grupları, aracı kuruluşlar ve diğer kurumlar oluşan karmaşık bir olgudur (Roling, 1988). Esasen tarımsal enformasyon sistemi (AIS); verimliliği arttırmak ve kalkınma için gerekli bilgileri elde etmeye yönelik entegre bir analitik araçtır (Taluğ, 1990). Bu çerçevede Röling (1988); üreten, dönüştüren, transfer ve konsolide eden, alınan ve geri besleme yapan tarımsal enformasyon sisteminin; üreticiler tarafından kullanılan bilgiyi destekleyerek sinerji oluşturacağı üzerine vurgu yapmıştır.

Enformasyon sisteminde ilgili birimler enformasyonu üretir, dönüştürür, aktarır ve enformasyonu alır. Bunun yanı sıra sistem süreç öğeleri arasındaki akışı sağlar ve bağlantı mekanizması olarak da işlev görür. Bu basit modele göre, bir tarımsal enformasyon sistemi üç ana unsurdan oluşmaktadır. Bunlar araştırma, yayım ve kullanıcı alt-sistemleridir. Sanayileşmiş ve hem de gelişmekte olan ülkelerde tarımsal enformasyon sistemi birçok bakımdan önemli bir değişim halindedir. Güncel piyasa koşullarında tüketici talebinin değişen yapısı içerisinde çevrenin korunması gibi önemli endişelere cevap aramak gerekmektedir. Bunun için çiftçilerin kendi tarım sistemlerinde değişiklikler yapması doğal olacaktır. Bu durum çiftçi eğitim düzeyinin, çiftlik yönetim becerisinin ve enformasyon ihtiyaçlarının da değişimine yol açmaktadır (Rolls ve ark., 1994). Bu kapsamda tarımsal enformasyon sistemi, tarımsal üretim ve tarım sektörüne ilişkin enformasyon toplamayı ve üretim verilerini elde etmeyi gerektirir. Bu çalışmanın ise, sürekli ve sistematik olarak yapılması gerekir (Özçatalbaş ve ark., 2004). Toplanan enformasyon aynı

zamanda bir değerlendirme sürecine tabidir, düzenlenen ve saklanan enformasyon belirli bir sistematik içinde ilgilenen insanlara (çiftçilere) iletilir. 2.2. Bilgi ve Enformasyonun Transferi

Bilgi, enformasyon ve veri birbirinden farklı ancak birbirini tamamlayan kavramlardır. Bunlar bir bakıma insan zihni tarafından işlenme derecesiyle birbirinden ayrılmaktadır. Bilgi bir bakıma anlamlı ve yararlı enformasyondur. Bilgi bireyin zihninde olup transfer edilemez ve enformasyon insanlar arasında mevcut bilginin dönüşümüne neden olmaktadır. İnsan duyu organları yoluyla alınan veriler zihinde işlenir ve sadece bu veriler, eğer yeni bilgi oluşturmaya katkı sağlarsa, enformasyona dönüşür (Röling, 1988). Bunun anlamı ise esasen iletişimdir (Demiryürek, 2001). Ancak enformasyon dışarıda bulunabilir ve transferi sözkonusudur. Dolayısıyla her ne kadar bilgi doğrudan transfer edilemese de veri ve enformasyon transfer edilebilir. Bu şekilde yenilikler aynı zamanda enformasyondur. Birey tarafından farkına varılan enformasyona anlam yüklenmeye başladığında bilgi oluşur.

Burada üretilen enformasyonun ilgili kesimlere ulaştırılması yönünde iki temel alan bulunmaktadır. Bunlar Tarımsal Enformasyon Sistemi (AIS: Agricultural Information System) ve Tarımsal Bilgi Sistemi (AKS:Agricultural Knowledge System)'dir. Sözkonusu sistemler insanlarla kurumlar arasında karşılıklı öğrenmeyi; tarımla ilgili teknolojiyi (bilgi ve enformasyonu) üretmeyi, paylaşmayı ve faydalanmayı teşvik etmek üzere önemli işlev görmektedir (FAO, 2000). Dolayısıyla esas olan üreticiler tarafından enformasyon ve bilginin etkin kullanımını sağlayarak, sistemin getirilerinden yaygın şekilde yararlanmayı sağlamak olamalıdır.

