• Sonuç bulunamadı

Teknik öğretme yöntemini uygulamaya koyma şekli ve sınıf içinde gerçekleştiren herşeydir. Bireysel öğretim teknikleri arasında bireyselleştirilmiş, programlı, problem çözme ve bilgisayar destekli öğretimden sözedilirken grupla öğretim tekniklerinden beyin fırtınası, gösteri, soru-cevap, drama ve rol yapma, benzetim, ikili ve grup çalışmaları, eğitsel oyunlar ve mikro öğretim yer almaktadır (Demirel, 1995 s.55).

6.1. Bireyselleştirilmiş Öğretim

Bireysel farklılıklar öğrencilerin öğrenme ile ilgili birçok yönünü ortaya çıkarmaktadır. Bu farklılıklar onların öğrenme hızında, öğrenme stillerinde, ilgi ve ihtiyaçlarında ortaya çıkacağı gibi, geçmiş ve şimdiki yaşantılarında da kendini göstermektedir. Burada öğretmene düşen görev, öğrenen-merkezli bir sınıf ortamı oluşturmak ve çevresiyle etkileşime girerek kendi kimliğini kazanan öğrencilere kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu almaları için fırsat vermektir. Geleceğin öğrencileri kendi öğrenimlerinde söz sahibi olan kişiler olmalıdır (Demirel, 2015 s.142; Senemoğlu, 2013 ss.435-437).

6.2. Programlı Öğretim

Skinner’ın pekiştirme ilkelerine dayanarak oluşturulmuş bu öğretim tekniği yabancı dilde ülkemizde pek de uygulaması kolay olmayan bir tekniktir. Bu teknik, küçük adımlarla, öğrencinin etkin katılımı ile onları motive edecek bir başarı ilkesinin belirlendiği ve hataların anında düzeltilmesi gerektiği bir eğitim modelidir. Bilişsel eğilimli öğretmenlerden çok davranışçı eğilimli öğretmenler tarafından kullanılan bu modelin temel özellikleri arasında; ünitelerin arka arkaya biri öğrenildikten sonra diğerine geçecek şekilde sıralanması, öğrencilerin kendilerinden beklenen davranışları net bir şekilde göstermeleri, gösterdiği tepkiyle ilgili doğru ya da yanlış olduğuna dair geri dönütün sıcağı sıcağına verilmesi,

45

öğrencinin bir konudan diğerine geçmesinde kendi hızını kendisinin belirlemesi ve tam olarak öğrenemediği bir konuda onu öğrenmeden diğerine geçmemesi olarak sıralanabilir (Demirel, 2015 s.142; Senemoğlu, 2013 ss.429-432).

6.3. Problem Çözme

İnsan hayatı çözülmeyi bekleyen farklı farklı problemlerle doludur. Birey problemlerini çözebildiği sürece hayata uyumu kolaylaşır. Bu becerinin insanların hayatında ne kadar önemli bir yeri olduğunun farkında olan eğitimciler okullarda bu tekniğin kullanılması gerektiğini belirtmektedir (Büyükkaragöz, 1997 s.72). Problem çözme tekniği, öğrencinin aktif olarak katılması, bilginin kalıcılığı, bilişsel ve duyuşsal öğrenmeyi içine alan ve kaynak yönünden zengin, hatalardan öğreten, öğrencileri problemleri çözmeye yönelik düşünmeye sevk eden, sonraki karşılaşılacak sıkıntılara nasıl çözüm getirecekleri ile ilgili deneyimler sunan ve John Dewy’in genel problem çözme yöntemindeki beş aşamaya dayanan bilimsel bir tekniktir. Öğretmenin tecrübeli olması, fırsat eğitiminden faydalanarak zamanı iyi kullanması, yaratıcılığı geliştirmeye yönelik farklı çözüm önerilerini teşvik etmesi, problemleri öğrencilerin yaşına ve seviyesine göre seçip sunması tekniğin başarılı olması açısından önemlidir (Küçükahmet, 1997 ss.71-72).

6.4. Bilgisayar Destekli Öğrenme

Öğrencinin bilgisayar programları aracılığıyla öğrendiği ve yine bilgisayar programlarıyla kendi kendini değerlendirebildiği tekniktir. Kişiye özel programlar, övgüler, düzeltmeler, hatırlatmalar ve etkinlikler düzenlenebilir. Bilgisayar, öğrenme sürecinin başından sonuna kadar sürece dair her türlü bilgiyi daha çabuk, düzenli ve kolay muhafaza etmektedir. Bigisayar destekli öğrenme en çok ilkokul öğrencilerinin başarılarını etkilemektedir. Bunun nedeni ise ilkokul çocuğu için bilgisayarı ilgi çekici ve oyun ortamı sunan bir araç olmasından kaynaklanmaktadır. Yapılandırılmış bir eğitim programı kullanması, öğrencinin kendi öğrenme hızını istediği gibi ayarlayabilmesi, anında yaptığı dönütlerel öğrencilere kendini kontrol etme fırsatlar ve yanlışlarını düzeltmede seçenekler sunması ve öğrenci başarısını en kısa zamanda ölçmesi bu programın özelliklerindendir (Senemoğlu, 2013 ss.433-435).

