• Sonuç bulunamadı

HELLENİSTİK DÖNEM PERGAMON ASKLEPİEİONU

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ASKLEPIEIONLAR

3.5. PERGAMON ASKLEPİEİONU

3.5.2. HELLENİSTİK DÖNEM PERGAMON ASKLEPİEİONU

Asklepios Kültü’nün ve kutsal alanının Geç Hellenistik Dönem’e ait değişikliklerini ise iki olay etkilemiştir: 510

505 Melfi, a.g.e., 2016, s. 91.

506 a.g.e., 2016, s. 90.

507 Lee T. Pearcy, “Galen's Pergamum”, Archaeology, Vol. 38, No. 6, November-December 1985, s. 35.

508 Philostratus, Via Apolloni, IV, III.4; Edelstein, a.g.e, 1945, s. 400.

509 Melfi, a.g.e., 2016, s. 89.

1.Bithynia Kralı II. Prusias’ın Asklepieion’u yakıp yıkmıştır.

2. Attalos hanedanlığının son kralı olan III. Attalos zamanında kazanılan bir zafer üzerine Asklepion’un eski tanınırlığına kavuşmuştur

MÖ 160-138 yılları arasında Pergamon Krallığı’nda hüküm süren II. Attalos, tahta geçmesinden kısa bir süre sonra MÖ 156 yıllarında Bithynia Kralı II. Prusias ile savaşmıştır.511

II. Attalos’un kardeşi II. Eumenes’in ölümüyle II. Prusias, Pergamon tahtındaki değişiklikten yararlanmaya çalışmıştır. Bu nedenle, II. Prusias, Pergamon’a saldırmıştır. Bithynia Kralı Prusias, Pergamon kentinin kadar gelebilmiştir. Pergamonlu heykeltraş Pyromakhos’un eseri olduğu söylenen Asklepios heykelini ele geçirmiştir. Bu döneme ait tanıklıklardan biri de MÖ 203-MÖ 120 yılları arasında yaşamış Polibios’tur: 512

“Prusias, MÖ 554’te Attalos’u yenip Pergamon’a girmesi üzerine Asklepios

Tapınağına getirdiği muhteşem kurbanları hazırladı.”

MÖ III. Yüzyılda ise, Asklepieion önemli değişiklikler geçirmiş ve kült için hayati öneme sahip bazı binalar inşa edilmiştir. I. Eumenes Dönemi’ne ait olduğu düşünülen tapınak alanı yeniden kuzey-güney ve doğu-batı yönünde binaların doğrultusu değiştirilerek yeniden şekillendirilmiştir. Kutsal alanının batısındaki yüksekçe kayalık alana enaz iki ya da üç tapınak binası inşa edilmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Bu binaların varlığına dair kanıtları ise; üç altarın mevcut olması ve İyon düzenine ait sütun pervazlarına dayandırılmaktadır.513

MÖ 280 – 133 yılları asrasında, Bergama Krallığı Döneminde akropol ve kent gibi Asklepieion da geniş ölçüde kalkındırılmıştır. Özellikle mermer işçiliğin ile süslenmiştir. Bergama kralı III. Attalos zamanında sağlık tanrısı ile kral arasındaki sınıf ayırımı kaldırılmış ve Asklepios'un sağlık yurdu “Kralın kutsal yeri” şeklinde isimlendirilmiş ve herkese ibadete açılmıştır. 514

511 Polyb. XXXII.15.

512 Polybius, Historiae, XXXII, 15, 1; Edelstein, a.g.e., 1945, s. 405.

513 Melfi, a.g.e., 2016, s. 91.

514 Yüksel Güngör, Bergama Krallık Kültü-Bergama Belleten, Sayı 14, BERKSAV Bergama Kültür ve

MÖ 218 yılında ise Büyük İskender’in hazinesi nedeniyle Suriye kralı III. Antiokhos ordularını, Bergama kralı I. Attalos üzerine göndermiştir. Bergama’ya kadar gelebilen bu ordu, akropolü kuşatıp ve kenti yakıp yıkmıştır. Asklepieion ise çok az hasar almıştır; ancak, MÖ 201’de Makedonya kralı V. Philippos, akropolü zapt edemeyince kenti yakıp yıkmış ve Asklepion’a da zarar vermiştir. MÖ 183-173 yılları arasında Bergama kenti ile beraber Asklepieion da onarılmıştır.515

Bu dönemdeki plana göre yer kazanmak için güney eğimli alan destek duvarlarıyla kapatılmış ve bir dehliz oluşturulmuştur. Dor düzenindeki mermer tapınak kayalıklar üstünde yükselmiş, tedavi salonları kurulmuştur. Kutsal su için taş çeşme ve havuz yapılmıştır.516

Roma Öncesi Dönem’e ait yapı kısmı 12 kattan oluştuğu belirtilen Asklepios Tapınağı’nın ilk çekirdek bölümü alçak bir kaya sırtından oluşmaktadır. Bu bölge sonradan genişletilmiş olup tapınağın batı bölümünde bulunmaktadır. Gelişim sürecinde ise üç su kaynağı ile çevrelenmekteydi. Bunlar, bir kaya çeşmesi, bir dolaplı çeşme ve bir de havuzlu çeşmedir. (Şekil 4.14.)517

Kaya tümseğinde küçük birer “Asklepios Soter”, “Tanrıça Hygieia” ve “Apollon Kalliteknos” için üç kült binası yapılmıştır. 518

1933 yılında Asklepieion’da yapılmış kazılar sırasında, Klasik Dönem’e ait olabileceği düşünülen temeller bulunmuştur. Asklepios Tapınağına yakın bir yerde yerinden oynatılmış antik buluntulara rastlamıştır. Bunların en önemlileri şunlardır: 519

1.Mermer Adak Kabartması: Zeus koltuk üzerinde oturur vaziyette yer almaktadır. Sunağın önünde tanrıça Artemis’i andıran giysili bir kadın ve koltuğun arkasında ise eliyle güğümden Zeus’un kadehine içki döken kadın figürü yer almaktadır. Kabartmada M, P, A harfleri yer almak ve bunların kutsal ağaç ya da adak

515 Güngör, a.g.e., s. 84.

516 a.g.e., s. 84.

