• Sonuç bulunamadı

5. Yabancı Dil Öğretiminde Yaklaşım ve Yöntemler

5.1. Dilbilgisi-Çeviri Yöntemi (Grammar-Translation 1800-1900-

Dilbigisi çeviri yöntemi yazılı olanı okumaya odaklıdır ve yazı dilinin konuşma diline üstünlüğünü savunur. Öğrenenler için amaç diğer dilde duyduklarını çevirebilmektir. Yabancı dil eğitiminin amacı iletişim kurmak değildir. Konuşmaya ve dinlemeye çok önem verilmediği gibi telaffuzun neredeyse hiçbir önemi yoktur. Öğretmen otoritedir. Hedef dilde verilenler anadile çevrilir. Gramer kuralları öğrenilerek dilin yapısı anlaşılır. Öğrenciler kelime ezberlerler ve dil öğrenimi zhinsel anlamda iyi bir egzersizdir. Öğretmenin amacı hedef dildeki yazılanları okuyabilmek ve öğrencilere dediğini yaptırmaktır. Öğrenciler onun söylediğini

32

söylediği gibi yapsın ki öğretmenin dile dair bilgilerini öğrenebilsin. Öğretme-öğrenme sürecinde öğrencilere gramer kuralları verilir ve onlardan bunları ezberlemesi söylenir. Kelime ve dilbilgisinin vurgulandığı bu yöntemde okuma ve yazma geliştirilmesi gereken temel becerilerdir. Sınıfta çoğunlukla kullanılan dil öğrencinin anadilidir. Hedef dildeki anlam anadil kullanılarak açıklığa kavuşturulur. Bu yöntemde kullanılan teknikler hedef dilde verilen edebi metinlerin çevrilmesi tekniği, bu metinlerle alakalı soru cevaplar, metinlerin içinde yer alan eş anlamlı ve zıt anlamlı kelimeler, bu kelimelerin cümle içerisinde kullanılması, bu metinle ilgili yazı yazma ve boşluk doldurma alıştırmaları ve ezberleme teknikleridir. Yöntemde kullanılan materyaller sınıf içi geleneksel malzemelerdir (sözlük, ders kitabı, tahta, vb.). Bu yöntem değerlendirilmesinde de anadilden hedef dile ya da hedef dilden anadile çevirilerin istendiği yazılı sınavlardır. Aynı zamanda öğrencilerin dilbilgisi kurallarını uygulamasına dair sorular sorulur. Kültür hedef dilin kültüründen sorular sorulmasıyla ele alınır. Bu yöntem öğretmenden değil de öğrenciden çok fazla şey beklediğinden dolayı öğrencilerde isteksizliğe ve gerilime neden olmuştur. Dilbilgisi tümdengelim yöntemiyle öğrenilir (Şenel, 2015 ss. 24-30).

Reform Hareketi (The Reform Movement) (Henry Sweet, Wilhelm Viötor & Paul Passy). On dokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru dilbilgisi çeviri yöntemi sorgulanmaya ve olumsuz eleştiri almaya başlamıştır. Avrupalılar arasındaki iletişim fırsatları yabancı dildeki sözel yetkinliğe ihtiyaç duymuştur. Fakat bunun yanı sıra dil öğretim uzmanları orta okulada öğretilen modern dillere dikkatlerini vermişler ve Milli Eğitim sisteminin bu beceriyi geliştirmede başarısız olduğunu görmüşlerdir. İşte bu noktada dil öğretimine en güzel örneğin çocuğun anadilini öğrenişi konu edilmiştir. Çocuğun öğrenmesine göre anlamın önemli olduğu ve çocukların içinde bulundukları durumdan ve konumdan ipuçları çıkararak söylenenleri anladığı bu nedenle de mimiklerin, vücut dilinin ve el kol hareketlerinin sınıf ortamlarında dili öğretmede fayda sağlayacağı görüşü dile getirilmiştir. Bu düşünceye göre de öğretme ilkeleri geliştirilmiştir. Dil öğretimindeki yeni yaklaşımlar bulmaya yönelik tüm bu çabalar reform hareketi olarak adlandırılmıştır. Reform hareketi çocuğun anadili ediniminden yani doğal ilkelerden yola çıkarak düzvarım yönteminin gelişmesine neden olmuştur (Richards ve Rodgers, 2001 ss.9-11). Bu reform hareketlerinin sonucunda Dilbilgisi-Çeviri Yöntemini geliştirmeye yönelik Düzvarım Yöntemi ortaya çıkmıştır.

