• Sonuç bulunamadı

ASKLEPIOS VE ASKLEPIOS KÜLTÜ

2.7. ASKLEPIOS SEMBOLLERİ

2.7.1. TIP VE YILAN

Birçok kültürde yılanlar ilgi çekici bulunmuştur. Yılanların avlarını büyüledikleri ve bir bakışlarıyla alt ettikleri düşünülmüştür. Yılanlar hem son derece zararlı olabilmekte hem de sinsice avlarına yaklaşarak gizlenebilmektedir. Parlak derileriyle parıldarken derilerini değiştirip yenilenebilmektedir. Ayakları olmadığı halde gövdesi üzerinde durabilmektedirler. Bir dereceye kadar yerden yükselebilen

364 Mary Wells, The Greek Language of Healing: Homer to New Testament Times, The Degree of Doctor Philosophy, Tazmania University, 1993, s. 95.

365 Lynn LiDonnici, The Epidaurian Miracle Inscriptions: Text, Translation and Commentary, ( Ed. Elizabeth Asmis, John T. Fitzgerald, Ronald F. Hock), Text and Translation No. 36, Graeco Roman Series No 11., Scholars Press, Atlanta, Georgia, 1995, A4, s. 89.

türleri olduğu gibi efsanelere göre kuyruklarını ve kafalarını yutan türleri mevcuttur. Bu nedenle insanlık tarihi boyunca sembolik anlamları zengin ve karışık bir boyutta ele alınmıştır.366

Eski Yunan’da yılan sürekli olarak karşımıza çıkmakta ve özellikle koruyucu rolüne atıfta bulunulmaktadır. Örneğin; Atina Akropolisinde bulunan yılan gibi çoğu yılan da kentleri izlemektedir. Aynı zamanda vazolar, anıt mezarlar gibi birçok alanda kullanılan bir figür olarak yılan, inanan kişinin sağlığının koruyucusudur.367

Asklepios’un simgesi yılanın, yaratıklar ve ilahi varlıklar arasında şu ilişkileri kurduğu öne sürülmüştür: 368

1.Hayvanlar da ilahi varlıklara dâhil olup onların evrenine katılmaktadırlar. 2. Sembol olarak kullanılmaktadırlar.

3. Hayvanlar ilahi varlıkların özellikleri olarak görülmektedir. 4. Ritüellerde aracı olarak kullanılmaktadırlar.

Yılanlar, “Asklepios” ve “Amphiaros” gibi tanrıların araçları olarak bilinmektedir. İyileştirici gücünün somut hali olan yılan, gerçek tedaviyi de yapabilmekte ya da tanrıya tedavisini yaparken eşlik edebilmektedir. 369

Yılanın tanrı Asklepios’un simgesi olarak seçilme nedenleri şunlar olabilir:370 1.Yılanlar deri değiştiren hayvanların en önemli örneklerindendir. Yılanlar soğukkanlı bir tür olarak vücudundaki deriyi dökerek yeni deri geliştirmektedir. Diğer hayvanlar tüy ya da deri değiştirirken bu işlemi parça parça yaparken yılan tek seferde yapmaktadır. Bu özelliğinden dolayı yılanların kendilerini iyi edebildiği ve yenilendiği fikri oluşmuştur.

366 Michael Ferber, A Dictionary of Literary Symbols, Second Edition, Cambridge University Press, 2007, s. 186.

367 Diana Rodríguez Pérez, “The Meaning of the Snake in the Ancient Greek World”, Arts 2021, 10(2), 2021, s. 2.

368 Ingvild Sælid Gilhus, Animals, Gods and Humans: Changing Attitudes to Animals in Greek, Roman

and Early Christian Thought, London and New York: Routledge, 2006, s. 108.

369 Iamata III.7, 42 (Ed. LiDonnici, 1995); Paus. 13.4.5; Pérez, a.g.e., s. 20.

370 T.A Cavanaugh, Hippocrates’ Oath And Asclepius’ Snake: The Birth of the Medical Profession, Oxford University Press, 2018, s. 11.

2. Yılan toprakla ilişkisi yakın olan bir hayvandır. Bütün hayatını toprağın üzerinde geçiren yılanın, toprakla olan yakınlığından dolayı bitkileri ve mineralleri de bildiği düşünülmüştür. Toprağın bilgeliğini edindiği düşünülmüştür.

