• Sonuç bulunamadı

Sunum ve Dinleyici ile Etkileşim

ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ

4. SUNUM HAZIRLAMA AŞAMALARI 1 Hazırlanma ve Planlama

4.2. Sunum ve Dinleyici ile Etkileşim

Bu bölümde etkili bir sunumun gerçekleştirilmesi için sunum sırasında yapılması gerekenler ele alınacaktır. Başka bir ifadeyle, hazırlama ve planlama aşamasında yapılanların uygulamaya konulması veya sunumun gerçekleştirilmesi aşaması üzerinde durulacaktır. Sunum esnasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar farklı başlıklar atında aşağıda sıralanmıştır.

Ruh hali

Sunum sırasındaki ruh haliniz etkili bir sunumun gerçekleşmesi için kritik öneme sahiptir. Sunumun başında heyecanlı olabilirsiniz. Bu normal bir durumdur. İlk birkaç dakika çok hızlı konuşmamaya dikkat edin. Yumuşak, kararlı bir ses tonuyla, katılımcılarla iyi etkileşim içinde güven veren bir açılış yapın. Unutmayın ki, ilk izlenim çok önemlidir. Ruh haliniz ile ilgili olarak en önemli nokta sunum sırasında duyulan kaygıdır.

Sunum kaygısı ve kaygının denetimi

İyi bir konuşmacının hiç heyecanlanmaması gerektiğine ilişkin bazı yanlış inançlar olabilir. Bu yanlış inançlar duygularınızın, bedeninizin ve sonuçta performansınızın en büyük düşmanıdır. Sunum esnasında yaşadığınız kaygı, performansınızı sergilemek durumunda olduğunuzda yaşadığınız bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur. Sunum yapacağınız kişilerin önüne çıktığınızda kalbinizin hızla çarpması, ağzınızın kuruması, soluk alıp vermede güçlük çekmeniz, ellerinizin ve bacaklarınızın titremesi veya kaskatı kesilmesi, sesinizin

çatallanması, terden

sırılsıklam olmanız,

söyleyeceklerinizi unutmanız yaşadığınız kaygının göstergeleridir. Ama bu durum tamamıyla normaldir. Bu belirtileri yalnızca siz yaşamadığınız için korkmaya grek yok. Tam aksine, sunum kaygısı kendinizi hazırlamanız için bir uyarılma yoludur. Kaygı üzerine yapılan araştırmalar, orta düzeyde bir kaygı durumunun ortaya konacak performans üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü, kaygı durumu ciddiye almanızı sağlar. Yani konuşmanızı yaparken ne çok yüksek düzeyde ne de çok düşük düzeyde kaygı işinize yarar. Sizin işinize yarayan orta düzeyde bir heyecandır. Öyleyse bu kaygıyı hiç yaşamamak yerine, ona yenik düşmemeniz ve kaygıyı belirli düzeyde tutarak onunla rahat etmeyi öğrenmeniz önemlidir. Sunum sırasında heyecanlanmanın normal olduğunu ve bir süre sonra geçeceğini kabul etmelisiniz. Böylesi bir kabul paniğinizi yatıştırır ve kaygınızı çıkarınız için kullanabilmenizi sağlar.

Hintli devlet adamı, hitabet ustası Gandi halk önünde yapacağı ilk konuşmasında, halkın karşısına çıktığı an heyecandan bayılır. Gandi'nin tekrar

kendine gelip konuşmasını yapması o gün için olası olmaz. Görüldüğü gibi tanınmış konuşmacıların bile sunumlarını yapmadan önce bu derece heyecanlanıyor olmaları daha sonra çok iyi konuşmacılar olamalarına engel değildir.