Buna göre tüm yeniliklerde olduğu gibi, her tarımsal yeniliğin de nesnel (materyal) ve enformasyon (fikir) boyutu vardır. Öyleki enformasyon boyutu olmayan hiçbir yenilikten söz edilemez. Buna karşılık birçok yenilik, materyal boyutu olmaksızın salt enformasyon boyutundan oluşur. Örneğin yüksek verimli tohumluk, kimyasal gübre ve ilaçlar ve damla sulama yöntemi gibi girdilerin elle tutulan gözle görülen fiziksel kısmı, materyal (nesnel) boyutu ifade eder (Taluğ, 1990). Yayım yaklaşımları, bilişim teknolojisi çözümleri, ekim nöbeti sistemleri, üretici örgütlenmesi yöntemleri ve planlama teknikleri gibi konular ise; salt bilgi boyutundan oluşan yeniliklere örnek olarak verilebilir. 3. YENİLİKÇİLİK VE YENİLİKLERİN BENİMSENMESİ

Yenilikçi (innovator) kavramı; yeniliklere karşı hızlı tutum geliştirme özellilği nedeniyle toplumdaki az sayıdaki birey için kullanılmaktadır. Dahası bireyin , içinde bulunduğu toplumun diğer bireylerine göre, yeni bir fikri erken benimseme derecesi, yenilikçilik olarak adlandırılmaktadır. Rogers (2003)’a göre yenilikçiler; yeni fikirleri denemek ve yenilik getirmek için hazır bekleyen gönüllü kimselerdir. Yenilikçiler ile karşılaştırıldığında, erken benimseyenler toplumsal sistemin sınırları ile daha sınırlıdır.

Yenilikleri benimseme kavramsal olarak, çoğu zaman karar verme, deneme ve uygulama kavramlarıyla karıştırılmaktadır. Hatta önerilen bir yeniliğin denenmesi bile söz konusu yeniliğin benimsendiği şeklinde yorumlanmaktadır. Oysaki yeniliğin denenmesine veya uygulanmasına karar

verilmiş olunması da yeniliğin benimsenmesi anlamına gelmez (Özçatalbaş ve Gürgen, 1998). Bu nedenlerle bu kavramların yerinde kullanımı üzerinde önemle durmak gerekiyor.

Karar verme, deneme ve uygulama kavramlarıyla benimseme arasındaki esas fark söz konusu yeniliğin sürekli uygulanmasıyla, yani yenilikten vazgeçme(cayma)olasılığının varlığıyla ilgilidir. Dolayısıyla benimseme geri cayma olasılığının kalmadığını ifade eden bir kavramdır. Bu nedenle yukarıda belirtilen üç kavram, bu geri cayma olasılığını içermediği için benimseme anlamında kullanılması doğru olmaz.

Birey için bir yeniliğin benimseme süreci sözkonusu yeniliğin mevcut uygulamalara göre değerlendirilmesiyle ilgilidir. Kişi genel olarak yeniliğe karşı olumlu veya olumsuz tepkisini hemen ortaya koymaz, belirli bir inceleme ve gözlemden sonra uygulamaya karar verebilir (Özçatalbaş ve Gürgen, 1998). Örneğin üretici yeni bir makineden haberdar olduğunda, onu hemen satın almaz, almaya çalışmaz. İhtiyaçlarını, sorunlarını, koşullarını, beklentilerini ve ailesinin düşüncesini dikkate alır, söz konusu yeniliğin maliyetini, sağlayacağı yararları, kendisine yükleyeceği riski inceler, araştırır ve bilgiler edinir. Bunları yapmak içinse zamana ihtiyaç duyar. İşte üreticinin bir yeniliği benimsenmesi için bir sürece ihtiyaç vardır ve bu süreç boyunca hangi evrelerin geçirildiği önemlidir.