3. Yılanın tıpla ilgisi olarak başka bir ilişki de ortaya atılmıştır. Bu olgu Eski Yunan hekimleriyle ilişkilendirilmektedir. İlk Çağ’da, “Gine solucanı-Dracunulus Medinensi” adlı bir parazittir.

Bu parazit vücuttan çıkarıyordu. Bu işlem asayla yapılmaktaydı. Solucanlı deri asalağın çıkabileceği kadar kesiliyor ve deride bir yol oluşturuluyordu. (Şekil 3.12.) Böylece deriden atılıyordu. Bu asalak solucan Kuzey Afrika ve Ege’de o dönemde çok yaygındı. Bugün Afrika’da hala bulunmakta olup modern bir tedavisi yoktur. Ancak solucanlar tam olarak o günlerde, Eski Yunan'da olduğu gibi MÖ 600’de hekimlerin kulladığı yöntemle çıkarılmaktadır. Bu yöntem, MÖ 1550 yılına ait Ebers Papirüsünde de geçmektedir.371

Yılan sembol olarak karşımıza Troya’da da çıkmaktadır. Efsaneye göre; “Priamos ve Hekabe”, isimleri “Helenos ve Kassandra” olan ikiz çocuğa sahiptirler. Thymbralı Apollon’un372 şerefine, tanrının şehir dışında bulunan tapınağında bir şenlik düzenlenir ve tören sonunda çocukları tapınakta unutup gitmişler. Ertesi sabah almaya geldiklerinde Kassandra ile Helenos’u beşiklerinde uyur bulurlar. Ancak iki yılan çevrelerini sarar, çocukların gözlerini, kulaklarını yalamaktadır. Çocuklar beş duyularını kaybeder. Böylece insanların göremediği, duyamadığı gerçeklerin algısına duyuları açılır. İkisi de kâhin olur. 373

“Helenos-Kassandra” adlı ikizlere dair bu efsanenin, gerçekliği olmadan çıkmış olduğu düşünülemez. Bu nedenle Epidauros’taki Asklepios Tapınağından önce de yılanları, “bilgi ve şifa veren kutsal bir sembol olarak görme” ve “tapınaklarda

barındırma geleneği” bulunmaktadır. 374

371 Touraj Nayernouri, “Asclepius, Caduceus, and Simurgh as Medical Symbols, Part I”, Archives of

Iranian Medicine, Volume 13, Number 1, Ocak 2010, s. 65.; Cavanaugh, a.g.e. , s. 12.

372 Thymbralı Apollon’un tapınaklarında devasa yılanlar bulunmaktaydı. Yerel bir tanrıydı. Ogden, a.g.e., ss. 140-142.

373 Homer Iliad VI. 76, VII.44; Ogden, a.g.e., s. 138.

Günümüze kadar gelen arkeolojik buluntular ve Arkaik Öncesi Dönem çalışmalarına göre yılan sembolik bir figür olarak kullanılmaktadır. MÖ IX-VIII. Yüzyıla tanrı Asklepios’u temsil eden en eski yılan figürü, eski Norbert Schimmel Koleksiyonu içerisinde, bronz bir miğfer üzerinde yer almaktadır. (Şekil 3.13.)375

Atlas ve Prometheus miti, Lakonia bölgesinden siyah figürlü ve MÖ 570-MÖ 560 tarihle ait şarap içmek için kullanılan geniş ağızlı bir kyliks kabı üzerinde tasvir edilmiştir. Kapta yer alan sahnede Prometheus bir direğe bağlanmış olarak gözükmektedir. Onun üzerinde tüneyen bir akbaba ve Prometheus’a karşı dikilen Atlas ve Asklepios’un kutsal hayvanı “yılan” da gözükmektedir. Burada yılan, Prometheus’un ciğerini her gün bir akbaba yedikten sonra ciğerin yenilenmesini sembolize etmesi için kullanılmıştır. (Şekil 3.14.)376

Attika’da Oropos kasabasında tanrı Amphiaraos için yaptırılmış bir tapınak bulunmaktadır. Bu tapınağın adı “Amphiareion” olup burada bulunan “Archinos

Rölyefi” yılanların tedavisini anlatmaktadır. Rölyef, adak adayan kişinin mesajını

iletmektedir. Rölyefte yılan sembolü bulunmaktadır. Archinos, tapınakta rüya ile tedavi olmuş ve tanrı Amphiaraos, hastanın rüyasına girmiş ve Archinos’a iyileşeceğini söylemiştir. 377

Rölyefte stoayı andırır kolonlu bir yapı arka planda yer almaktadır. Bilindiği üzere genelde Asklepieionların çoğunda stoaların bulunmakta ve hepsi birer

“abatona-uyku odası” kısmına açılmaktaydı. Rölyefin sol kısmında Archinos, iyileşirken

görülmekte olup Amphiaros, Archinos’un omzunu sarmaktadır. Arka kısımda sağ tarafta kalan planda Archinos uyumakta ve başında Amphiaros görülmektedir. (Şekil 3.15.) 378

375 Pitarakis ve Tanman, a.g.e, s. 85.

376 a.g.e, s. 85.

