• Sonuç bulunamadı

IV. GENEL OLARAK YAYMA HAKKI VE UMUMA İLETİM HAKKI

1. Yayma Hakkı

şeklinde sunulmuş ise bu takdirde eser sahibinin çoğaltma hakkının ihlal edildiği söylenebilir224. Özellikle dijital tükenme ilkesi açısından önemli olan çoğaltmalar, eserin yeniden devri durumunda gerçekleşmesi zorunlu olan bu tür çoğaltmalardır.

IV. GENEL OLARAK YAYMA HAKKI VE UMUMA İLETİM HAKKI

eserin dağıtılması, Kanun’da ifadesini bulan “diğer yollarla dağıtmak” kapsamında değerlendirilecektir. Bu bağlamda örneğin, eserin aslı veya çoğaltılmış nüshalarının bağışlanması durumunda da eser sahibinin yayma hakkını kullandığından söz edilecektir231.

Belirtmek gerekir ki “yayma” kavramı ile “yayımlama” kavramı birbirinden farklı kavramlardır. FSEK m. 7 ile m. 23’ün karşılaştırılması ile bu iki kavram arasındaki fark da açıkça görülecektir232. FSEK m. 7’ye göre, “Bir eserin aslından çoğaltma ile elde edilen nüshaları hak sahibinin rızasiyle satışa çıkarılma veya dağıtılma yahut diğer bir şekilde ticaret mevkiine konulma suretiyle umuma arzedilirse o eser yayımlanmış sayılır.” İlgili maddeden hareketle denilebilir ki; yayımlama kavramı, eserin kamuya sunulma özelliğini ifade etmek için kullanılırken; yayma, eser sahibinin mali hakkına işaret eder233. Bir başka ifadeyle yayma, eser nüshalarının herhangi bir şekilde dağıtılmasına yönelik iradeyi ifade ederken; yayımlama, bu iradenin açıklanmasına yönelik fiilî durumu ifade etmektedir234. Bu açıdan yayma, eser üzerindeki ekonomik bir hakkın kullanılmasına; yayımlama ise eserin kamuya sunulmasına ve ilk kez alenileştirilmesine işaret etmektedir235.

Kanun’daki “satışa çıkarmak” terimi, eserin belirli bir bedel karşılığında mülkiyetinin devri amacıyla satışa sunulmasını ifade eder236. Bununla birlikte, buradaki

“satış” kavramının dar ve teknik anlamda satış sözleşmesi olarak anlaşılmaması gerektiği ifade edilmiştir237. Bu bağlamda bir şeyin temliki borcunu doğuran diğer sözleşmeler de örneğin; bağışlama veya trampa gibi, Kanun’da ifade edilen “satışa çıkarmak”

Baskı, Yetkin Yayınevi, Ankara 2001, s. 170. Yayma hakkının içerdiği yetkilere ilişkin detaylı açıklamalar için bkz. Tekinalp, Fikrî Mülkiyet, s. 187; Ateş, Hakların Kapsamı, s. 171-172; Küçükali, Canan:

Karşılaştırmalı Hukuk Işığında Fikrî Mülkiyet Hakkı Sahibinin Yayma Hakkının Tükenmesi, On İki Levha Yayınları, İstanbul 2020, s. 35 vd.

231 Kılıçoğlu, Fikrî Haklar, s. 258; Ateş, Hakların Kapsamı, s. 171.

232 Ayiter, s. 128.

233 Kaplan, s. 131.

234 Şahin, s. 118.

235 Ayiter, s. 128.

236 Ateş, Hakların Kapsamı, s. 171.

237 Ateş, Hakların Kapsamı, s. 171.

kapsamında değerlendirilmelidir238. Yine ABAD 2015 tarihli bir kararında; eserin mülkiyetinin devri, bir başka ifadeyle satışı, ile sonuçlanmasa da eserin bu amaçla reklamının yapılmasının ve satın alması için muhataba önerilmesinin de eser sahibinin yayma hakkı kapsamında olduğuna ve eser sahibinden izinsiz bir şekilde eserin reklamının yapılmasının yayma hakkının ihlali anlamına geleceğine karar vermiştir239.

Yayma hakkı çoğu durumda çoğaltma hakkını takip eden bir haktır240. Şöyle ki kural olarak; öncelikle eserin çoğaltılmış olması lazımdır ki, çoğaltılan bu kopyaları yaymak mümkün olsun241. Bu nedenle çoğaltma hakkı ve yayma hakkı arasında sıkı bir ilişkinin olduğu ifade edilmiştir242. Bununla birlikte, yaymanın gerçekleşmesi için mutlaka bir çoğaltmanın da gerçekleşmiş olması gerekmez243. Nitekim FSEK m. 23’e göre de bir eserin aslının yaymaya konu olabilmesi mümkündür244. Örneğin, bestecinin eserin orijinalini icracılara devretmesi245 ya da bir yazarın, kitabının aslını üçüncü bir kişiye

238 Ateş, Hakların Kapsamı, s. 172. Bağışlama, Ateş tarafından “satışa çıkarmak” kapsamında değerlendirilirken; Kılıçoğlu, eserin bağışlanmasını Kanun’da ifade edilen “diğer yolarla dağıtmak” eylemi bakımından örnek göstermiştir. Bkz. Kılıçoğlu, Fikrî Hakları, s. 259. Bununla birlikte, hangi eylem kapsamında değerlendirilirse değerlendirilsin, eserin mülkiyetinin devri ile sonuçlanan eylemler yayma hakkı kapsamındadır.

