• Sonuç bulunamadı

İlk Çağ’da Anadolu toplumlarında da Mezopotamya toplumlarında olduğu gibi, rüyalar önemli bir rol oynamaktaydı. Tanrılar isteklerini rüyalarla insanlara iletiyorlardı. “Avcı Kešši” miti de bunlardan biridir. Avcı Kešši, MÖ III. binde Yukarı Dicle coğrafyasında yaşadığı düşünülen Hurri kökenli Hitit hikâyesi olup Hurrice Hititçe, Akadca dillerinde kopyaları bulunmaktadır.103

Avcı Kešši, evlendikten sonra avlanmayı ve tanrılara kurban sunmayı bırakır.

Ancak annesinin ikazı üzerine tekrar ava gitmek için yola koyulur. Bu yolculuk sırasında işler Kešši’nin umduğu gibi gitmez ve avlanamaz. Kešši, avlanmak için gittiği Natara Dağı’nda tanrılar ona kızıp ondan avlanabileceği tüm hayvanları saklarlar. Üç ay boyunca aç susuz dağlarda gezinir. Sonunda yorgunlukta bir ağaç altında uyuyakalır ve bir kısmı kayıp olan şu cümlelerde gördüğü yedi rüya anlatılır:104

“…Kešši sen… dağlarda ye…,… onun giysisi üzerinde…uzanır…. Kešši [ikinci defa bir rüya ] gördü. O [üçüncü bir rüya ] gördü. Natara Dağı’ndan …şehrine yukarı getirdi….ve…. Ve hizmetçileri onun annesine gitti. O dördüncü bir rüya gördü.

103Hititçe’de: CTH 361.I.1.A, KBo 57.15 + KUB 33.121 + KUB 36.62; CTH 361 I.2 A, KUB 36.63+ KUB 17.1; CTH 361 I.3.A, KBo 22.8; CTH 361 I.4.A, VSNF 12.131.; Hurrice: CTH 361 II, KBo 53.2, ABoT 2.18, FHL 179, KUB 52.115; CTH 361 II.1, KBo 27.219 + KBo 7.70 + KBo 12.79 + KBo 27.218+ KUB 47.1 + KUB 47.112 + KBo 61.243; CTH 361 II.2,KUB 47.2; CTH 361 II.3, KUB 47.4; CTH 361 II.4, KUB 47.3; CTH 361 II.5, KUB 47.5 + KUB 47.7 + KUB 47.11; CTH 361 II.6, KUB 47.6; CTH 361 II.8, KUB 47.8; CTH 361 II.9, KBo 35.43; CTH 361 II.10, KUB 27.40, KUB 36.61; CTH II.12, KUB 52.114 +ABoT 1.36.; Akadca Versiyon: CTH 361 III, VAT 1704 (EA 341); Esma Reyhan ve Tülin B. Cengiz, “Bir Hitit Masalı: Avcı Kešši”, KUBABA-Arkeoloji-Sanat Tarihi-Tarih Dergisi, Yıl:13, Sayı: 25, 29 Aralık 2016, ss. 63-64.

Bazaltan ağır bir taş parçası gökyüzünden düştü ve hizmetçiler ve “tanrının adamı” onun altında ezildi. O beşinci defa bir rüya gördü: Kešši’nin tanrı babaları bir ateş tutuşturuyorlardı. O altıncı defa bir rüya gördü: Ağaçtan yapılmış bir halka Kešši’nin boynundaydı ve aşağıda bir kadının ayak bileği, Kešši’nin ayak bileğinin üzerine yerleştirilmişti. O yedinci defa bir rüya gördü. Kešši aslanların arkasından gitti. Ve o kapıdan çıkarken, o kapının önünde sfenks ve yılanlar buldu. Ertesi sabah güneş doğduğunda, Kešši bir sesle uykudan uyandı ve annesine akşam gördüğü rüyaları anlatmaya başladı. Kešši annesine sordu: [Biz nasıl] davranacağız? Dağa gidecek miyiz? Dağda ölecek miyiz? Dağda bana [ o]lur mu? Annesi Kešši’yi şöyle yanıtladı: “Rüyaların anlamı şudur. Bütün çimenler büyür. Rüyalar, …şehrinin…. Onun aşağısından bir nehir akar. …günde …orman…ölmeyeceğiz…mavi yün…” 105

Hititler’de “rüya görmek” kavramı “teshan/ zashain aus-” ile karşılanırken “teshi/zashiya aus-” kelimesi ise, “rüya içerisinde görmek” anlamında kullanılmaktaydı. “teshit/teshaz/zashiyaz aus-” kavramı ise, “rüya aracılığıyla bir şeyi

görmek” anlamındaydı.106

Hititler’de “Avcı Kessi” gibi “kehanet rüyaları”nın yanı sıra “istihare

rüyaları” vardı ki, bunlar, Hititçe’de “šuppi šešk” kelimesiyle anlatılmaktaydı. Bu

kavramü Tanrılardan yanıt almak ya da onlara danışmak için, dinsel yönden temizlenerek, rüya görmek için uykuya yatmak anlamında kullanılıyordu. Bu kelime ile ifade edilmek istenen “incubation”, dinsel bakımdan temiz uykudur.107