377 Ogden, a.g.e., s. 356.

Asklepios’la ilgili görülen yılan sembolünün anlamlarını keşfetmek için geldiği yere ve oluşturduğu öğelere bakmak gereklidir. Bu durum 3 şekilde yorumlanmaktadır:379

1.“Asklepios” sözcüğünün kökeninde yatmaktadır. Tanrılar tarafından

lanetlenip yeraltı dünyasının derinliklerine gönderilen köstebek hayvanı “Asklepius” olarak adlandırılmaktaydı.

2. Asklepios’un da tıpkı köstebek gibi yer altı dünyasına gidip gelmesine işaret

eden mitostur. Pindaros ve Ovidius’un eserlerinde bu miti ele almış olup babası Apollon tarafında öldürülen Asklepios yeniden hayata dönmüştür.

3. Asklepieionlara seyahat edenlerin taşıdığı asalar bir nevi yılan sembolleri

olmakta ve onlara eşlik etmektedirler. Böylece, seyyahın yanında taşıdığı asa; üstün güçlerin yolladığı güçle, düşmanları yok edecek bir yılan sembolüne dönüşmüştür. Asklepieion’a giden kişinin yenilenmiş yaşamı işaret ettiği düşüncesi de ortaya atılmıştır.

Yılan simgesinin başka bir rolü de Asklepios’la iligili efsanelere konu olmasıdır: Kos’taki Asklepieion’a katkı sağlamasıdır. Pausanias, bu mitten şöyle bahsetmiştir: 380

“…Epidelium’dan381 200 stadyum uzaklıkta olan Epidauros, Limera Boeatae ülkesi ile dip dibedir. Oradaki halk, Lakeadaemonlulardan değildir; Epidauroslu olduklarını söylerler. Kos’taki Asklepieiona bir iş için gitmek üzere çıktıklarında bir rüya onlara görününce orada kalır ve oraya yerleşirler. Aynı zamanda derler ki; Epidauros’tan yanlarında bir yılan getirmişler. Ancak bu yılan o gemiden kaçıp denizden uzak olmayan bir yere doğru gözden kaybolmuş. Rüyayı ve yılanı bir kehanet belirtisi sayıp orada kalmaya karar vermişler. Yılanın kaybolduğu noktada Asklepios onuruna altarlar ve etrafında zeytin ağaçları mevcuttur.”

379 Arturo G. Rillo, “The Greek Origin Of Caduceum: Æsculapius”, Colombia Médica, Vol. 39, No. 4, November-December 2008, s. 392.

380 Pausanias, Descriptio Graeciae, III, 23 ve 6-7; Edelstein, a.g.e., 1945, s. 390.

381 Epidelium, Lakonia Bölgesinin doğu sahilinde yer alan küçük bir kasabadır. Mithridates Savaşları döneminde inşa edilmiş, “Epidelium” adında Apollon için adanmış bir tapınak da bulunmaktadır.

Yılan, tanrı Asklepios ile o kadar özdeşleştirilmişti ki; “Sikyon”, “Epidauros Limera” ve “Roma” kentlerindeki Asklepieionların, tanrı Asklepios’un yılan formunda bu kentleri ziyaret etmesiyle kurulduğuna inanılıyordu. 382

Bir rivayete göre; Galenos, devası olmayan hastalıklı birini Asklepion’a kabul etmez ve bunun üzerine hasta, iki yılanın zehirlerini kustukları tastan içerek intihar etmek ister ama tersine şifa bulur. Bunun üzerine hekim Galenos da, yılan figürünü Asklepieion’un simgesi olarak ilan etmiştir.383