4. BENİMSEME SÜRECİ VE AŞAMALARI

Bir yenilik topluma sunulmasından itibaren bireyler tarafından benimsenmeye başlanır. Bireyin yenilik hakkında bir mesajı ilk kez duymasından onu benimsemesine kadar geçen süreye yenilikleri benimseme süreci (adoption process) denir (Taluğ ve Tatlıdil, 1993). Böyle bir zaman dilimini (süreç) belirtmekteki amaç, genellikle kişilerin bir yeniliği duyar duymaz hemen o yeniliği benimsemediklerini anlatmak içindir. Yeniliğin birey tarafından benimsenebilmesi için, o yeniliğin mevcut uygulamalara göre avantaj sağlayacağı kanısı kişide oluşmalıdır. Yeniliklerin benimsenmesi için haberdar olma, ilgi duyma, değerlendirme, deneme ve benimseme’den oluşan 5 aşamalı bir süreç sözkonusudur. Her bir aşamada geçen süre yeniliğin özelliğine, sunuluş şekline ve kişinin özelliklerine göre çoğunlukla değişiklikler gösterir. Hatta bazı durumlarda risk üstlenmeyi seven, yeniliklere açık ve cesaretli üreticiler bu aşamalardan bazılarını atlayabilirler. Yeniliklerin fazla kullanılan bir sınıflandırmaya göre beş aşamayı gerektirmektedir. Burada da karışıklığa yol açmamak için bu 5 aşamalı süreç üzerinde durulmuştur.

Her bir aşamada geçen süre yeniliğin özelliğine, sunuluş şekline ve kişinin özelliklerine göre çoğunlukla değişiklikler gösterir. Hatta bazı durumlarda risk üstlenmeyi seven, yeniliklere açık, cesaretli üreticiler, bu aşamalardan bazılarını atlayabilirler. Dolayısıyla bunlar için süreç daha kısa sürede tamamlanabilir. Örneğin daha önce başka bir üreticinin arazisinde gördüğü bir yeniliği, tekrar deneme gereği duymadan uygulamaya başlayabilir.

Burada benimseme sürecinin aşamaları olarak verilecek konular olağan bir durumda karşılaşılması ve yaşanması olası durumu yansıtmaktadır. Buna göre bu aşamalar haberdar olma, ilgi duyma, değerlendirme, deneme ve

benimseme olarak sıralanabilir (Taluğ ve Tatlıdil, 1993). Şekil 1’de benimseme süreci aşamaları; Tablo 1’de ise bu aşamalara ait süreçler bir yenilik olarak kabul edilen “İkinci Ürün Mısır” tarımı üzerinden örneklenerek aşağıda paylaşılmıştır

Şekil 1. Benimseme Süreci Aşamaları

Tablo 1. Benimseme Süreci Aşamaları ve Örnek Olay (Özçatalbaş ve Gürgen, 1998) AŞAMALAR ÖRNEK SENARYO (Yenilik: 2.Ürün Mısır Tarımı)

a) Haberdar Olma ÇİFTÇİNİN DÜŞÜNCELERİ ve GELİŞMELER;

 Yenilik hakkında çiftçi ilk kez haberdar olur.

 Yeniliğin varlığından haberdar olunur. Bazı genel (ön) bilgiler elde edilir. Ancak bu bilgiler eksiktir, yeterli değildir.

 Bilgi Kaynağı: Tarım Bakanlığı Yayım Elemanı

Edinilen Bilgi; "- Buğdayı hasat ettikten sonra, 2.ürün mısır tarımı yaparak aynı araziyi tekrar değerlendirebilirsiniz.

Bu da her bir dekardan EK KAZANÇ elde etmek demektir (...TL/da)"

b) İlgi Duyma (Bilgi)  Duyulan yeniliğe ilgi

duyulmaktadır.

 Yeniliğin yararları ve uygulama için bilgi arayışı başlamıştır.

 Konu ile ilgili birilerini dinlemek, metinler okumak ve konuyu öğrenmek isteği vardır.

 Evet, Buğdaydan sonra ikinci kez ürün almak, ek gelir sağlar.

 Ancak aynı arazide iki kez ürün almak mümkün olabilir mi?

 Kimden, nereden daha fazla ve güvenilir bilgi alabilirim.

 Acaba! daha önce 2.ürün tarımı yapan, mısır eken kimse var mı?

 Arkadaşlarla konuşmayalım.

 Uzman Yayımcılarla konuşmalıyım.

 Girdi bayileriyle konuşmalıyım.

 Araştırma kuruluşlarıyla görüşmeliyim.

Haberdar Olma

İlgi Duyma

Belgede Tarımsal Yayım ve Danışmanlık (sayfa 129-134)