• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.2. ESNAF İLİŞKİLERİNDE ETKİLEŞİM RİTÜELLERİNİN MAHİYETİ

4.2.9. TOPLUMSAL ETKİLEŞİMDE YABANCILAŞMAK

Günlük yaşam içerisinde isteyerek veya istemeyerek birçok etkileşime dahil olmaktayız. Bu etkileşimler, bakışmalarla başlayıp birbirini fark ederek odaklanmayı ve odaklanılan bu etkinliğe uygun bir konuşma halini yaratmayı gerektirmektedir. Araştırmamız için önemli olan konulardan biri; etkileşimler esnasında geçen konuşmalardır. Bu etkileşim durumunu incelerken, aynı zamanda, sosyal etkileşimlerde sözlü iletişimin yerini de irdelemiş olacağız.

Günlük yaşam içerisinde sokakta dolaşırken, otobüste giderken, işe giderken, spor yaparken vs. çeşitli sohbetlere kendiliğimizden katılabiliriz. Bir sohbete dahil olmak bireye, diğer etkileşim türlerinde de olduğu gibi çeşitli yükümlülükler yüklemektedir. Herhangi bir sohbete katılan birey artık kendi gerçekliğinin dışında olan, diğerlerinin de varlığıyla biçimlenen bir sosyal gerçeklik dünyasına girmektedir. Bu kendiliğinden dahil olma hali, birleşme vesilesiyle toplumsallaşmanın görünür yüzlerinden birini oluşturmaktadır. Geçen her konuşmanın kendine ait sınırları ve konuşma açısından önemli olan beklentileri bulunmaktadır. Konuşmayı, kendi sınırlarını çizerek muhafaza etme eğiliminde olan; küçük bir toplumsal sistem olarak gören Goffman (2016), onu, “kendi kahramanları ve hainleri olan küçük bir bağlılık ve sadakat toprağına” benzetmiştir (Goffman,2016:132).

Araştırmamızda; bireylerin var olan konuşmalara kendiliğinden katıldığını varsayarak aynı zamanda bu kendiliğinden katılama durumunun nasıl gerçekleşmediğini açıklamaya çalışacağız. Aynı zamanda kendiliğinden gerçekleşememe durumunu değerlendirdikten sonra, bireyin bir sohbete nasıl yabancılaştığını, bunun sonucunda ne tür olumsuzluklar yaşadığını ele alıp; sosyal etkileşimlerdeki yabancılaşma biçimlerini anlamaya çalışacağız.

Toplumsal çevremizdeki diğer etkileşim türlerinde olduğu gibi sözlü etkileşimin bir türü olan sohbetlerimizde de bu sohbetin içinde olan kahramanların omuzlarına yüklenen çeşitli sorumluluklar bulunmaktadır. Günlük yaşamımızdaki karşılaşmalarda; kişilerin

duruşlarına, yaklaşımlarına, oturup kalkmalarına, konuşmalarına bakarak onları gözümüzde herhangi bir konuma yerleştiririz. Birbiriyle temas halinde olan insanlar, bu izlenimler aracılığıyla bir nevi birlikte oldukları diğerleri hakkında bir karakter analizinde bulunmaktadırlar. Bunun bilincinde olan birey, diğerlerince onaylanan bir benlik arayışında bulunduğu için; münasip bir hürmet ve diğerlerine karşı saygı içeren davranışlar içerisine girmektedir.

Ahlaksal kurallarımızca belirlenen sohbet ve konuşmaya kendiliğinden dahil olma durumu toplumsallaşmamızın kanıtlarından biridir. Birey bir sohbete dahil olduğunda, diğer konuşmacıları da dikkate alarak hem kendi konuşmasını hem de diğerlerinin konuşmalarını denetleyebilecek ve etkileşimin olumsuz sonuç vermemesi adına gerektiği yerde konuşmaya müdahale edebilecek düzeyde olmalıdır. Kendiliğinden sohbete dahil olma durumu bir nevi kendine yüklenen birçok rolün dışında, etkileşim rolünü de oynamayı gerektirmektedir. Konuşma haliyle süren bu etkileşimler, kişilerin birbirlerine karşı duygu, düşünce ve tutumlarını aktardıkları toplumsal bir inşa biçimini almaktadır. Bu inşa sürecinde bilinmesi gereken şey; toplumsal bir konuşmada dahi konuşmanın değerine gölge düşüren unsurlar olduğu ve bireyin, bir olumsuzluk olarak algılanabilecek, konuşmaya yanlış katılımıyla etkileşime yabancılaşacağıdır.