6.5. Beyin Fırtınası

Bir konu hakkında mümkün olduğunca çok fikir üretmek ya da bir soruna farklı farklı birçok çözüm getirmek, bunu yaparken yaratıcılığın kullanılmasını ve hayal gücünün harekete geçirilmesidir. Benzer olaylardan yararlanarak, düşünce ilişkileri ile dezavantajları avantajlara

46

dönüştürerek teknikten en üst düzeyde fayda sağlanabilir (Demirel, 1995 ss.56-57). Teknikte önemli olan fikirin yanlış ya da doğru olması, iyi ya da kötü olmasından değil, çok fazla fikir üretmektir. Konuların öğrencilerin ihtiyacına, ilgisine göre seçilmesiyle keyifli ve aktif olarak katılımlarının gerçekleşeciği bir ortam oluşturulabilir. Pratik düşünceyi geliştirir, öğretmenin ortaya atılan düşünce ve çözüm önerilerini heyecanla ve hevesle karşılaması öğrencilerin motivasyonunu ve ilgilerini arttıracaktır. Beyin fırtınası aynı zamanda etkili bir problem çözme tekniğidir (Yılmaz ve Sünbül, 2000 ss.195-198).

6.6. Gösteri

Gösteri tekniği, bir izleyici kitlesinin önünde hem görsel hem de işitsel iletişimin kullanılarak bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek için kullanılan tekniktir. Hem görsel hem de işitsel iletişimin kullanıldığı teknikte bir işin nasıl yapılacağı gösterilir ya da açıklanır. Gösteride kullanılan materyalleri sadece gösteriyi yapan kişi temin edeceğinden ekonomiktir, gösteri amacından çıkmamalı, karmaşık olmamalı, çok fazla planlama ve hazırlık süreci gerektirmemelidir. Bir işin en iyi nasıl yapılacağını gösterdiği için yararlıdır (Küçükahmet, 1997 ss.73-78). Gösterilerin her zaman öğretmen tarafından yapılması gerekmez. Gösteri tekniğini öğrencilere de kullanmaları için fırsat vermek onların da yeteneklerini geliştirmelerini ve arkadaşlarıyla iletişime geçmelerini sağlayacaktır (Demirel, 1995 ss.57-58). Yeni bilgi ve beceri kazandırmada en etkili tekniklerden birisi olan gösteri, izleyenlerin çok sayıda duyu organına hitab eder (dinleme, bakma ve materyale dokunma, vb) özellikle sınıf dışı ortamlarda bu teknikten faydalanılabilir çünkü psikomotor davranışların öğretiminde en etkili tekniklerdendir (Yılmaz ve Sünbül, 2000 s.161).

6.7. Soru-Cevap

Öğretmenin hazırladığı soruları öğrencilerin cevapladığı teknikte öğretmen neyi ne zaman soracağını iyi bilmelidir. Öğrencilere sorduğu sorularla bildiklerinin hatırlatmayı ve hatırladıklarıyla düşünmeyi, düşündükleriyle de yaratıcılıklarını kullanmayı sağlayan bir tekniktir. Yanlış cevaplarda öğrencinin hevesini kaçıran ve kendine güvenini yaralayıcı müdahaleden, sözlü ifadeden ve davranıştan kaçınmak gerekmektedir ve bu konuda öğretmene düşen görev büyüktür. Soruların öğrencilerin seviyesine ve yaşına uygun olmasının yanı sıra kolay, kısa ve net olması anlaşılmalarını kolaylaştıracaktır. Sorular istenen cevaba göre şekillendirilerek belirsizlikler önlenmelidir. “Evet” ve “hayır” gibi cevaplar isteyen sorulardan çok soru kelimelerinin kullanıldığı ve öğrencilerin bildiği kelimeleri içeren sorular sorulmalıdır.