İlk Çağ’da Hititler’de de bulunan “İncubation” olgusu “Paskuwatti Ritueli” içerisinde de karşımıza çıkmaktadır. Bu ritüelde çocuğu olmayan bir erkeğin tedavi edilebilmek için rüya uykusuna yatırıldığı görülmektedir. Ritüelin gerçekleşebilmesi için “Uliliyassi” adlı bereket getiren Luwi tanrıçası adına adaklar adanmaktadır. Uygulama boyunca hasta, “kadınlık sembolleri” olarak görülen “ip ve ip örmek için

kullanılan öreke” yi, erkekliğin simgesi olan “ok ve yay” ile değiştirmekte ve

105 Florioti ve Eser, a.g.e., ss. 83-84.

106 Gary Beckman, “On Hittite Dreams”, İpamati Kistamati Pari Tumatimis: Luwian And Hittite Studies

Presented To J. David Hawkins On The Occasion Of His 70th Birthday, (Ed. Itamar Singer), Tel Aviv

University, September 2010, s. 26.

kullanmaktadır.108 Paskuwatti adıyla uygulanan bu “incubation” ritüeli tedavi eden tarafından şu şekilde anlatılmaktadır: 109

“Hastanın eline ip ve örekeyi verir; bir kapıdan geçiririm. Daha sonra bunları

elinden alır ve şöyle derim: senden kadınlığı aldım ve sana erkekliği geri verdim. Erkeklerin özelliklerini geri kazandın. Hasta, tanrıça önünde diz çökerek şunları diyecektir: Eğer sen bir dağda, çayır ya da vadide ya da her neredeysen, bu kişinin iyiliği için gel! Bu kişi, sana bir yer ayırıp ev verecektir. Erkek ve bayan hizmetçileremrine tahsis edecektir. Sana öküz ve koyun keserek adaklarda bulunacaktır. Ben seni çağırıyorum. Yanında Ay, Güneş ve yıldız tanrılarını da getir! Bu kişiye gel!”

Ayrıca tanrıçaya adanan sunu masasının önüne bir yatak yapılmakta ve hasta buraya yatırılmaktadır. Hasta, rüyasında tanrıçayı görürse onunla beraber olmakta ve ona yalvarmaktadır. 3 gün boyunca bu uygulama yapılırken gördüğü her rüyayı da ritüeli uygulayanlara anlatmaktadır.110

Bu dini tören doğru yapılmışsa ve tedavi gerçekleşmişsse kişi rüyasında tanrıçayı görmekteydi. Bu da onun iyileştiğini gösteren bir bulgu olarak kabul edilmekteydi. Tedaviden sonra hasta, ya “ḫarsiyallivessel” ya da “ḫuwasi-”111 adlı bir taş şeklinde tanrıçanın bir heykeli geride bırakıyor ve adak adamış oluyordu.112

İlk Çağ’da “Asklepios’a rüya tedavi” için gelen kimselere uygulanan tedavi ile “Paskuwatti Ritüeli” arasında benzerlik bulunması, bu prosedürlerin aynı coğrafyada ne denli yaygın olduğunun bir işaretidir. Hititler Dönemi’ne kadar giden bu uygulama, rüya ile tedavinin insanlığın ortak bir deneyimi olduğunu hatırlatmaktadır. 113

İlk Çağ’da olan bazı uygulamalar günümüzde Anadolu’da hala devam etmektedir. İlk Çağ’da rüyada ölü aile bireylerini görmek, bir tanrı ve önemli kimseleri görmek, daha önce bilinmeyen şeyleri yemek, daha önce gitmediği yerlere gitmek,

108 CTH 406; KUB 7.5 IV. 1-10; Beckman, a.g.e., ss. 27-28.

109 Ian Rutherford, Hittite Texts and Greek Religion: Contact, Interaction, and Comparison, Oxford University Press, September 2020, ss. 125-126.

110 CTH 406; KUB 7.5 IV. 1-10; Beckman, a.g.e., ss. 27-28.

111 “ḫuwasi-” adı verilen taşlar, tanrıların ikamet ettiğini düşünülen yerlere konulan taşlardı. Bu taşlar İlk Çağ’da kült objeleri olarak görev görmekteydi. Rutherford, a.g.e., s. 185.

112 a.g.e., s. 126.

bilinmeyen bir elbise giymek kötü belirti olarak görülmektedir. Kötü rüyanın etkisinden kaçınmak için “rüyayı akarsuya anlatmak” veya “rüyayı kâğıda yazıp nehre atmak” gibi benzer uygulamalar, Anadolu’da halen devam etmektedir. Burada rüyanın kötü etkisi, başka bir nesneye aktarılmakta ve artık kötülüğü üzerine aldığı düşünülen nesne, akarsu vasıtasıyla yok edilmektedir.114