Epidauros Kentinde bulunan tapınak, diğer tapınaklardan daha fazla yılan figürüyle özdeşleşmiştir. Pausanias, orada insanlarla bir arada yaşayan kutsal bir yılan türünü bulduğunu dile getirmiştir. Bu yılan günümüzde “Elaphe longissima

longissima” adıyla bilinmekte olup Güneydoğu Avrupa’da yaşayan uzun sarı zararsız

bir türdür. (Şekil 3.16.)384

Asklepios’un yılanından antik kaynaklarda da bahsedilmektedir. Romalı yazar Claudius Aelianus (MS 175- MS 235) “De Natura Animalum” adlı eserinde hayvanları kategorize etmiştir. Bu hayvandan şöyle bahsetmiştir:385

“Pareias” ya da “Paruas”386 adıyla bilinen kırmızı renkli, keskin gözlere sahip bir yılan türü Asklepios’un kutsal yılanı olarak sayılmaktadır. Isırığı yaralayıcı değildir. Bu nedenle tanrı Asklepios adına kutsal sayılan bir yılan olup “Asklepius’un hizmetkârı” olarak adlandırılmıştır.”

1877-1933 yılları arasında Fransızların Lagaş'ta yaptıkları kazılar sırasında kabartma resimli bulunan vazoda Yunanlara ait olduğu sanılan hekimlik simgesinin, gerçekte, hekimliğin koruyucusu bir Sümer tanrısının amblemi olduğu ortaya çıkmıştır. Vazonun üzerinde iki cin arasında, "yaşam ağacının beyi" anlamında tanrı

382 Ov., Meta., XV.622–744; Paus. II.10.2–3, 3.23.7; Perez, a.g.e., s. 20.

383 Şerife Mehlika Kuşkonmaz, “Bergama’da İki Bin Yıllık Bir Hastane ve Bir Hekim: Asklepion ve Galen”, Konuralp Tıp Dergisi, 2016;8 (2), s. 149.

384 Morris Weiss, “Telesphoros: Son Of Asklepios”, Innominate Society, Nisan 1989, s. 5.

385 Aelian, On The Nature Of Animals ( De Natura Animalum), VIII.12.

386 Epidauros Tapınağında bakılan “Coluber longissimus” ya da “Aesculapii or flavescens” ismine sahip yılan türüdür.

Ningişzida'nın simgesi, bir sopaya sarılmış biri dişi öteki erkek iki yılan yer almaktaydı. 387

Sopa, “yaşam ağacını” ve “yaşamı” temsil etmekteyken “yılanlar” ise “gençliği” anlatmaktadır. Bu figür, binlerce yıl farklı farklı kültürlerde bazen yalnız “sopa”, “sopa-yılan”, “tek yılan” ve “birbirine sarılmış iki yılan” şeklinde koruyucu ve şifa verici bir simge olarak kullanılmış ve çeşitlendirilmiştir. Daha sonra, gerçekte Sümerler’e ait olduğu unutularak Eski Yunanlılar’ın hekimlik-tanrısı Asklepios'un yılanlı asasından esinle günümüzdeki hekimliğin ana simgesi haline gelmiştir.388

Asklepios’un sembolleri, sikkelerde ya da rölyeflerde tanrı ve tanrıçalarla birlikte betimlenmekte ve kutsal varlıkların belirli özelliklerini yansıtmaktadır. Zehirli yılan, zehirden şifa beklendiği için bir simge olmuştur. Onun çok uzun yaşaması, insan ömrünü de uzatmak için önemli bir sembol sayılmıştır. 389

Ayrıca Asklepios Kültü içerisinde hekimin, bir yılan gibi dilsiz olup, kimsenin sırrını başkasına söylememesi ve sabır ve sessizlik içinde işini görmesi ilkesi nedeniyle yılan kutsal sayılmıştır.390

Ayrıca yılanlar, Asklepios ve diğer yılan formuna girebilen tanrı ve tanrıçaların hazinelerinin koruyucuydular. MÖ III. ya da II. Yüzyıla ait olduğu düşünülen Epidauros’ta bulunan bir heykel gövdesinde şu şekilde yılanlardan bahsedilmektedir:391

“Sikyonlu kahraman Aratus, yılanlar koruyucu olsun diye bu “drakon” 392 ile tuzaklar kurdu.”

Asklepios’un en önemli sembolü olan yılan, Epidauros Asklepeieon’undaki inkubasyon hikâyelerinde de karşımıza çıkmaktadır. Anlatıma göre, bir adamın ayak parmağındaki yarayı bir yılan iyi etmiştir. Adam önce rüya ile tedavi edileceği “abaton

387 Altay Gündüz, Mezopotamya Ve Eski Mısır, Bilim, Teknoloji, Toplumsal Yapı Ve Kültür, Büke Yayınları, İstanbul, 2002, s. 301.