239 Judgement of the Court (Fourth Chamber), 13.05.2015, Case C-516/13, Dimensione Direct Sales Srl, Michele Labianca v. Knoll International SpA, https://curia.europa.eu/jcms/jcms/j_6/en/.

240 Başpınar/Kocabey, s. 110.

241 Ateş, Hakların Kapsamı, s. 174.

242 Erel, s. 172.

243 Tekinalp, Fikrî Mülkiyet, s. 186. Aksi görüş için bkz. Erel, s. 170; Şahin, s. 120. Yine Ayiter’e göre de çoğaltma eylemi, yayma yetkisinin kullanılması için zorunlu bir eylemdir. Bkz. Ayiter, s. 128-129.

244 Ateş, Hakların Kapsamı, s. 174. Bununla birlikte doktrinde, eserin çoğaltılmaksızın yayma hakkına konu olamayacağı dolayısıyla FSEK’te yer alan “eserin aslını” ifadesinin isabetli bir ifade olmadığı da belirtilmiştir. Bu konuda bkz. Erel, s. 170-171. Çelik’e göre ise FSEK m. 23’te yer alan “eserin aslı” ifadesi eserin ilk tespitini, bir başka ifadeyle ilk defa nesnelleştirilerek çoğaltılmış halini ifade etmektedir. Bu bağlamda yazara göre yayma eyleminin gerçekleşmesi için çoğaltma işleminin gerçekleşmesi zorunludur.

Ancak bu durum eserin aslının yaymaya konu olamayacağı anlamına gelmez. Bu yönde bkz. Çelik, s. 40.

Gerçekten de örneğin, bir oyunun canlı olarak icrasının yaymaya konu olabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle yayma hakkını düzenleyen FSEK m. 23/1’de “eserin aslı” ifadesi ile eserin gayrimaddi muhtevasının kastedilmediği sonucuna ulaşılabilir. Nitekim bu şekilde bir icra, zaten Kanun’da ayrıca düzenlenmiş temsil hakkı kapsamında değerlendirilecektir. Ancak, bu oyunun kaydedilmiş olması durumunda, oyunun ilk tespitinin kendisinde gerçekleştirildiği nesnenin yaymaya konu olabilmesi mümkündür. Dolayısıyla Kanun’da yer alan “eserin aslı” ifadesinin gereksiz olmadığını ve bu ifadenin eserin ilk tespitine işaret ettiğini kabul etmek daha yerinde bir yaklaşım olacaktır. Bu ilk tespit, bir oyunun icrasının kaydedilmesi durumunda olduğu gibi, eser sahibinin izniyle ancak ondan bağımsız olarak yapılabileceği gibi; bir yazarın kitap yazması durumunda olduğu gibi, bizatihi eser sahibi tarafından gerçekleştirilebilir. Reinbothe ve von Lewinski de WCT m. 6/1’de düzenlenen yayma hakkının, eserin yalnızca tek bir tespitinin bir başka ifadeyle yalnızca aslının varlığı durumunda da uygulanabileceğini ifade etmiştir. Bkz. Reinbothe/von Lewinski, s. 86.

245 Tekinalp, Fikrî Mülkiyet, s. 186.

devretmesi durumunda eser, çoğaltılmaksızın yayma hakkına konu olmuştur. Bu açıdan, aralarındaki sıkı ilişkiye rağmen, yayma hakkı ve çoğaltma hakkının ayrı ayrı incelenmeleri ve değerlendirilmeleri zorunludur246. Nitekim FSEK m. 20/1’de de mali hakların birbirine bağlı olmadığı ve bir mali hak üzerindeki tasarrufun diğer mali hakları etkilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir247.

FSEK m. 48/1’e göre, “Eser sahibin veya mirasçıları kendilerine kanunen tanınan mali hakları süre, yer ve muhteva itibariyle mahdut veya gayrimahdut, karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler.” İlgili hüküm uyarınca eser sahibi, yayma hakkını bir başkasına devredebilir. Bu devir işlemi esnasında eser sahibi yer ve zaman bakımından sınırlı bir şekilde yayma hakkını devredebilecektir. Örneğin; eser sahibi, kitabının yalnızca Türkiye sınırları içerisinde yayınlanması hakkını yayıncıya tanıyabilir ya da eserinin yurt dışında yayınlanması hakkını beş yıllık bir süre ile sınırlı olarak devredip yurt içinde yayınlanması hakkını saklı tutabilir248.