Ayrıca, sunum kaygısı belirtilerinin çok az bir bölümü dinleyici tarafından farkedilir ve farkedilen bu belirtiler, sunumun kalitesini fazla düşürmez. Ne yazık ki konuşmacı sesinin çatallandığını farkedince, dinleyicinin de bunu fark edeceğini düşünür. Bu konuşmacıyı huzursuz eder ve yeni rahatsızlıkların başlamasına, bedensel belirtilerin artmasına neden olur. Bu kısır döngü böyle devam ederse konuşmacıyı devam edemeyeceği bir noktaya götürebilir. Dinleyiciler büyük olasılıkla, konuşmacının sesi ilk kez çatallandığında, bunun üzerinde durmamışlardır. Küçük bir sunum kaygısı belirtisini, büyük bir soruna dönüştüren konuşmacının kendisidir.

Göz teması

Sunum esnasında göz teması hem sunucu için hem de katılımcılar için önemli bir durumdur. Sunucunun bakması gereken nokta ne tavan, ne yer, ne odadaki boş noktalar ve ne de sunum kartları olmalıdır. Sunucu katılımcılar ile doğrudan göz teması kurmalıdır. Katılımcılar ile kurulan göz teması, onların sunum ile etkileşimlerini artırır ve sunucuya anında geri bildirim sağlar. Büyük bir katılımcı grubunda herkes ile tek tek göz teması kurmanız mümkün olmasa da salonun farklı

yerlerindeki farklı kişilerle göz teması kurmaya dikkat etmek gerekir. Devamlı aynı kişi ile göz temasında

kalmak da uygun

değildir. Çünkü bu durum o kişi ile diyaloga girmişsiniz izlenimi

yaratabilir. Göz

temasının bir başka

faydası ise, sunucuya güven hissi vermesidir. Özellikle önceden tanınan birisi ile kurulacak göz teması sunucu için güven veren bir sahil gibidir. Bu nedenle önceden tanıdığınız birisi varsa size yakın oturmasını sağlayıp sunu esnasında onunla göz temasına girmeye çalışın. Onun olumlu ve sizi destekleyici göz teması sunum esnasında size özgüven aşılayacak ve performansınızı olumlu yönde etkileyecektir.

Sözel iletişim (Ses kullanımı ve tonlama)

Dinleyicilerin sizi sunumunuz süresince açık ve net bir şekilde duyabilmeleri gerekir. Sesiniz, cümleler sonunda alçalmamalıdır. Sesinizin müzikalite değerini yakalayıp, vurgulama, inişli çıkışlı bir tonlama ve hız ayarlarını iyi yapmanız durumunda katılımcılara içeriği daha etkin biçimde verebilirsiniz.

Görsel ve işitsel araçların kullanımı

Sesinizin ve paylaşacağınız görsellerin katılımcılara sağlıklı bir şekilde ulaşması için gerekli görsel ve işitsel araçlar kullanmanız gerekebilir. Örneğin, büyük bir salonda slaytlarınızı yansıtacağınız bir perde yeterli olamayabilir. Bu durumda bütün katılımcıların rahat görebilmesi için yeteri kadara projektör perdesi kullanılmalıdır. Aynı şekilde sesinizi ulaştırmak için mikrofon kullanmanız gerekebilir. En uygunu kablosuz yaka mikrofonu kullanmaktır. Çünkü hem hareket kabiliyetinizi kısıtlamaz hem de ellerinizi meşgul etmez. Bir diğer kullanışlı araç da, slaytlarınızı uzaktan değiştirebileceğiniz ve slaytlar üzerinde istediğiniz noktaları gösterebileceğiniz lazerli uzaktan kumandadır. Bu kumanda da sizi bilgisayar başında durmaktan kurtarır ve hareket kabiliyetinizi artırır. Başka bir ifadeyle sunum yaptığınız alanı daha etkin kullanmanızı sağlar.

Dilin kullanımı

Sunumlarda akademik bir dil kullanılmaya çalışılmalıdır. Akademik dilden kasıt, dinleyicilerin anlamayacağı kompleks bir dil değildir. Öncelikle katılımcıların seviyesini dikkate alarak bir dil kullanılmalı ama bu dil günlük dil kadar sıradan da olmamalı. Ayrıca, dil kullanımında edilgen yerine etken cümleler kullanılmalı ve dil duru, net ve anlaşılır olmalıdır. Örneğin, siz bazı yabancı kelimeleri biliyor ve hatta günlük dilde sıkça kullanıyor olabilirsiniz. Ama bu kelimeleri kullandığınız da dinleyicinin anlayıp anlamayacağını hesaba katmanız gerekir. Hazırlık aşamasında ilgili yabancı kelimelerin karşılıkları bulunarak katılımcılar için anlaşılır hale getirilebilir.

