• Sonuç bulunamadı

Vergi Hatalarının Yargı Aşamasında Çözümlenmesinin

2.3. VERGİ HATALARININ DÜZELTİLMESİNDE MÜKELLEFLERE

2.3.3. Yargısal Haklar

2.3.3.5. Vergi Hatalarının Yargı Aşamasında Çözümlenmesinin

Vergi hatalarının düzeltilmesine yönelik yargı süreci genellikle re’sen düzeltme sonucunda tarh edilen vergi veya cezasına ilişkin yapılan itiraz ile başlamaktadır.Danıştay Vergi Dava Dairelerince, 17.05.1996 tarih, E. 1995/74 ve K. 1996/234, vergi hatalarının giderilmesi amacıyla yapılan düzeltme başvuruları ve şikâyet başvurularının reddedilmesi üzerine açılan davalar iptal davası niteliği taşıdığı hakkında hüküm vermiştir (Danıştay Başkanlığı, 2011). Açılan bu dava ile alınan kararların iptali istenmektedir.

Vergi hatalarının düzeltilmesi amacıyla yargı organında açılan dava mükellef lehine/ aleyhine olabileceği gibi vergi idaresi lehine/aleyhine sonuçlar da ortaya çıkarabilir. Vergi mahkemesinin kararının mükellefin lehine olması durumunda, vergi dairesinin hatalı işlemi iptal edilmektedir. Ayrıca vergi hatasının hangi aşamada gerçekleştiğine bağlı olarak tarhiyat işlemi ortadan kaldırılmakta, terkin işlemi gerçekleştirilmekte veya ödenen vergi iade edilmektedir.

Vergi idaresi yargı organınca karara bağlanan işlemi Anayasa’nın 138. maddesinde yer aldığı üzere aynen uygulamak zorundadır. “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadırlar. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez”. Ayrıca İYUK 28’inci maddesinde, idarenin yargı organlarının kararlarını yerine getirmesinden imtina edemeyeceği ve yargı organlarının karara bağladığı eylem ve işlemleri otuz gün içinde yerine getirmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir (İYUK madde 28/4). Tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödenir (İYUK madde 28/6).

Davanın mükellef aleyhine sonuçlanması halinde ise tarh edilen vergi tahakkuk eder. Mükellef söz konusu vergi aslı ve cezalarını, ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödemek durumundadır. Dava konusu yapılan verginin ödenmemiş kısmına isabet eden tutara normal vade tarihinden yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar gecikme zammı oranında gecikme faizi hesaplanır. Dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi ve cezalar mükellefler tarafından istenildiği takdirde davanın devamı sırasında kısmen veya tamamen ödenebilir (VUK madde 112). Bu şekilde mükellef davanın aleyhine sonuçlanması durumunda ödeyeceği faizden kurtulacaktır.

Mükellef vergi aslı ve cezaları ödemekle birlikte, isterse vergi mahkemesi kararı aleyhine bir üst yargı mercinde dava açabilir. Vergi hatalarının düzeltilmesine yönelik açılan davaların sonucunda mükellef vergi mahkemesinin vermiş olduğu karara66 karşı temyize gitmemesi durumunda tüm çözüm yolları tükenmiş bulunmakta ve vergi kesinleşmektedir.

Danıştay temyiz talebi üzerine verdiği onama kararı sonucunda karar kesinleşmiş olacaktır. Eğer bozma kararı verirse, dava yeniden görüşülmek üzere vergi mahkemesine geri gönderilir. Vergi mahkemesi Danıştay’ın bozma kararına uyarsa, dava dosyası yeniden incelenmekte ve yeni bir karar verilmektedir. Bu yeni karara karşı tekrar temyiz yoluna gitme hakkı bulunmaktadır. Vergi mahkemesi Danıştay’ın kararına uymaz ve kararında ısrar ederse bu kez dosya Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna gitmekte ve burada kesin çözüme bağlanmaktadır.

Vergi hatalarının düzeltilmesi amacıyla yargı yoluna başvurmakla mükellefler, her ay için gecikme faizi işlemesine maruz kalmakta, uzlaşma ve cezalarda indirim hakkından yararlanma imkânından yoksun kalmaktadır. Bu nedenle kesinliğinden emin olunmayan vergi hataları için yargı yoluna başvurmanın etkin bir yol olmayacağı ifade edilebilir (Kızılot ve Kızılot, 2010: 97). Ayrıca

66 Tek hakimle verilen nihai kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde itiraz edilebilir (İYUK madde 45).

Vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararlar dışındaki nihai kararlara karşı Danıştay’da 30 gün içinde temyiz yolu açıktır. İdare ve vergi mahkemelerinin itiraz yolu açık olan kararları temyiz edilemez (İYUK madde 46 ve 47).

mükellefler açısından davanın ne kadar bir süre içinde karara bağlandığı da önem taşımaktadır. Hukuksal literatürde bir vergi uyuşmazlığı çözülene kadar geçen dönemin dava sonucunu etkileyebileceği varsayılmaktadır (Pedwell, 2000: 58). Yargılama sürecinin uzun olması devletin vergi alacağının tahsilinin gecikmesine, mükellef açısından ise uyuşmazlıklarının sürüncemede kalmasına yol açması nedeniyle sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır. Bu açıdan Danıştay, bölge idare mahkemesi (BİM) ve vergi mahkemelerinin 2010 yılına ait karara bağlanan, gelecek yıllara devreden davalarının ve davaların ortalama kaç gün içinde sonuçlandığının incelenmesi faydalı olacaktır. Tablo 1’de bahsi geçen yargı organlarının çalışma trendlerine aşağıda yer verilmiştir.

