• Sonuç bulunamadı

10. Programın Temel Özellikleri

10.3. Yaşantı Odaklı Yabancı Dil Edinimi Programında Öğretmen

Öğretmen özellikle de okul öncesi öğretmeni çocuğun anne babasından sonra gerçek anlamda ilk öğretmenidir. 0-6 yaş gibi kritik bir dönemde öğretmene düşen görevler ve sorumluluklar öğretmenin alan bilgisi ve meslek tecrübesi ile sınırlandırılamayacak kadar çoktur. Öğretmenin en önemli özellikleri arasında toplumun değer yargılarını taşıması, çevresine saygı duyması, doğayı koruması, inançları ve kişiliği ile demokratik, örnek bir insan olması yer almaktadır çünkü öğretmen insanları kendine yaklaştıran kişi olmalıdır (Arı ve Deniz, 2008 s.229-230).

Öğretmen öğrenmeyi gerçekleştirmede öğrenciye rehberlik eden kişidir. Öğrenme öğrencilerin yaşantısı sonucunda meydana gelmektedir. Öğrenci üzerindeki en fazla etkiyi öğretmenin öğrencisine yaklaşımı belirler. Başarı yalnızca öğretmenin bilgisiyle değil öğretmenin öğrenciyi etkilemesiyle de ilişkilidir. Öğrenciler öğretmenin görünüş, konuşma, davranış ve derse verdiği önemden etkilenirler. Bu etkinin olumlu olması için ise öğretmenin

83

temiz ve sade giyimi, konuşmalarında tutarlı oluşu ve dürüstlüğü kısacası kişiliği hayati öneme sahiptir. Öğretmen kendisiyle barışık topluma ve dünyaya faydalı, sürekli öğrenen ve öğrendiklerini paylaşan yaşama etkin bir biçimde katılan ve bunu eğitimin bir parçası yapan insanı, doğayı, yaşamı seven, duyarlı, başarılı, üretken ve adeta bir oyuncu gibi her durumda öğretmenlik rolünü en iyi şekilde yerine getiren yegâne kişidir (Karataş, 2011 ss.161-162).

Öğretmen öğrenciyi iyi tanımalıdır; sevdiği sevmediği şeyler, hobileri, aile durumu gibi ona özgü şeyleri önemsemelidir. Ekvatorda öğretmenler öğrencileri soyadlarıyla çağırırlar ve genel olarak öğrencileri hakkında hiçbir şey bilmezler. Onları birer birey olarak değil bir grup olarak görürler. Yaşam için öğrenme felsefesinde ise bu akıl almaz bir durumdur. Sınıf içinde öğrenci merkezdir, her şey onun tarafından yapılmalıdır öğretmense sadece öğrencilerin etrafında onlara destek olmak için bulunan bir yardımcı ve yol göstericidir. Yaşam için öğrenme felsefesine göre sınıf eğlenceli bir yer olmalıdır. Öğrencinin sınıf arkadaşlarıyla etkileşime geçebileceği, sınıf içinde bir amaç doğrultusunda hareket edebileceği ve yabancı dil deneyimine katılabileceği bir ortam olmalıdır. Öğrenci sınıf içinde öğrendiği ya da edindiği her şeyi yaşamına katar (Mino-Garces, 2009 ss.81-89).

Her ülke çocuklarını huzur, güven ve barış dolu bir çevrede ihtiyaç duyduğu imkânları oluşturarak eğitmelidir. Bunu başarmada en büyük görev, aileden sonra öğretmene düşmektedir. Yaşamın ilk yedi yılında öğrenilenlerin ve kazanılanların, hayat boyu devamlılığını koruması düşünüldüğünde özellikle bu döneme hitap eden öğretmenlerin nitelik ve nicelik bakımından profesyonel becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Eğitim sosyal, kültürel, bilimsel, ekonomik ve teknoloji gibi birçok alanla ilgilidir. Öğretmen bütün bu ve diğer alanlardaki bilgilerini kendi kişilik özellikleriyle bütünleştirerek kullanmalıdır (Dağlıoğlu, 2012 s.40).

Öğretmenin yaşantı odaklı yaklaşım programında farklı rolleri vardır. Öncelikli rolü çocuğun yaşı gereği anne şevkatiyle ona yaklaşmak ve sevildiğini hissettirmektir. Sonraki en önemli görevi ise insan olarak iyi bir model olmaktır. Sabrıyla, özverisiyle, alandaki yetkinliğiyle, doğa sevgisiyle, kültürel değerlere bağlılığıyla, vatan millet sevgisiyle, manevi zenginliğiyle, duyarlılığıyla, eğlenceli ve araştırmacı kişiliğiyle, enerjisiyle, üretkenliğiyle, dürüstlüğüyle, iyi niyetiyle ve çevreye gösterdiği saygıyla ve özgüvenle yaşantıda başarılı ve mutlu olmak için bu en temel erdemleri iletişim becerilerini iyi bir şekilde kullanarak alçak gönüllülüğüyle ve hevesle taşıması programın başarılı olmasında belki de en önemli etkendir

84

(Korkmaz, 2012 s.169-172; Dağlıoğlu, 2012 s.43-51). Sınıfta sadece örnek kişiliğiyle ve bilgisiyle değil görünümü ve davranışlarıyla da model olan öğretmen duruşu, bakışı, hareketleri ve çocuklarla kurduğu göz kontağıyla çocuğun ilgisini sürdürmede önemli sorumluluklara sahiptir (Çalışkan ve Yeşil, 2005 ss.199-207).

