• Sonuç bulunamadı

TEDVİN DÖNEMİ (KURTUBÎ’YE KADAR) KUR’AN

Hicrî I. asrın sonları ile hicrî II. asrın başlarından itibaren, İslam kültür tarihinde eserler te’lif edilmeye başlanmıştır. Hicrî II. asırda hadislerin derlenmesiyle, Hz. Peygamber (s.a.v.) ve sahabeden gelen tefsirle ilgili nakiller, hadis mecmualarının içinde yer almaya başlamıştır. Hadis kitaplarındaki bu rivayetler, sadece dar anlamda tefsir değil, sebeb-i nüzûl, nâsih-mensuh, mekkî- medenî, garîbü’l-Kur’ân gibi Kur’an İlimleri konularını da içeriyordu80. Yazılı kültüre geçişteki bu gelişmelerin ardından, Kur’an İlimleri de kendi içinde dallara ayrılmaya başlamış ve bu alanlarda müstakil eserler verilmeye başlanmıştır81. Mukâtil b. Süleyman’ın (ö. 150/767) tefsiri, bu yüzyılda tefsirin hadisten ayrılmaya başladığının bir göstergesi olduğu kabul edilmektedir. Fuad Sezgin ise yaygın olan bu görüşün aksine ilk tefsirlerin çoğunun, rivâyet zincirleri tenkid edilmeden sonraki dönem tefsir kitapları aracılığıyla bugüne ulaştığını söylemiştir. Hadisin tedvininde uygulanan yöntem, tefsire uyarlandığı takdirde, tefsirin tedvinin de mümkün olabileceğini ve bunun da hadis ile tefsirin aynı dönemde tedvin edildiğini göstereceğini belirtmektedir82.

Biz bu başlıkta -ulaşabildiğimiz kadarıyla-, hicrî VIII. asra kadar müelliflerin Kur’an İlimleri’ne dair yazdıkları eserlerin sadece isimlerini vererek konunun Kurtubî’ye kadarki gelişimini inceleyeceğiz. Ayrıca konuya çerçeve çizmek

78 Baş, III, 34.

79 Zerkânî, s. 23; Subhî Salih, 121; Kahveci, s. 55. 80 Kahveci, s. 55.

81 Baş, III, 35. 82 Sezgin, I, 55.

18 açısından, içinde veya mukaddimesinde Kur’an İlimleri yer alan tefsirlere değil sadece konuyla ilgili müstakil kitaplara değineceğiz.

Hicrî II. asırda, Atâ b. Ebî Rabâh’ın (ö. 114/732) Garîbü’l-Kur’ân, Katâde b. Diâme’nin (ö. 117/735) en-Nâsih ve’l-Mensûh, İbn Şihâb ez-Zührî’nin (ö. 124/742) en-Nâsih ve’l-Mensûh, Atâ el-Horasanî’nin (ö. 135/752) en-Nâsih ve’l-Mensûh, Mukâtil b. Süleyman’ın (ö. 150/767) el-Vücûh ve’n-Nezâir adlı eserleri Kur’an İlimleri’ne dair müstakil birer çalışmadır. Bu te’lifler, Kur’an İlimleri’nin dallara ayrılmaya ve konulu Kur’an İlimleri çalışmalarının yapılmaya başladığının işaretidir83.

Hicrî III. asırda tefsir ilmi, hadisten ayrılıp bağımsız bir disipline dönüşmesi açısından büyük gelişme göstermiştir84. Hicrî II. asırda konulara göre dallara ayrılmaya başlayan Kur’an İlimleri, III. asırda daha fazla dallanıp budaklanmış ve meyve vermeye başlamıştır85. Bu asırda, sonraki zamanları yönlendirecek ve şekillendirecek derecede temel eser niteliği taşıyan ürünler kaleme alınmıştır86. Kur’an İlimleri alanında, Yahya b. Sellâm’ın (ö. 200/815) et-Tesârîf, Yahya b. Ziyad el-Ferrâ’nın (ö. 207/822) Meâni’l-Kur’ân, Ebû Ubeyde Ma’mer b. el-Müsennâ’nın (ö. 209/824) Mecâzü’l-Kur’ân, Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm’ın (ö. 224/838) en- Nâsih ve’l-Mensûh, Hâris el-Muhâsibî’nin (ö. 243/857) Fehmu’l-Kur’ân ve Meânîh, Ebû Osman el-Câhız’ın (ö. 255/869) el-Beyân ve’t-Tebyîn, İbn Kuteybe’nin (ö. 276/889) Te’vîlü Müşkili’l-Kur’ân ile Garîbü’l-Kur’ân adlı eserleri bu yüzyıldan, bize kalan en güzel kültür miraslarıdır.

Önceki dönemlere nazaran Hicrî IV. asırda, Kur’an’la ilgili daha yoğun çalışmalar yapıldığı için, Kur’an İlimleri alanında daha sistemli çalışmalar ortaya çıkmıştır87. Zeccâc’ın Meâni’l-Kur’ân ve İ’râbuh, Ebû Bekr es-Sicistânî’nin (ö. 330/942) Tefsîru Garîbi’l-Kur’ân, Ebû Cafer en-Nehhâs’ın (ö. 338/950) Meâni’l- Kur’ân, Ebû Mansûr el-Ezherî’nin (ö. 370/980) Kitâbu Meâni’l-Kırâât adlı eserleri, Kur’an İlimleri’nin konularını tek tek ele alan çalışmalardır. Hâris el-Muhâsibî (ö.

