• Sonuç bulunamadı

İlk Çağ’da rüyalar, anlam üretme yollarından biri olarak görülmüştür. Rüyalar bünyesinde zamanı barındırmakta ve kozmik tarih, ruh ve insanın öz benliğinden oluşmaktadır. Rüyalar, insanın karakter ve ilişkiler dünyasının eğreti bir temsili olması nedeniyle insan dünyasında önemli bir yer teşkil etmiştir. İnsanoğlu yüzyıllar içerisinde kendisi de rüyaların “gerçek”; gerçek dünyanın da rüya olduğu düşüncesiyle yalpalamıştır. 65

Rüya, mitler gibi modern insan ile geçmişteki insan topluluklarının aynı şekilde elde ettiği ortak bir deneyim olduğu için incelemeye değer görülmüştür. Rüyalar sık sık Mezopotamya, Eski Mısır, Sümer, Eski Yunan vs. hemen hemen tüm Eski Çağ topluluklarının hemen hemen hepsinde ilgi konusu olmuş olup edebi yazıtlarında, tarihi anlatımlarda, mektuplarında, ritüellerde ve teknik detayları içeren ayin metinlerinde yer almaktadır. Uruk kenti kralı Gılgamış’ın epik hikâyesi de canlı bazen rahatsızlık verecek kadar farklı özellikleri olan bir rüya bölümü ile buna en güzel örnektir. 66

MÖ II. bin yılın ortalarında Akadca kaleme alınan “Gılgamış Destanı”, Gılgamış adlı bir kahramanın yolculuğunu konu almaktadır. Arkadaşı Enkidu ile bir orman yolculuğuna çıkarlar ve güneş batmadan bir kuyu kazarlar. Toprak üzerine serdikleri bez üzerinde yemek yerler ve bu esnada Gılgamış “tanrılar barınağı” dediği “dağa” yalvarır ve bir rüya görür: 67

“Tanrılar barınağı, Ey Dağ! Beni gönendirecek bir düş görmemi sağlayın,"

diye yakardı. Duadan sonra da Enkidu'yla el ele tutuştu; ikisi de bu durumda uyumak üzere yere uzandı. Geceden akıp gelen uyku üstlerini örttü. Gılgamış, düş gördü; gece

64 Eric Fromm, Rüyalar, Masallar, Mitoslar, (Çev. Aydın Arıtan ve Kaan H. Ökten), Arıtan Yayınevi, İstanbul, 1992, s. 18.

65 Patricia Cox Miller, Geç İlk Çağ’da Düş Görme: Bir Kültürün Düş Gücüne İlişkin Araştırmalar, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2015, ss. 18-19.

66 Christopher Metcalf, “Horn And Ivory: Dreams As Portents in Ancient Mesopotamia And Beyond”,

Perchance To Dream: Dream Divination in The Bible And The Ancient Near East, (Ed. Esther J. Hamori

Ve Jonathan Stökl), Atlanta, SBL Press, 2018, s. 9.

yarısı uykusu kaçtığında arkadaşına düşünü anlattı.“Enkidu, sen değilsen, kim uyandırdı beni? Arkadaşım, düş gördüm. Kalk, dağdaki yarığa bak. Tanrıların bana gönderdikleri uyku yarım kaldı. Dostum, nasıl bir düş gördüm, bilsen! Korkunç karmakarışık olaylarla doluydu. Kırlarda bir yabani boğayı tutmuşum. Göğün tamamı görünmez hale gelinceye değin çevreyi toza toprağa boğup böğürdü durdu; kolum kanadım düştü, ağzım açık kaldı. Dizimin üstüne düşmüşüm; sonra, biri gelip kırbasındaki suyla beni serinletti, canlandırdı.”

Enkidu ise; rüyayı yorumlamanın bir örneğini sergileyerek arkadaşına yol gösterir ve tanrılar tarafından geldiğini söyler: 68

“Sevgili arkadaşım," dedi Enkidu. Kendisine doğru yol aldığımız tanrı, esrarlı biçimine rağmen, yabani boğa değildir. Görmüş olduğun yabani boğa koruyucu Şamaş'tır. Zor anımızda elimizden tutacak olan odur. Kırbasından su veren, tertemiz adının süregitmesi için uğraşan tanrıdır, yani Lugulbanda'dır. Onunla el ele verip ünü hiç unutulmayacak bir iş gerçekleştireceğiz.”