517 Üreten, a.g.e., s. 105.

518 a.g.e., s. 105.

519 Derya Ercan, Bergama Tarihi ve Kültürü, KKTC Yakındoğu Üniversitesi, Lisans Tezi, Lefkoşa, 2000, ss.20-21.

adayan kişinin isimleri olabileceği düşünülmektedir. Bu kabartmanın Phaisidias’ın öğrencilerine ait olduğu fikri de ortaya atılmıştır.

2.Koltukta oturan bir adam ve önünde bir çocuğun üst bacaklarının yer aldığı bir kabartmadır. Koltuğun altında ise köpek mevcuttur.

3. Diğer bir kabartmada ise; elinde khiton bulunan sağa yönelmiş adım atar şekilde bir sakallı, profilden bir erkek ve sağa dönük bir erkek başı ve duran bir kadın kabartması bulunmaktadır. Bu buluntuların Asklepieon’a yakın bir biçimde yer alması adak ile ilgili olabileceği izlenimini uyandırmaktadır. Özellikle yanında köpeği bulunan sakallı erkeğin tanrı Asklepios ve kadının da kızı Hygeniea olduğunu sanılmaktadır.

Bu dönemde tapınak uykusunun gerçekleştiği düşünülen tapınağın güneybatısındaki bir binaya, kült heykelinin eteklerinden bir kanal aracılığıyla su götürülmekteydi. Epidauros’takinde ise, Asklepios Tapınağının içindeki heykelin içine bir boru sistemi aracılığıyla su taşınmaktaydı. Asklepios heykelinden ise; ufak bir havuza akarak en sonunda tapınak uykusunun yapıldığı “abaton” bölümdeki stoalara ulaşmaktaydı. Benzer bir durum, Lebena Asklepieionunda da vardı. Roma döneminde bir kanal, tapınağın cella bölümündeki havuza su sağlamaktaydı. 520

Asklepieion’un yeri, kentin batı kesiminde, denizden 108 metre yükseklikte olup korunaklıdır. Aristides, konumu için sadece şifalı suyu ve havasının iyi oluşundan değil; ilahi bir seçim olduğunu öne sürmüştür. Bergamalı hekim Galenos ise, Asklepion'un Misi Dağları’nın (Geyikli) eteğinde olduğunu, temiz havası ve suya sahip bir yerde inşa edildiğini vurgular. Kazılar sonucu gün ışığına çıkarılan Asklepieon'un bugün gördüğümüz kalıntıları büyük oranda MS II. yüzyılda gerçekleştirilen geniş çaplı yenilemeye aittir. Bunun öncesinden kalanlar ise kutsal alanın esas çekirdeğini oluştururlar.521

Kutsal kuyu, tapınağın ve onun batısı ile güneyinde yer alan uyku odalarının temelleri gibi bugün gördüklerimizin çoğu Aelius Aristides’in zamanında inşa edildiği düşünülmektedir (Şekil 4.15a.) (Şekil 4.15b.).Aristides’in bahsettiği yapılar genellikle

520 Melfi, a.g.e, 2016, s. 92.

günümüze erişmemiştir. Yine de kutsal alandaki ilk yerleşmenin Arkaik Dönem’e, hatta Bronz Çağ'a gittiği anlaşılmaktadır. Eski Yunan tanrısı Pergamon’da da Asklepios’un kültü olasılıkla daha eski ve yerli bir kutsal alan üzerine kurulmuştur.522

Bu dönemde Pergamon kenti, yerli kökenli tanrılarını dışarıdan gelenlerle sentezleyip benimsemiş ve belli bir süreç zarfında kendi pantheonunu kurmuştur. Helenistik Dönemde ekonomik kent geliştikçe sosyal ve siyasi koşulların düzenlediği yaşam, tanrılara farklı roller empoze etmiştir. Ancak Pergamon’da benimsenenbazı tanrılar içeriği aynı kalmış ve başka isimler olarak tapınılmışlardır. Bu nedenle semboller, tasvir biçimlerini ve hatta isimler zaman zaman değişmektedir. 523

Bergama Akropolü’nün güneyinde ovada, tuğla duvarlarının renginden dolayı halk tarafından “Kızıl Avlu” olarak adlandırılan bir yapı yer almaktadır. Bina dikdörtgen plana sahip büyük bina 3 nefli ve apsis yapısı nedeniyle “Bazilika” olarak da bilinmektedir. Eski Mısır’a ait şifacı tanrı Serapis ile ilişkisinden dolayı, “Serapeion” adı verilmiştir. Anadolu’da günümüze kadar gelmiş Roma yapıları arasında en büyüğü olup temenos alanı ile beraber 270x100m'lık bir alanda bulunmaktadır.(Şekil 4.16.)524

Bu Serapis Tapınağı MS 117-138 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Hadrianus’un zamanında inşa edilmiş olup bugün bir kulesi ise cami olarak kullanılmaktadır. Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birinin Bergama’da bu tapınağın içine yapıldığı iddia edilmiştir.525