Öğretmenler insanların daha iyi hedefler belirlemelerine, sonra da o hedeflere ulaşmalarına destek olurlar. Kendi başlarına yapabileceklerinden daha fazlasını yapabilmelerine, amaca odaklanıp daha hızlı sonuç almalarına, üretken olabilmeleri için yol ve yöntem göstererek topluma faydalı olmalarına katkıda bulunmak öğretmenin sahip olması gereken özellikleri arasındadır. Öğretmen sadece öğretmez. Farklı görevlerinin olduğunun da bilincinde olmalıdır. İşlerini iyi yapan öğretmenler, öğretme işinin öğrenmekten farklı bir kavram olduğunu bilirler. İyi öğretmenler, kendi bilgi ve birikimlerini çocukların gelişim özelliklerine göre en iyi şekilde aktarır. Aktif bir rol model olmak beceri gerektiren ve çok az insanın yapabileceği bir iştir. Rol modellik, ciddi anlamda bir farkındalık gerektirir. Erdem, öğrenme zincirinin en yüksek aşamasıdır. Bilgi ile başlar, beceri ile süregelir ve yetenek ile devam eder (Erkoç, 2010 ss.53-55).

Öğretmen sınıfta öğrencilerin aktivitelere katılımını kolaylaştıran kişidir. Sınıf içi bütün materyalleri hazırlayarak, öğrenciler hakkında onlara özgü özellikleri bilerek ve onlara yaşamları için gerekli olan her şeyi bilgisini inşa etmek için sunmaya çalışır. Öğretmenin öğrenciye inanması ve güvenmesiyle öğrenme potansiyeli geliştirilebileceği ilkesi önemlidir. Eğer öğretmen öğrencinin öğrenebileceğine olan inancını gösterirse, güçlükler ne olursa olsun yabancı dili konuşabileceğine öğrenciyi inandırırsa, öğrenci kendine güvenir ve bunu başarmak için elinden geleni yapar. Kendine güvenin, kendine saygının, içsel motivasyonun olmadığı durumlarda öğrenmeyi sağlamak çok güçtür. Yabancı dilde edinim-öğrenme süreci başarabileceğine inanan öğrencilerle başarıya ulaşır. Öğretmen öğrenciye baskı uygulamamalı ve yapılan hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu unutmamalıdır. Ekvator eğitim sisteminde, özellikle devlet okullarında, öğretmenlerin öğrencilerine güven duyan ve öğrencilerini umursayan bir öğretmenden çok bir patron ya da askeri bir idareci gibi davrandıkları görülmüştür. Yabancı dil olarak İngilizce öğreten bazı öğretmenler öğrencilerin hata yapmalarına izin vermemektedir. Hata yaptıklarında onları utandırmakta ya da kendilerine olan güvenlerini kıracak davranışlar sergilemektedir (Mino-Garces, 2009 ss.81-89).

85

Bir yöntemin başarısında öğretmene dair en önemli unsurlardan birisi, öğretmenin öğretilecek konu ve yapıları sonra da bunları nasıl öğreticeğine dair aktiviteleri ve materyalleri belirlerken kullanacağı yaratıcılık becerileridir ve ikinci unsur ise öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak öğrenci merkezli sınıf ortamı oluşturabilmesindedir (Richards ve Rodgers, 2001 s.247).

YOYDEP’da öğretmen otorite sahibi ve saygı bekleyen, takip etmesi gereken bir kitapla işlemesi gereken konuları yetiştirmeye çalışan bir öğretmen değildir. Sadece alacağı maaşın hatırına görevini yapan, bu nedenle de okulun kapısından çıktığında görevinin de bittiğini, bildiklerinin çocuklara yettiğini ve alanında gerekli eğitimi aldığını düşünen ya da bittiğine inanan birisi de değildir. Öğrenme için gerekli olumlu tutumların önemini gözardı eden, yaptıklarının doğru olduğunun onaylanması dışında sevilme kaygısı yaşamayan, alanında kendini geliştirmeyi öteleyen, çevresinde olup bitenlere duyarsız ve öğrenmenin psikolojisini anlamaktan uzak birisi hiç değildir. Bu özelliklerin tam aksine arkadaş canlısı, öğrencilerini önemseyen, onlara karşı duyarlı, sabırlı ve nazik olandır. Öğrencileri olduğu gibi kabul eden, yaratıcılıklarını teşvik etmek için öncelikle kendi yaratıcılığıyla model olan, kendini dürüstçe ifade edebilen ve öğretirken içgüdülerini bir kenara bırakmayan, öğrenciyi değil kendini eleştiren, özverili, maneviyatı güçlü, topluma faydalı olmaktan mutlu, eğlendirirken öğreten, öğretirken de öğrenen biridir (Cantor ve Corey, 1953 ss.270-283).

Öğretmenin farkındalığı çok önemlidir. Bir öğreticiden çok eğitici ve rehber olan öğretmen çocukların bireysel ve grup ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmalı; eğitim planını ve materyallerini bu ihtiyaçlara göre hazırlamalıdır. Yabancı dil öğretmeninin öğretilecek hedef dili iyi kullanması, tonlaması ve vurgularıyla diksiyonunun düzgün olması, akıcı konuşması, konuşurken dinleyicilerde hayranlık uyandırması, çocuğu dili kullanmaya yönelik teşvik edici desteğiyle, övgüyü ifade eden sözel ve sözel olmayan olumlu pekiştireçlerle öncelikle dili sevdirmesi gerekmektedir. Bunlar sağlandığında, çocukla ihtiyaç duyulan işbirliği kendiliğinden kurulacaktır. Yaparak ve yaşayarak eğlenceli bir şekilde planlanan etkinliklerde öğretmenin çocuklara seçme şansı vermesi onlara verdiği değeri ve duyduğu saygıyı somutlaştırmış olacaktır. Çocuk merkezli programlarda çocuğun söz hakkının olmadığı bir program düşünülemez (Dağlıoğlu, 2012 ss.47-48).

86