Bir başka örnek ise; Sümerler zamanına aittir. Sümerlerin en eski kahramanlarından olan “Ziusudra” istihareye yatmak için bir kulübeye girer. Ziusudra “saygı”, “iyi niyet” ve “ahlaklı” olmanın bir timsali olup göklerin ve yerlerin ismini zikrederek rüyalar görebilmektedir. Rüyasında tanrı Enki ona yaklaşmakta olan tufanı haber verir. Gılgamış destanında bu karakter Utnapiştim’e dönüşür ve o da aynı mesajı alır. 69

Talmud’dan Fromm’un aktardığı bir cümle rüyaların öneminin ortaya koymaktadır: “Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer.” Gerçekten de mit ve rüyalar, kendi kendimize gönderdiğimiz mesajlardır. Eğer bu dil fark edilemezse insanlığın daha doğaya hükmedemediği çağlardan günümüze aktarılan bu bilgiler bir türlü anlaşılamamaktadır. Rüyaların da mitler gibi önemi bu noktadan doğmaktadır.70

68 Duralı, a.g.e., s. 32.

69 Curtis Hoffman, “Dumuzi’s Dream: Dream Analysis in Ancient Mesopotamia”, Dreaming, Vol. 14, No. 4, 2004, s. 246.

70 Talmud, Berachot, 55a.; https://www.sefaria.org/Berakhot.55a ( Erişim Tarihi:15.04.2021); Fromm,

Mitler gibi rüyalar da aynı zamanda zihnimizin iç dünyasını yansıtmaktadır. Ayrıca mitler gibi rüyalar hem topluma hem de bireye hizmet eder. Çünkü rüyalar istek ve de bireye hizmet eder. Çünkü rüyalar istek ve anılarımızdan şekillenmiştir ve kısmen de olsa bir kültürün dinamiklerine ve değerlerine karşılık verir.71 Bu nedenle insanlığın ortak mirası olan bu kültürel rüya teorilerini kavramak için rüyaların algılanışındaki örüntü ve kalıpları analiz etmek gerekmektedir.72

Rüyaların analizi o kadar zordur ki; gözlemlenemez ve bu yüzden rüya üzerine yapılan çalışmalar onları deneyimlemiş kişilerden gelen aktarımlara dayanmaktadır. Duygular gibi bazı rüyalar da diğer zihni deneyimlerden daha zor yorumlanmaktadır. Çünkü uyku sırasında meydana gelmekte ve sık sık uyanan rüyayı görmüş kişinin bile hatırlaması zor, farklı özellikler içermektedir.73

Rüya yorumlamanın tarihi, rüyayı psikolojik bir olgu olarak değerlendirmiştir. Bu tarih, bedenden ayrılan ruhun kendine özgü hayatı olduğunu ya da hayaletlerin çıkardığı ses ve görüntülerle bu olguyu betimleyerek başlamıştır. Doğu kültürlerinde rüya tabiri, belirli dini ve ahlaki kalıplara göre şekillenmektedir. Böyle bir yorum yönteminde her sembolün belirli bir anlamı vardır. Yorumcunun yaptığı ise; bu anlamların açıklamalarını birbirleriyle birleştirerek değerlendirmektir. 74

Eski Çağ’da bu nedenle rüyalar üzerinde fikir birliği toplumca yürütülmekte olup bu fikir birliği beş noktada toplanıyordu: 75

1. Rüyaların ya da en azından bazı rüyaların tanrılardan geldiğine inanılıyordu. 2. Rüyalar tahmin edilebilir olarak görülmekteydi. Bu tahmin için de iyi bir rüya

yorumu gerekmekteydi.

3. Tahmin edilebilir sayılan bu rüyalar “anlatım” ile değil; sembollerle ilgilenmekteydiler. Rüyaların dili sembolikti. Rüyalar ayrı bir olgu olarak kabul görüyor ve insanın yaşadığı deneyimden sayılmıyordu.

71 Benjamin Kilborne, “Dreams”, Encylopedia Of Religion, New York, Macmillan, No. 4, 1987, s. 27.

72 A.g.e., s. 482.

73 Matthew Hodes, “Dreams Reconsidered”, Antropology Today, Sayı 5, No. 6, Aralık 1989, s. 6.

74 Fromm, a.g.e., 1992, ss. 127-128.

75 Peter Thonemann, An Ancient Dream Manual Artemidorus’ the Interpretation of Dreams, Oxford University Press, United Kingdom, 2020, ss. 5-6.

4. Rüyaları şifreli mesajlar olarak algılamak yaygındı. Bu nedenle rüya yorumları yapılırken belirli şema ve formüller izleniyordu.