47

Sorulara verilen cevaplar öğretmen tarafından hevesle ve heyecanla dinlenmeli ve öğrenciler cevaplamak için yüreklendirilmelidir (Küçükahmet, 1997 ss.67-71). Her dersin öğreniminde kullanılan bu teknikte doğru cevaplar pekiştirilmeli yanlış cevaplar ise doğrusu tekrar edilerek düzeltilmelidir ya da ipuçları verilerek öğrencilerin bulmasına yardımcı olunmalıdır. Soru soran kişi sadece öğretmen olmamalı, öğrenciler hem öğretmene hem de birbirine soru sorabilmelidir (Demirel, 1995, s.59). İyi öğretme ve öğrenme soru sormayı gerektirir. Bu teknik bütün hedef- davranış seviyelerinde ve farklı öğretim yöntemlerinde kullanılabileceği için çok farklı soru- cevap çeşitleri vardır. Tekniği kullanırken soru sayısı ve zamanlama ile ilgili planlama iyi yapılmalı ve sınıf içinde önce gönüllülerden başlayarak her öğrenciye cevap verme fırsatı verilmelidir (Yılmaz ve Sünbül, 2000 ss.148-153).

6.8. Rol Yapma ve Drama

Rol yapma ve drama oyunla öğretim yöntemlerinde kullanılan tekniklerdir. Rol yapma da kendini diğerinin yerine koyma yani empati kurma, gözlem yapma, uygulama esnasında duygularını ortaya çıkarma, günlük yaşamdan olayları seçerek yaşamla tutarlı olma, hayal ürünü olaylara da yer vererek yaratıcılığı geliştirme gibi pek çok beceri ve durum söz konusudur. Dramada ise etkileşim ve iletişim temel öğelerdir. Öğrenci-merkezli bu teknikte, yaşayarak öğrenme vardır. Tekniğin uygulanmasındaki asıl amaç öğrencilerin kendilerini ifade edebilmelerini, hayatı çok yönlü algılamalarını ve yaratıcılıklarını kullanmalarını sağlamaktır (Yılmaz ve Sünbül, 2000 ss.167-174).

6.9. Benzetim

Sınıf içinde yapılan işlemlerin bütünü olan ya da bir öğretim yöntemini uygulamaya koyma biçimi de denilen benzetim yöntemi diğer adıyla similasyon sınıf içinde bir olayı gerçekmiş gibi farz edip üzerinde çalışılmasına imkân tanıyan bir tekniktir. Pilotların suni koşullarda aldıkları eğitimler ya da doktorların kadavra üzerindeki çalışmaları bu tekniğe örnek olarak gösterilebilir. Öğrenciler yaşayarak öğrenirler çünkü problemler ya da durumlar gerçek yaşamdan alınırlar. Böylece bireyleri ileriye hazırlar, duyarlılık oluşturur, problemleri çözme, iletişim, analiz ve sentez yapabilme becerilerinin yanı sıra davranışlarını ve tutumlarını geliştirir (Yılmaz ve Sünbül, 2000 ss.204-207; Demirel, 1995 ss.62-63). Öğretmenin tekniği kullanırken öğrencilere amacı hatırlatması, ilke ve kuralları öğretebilmek için tekrarlar yapması gerekmektedir. Öğrencinin kendi kendine karar vermesini ve yaratıcılığını desteklemesi nedeniyle yeterli çalışma alanı sağlanmalı, eğitimin sonunda da genel bir değerlendirme

48

yaparak gerçek yaşamda konuyla ilgili başarılarını desteklemelidirler. Hatalar yapıldığı anda bunların doğrusu açıklanmalı ortaya çıkabilecek gerçek ortamlardaki sorunlar önlenmelidir. Gerçek durumun aynısı oluşturulamaz, bu nedenle olaylar biraz daha basite indirgenmiştir. Problem çözerek, karar vererek ve bunları bir etkinlik içinde yaparak öğrencinin keyif almasını sağlar ve ona bir nevi ustalık kazandır (Küçükahmet, 1997 ss.97-100).

