• Sonuç bulunamadı

3. YÖNTEM

3.1. Araştırma Modeli (Deseni)

Araştırma, Tunceli’nin Pertek ilçesindeki esnaf odaklı ilişki ve etkileşimlere odaklanırken; nitel araştırma yöntemlerinden biri olan etnografi tekniğiyle oluşturulmuştur. Etnografi; “araştırmacının ortak bir kültüre sahip bir grubun değerlerinin, davranışlarının, inançlarının ve dilinin paylaşılan ve öğrenilen modellerini tanımladığı ve yorumladığı nitel bir desendir” (Harris’ten aktaran Creswell,2013:90). Creswell’e (2013) göre bir süreç olarak etnografi; araştırmacının en çok katılımlı gözlem aracılığıyla gerçekleştirdiği; günlük yaşamda araştırmak istediği bir grubun içerisine girdiği ve bu grupla gerçekleştirdiği münasebet ve mülakatlar aracılığıyla grupla ilgili derinlemesine bilgiler elde ettiği geniş çaplı gözlemleri kapsamaktadır (Sf:90). 20.yy. antropologları tarafından yürütülen karşılaştırmalı kültürel antropoloji ile ortaya çıkan etnografi; 1920 ve 1930’lu yıllarda Dewey ve Mead gibi sosyologlarca ABD’deki kültürel grupları incelerken yöntem olarak tercih edilmiştir. (Sf:91).

Creswell’e göre etnografinin karakteristik özellikleri şöyledir:

 Etnografi; “aynı kültürü paylaşan bir grubun kültürünün karmaşık ve eksiksiz bir betimlenmesine odaklanırken”; bu grubun sosyal davranışları üzerinden yürütülen bir çalışmadır.

 Araştırmacılar bu yöntemle içine girdiği grubun dil ile ifade ettikleri fikir, inanç gibi zihinsel faaliyetlerini açığa çıkardığı gibi aynı zamanda grubun davranışlarını inceledikleri gözlemler vasıtasıyla da ritüel, sosyal davranış gibi bedensel faaliyetlerini de gün yüzüne çıkarmaktadırlar.

 Etnografi öncelikle geniş bir alan çalışması yapmayı; mülakatlar gerçekleştirmeyi, bu mülakatlardaki görüşleri kelimesi kelimesine aktarmayı ve bunun sonucunda genel bir kültürel yorum yapmayı gerektirmektedir. Bu genel kültürel yorum, etik bilimsel bakış açısıyla filtrelenerek yapılmalıdır (Sf:91-92).

Etnografi yöntemleri arasında en fazla tercih edilen iki tür ise gerçekçi ve eleştirel etnografidir. Gerçekçi etnografi; üçüncü bir kişi gözüyle içerisine girildiği grup hakkında

objektif bilgiler sunulan bir durum tanımıyken, eleştirel etnografi; yazarın dışlanan herhangi bir grubun özgürleşmesi gerektiğini savunan etnografya türüdür (Creswell 2013:93).

Creswell (2013), etnografik bir araştırma yürütürken yürütülmesi gereken aşamaların başında önce yapılacak araştırma için etnografinin uygun bir desen olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğinin vurgusunu yapmaktadır. Eğer araştırma kültür analizi şeklinde yürüyecekse etnografi uygun bir yöntem olacaktır. Daha sonra üzerinde çalışabilecek, aynı kültürü paylaşan bir grubu seçip bunun ardından da kültürel konular, temalar ve kuramlar seçerek araştırmanın yürütülmesi gerektiğini savunmaktadır. Creswell’e göre; ortak kültüre sahip grup hakkında bilgi elde etmek için alan çalışması yapmak gerekmektedir. Alan araştırması dışında, grup hakkında erişebilinecek başka bilgiler varsa ulaşılmalı ve bu bilgilerce ortak kültüre sahip grubun betimlenmesi için genel bir yorumlamayla analiz yapılmalıdır. Araştırma sonunda grup hakkında edinen tüm bilgiler bir nevi o grup hakkındaki kültürel bir portredir (Sf:94-95-96).

Etnografi yöntemi kullanmanın zorluklarına da değinen Creswell, araştırmacının yapacağı sosyo kültürel sistemin anlamı ve bu kültürel araştırmada elde edeceği kavramlar hakkında bir anlayışa sahip olması gerektiğini, araştırma sürecinin uzun bir süreci kapsayacağını, kimi yazarların sınırlandırıldığı için bilimsel araştırma dışında hikayeci bir üslupla edebi bir dil tercih ettiğini ve kimi araştırmacıların yerli gibi davranıp araştırmayı tamamlayamadığı veya grupla uzlaşamama gibi zorluklarla karşılaşabileceğini ileri sürmektedir (Sf:96).