33

5.2. Düzvarım Yöntemi (Direct Method 1890-1930) (L. Sauveur)

Yöntemden çok yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre yabancı dilin çeviri yapılmadan ya da öğrencinin anadili kullanılmadan dilin öğretilebileceği savunulur. Bu yönteme göre gösteri ve hareketle anlam çıkarılabildiğinde ve dil aktif bir şekilde sınıfta kullanıldığında en iyi şekilde öğrenilir. Dilbilgisi kurallarının açıklamasına odaklanarak bir sonuca varılmaz. Öğretmenler doğrudan ve eş zamanlı olarak yabanci dilin kullanımını sınıf içinde teşvik etmeli ve öğrenciye farkına varmadan dilbilgisi kurallarını kazandırmaıdır. Mimikler, vücut dili, görsel örneklemeler ve resimler kullanılarak yeni kelimeler öğretilebilir. Kültürün güzel sanatlardan fazlasını oluşturduğunu düşünülür. Nesneler öğrencilerin söylenenleri anlamasına yardımcı olmasını sağlar. Yapılan hatalarda öğrencinin kendini düzeltme imkânları verilerek ele alınır. Yazma becerisi sonradan geliştirilmesi gereken bir beceridir. Öğretmenin amaçlarına gelince anlaşılmayanı anlatmak için açıklamalar ya da çeviri yapmak yerine yaratıcılığını kullanıp görsel ipuçları vererek öğrencilerin anlamasını kolaylaştırmak, öğrencilerin yabancı dilde düşünmesini sağlamak ve öğrenciye yönergeler vermek yerine öğrenciyle birlikte hareket ederek onların konuşulanlardan anlamı çıkarmasını sağlamaktır. Kurallar verilip cümleler istenmek yerine dilbilgisi yönteminin tersine cümleler verilip dilbilsi kurallarını kendisi çıkarması beklenir. Kültür düzvarım yönteminde yabancı dili konuşan ülkenin insanları ve coğrafi konumuyla ilgili onların günlük yaşamlarını anlatan bilgilerin paylaşılmasıyla işlenir. Dört becerinin de önemli olduğu bu yöntemde konuşma becerisi ve bununla ilgili olan telaffuz, tonlama ve vurgu gibi öğeler daha ön plana çıkar. Yapıları tekrar etmek için yapılan konuşma alıştırmalarının ve öğrencinin kendi yaptığı hatayı fark etmesini sağlayan hata düzeltme tekniklerinin yanı sıra kısa cevapların kabul edilmediği yapıları kullandırmak amaçlı soru- cevap teknikleri ve beden dili kullanılarak anlamın açık bir bir hale getirildiği sesli okuma teknikleri vardır. Örnekler verilerek dilbilgisi kurallarının fark edilmesinin sağlayan boşluk doldurma teknikleri de kullanılan teknikler arasındadır. Değerlendirme aşamasında öğrencilerin yabancı dili kullanması istenir. Konuşma becerilerinin gelişmesinde değinilen en önemli ilkeler arasında; yanlışları tekrar etmek yerine doğru şekliyle düzelterek söylemek, kelimeleri tek tek vermek yerine cümleler içinde vermek, konuşma yapmak yerine sorular sormak, kitap kullanmak yerine ders planı kullanmak tercih edilmelidir. Ordan oraya atlamak ve çok hızlı gitmek yerine öğrencinin hızına göre kendini ayarlamak, çok yavaş, hızlı ya da yüksek sesle konuşmak yerine ise normal ve doğal konuşmak ve sabırlı olmak tercih edilmelidir. Bu yöntemde kullanılan materyallerin başında resimler ve objeler gelir. Mimikler beden dili ve

34

hareketleri de özellikle öğretmen tarafından sıkça kullanılmaktadır (Rodgers ve Richards, 2001 ss.11-13; Yavuz, 2015 ss.42-49).

5.3. İşitsel-Dilsel Yöntemi (The Audiolingual Method, 1950-1970)