6.10. İkili ve Grup Çalışmaları

En az iki, en çok da on kişinin yer aldığı çalışmalarda öğretmen önce yapılacaklarla ilgili öğrencileri bilgilendirir, grup üyeleri değiştirerek öğrencilerin diğer sınıf arkadaşlarıyla da etkileşime geçmesini sağlar. İkili çalışmalarda tek kalan öğrenciyle öğretmen eş olabilir. Etkinliklerin ne kadar süreceği öğretmen ve öğrencinin isteğine bağlıdır. Burada öğretmenin görevi daha çok bir gözlemci olarak gruplar arasında dolaşıp yapılanlara göre ders sonunda öğrencileri konuyla ilgili bilgilendirmektir. Çok kalabalık sınıflarda iyi öğrencilerin ya da zayıf öğrencilerin bir araya toplanması önlenmeli ve her grupta bu öğrencilerin yer almasına dikkat edilmelidir. Gruplar oluşturulurken adaletli olunmalıdır ve öğrencilerin ilgi ve istekleri dikkate alınmalıdır. İkili gruplarda grup lideri çok gerekmezken kalabalık gruplarda grup lideri olmalıdır. Her gruba aynı süre verilmeli ve ihtiyaç duydukları yerlerde öğretmen tarafından yardımcı olunmalıdır. Grup çalışmalarında tartışma etkinliklerine de yer verilebilir (Demirel, 1995 ss.64-65). Açık bir amacın olması ve ön hazırlık yapılması şarttır yoksa yöntemden gerektiği gibi yararlanılamaz. Kalabalık sınıflarda uygulanması çok da önerilmemektedir çünkü küçük gruplarda daha etkin kullanılır (Küçükahmet, 1997 ss.86-87).

6.11. Eğitsel Oyunlar

Öğrencilere keyifli ve kendilerini rahat hissedecekleri bir ortam sunarak bilgilerin tekrar edilmesini ve pekiştirilmesini sağlar. En pasif öğrencilerin bile ilgi çekici konularla oyunlara katılımı sağlanabilir. Bu nedenle hangi oyunun oynanacağı ile ilgili seçim yapılırken kurallar herkesin katılımını sağlayacak şekilde ifade edilmeli, açıklanmalı ve öğrencilerin yeteneklerine göre karar verilmelidir. Öğretmen oynanan oyuna kendisi istekli ve hevesli olmalı dersin başında ya da sonunda bu etkinliğe yer vermelidir. Öğrenmeye yönelik sınıfta uygulanan oyunlarda herkesin katılımını sağlayacak ilginç oyunlar seçilmelidir (Demirel, 1995 ss.68-69).

6.12. Mikro Öğretim

Stanford Üniversitesinde 1960’larda geliştirilen bu teknik öğretmen yetiştirmek, öğretmenlerin araştırma becerilerini geliştirmek ve öğretmen olacak kişilere kişilik

49

kazandırmak için hizmet içi eğitimlerde kullanılan bir tekniktir. Öğretmen eğitiminde kaliteyi arttırmak için başvurulan bu teknikte yabancı dilin nasıl öğretileceği konusunda aday öğretmenler yetiştirilmesinde kullanılır. Her bir öğretmen adayı bu tekniğin kullanıldığı derslerde hem öğrenci hem de öğretmen rolündedir. Video kayıt kullanılarak iyi yanlar ve eksik yanlar göz önüne serilir. Bu sayede öğretmen adayı kendini daha iyi nasıl geliştirilebileceğine dair tartışma ortamları oluşur fakat video kaydı yapılmadan da tekniği uygulamak mümkündür. Bu teknik öğretim yapmak değildir. Seçilen bir amaç ve bunun bir içeriği vardır (Demirel, 1995 ss.66-68).

6.13. Örnek Olay İncelemesi

Gerçek ya da hayali olan problemli bir olaya öğrencilerin aktif olarak katılması ve eldeki bilgilerle sorunu değerlendirmesi gerekir. Öğrencilerin belli bir sorunla ilgilenmeleri, ders kitabı dışında farklı bir materyalle uğraşmaları, problem çözme becerisini ve anlama yeteneğini geliştirmesi ve sınıf arkadaşlarıyla çalışma ortamı sunması gibi durumlara yer verdiğinden kullanılması keyifli bir tekniktir. Önceden hazırlık gerektirdiği, fazla zaman aldığı ve kalabalık sınıflarda uygulanmasının güçlüğü nedeniyle diğer tekniklerle (soru-cevap, rol oynama, vb.) kullanılmalıdır. Bu tekniğin faydalı olması için seçilen örnek olayların öğrencilerin seviyelerine ve olgunluk düzeylerine uygun olması gerekir (Küçükahmet, 1997 ss.83-84).