4.2.9.1. TOPLUMSAL YABANCILAŞMA BİÇİMLERİ

Toplumsal bir etkileşim şekli olarak ele aldığımız konuşmalar birden fazla insan

yoluyla gerçekleştiğinden ve ortak bir katılımı gerektirdiğinden konuşmada geçen bir kırılganlık veya eksiklik etkileşimi kırılganlaştırarak bireyi yabancılaşmaya itmektedir. Goffman (2016) bu yabancılaşma türlerini şöyle açıklamıştır:

4.2.9.1.1. Zihnin Başka Şeylerle Meşgul Olması

Belirli bir karşılaşma halinde sohbet meydana gelirken, sohbete yön veren bir ilgi

odağı vardır. Bu ilgi odağı, kişilerin artık bu sohbete dâhil oldukları hatırlatarak sohbetin onun üzerinden gitmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Birey konuşmaya dâhil olduğu an; zihnini sohbetin ilgi odağı dışında olan düşüncelerden arındırmak ve sohbete odaklanmak zorundadır. Karşılıklı olarak duygu ve düşüncelerin aktarıldığı bu süreçte sohbet dışındaki düşüncelerle meşgul olmak, diğerlerince ahlaki olarak bir saygısızlık olarak değerlendirilmektedir.

“…Ben adama ayakkabıların koku yapmasından duyduğum rahatsızlığı anlatırken o yüzüme bakıp sırıtıyordu. “Ne var, ayı mı oynuyor karşında?” deyip tepki gösterince “Af edersin abi, aklıma bir şey geldi de. Bir anda dalmışım.” dedi. Ben ona derdimi anlatıyorum o bana “Aklıma bir şey geldi.”, deyip pişmiş kelle gibi sırıtıyor. Esnaf mı kaldı artık, topu soytarı!” (Alan Notu: Çiftçi1, Nisan-2018).

4.2.9.1.2. Kişinin Kendisiyle Meşgul Olması

Karşılaşmalar esnasında bireylere yüklenen roller ve bu rollere dair benlik

imgelerinin zedelenmemesi adına; bireyler, sürekli olarak kendini denetliyor durumdalardır. Bu durum konuşma halinde de geçerlidir. Konuşmaya katılan birey, ilgi odağından çıkarak aşırı bir şekilde kendiyle meşgul olduğunda konuşmanın ciddiyeti yitirilebilmekte veya sohbetin seyri değişmektedir.

“…Her şey konuşmanın sonunda yanlış bir şey derim yine, bir çuval inciri berbat ederim

derken, o her ağzını açtığında saçma sapan şeyler söylemem yüzünden mahvoldu. Asıl amacım benim artık değiştiğime inanması ve geçmişe dair hatalarıma geri dönmeyeceğimi kanıtlama çabamdandı. Kendimi bu kadar düşünürken onun da duygularının olduğunu unuttum.” (Alan Notu: Öğretmen1, Kasım-2018).

4.2.9.1.3. Etkileşimle Meşgul Olmak

Konuşmalardaki bir başka yabancılaşma durumu da bireylerin sohbetten ziyade etkileşimin sürmesi için gösterdiği çabalarla meşgul olmasıdır. Birlikteliği sürdürmek adına etkileşim gereğinden fazla denetlenmesi veya sohbet kaynağı olmaksızın sırf etkileşim sürsün diye, konuşmak için konuşmak, etkileşimde yabancılaşmaya neden olmaktadır.

“… Adı da adama geçmiş olsun demeye, moralini düzeltmeye gittik oldu. H. ortalık

karışmasın, Z. ile E. yine birbirine dalıp adamın sinirlerini zıplatmasın diye başladı askerlik günlerini anlatmaya. Hepimizin uykusu gelince iki laf edemeden evlere dağıldık.”. (Alan

Notu: Erkek Kuaförü2, Mayıs- 2018).