Düzvarım yönteminin genel bir yeterlilik düzeyinde çok fazla zaman alması nedeniyle dilbigisi çeviri yöntemi yerine okuma becerisini geliştirmeye odaklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmuştur. Amerikanın İkinci Dünya Davaşına katılmasıyla diğer dilleri de konuşabilecek insanlara ihtiyaç duyulmuştur. Yapı, sesletim ve konuşma alıştırmalarının verildiği iki yıllık programda, hükümet asgari personeli yetiştirmeyi hedeflemiştir ve öğrencilere İngilizce öğretilmesi için çalışmalar başlatmıştır. İşitsel-Dilsel yötemde anadilin olumsuz etkisine maruz kalmamak için ve alışkanlıkların bu dile aktarılmaması için ana dil mümkün olduğu kadar az kullanılmaya çalışılmalıdır. Yabancı dil kurallarının açıklanmasının vakit kaybı olduğuna inanılır. Yapılması gereken tek şey kuralların anlaşılması için yerinde, anlamlı ve bir bağlam içerisinde kuralların verilmesi gerektiğidir. Tıpkı çocuğun anadilini öğrenirken kurallarla ilgili bigilendirilmediği halde çocuğun anadilini doğru ve akıcı bir şekilde konuşması gibi. Dil daha çok sözlü iletşimi kurma aracı olduğundan konuşulanların yaşamla ilişkisi önemlidir. Günlük hayattan uzak yapılar ya da cümleler dilin öğrenimini ve doğal ortamda kullanımını zorlaştırır. Öğretmenin en temel görevi yabancı dilde iyi bir model olmaktır. Çünkü öğrenciler tıpkı anadilde öğrencinin yaptığı gibi modeli taklid edecektir. Amacın iletişim kurmak olduğu bu yöntemde öğretmen öğrencileri yönlendirir ve hedef dilin kültürüyle ilgili öğrencileri bilgilendirir. Bu yöntemde kullanılan materyaller resim, film, CD ve ders kitaplarının yanı sıra gerçek objelerdir. Soru-cevap alıştırmaları, diyalog tamamlama ve ezberleme, öğrencileri etkileşime yönlendiren zincirleme alıştırmaları, tekrar etme ve parçalara ayırma gibi teknikler kullanılmaktadır (Richards ve Rodgers, 2001 ss.51-59; Yeşilel ve Başak, 2015 ss.60-70) .

5.4. Tüm Fiziksel Tepki Yöntemi (The Total Physical Response) (James Asher)

Bu yöntem yabancı dilin yine çocuğun anadilini öğrenir gibi yeterli girdiyle yani dinleme ile öğrenebileceğini savunmaktadır. Dinlediğini anlama önemlidir. Bu yüzden anlama yaklaşımı da denir. Tıpkı bir bebeğin aylarca etrafındaki insanları dinlemesi ve tek bir kelime etmeden duyduğu seslerden bir anlam çıkarmaya çalışması gibi ve sonrasında da kendini hazır hissettiğinde konuşmaya başlaması benimsenmiştir. Fiziksel etkinliklerle ve doğal dil öğrenim sürecini düşünerek öğrenciyi konuşmaya zorlamamak ve ona konuşabilmesine yardımcı olacak

35

anlamlı ve doğru girdileri sağlamak gerektiğine inanılır. Bu yöntemde çok sayıda sınıf içi etkinlikler yer almalıdır. Sınıf içinde öğretmenlerin verdiği yönergelere fiziksel tepkiler verilir. Fakat bu sırada öğretmen verdiği yönergelere kendisi de uyar. Bu sayede söylenen ve yapılan örtüşür ve bu da dilin öğrenilmesini sağlar. Aynı inanış çoklu zekâ kuramında da vardır. Bunların yanı sıra hareketlerin sürekli tekralanması tekrarlanırken de ne olduğunun söylenmesi iz kuramıyla ilişkilidir. Psikolojideki bu kurama göre bu tarz öğrenme bisiklet sürmeyi öğrenme gibidir. Yıllarca sürmeseniz bile bisiklet sürmeyi asla unutmazsınız. Söylenenler fiziksel davranışlarla birleştiğinde öğrenmede kalıcılık gerçekleşmektedir. Bu yöntemde dili öğrenmek değil edinmek vurgulanır. Bu yöntem başarı ve kaygı seviyesinin düşüklüğünün öğrenmeyi kolaylaştırdığını, emir cümlelerinin güçlü bir dilbilgisi aracı olduğunu, yapılan yanlışların fark edilmeden yapılması gerektiğinin orjinalliğinin motive edici olduğunun ve eğlenerek öğrenmenin dil öğreniminde etkili olduğuna inanılmaktadır. O yüzden öğretmenin amacı yabancı dilde iletişim kurmayı sağlamak onların stresini azaltmak ve onlara iyi bir model olmaya çalışmalıdır. Öğrenci öğretmeni taklit eder ve kendisiyle hem bireysel hem de grup olarak etkileşimde bulunan öğretmeni iyi gözlemleyerek söyleneni yapmakla öğrenme sürecindeki görevini yerine getirir. Bu yöntemde ilk tanışmada anadil kullanılmasına rağmen dersler başladığında anadil kullanılmaz. Bu yöntemin teknikleri rol yapma, komut verme ve vücudu kullanmadır. Materyallere gelince de herhangibir ders kitabı kullanılmaz çünkü öğretmenin mimikleri, vücut dili, sesi vurgusu ve tonlaması, yeterli girdiyi sağlamaktadır. İlerleyen derslerde ise gerçek objeler ve kelime tabloları ya da slaytlar ve sınıf içinde varolan her şey aktiviteler için kullanılır (Richards ve Rodgers, 2001 ss.73-77; Bekler, 2015 ss.150- 160).