6.14. Gözlem Gezisi

Okul tarafından eğitsel amaçlı düzenlenen geziler kapalı kapılar arkasında gerçek öğrenmeden uzak olduğu düşünülen eğitime karşı geliştirilen bir tekniktir. Öğrenciler bu teknikle gerçek dünyayı görme ve materyalleri doğal ortamında inceleme fırsatı bulmaktadırlar. Ön hazırlık ve incelemeler gözlem gezilerinin öğrenci için yararını ve değerini arttırır. Öğrenciler gezmekten hoşlandıkları, çevreyle kuracağı ilişki sayesinde çevreyi daha iyi öğrendikleri, öğrencinin pek çok duyusuna hitap ederek duyarlılığını arttırması sebepleriyle tercih edilen ve kullanılan bir tekniktir. Yapay ortamdan, yani sınıftan gerçek ortama, yani yaşantıya bir geçiş sağlar. Tekniğin kullanılmasında dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında iyi bir organizasyonun yapılması, bunun için gerekli yasal izinlerin alınması ve uygun bir yer seçerek zaman ve para israfının önlenmesine dikkat edilmelidir. Öğretmene fazla sorumluluk vermesi nedeniyle yükü hafifletmek adına veliler dâhil edilebilir. Bu teknikte öğretmenin problem çözme ve organizasyon becerileri ile birlikte gidilen yerlerdeki davranışları öğrenci

50

için model oluşturmakta ve okul-öğretmen-öğrenci-veli dörtlüsünü bir araya getirerek kaynaşmalarını sağlamaktadır (Küçükahmet, 1997 ss.76-78).

6.15. İşbaşında Öğrenme

Günümüzde hemen hemen her çeşit kurumda bu teknik kullanılabilmektedir. Tekniğin en büyük avantajı öğrencinin olumlu gelişimi ile ödüllendirilmesi ve yaptığı yanlışların da alışkanlığa dönüşmeden düzeltmesidir. Bu teknikteki öğretici alanında tecrübeli ve bilgi sahibi olmalıdır. Sonrasında onlara gereken imkânlar sunulmalı ve bir program çerçevesinde planlı bir şekilde eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Bu teknikte öğrencileri bilgilendirmek için öğretim yaprakları dağıtılır. Bu yapraklar öğretmene yardımcı olur ve anlatımı zenginleştirir. Eğitim yaprakları hazırlanırken konuyla ilgili her şey basitten karmaşığa kısa ve açık cümlelerle ifade edilmelidir (Küçükahmet, 1997 ss.100-103).

6.16. Anlatım

Geleneksel bir teknik olarak anlatım kalabalık gruplara bilgi vermede kullanılan en eski tekniktir. Konuların düzenli olarak verilmesi zamandan tasarruf sağlar. Uygulamanın kolay ve ekonomik olması özelliklerine rağmen öğrencilerin pasif olması ve bu nedenle bilişsel öğrenmeyi, tutum geliştirmeyi, soru-cevap etkileşimini ya da öğrenci ilgi ve ihtiyaçları gibi özellikleri gözardı etmesinden dolayı pek tercih edilmemektedir. Fakat bu özellikler tersine çevrilerek anlatım zenginleştirilebilir. Bunlar öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alma, soru-cevap tekniğini kullanma, görsel materyallerle beş duyu organına hitap ederek öğrencilerin bilişsel öğrenmelerini destekleme gibi değişikliklerdir. Öğretmen-merkezli olan bu teknik öğrencilere dinleme alışkanlığı ve not alma becerisi kazandırır. Öğretmenin ses tonunu iyi ayarlaması, jest ve mimiklerini iyi kullanması gerekmektedir. En büyük dez avantajı çok sık ve yanlış kullanılması hatta daha da üzücü olan tekniğin kötüye kullanılarak öğretmenleri dahi pasifleştirmesidir. Hâlbuki teknik ne olursa olsun öğrencinin dikkatini çekme işi öğretmenin görevidir. Konuşmasıyla, hareketleriyle, görüntüsüyle, probleme yaklaşımı ve problemi çözme becerisiyle, duyarlılığıyla, iletişim kurma kabiliyetiyle ve doğallığıyla öğretmenin yukarıda verilen bütün bu tekniklerin hangisini kullanırsa kullansın tekniğin başarıya ulaşmaması mümkün değildir (Küçükahmet, 1997 ss.62-63; Demirel, 1995 ss.45-47; Yılmaz ve Sünbül, 2000 ss.139-141)

Tüm bu öğretim yöntem ve yaklaşımları okul öncesinden yükseköğretime kadar farklı konu alanları ve içeriklerde etkin bir şekilde kullanılabilmektedir. Öğretim yöntemlerinin

51

etkililiğini sağlamada en önemli unsur öğretim programlarına uygunluktur. Okulda verilen eğitim sistematik olarak gerçekleşir ve bu sistemin önemli ayaklarından biri de öğretim programıdır (Sünbül, 2007). Bu açıdan öğrenim çağlarına göre geliştirilmiş öğretim programları öğrenme-öğretme sürecinin ve becerilerin öğrencilere kazandırılmasında ve eğitim sistemin genel amaçlarının kazandırılmasında önkoşul niteliği taşımaktadır.

7. Okul Öncesi Eğitimde Program ve Yaklaşımlar