4.2.9.1.4. Başkasıyla Meşgul Olmak

Yüz yüze etkileşimlerdeki konuşmalarda, bireyin kendisiyle meşgul olma yanında başkalarıyla da gereğinden fazla meşgul olması yabancılaşmanın başka bir türüdür. Goffman (2016), başkasıyla meşgul olma durumunu; yapmacıklık ve samimiyetsizlik, had bilmezlik, aşırı ilgi ve iletişimin bir unsuru olarak konuşmacıların yüzüne odaklanma çabası gibi

Etkileşim esnasında konuşmalar sürerken, konuşmacılardan biri sanki diğerini çok önemsiyormuş gibi bir algı yaratmak için sürekli olarak iltifat edebilmektedir. Bu iltifatlar kimi zaman gerçekle ilgisi olmayan yapmacık kalıplardır. Bunun dışında, çok samimi olmadığımız biriyle girdiğimiz konuşmalarda, karşı tarafla çok fazla ilgilenmemiz bir hadsizlik olarak algılanabilmektedir. Aynı zamanda fiziki veya herhangi bir eksikliğinden kaynaklı olarak etkileşimin düzenine uyum sağlayamayan bireylere odaklanarak onların farkındalığını arttırmak konuşmayı yabancılaştırmaktadır. Son olarak da karşımızdakine duyduğumuz derin duygulardan (kişinin çok güzel olması, ses tonunu çok beğenmemiz vs.) dolayı gösterdiğimiz yoğun ilgi etkileşimde yabancılaşmayı sağlamaktadır.

“… Yaşı kaç, elinde kukla etti beni. Sanki görmüyor ayaklarımın taraklı olduğunu. O

kadar kadının arasında, “Güzel ablamın o zarif ayaklarına bu terlik ne yakışır, bu ayakkabı küçük ayaklarda ne güzel durur.” diye diye tüm pazarın gözlerini üstüme dikti. “Sinirden, “Al o terliği ananın zarif ayağına tak.” deyip çıkıp gittim.” (Alan Notu: Ev Hanımı4,

Ağustos-2018).

“… Almıyorum artık o toptancıdan malları. Bir şey almaya gidiyorum; hiçbir şey

konuşmasam, faturayı öderken parayı uzatsam dahi gözlerini dikiyor gözlerime, sapık sapık bakıyor. Sonra da “Biz müşterimize çok değer veriyoruz; hele ki altından gümüşten kıymetli olanlara…” deyip benim sabrımı sınıyor terbiyesiz.” (Alan Notu: Bayan Kuaförü2,

Aralık-2018).

4.2.9.1.5. Sosyal Etkileşimlerde Katılımın Yapmacıklığı

Daha çok sözlü iletişimle gerçekleştirdiğimiz sosyal etkileşimlerde katıldığımız bazı sohbetler ilgimizi çekmeyebilir. Fiziki olarak orada bulunmamıza rağmen, ilgi noktamızın yapılan sohbete odaklı olmamasından dolayı bir sıkılma hali yaşayabiliriz. Fakat iletişimin akışını bozmamak ve karşı taraftaki diğer katılımcıların duygu ve düşüncelerini dikkate aldığımızı göstermek için yaşadığımız bu hoşnutsuzluğu belli etmeyiz. Bireyin ilgisini çekmediği halde yapmacık olarak sergilediği bu sohbete katılma kabiliyeti, yabancılaşma biçimlerinden biridir. Birey, sosyal organizasyondan dışlanmamak uğruna fiziki olarak sohbete katılmış olsa da düşüncesel olarak içinde yarattığı ilgisizlik bir tür itaatsizlik biçimidir.