Yumuşak geçişler / vurgular

Sunum esnasında bir konudan başka bir konuya geçişlerde veya konu aralarında anlatılan ilgili fıkra ve hikayeler arasındaki geçişler, dinleyiciyi rahatsız etmeyecek şekilde ve takibi zorlaştırmayacak şekilde yapılmalıdır. Başka bir konuya geçildiğinde, katılımcı kolayca takip edebilmelidir. Bu da ancak ön hazırlıkta geçişler üzerinde iyi bir planlamanın yapılması ile mümkün olur.

Sunucunun yeri ve katılımcılarla mesafe

Tüm katılımcılara eşit uzaklıkta, rahat hareket edebileceğiniz bir konumda durup, sakince, yanlara veya ekrana yönelebilirsiniz. Katılımcılara bir metre mesafeyi korumak şartıyla yaklaşabilirsiniz. Bir metre, kişisel mahremiyet sınırıdır. Bu nedenle bir metre kuralını ihlal etmemekte fayda vardır. Sunu yaparken aşırı hareket edilmemelidir. Örneğin odada bir sağa bir sola durmadan yürüyerek hareket etmek, sık yapılan yanlışlardan biridir. Ne çok hareketsiz, ne de çok hareketli olmak üzere, dikkat dağıtmayacak şekilde hareket edilebilir.

Vücut dili

Sunumunuz süresince kendinden emin bir şekilde ayakta durun. Dinleyiciyi rahatsız edebilecek, hoş görünmeyen, belki sürekli yaptığınız el hareketleri ve tavırlarınızı kontrol etmeye çalışın. Özellikle soruların ve görüşlerin size yönlendirilmesinde mimik ve davranışlarınıza dikkat edin. Tahta

kullanımı veya diğer nedenlerle sırtınızı izleyicilere dönmekten kaçının. Ellerinizi bağlamayın veya gereksiz şekilde aşırı hareket ettirmeyin. Çoğu

zaman elleri nereye

koyacağınız ve nasıl tutacağınız konusunda tereddüt yaşayabilirsiniz. Elinizde tuttuğunuz bir şey yoksa bu bir problem olabilir. Bir elin en iyi dostu diğer eldir. Ellerinizi birbirine hafifçe dokundurarak kendinize

psikolojk destek

sağlayabilirisiniz. Eller cepte olmamalı veya arkada bağlanmamalıdır. Vucut dik ve izleyiciye dönük olmalıdır. Bacaklar ne çok kapalı ne de çok açık olmalıdır.

Görsel-işitsel araçların izleyici önünde kullanımı

Görsel ve işitsel malzemelerinizi yerinde ve kendinizden emin bir şekilde kullanmalısınız. Dinleyicilerinize görsel ve işitsel olarak sunduğunuz bilgileri kavramaları için zaman tanıyın. Video veya sesli bir materyal kulanacaksanız, geçişlerde zaman kaybetmemeye özen gösterin. Arada zaman kaybı olması katılımcıların sunumdan kopmasına neden olabilir.

Katılımcılar ile etkileşim

Sunucu olarak coşkunuz ve konunuza olan ilginiz, katılımcıların da konuya ilgi duymalarını sağlayacaktır. Sunumun bir paylaşım olduğunu katılımcıya hissettirmelisiniz. Katılımcıların etkileşimini sağlamak için dinamik bir tonla özetleyici sorular sorabilir, eş veya grup çalışmaları uygulayabilirsiniz. Böylelikle, izleyicileri aktif katılımcılar olarak canlı tutabilirsiniz.

4.3. Özetleme ve Geri Bildirimler