Tablo 1. Danıştay, BİM ve Vergi Mahkemelerinin İş Yükü

Danıştay Bölge İdare Mah. Vergi Mah.

Gelen İş 297.841 120.372 212.462

Çıkan İş 103.880 108.459 123.791

Çıkan İş/Gelen İş % 34,9 % 90,1 % 58,3

Devreden İş 193.961 11.913 88.671

Devreden İş/Gelen İş % 65,2 % 9,9 % 41,7 Ortalama Yargılama Süresi 560 39 229

Kaynak: Adalet Bakanlığı (2011), http://www.adlisicil.adalet.gov.tr/istatistik_2010/ist_tab.htm, (15.12.2011).

Bu verilere göre davalar en hızlı Bölge İdare Mahkemeleri’nde karara bağlanmaktadır. Ortalama yargılama süresi 560 gün olan Danıştay’da ise buna paralel olarak bir yandan çıkan işin/gelen işe gelen oranı düşük iken bir yandan da devreden işin yüksekliği göze çarpmaktadır. Vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin kararlarda birinci dereceden yetkili mahkeme olan vergi mahkemelerine 2010 yılı içinde açılan veya bozularak gelen davaların konularına göre dağılımına ise Tablo 2’de yer verilmiştir.

Tablo 2. Vergi Mahkemelerindeki Davaların Konularına Göre Dağılımı

Dava Konusu Dava Sayısı Davacı (Sayısı) Davalı (Sayısı) Gerçek kişi Tüzel kişi Gerçek kişi Tüzel kişi Vergiye İlişkin

İptal Davaları 2.401 1.034 1.447 0 2.892

Düzeltme ve

Şikâyet İşlemleri 1.199 960 261 0 1.511

TOPLAM 135.929 59.560 80.012 95 152.132

Vergi mahkemelerinde 2010 yılı içinde açılan ve bozularak gelen dava sayısı toplam olarak 135.929’dur. Bunlardan dava konuları dağılımına göre düzeltme ve şikâyet işlemlerine ilişkin verilere bakıldığında hem davacı konumunda hem de davalı konumundaki tüzel kişilerin sayısının daha fazla olduğu görülmektedir. Bu sonucun çıkmasında tüzel kişilerin uyuşmazlıkları yargıya taşımaya daha eğilimli olmaları veya gerçek kişilerin idari aşamada uyuşmazlıkları daha çok çözümleme eğilimli olmalarının etkisi olduğu söylenebilir. Bunun haricinde dava açmanın maliyetlerini tüzel kişiler daha kolaylıkla üstlenme imkânlarının olması da etkili bir faktör olabilir.

Düzeltme ve şikâyet işlemlerine ilişkin açılan davalar yaklaşık bir buçuk senelik bir periyoda yayılmaktadır. 2009 yılında vergi mahkemelerinde yıl içinde karara bağlanan düzeltme ve şikâyet işlemlerine ait davaların (1240 tane) 558 tanesi red edilmiştir. Düzeltme ve şikâyet işlemlerine ilişkin açılan davaların 158 tanesinde red kararı iptal edilmiş, 321 tanesi kısmen iptal- kısmen ret edilmiş, 110 tanesi ilk inceleme üzerine dilekçe ve davanın reddi mercine tevdii edilmiştir. 2009 yılına ilişkin düzeltme ve şikâyet işlemlerine ait açılan davaların 558 tanesinin red edilmesi % 45’nin red edildiğini göstermektedir. İdari işlemin iptali ile sonuçlanan 158 tane dava ise açılan davaların ancak % 12,7’sinin kabul edildiğini göstermektedir (Adalet Bakanlığı, 2010).

Devlet hukuk da nışmanlık ve muhakemat hizmetlerinin merkez ve taşra birimlerinde görevli Hazine Avukatlarınca 2010 yılı içinde 96.246 dava ve icra takibi sonuçlandırılarak kesinleştirilmiş bulunmaktadır. Bu davalardan 56.472 adedi hazine lehine, 39.774 a dedi hazine aleyhine sonuçlanmıştır (Maliye Bakanlığı, 2011: 52). Tüm bu açıklamalardan hareketle vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlıkların idari yolların tüketilmesi halinde yargıya taşınmasının tercih edilmesinin faydalı olacağı söylenebilir. Genellikle bir buçuk yıllık bir periyoda yayılan düzeltme ve şikâyet işlemlerine ilişkin davaların haklılığından emin olunması halinde yargıya taşınması mantıklı görünmektedir. Aksi takdirde vergi aslının ve cezalarının yanı sıra normal vade tarihinden yargı kararının mükellefe tebliğ tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme faizine de katlanılacaktır.

2.3.3.6. Bazı Ülke Örnekleri İle Vergi Hatalarının Yargı Aşamasında