Birey açısından; yabancılaştığı halde böyle bir sahteliği sürdürmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birisi işin içine çıkar ve menfaatin girdiği durumlarda yaşanmaktadır. Bunun en güzel örneğini seçim öncesi yaşanan toplantılar ve burada geçen

sohbetlerde görmekteyiz. Araştırma süreci 2019 yılı belediye seçimlerini de kapsadığı için bu duruma dair somut örnekler bulunmaktadır. Toplumsal örgütlemenin önemli bir bölümünü oluşturan esnaf kitlesi, siyasiler için de önemli bir tabakadır. Seçim sürecinde siyasi parti üyeleri, belediye başkanı adayları, periyodik olarak dükkanları gezmekte ve çıkarları uğruna vaatlerde bulunmaktadırlar. Gerçekleşen bu ziyaretlerde; esnaf siyasi olarak yakınlık duymadığı adayın konuşmalarını önemsemese dahi dinliyormuş gibi yaparken aslında çıkarını gözettiği için bu davranışı sergiliyor durumdadır. Çünkü ne kadar onaylamamış olsa da o adayın da belediye başkanı olma ihtimali bulunmaktadır. Siyasi aday eğer esnafın bu ilgisiz ve hoşnutsuz halini sezerse; kazandığı bu seçimden sonra esnafa dair hiçbir soruna müdahale etmeme hakkını kazanmış olacaktır. Esnaf da bunu göz önünde bulundurarak konuşmaya yapmacık bir şekilde katılmaktadır.

Bireyler toplumca belirlenen ahlaki değerleri göz önünde bulundurarak girdiği sohbetlerde, insana verilen değerden ötürü bir nezaket tablosu sergilemektedirler. Kişilerin sadece maddi olarak değil manevi olarak da birbirine muhtaç olduğunun bilincinde olan birey, çoğu sohbette karşındakinin duygularını düşündüğünden dolayı; yapmacık bir şekilde etkileşime dahil olmaktadır. Vefa duyguları, sevgi ve bağlılık duyguları; ilgisini çekmese dahi bireyi sohbete katılmaya zorlamaktadır.

“… Patron iki saat oturdu karşısında, izledim. Belli, patronun uykusu geliyor; esniyordu, sandalyesini o yana bu yana sürüklüyordu… Ama kadın sanki cırcır böceği, susmak bilmiyordu. Hem konuşuyor hem ağlıyordu. Nihayet iki saat sonunda dükkândan çıktı. “Abi ne sabırlı adamsın. Yerinde taş olsa çatlardı.” dedim. Yüzüme bakıp gülümsedi: “Sor bakalım; sabrettin de kadının ne dediğini dinledin mi diye? Sırf rahmetli babasının üstümde emeği var, kırılmasın diye dinlemiş gibi yaptım. Anlattıkları ninni gibi geldi. Biraz daha kalsaydı uyurdum herhalde.”” (Alan Notu: Ayakkabıcı Çalışanı (Araştırmacı)- Patron1,

Temmuz-2018).

Katılımın yapmacık olarak yapıldığı sohbetlerin daha birçok örneğine esnaf ilişkilerinde rastlayabilmekteyiz. Alışveriş için dükkâna gelip daha sonra belli bir sohbet ortamı oluşturan müşteriyle çoğu zaman nezaket uğruna bir sohbete katlanma durumu yaşanmaktadır. Burada esnaf, saygınlığını korumak ve müşterisini elinde tutmak için, müşterinin anlattıklarıyla ilgilenmiyorsa dahi ilgileniyormuş gibi davranmaktadır. Diğer etkileşimlerde olduğu gibi bu tavır da etkileşimin devam etmesi uğruna sergilenen bir davranış türüdür.

Bireylerin bu kendiliğinden ve içtenlikle öyle hissetmeseler dahi; kendisini sohbete devam etmeye mecbur hissetme durumlarının başarıyla sergilenemediği durumlar da vardır. Bu tür durumlarda ya sohbet sona ermekte de ya da memnuniyetsizliğinden ötürü sohbeti bitiren birey hakkında olumsuz nitelendirmeler yapılmaktadır. Örneğin; sohbet esnasında gözleri kaçırma, telefonla oynama, sigara yakma gibi davranış türleri açıkça sohbetin bitmesi gerektiğinin sinyallerini vermektedir. Açıkça sohbeti bitiren dik başlı katılımcılara; neşe kaçıran, oyunbozan, sıkıcı gibi sıfatlar verilirken; kendisinden mevkii olarak yüksek kişilerle sohbet etmeyi başaramayanlar için; patavatsız, kendisinden mevkii olarak aşağı olanlarla sohbet etmeyi başaramayanlar için ise patavatsız sıfatı verilmektedir (Goffman,2016:147-148).