5. Gerçek ve doğru bir rüya yorumu ise; ancak, profesyonel bir rüya yorumlayıcısı sayesınde gerçekleşiyordu.

Eski Çağ tarihinde bilinen bazı önemli rüya yorumcuları da bulunmaktaydı. Bunlardan günümüze gelebilen tek Grekçe rüya yorumu kitabını yazmış olan Anadolu kökenli Artemidorus, MS II. yüzyılda, imparatorlar Hadrianus ve Marcus Aurelius dönemlerinde yaşamıştır. Artemidoros’un yaşadığı zaman dilimi Pergamon Asklepieion’unu şifa amaçlı ziyaret eden “Aelius Aristides”, “yazar Pausanias” ve rüyaları tıp bilimi için önemli kabul eden “hekim Galenos” gibi isimlerle de aynı döneme denk gelmekteydi.76

Artemidorus, rüya yorumları hakkında “Oneirokritika” adlı bir eser kaleme almış olup eserinin III. kitabında kendisini “Daldisli Artemidorus” olarak tanıtmaktadır. Daldis kenti günümüzde Manisa-Salihli yakınlarında olup Artemidorus, anne tarafından bu kentlidir.77 Hemşehrisi olduğu Daldis kentinin yerel tanrısı, rüya ile tedavi eden Asklepios’un babası Apollo Mystes’tir. Eserinde bu tanrıdan bahseden Artemidorus, bu eseri yazmasını tanrı “Apollo Mystes”in istediğini söylemiştir.78

Artemidorus’un günümüze ulaşan tek eseri “Oneirokritika-Rüyaların

Sınıflandırılması”dır. Eser, 5 kitaptan oluşmaktadır. I. kitapta benlik ve vücut üzerine

yoğunlaşmaktadır. I. kitabın ana konusu ise, rüya ve rüyayı gören kişi arasındaki dış ilişkiler ve yorumlayacının bilmesi gerekenler üzerinedir. “Baştan aşağıya” bütün rüyalar tartışılmaktadır. Burada baştan aşağıya olarak görülen bütün vücut bölümleridir. Bir kişinin rüyada doğum görmesi, hamilelik, rüyada çocuklar görmek, kafa, beyin, alın, yanaklar, kulaklar, dişler, çene, dil, kusmak, kafada apse, hayvan kafasına sahip görmek, kafası kesilmiş insan görmek farklı gibi rüya konuları bu bölümde ele alınmıştır.79

76 Benjamin Kilborne, “On Artemidoros Approach to Dreams”, Dreamworks, No. 4, 1983, s. 24.

77 Artemidorus, Oneirocritica, The Interpretation of Dream: Oneirocritica, (Trans. Robert J. White), Noyes Press, 1975, 3.66.7; Thomemann, a.g.e., s. 7.

78 Artem., Oneirocritica, 2.70.13; Thomemann, a.g.e., s. 8. 79 Kilborne, a.g.e.,1983, s. 204.

Eserin II. kitabı da aynı şekilde ayrıntılı rüya yorumlarına yer vermektedir. III. kitap o dönemde basılmış olan bu kitaplara karşı yapılan eleştirileri azaltmak için ek bilgiler vermektedir. IV. kitabı da bu eleştirilere karşı yazan Artemidorus, V. kitabında 95 adet rüyayı ve yorumlarını kaleme alarak bir rüya külliyatı ortaya koymuş ve seriyi tamamlamıştır.80

Artemidorus rüyaları yorumlarken kendine özgü bir rüya terminolojisi ortaya koymuştur. Rüyaları “oneiros” ve “enhypnion” adı vererek iki türe ayırmıştır. Bu rüya türleri arasında bir takım farklılıklar mevcuttur:81

1.“Oneiros”, rüyanın değerli görülen bir türüyken “enhypnion” ise tam tersidir.

2.“Oneiros”, etkisi uzun süren bir rüya türüyken “enhypnion” ise; kısa süreli bir rüya tecrübesidir. “Enhypnion” adlı rüya türü “hypomnesis-insanın yaşadığı günlük olaylardan geriye kalanlar” nedeniyle oluşmaktadır.

3.Oneiros ise; gelecek hakkında “prorresis-uyarı” niteliği taşıyan bir rüyadır. 4.Oneiros, gelecek ile ilgili olgular içerirken “enhypnion” rüya türünde geçmiş sözkonusudur.