Araştırmada etnografi tekniğinin kullanmasındaki amaç; günlük yaşam içerisinden Pertek’i ve Pertek gibi bir ilçedeki esnaf grubunu seçerek kültürel yapılarını ayrıntılı olarak analiz etmektir. Bu etnografik yaklaşım; esnaf grubunu gözlemlerken aynı zamanda Pertek’in kültürel yapısını deşifre etmemizi sağlayacaktır.

Araştırma modeli etnografi olarak belirlenirken kullanılan ve daha çok ilke olarak görülebilecek bir model de dramaturjik yaklaşımdır. Dramaturjik yaklaşıma göre; içinde yaşadığımız gündelik toplumsal yaşam birer tiyatro sahnesidir ve bizler de bu tiyatro sahnesindeki repertuvarlara göre performanslarımızı sergileyen oyuncularızdır. Her birimiz içine girdiğimiz ortama ve ortamda bulunan rollerimize göre bir maske takmakta ve bu maskeyle sergilediğimiz davranışlarla; karşımızdaki seyircilere, bir nevi benliğimizi takdim etmekteyiz. Dramaturjik ilkelerin kullanıldığı çerçevede esnaf grubu; takım arkadaşı olarak belirledikleri yardımcıları ve performanslarını sergiledikleri müşterilerle hem topluma dair

genel algılarını hem de müşterilerin onlar üzerinde olan toplumsal algıları yansıtarak; esnaflığa dair tipolojiler üretmemizi sağlayacaktır.

Nitel araştırma yöntemleriyle hazırlanan araştırmada, gerekli literatür taramaların ardından, bulgulara; katılımlı gözlem metoduyla ulaşmaya karar verilmiştir. Bu kararla birlikte araştırma; bir ayakkabı yardımcısı olarak yürütülmüştür. Bu kararın oluşması; araştırmacının daha önce de bu işte çalışmış olmasından ve Pertek’teki diğer esnafların dünyasına, bir yardımcı olarak, daha kolay erişilebileceği fikrinden doğmuştur. Araştırmacının lisans eğitimini tamamladıktan sonra ekonomik kaygılar nedeniyle bir ayakkabı yardımcısı olarak işe başladığı sırada kafasında; “Eğer ileride akademik bir çalışma yaparsam; bunu esnaflar üzerine yaparım.” düşüncesi oluşmuştur. Bu düşünceyle 2016 yılında işe girdiği ayakkabıcı dükkanında bir taraftan çalışırken bir taraftan da etrafında yaşanan ilişkileri hangi açıdan irdelemesi gerektirdiği bilinmeden gözlemler gerçekleşmiştir. Bu gözlemler ve sürdürmek durumunda olunan görev sayesinde hem esnaflığa dair deneyimlere sahip olunmuş hem de ilerde bilimsel olarak sunulacak çalışmaya destek sağlayacak bulgular toplanmıştır.

Bir çalışan aynı zamanda araştırmacı olarak girilen esnaf kümesi çevresinde; araştırmanın yönü, kafadaki sorular ve araştırma açısından önem arz eden hususlar; gözlemlerin yapıldığı esnada ve danışmanın önerdiği kaynaklar okuduktan sonra oluşmuştur. Özellikle Erving Goffman’ın belli kuramlara bağlı kalmadan günlük yaşamdaki sıradan olayları sosyolojik bir dille anlatan çalışmaları, araştırmanın ufkumun gelişmesine katkı sağlamıştır.

Betimsel araştırmanın yoğunlukta olduğu bu çalışma; keşfedici bir bakış açısıyla oluşturulurken esnaf kümesi odak noktasına alınarak Pertek ilçesinin coğrafik, demografik, kültürel, siyasal, ekonomik dokusu gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Öncelikle Pertek’in genel sosyal dokusu ortaya çıkarılıp; bu sosyal doku içindeki etkileşimlerin esnaf ilişkilerindeki yeri ve etkileşimlerdeki yüz yüze gerçekleşen etkileşimleri örnek olarak gösterilmiştir. Toplumsal bir yüz olarak esnafın ne ifade ettiği ve bu yüzün kendini nasıl bir benlikle sunduğu irdelenmiştir. Toplum içinde kendine has bir yüz oluşturan esnafın ne tür performanslar sergilediği, bu performansları sergilemede ne tür ortaklıklar oluşturduğu, oluşturulan ortaklıklarda gerek ortaklar gerek performansın sergilendiği ortamlarda ne tür özelliklerin ve sınırların gömülü olduğu açığa çıkarılmıştır. Son olarak esnaf gözüyle esnaflık ve Pertek’in genel toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yapısı üzerine değerlendirmeler

yapılmış; esnafların sorunları, esnaflık ve Pertek adına yapılması gerekenler esnafların istek ve önerileriyle kaleme alınmıştır.