388 a.g.e., s. 301.

389 Üreten, a.g.e., s. 111.

390 a.g.e., s. 111.

391 Daniel Ogden, Drakon: Dragon Myth and Serpent Cult in the Greek and Roman Worlds, Oxford University Press, 2013, s. 174.

392 Drakon kelimesi, “drakein” ve “derkomai” fiillerinden türemiştir. Fiiler, “keskin görmek” anlamında olup mitolojide “drakon”, efsanevi, büyük dişli zehirli yılanlara verilen addır. Ogden, a.g.e., ss. 2-3.

bölümüne” tapınak görevlileri tarafından taşınmış ve orada uyuyakalmıştır. Yılan abatonda dili ile adamı yalayarak iyileştirmiştir. Adam ise rüyasında genç birisinin ayağına ilaç döktüğünü gördüğünü söylemiştir.393

Asklepios’un sembolleri arasında karga da yer almaktaydı. “Atarbes” adlı bir kişinin Asklepios’un kutsal hayvan olan kargayı öldürdüğü ve Atinalıların bunu affetmediği anlatılmıştır. Bu konuda hassas olan Atinalılar onu ölüm cezasına çarptırmışlardır.394

2.7.2. CADECEUS

Asklepios’un başka bir sembolü ise yılanın etrafına dolandığı bir asa olup kendisi en iyi şu üç rolü yerine getirirken görülme olasılığı vardı: hekimlerin neseplerinin atası, tapınak rahiplerinin tanrısı ve sağlık merkezlerindeki düşkünlerin şifacısı konumunda olanı idi. 395

Asanın tarihinin analizi hem kökeni bazında hem de Asklepios ve tıbbın evrensel amblemi olarak değerlerdirildiğinde şu yorumlara ulaşmak mümkündür:396

1.Asa iki sembolün birleşimidir. Sopa ve yılandır. Sembolik olarak mistik bir enstrüman olarak görülebilir. Kökeni Prehistorik dönemlere kadar uzanmaktadır.

2.Bu köken mitlerin gelişimi ile doğru orantılıdır. Yılan ve asa da mitlerdeki gibi bir sembolizm içermektedir.

3.Yılan ve asanın bir araya gelişi benzer sosyo-kültürel şartların ve kültürlerin gelişiminin bir ifadesi olmaktadır. Bu durum sadece Eski Yunan kültürüne has değildir.

Bu asa sembolünün günümüze kadar ulaşmasının sebebi hem Asklepios Kültü olup hem de Orta Çağ’a kadar gelebilen Hermetik gizli öğreti anlayışıdır.

Asklepios genelde asası etrafına sarılı bir yılanı gizleyen bir pelerinli yaşlı bir adam olarak betimlenmiştir. Ancak asa ve yılan arasındaki ilişki hala gizemini

393 A17; akt. LiDonnici, a.g.e., s. 97.

394 Aelianus, Varia Historia, V. 17; akt. Edelstein, a.g.e., s. 378.

395 Compton, a.g.e, s. 302.

korumaktadır. Asklepios’un asasının kökeni mantık çerçevesinde şu şekilde de açıklanmaktadır: (Şekil 3.17.)397

Erken dönem Yunan hekim ve şifacıları iş için, köy köy kasaba kasaba dolanırken yanlarında ağır yük eşyalarını de taşırlardı. Ve ayrıca bir asa da bulundurmaktaydılar. Gittikleri yolda kendilerine engebeli zeminde yardımcı olması için bir asa da bulundurmaktaydılar.

Epidauros Tapınağında bu sembol, Asklepios heykelinde belki de altın ve fildişinden olması muhtemel bir şekilde tanrıyı tasvir etmekteydi. Bir elinde asası diğer elinde ise yılan figürü görülebiliyordu. Yanı başında ise bir köpek uyumaktaydı.398

Asklepios Kültü’nün koruyucu hayvanları arasında köpekler de bulunmaktaydı. Aelianus’un aktarımına göre, bir gün hırsızın biri Asklepieion’a girerek ve anatomik adakları toplayıp çalmaya çalışmıştır. Bu sırada bir köpek hırsızı kovalayarak görevini yerine getirmiş ve kayıp adakları bulmuştur. Bu olayın ardından köpek ödüllendirilmiştir. Buradan anlaşıldığı üzere köpekler Asklepieionlarda kabul gören canlılardı.399