5.“Oneiros” gören kişiyi aktif hale getiren bir rüyadır. Rüyayı gören kişi konuyla ilgili araştırmalara girişmektedir. Diğer tür olan “enhypnion”da ise pasif bir durum söz konusudur.

Artemidorus, rüyaları içinde bulundukları koşullara göre değerlendirmiş bir yorumcudur. Aynı semboller farklı kişiler için farklı anlamlar ifade etmektedir. Örneğin; “beyaz ekmek” zengin için kullanılmakta ve “zenginlik” anlamına gelmekteyken siyah ekmek ise fakirler içindir. Böylece sosyal statüye ve bireylerin

80 Arthur S. Osley, “Notes on Artemidorus’ Oneirocritica”, The Classical Journal, Vol. 59, No. 2, 1963, s. 68.

81 Artemidorus, Oneirocritica, 1.1-3., ss. 14-17; 1975; Daniel E. Harris-McCoy, Artemidorus’

Oneirocritica, Text, Translation,& Commentary, Oxford University Press, Oxford, 2012, ss. 13-15.

Vered Lev Kenaan, “Artemidorus at the Dream Gates: Myth, Theory, and the Restoration of Liminality”, American Journal Of Philology, No. 137, 2016, ss. 192-195.

yaşam koşullarına odaklı bir takım sosyal kodlamaları kullanmış ve bu ifadeleri rüyalar üzerinde yorumlayan bir metot ortaya çıkarmıştır.82

MS 129-216 yılları arasında yaşayan ve rüyaların önemini kabul eden hekim Galenos, o dönemde tanınan birkaç rüya yorumlayıcısı ismi zikrederken Artemidorus dışında başka isimler de saymıştır. Bu isimler, “Athēnaios”, “Polles”, “Chaeremon”dur. 83

“Naukratisli Athēnaios”, tahminen MS II. yüzyıl sonları ve III. yüzyıl başlarında Eski Mısır’ın Naukratis adı verilen Roma kolonisinde yaşamış olup “Deipnosophistae-Sofistler Akşam Yemeğinde” adlı 15 kitaplık bir eseri kaleme almıştır. Athēnaios’un, filozof imparator Marcus Aurelius zamanında yaşadığı düşünülmektedir. Eserde Publius Livius Larensis’in filozof, gramer uzmanları, müzisyenler gibi farklı meslek grupları için düzenlediği akşam yemeklerini ele almakta olup içerisinde rüyalara da yer verilmektedir. 84

Eseri “Deipnosophistae” içerisinde, her bölgenin ve kentin bilinen yiyeceklerini ele alırken güzel rüyalara yol açan yiyeceklerden de bahsetmiştir. Bunlar, “kuru üzüm” ve “kuru incir” olup Rodos bunların anavatanıdır.85 Homeros Dönemi’nde uykunun hamisinin tanrı “Hermes” olduğunu ve onun adına yenilen yemeklerin ardından “libasyon” adı verilen, “şarap”, “zeytinyağı”, “bal” ya da su ile yapılan sunular düzenlendiğini söylemektedir.86

Rüya yorumlama konusunda zikredilen bir diğer isim ise, “İskenderiyeli

Chaeremon” dur. Chaeremon, I. yüzyılda yaşayan İskenderiye Okulu’nun baş

yöneticisi bir gramer uzmanıydı. Stoacı bir filozof olan Chaeremon, Eski Mısır tanrıları ve mitleri üzerine yorumları ile tanınmakta ve MS 49’da imparator Neron’un hocalığını yaptığı bilinmektedir. Yaşadığı Eski Mısır’ın tarihi, hiyeroglifleri dini sistemi üzerine yazmıştır. “Hierogrammateis” adı verilen rahip sınıfının gelecekten

82 Kilborne, a.g.e., 1983, s. 206.

83 Galenos, In Hippocratis De Victu Acutorum, Claudii Galeni, Opera Omnia, Tomus XV. (Ed. G. Kühn, ed.). Leipzig: Car. Cnoblochii, 1828, s. 444.5.; Osley, a.g.e., s. 65.

84Athenaeus, The Deipnosophistae, ( Ed. Charles Burton Gulick), Vol. I, the Loeb Classical Library Edition, Harvard University Press,1927, s. VIII.

85 Athenaeus, The Deipnosophistae, Book I, 27F, ss. 121.

haber vermekle görevli olduğu ve rüyaları yorumladığından bahsederek kendisinin de böyle bir rahibe sahip olduğu söylenmektedir.87