83 Ramazan Gökmen, Kurtubî Tefsiri Mukaddimesinin Tefsir Usûlündeki Yeri, (Basılmamış

Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2008, s. 13.

84 Baş, III, 35. 85 Baş, III, 37.

86 Bilal Deliser, ez-Zerkeşî ve Kur’an İlimlerindeki Yeri, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara,

2004, s. 26.

19 243/857) ile III. asırda başlayan Kur’an ilimlerinin tamamını içermeye yönelik müstakil ve kapsamlı Kur’an İlimleri çalışmaları, IV. asırda Muhammed b. Halef el- Merzübân’ın (ö. 309/921) el-Hâvî fî Ulûmi’l-Kur’ân, Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin (ö. 324/936) el-Muhtezen fî Ulûmi’l-Kur’ân, Ebû Bekir el-Enbârî (ö. 328/939)’nin Acâibu Ulûmi’l-Kur’ân, Muhammed b. Ali el-Kerecî (ö. 360/970)’nin Nüketü’l- Kur’ân ve Muhammed b. Ali el-Udfuvî (ö. 388/998)’nin el-İstiğnâ fî Ulûmi’l-Kur’ân adlı eserleri ile devam etmiştir88.

Hicrî V. asırda Kur’an İlimleri’nin geneliyle ilgili, Ali b. İbrahim b. Saîd el- Havfî’nin (ö. 430/1038) el-Burhân fî Ulûmi’l-Kur’ân, Ebû Davud Süleyman b. Necah’ın (ö. 496/1103) el-Beyânu’l-Câmi’ li Ulûmi’l-Kur’ân adlı eserleri göze çarpmaktadır. Bunların yanında Kur’an İlimleri’nin değişik alanlarında da eserler yazılmıştır. Bu dönemde genel olarak, kıraat alanında, Mekkî b. Ebî Talib’in (ö. 437/1045) Kitâbü’l-Keşf an Vücûhi’l-Kırââti’s-Seb’, Ebû Amr Osman ed-Dânî’nin (ö. 444/1053) et-Teysîr fi’l-Kırââti’s-Seb’; nüzûl sebepleri alanında, Ebü’l-Mutarrif Abdurrahman b. İsa Esbâğ’ın (ö. 402/1012) Kasas ve’l-Esbâb elletî Nezele min ecliha’l-Kur’ân, Ebü’l-Hasan el-Vâhıdî’nin (ö. 468/1076) Esbâbü’n-Nüzûl, nâsih- mensuh konusunda Hibetullah b. Seleme’nin (ö. 410/1019) en-Nâsih ve’l-Mensûh, Mekkî b. Ebî Talib’in el-İcâz fî Nâsihi’l-Kur’ân ve Mensûhih; muhkem-müteşâbih konusunda Muhammed b. Hasan b. Fûrek’in (ö. 406/1015) Hallü’l-Âyâti’l- Müteşâbihât, Kadı Abdulcebbar b. Ahmed el-Hemedânî’nin (ö. 415/1024) Müteşâbihu’l-Kur’ân; belâgat ile ilgili İbn Sinan el-Hafacî’nin (ö. 446/1054) Sırru’l- Belâga, Ebû Bekr Abdülkâhir b. Abdurrahmân el-Cürcânî’nin (ö. 471/1078) Delâilü’l-İ’câz ve Kitâbü’t-Ta’rifât; i’râbü’l-Kur’ân alanında Ebû Amr el-Meâfirî el- Endelûsî’nin (ö. 429/1038) el-Beyân fî İ’râbi’l-Kur’ân, Mekkî b. Ebî Talib’in Kitâbu Müşkili İ’râbi’l-Kur’ân; müşkilü’l-Kur’ân’la ilgili olarak ise Mekkî b. Ebî Talib’in Müşkilâtü’l-Kur’ân, Ebü’l-Meâlî el-Cîlî’nin (ö. 494/1100) el-Burhân fî Müşkilâti’l- Kur’ân; garîbü’l-Kur’ân alanında Ahmed b. Muhammed el-Herevî’nin (ö. 402/1011) el-Garîbân, Hüseyin b. Kasım el-Mehdî el-Kıyânî’nin (ö. 404/1013) Tefsîru Garîbi’l-Kur’ân, Mekkî b. Ebî Talib’in el-Umde fî Garîbi’l-Kur’ân, Muhammed b. Ali ed-Dâmeğânî’nin (ö. 478/1085) ez-Zevâid ve’n-Nezâir fî Garîbi’l-Kur’ân; vücûh ve nezâir konusunda Ebû Mansur Abdülmelik b. Muhammed es-Seâlibî’nin (ö.

20 429/1037) el-Eşbâh ve’n-Nezâir fi’l-Kur’âni’l-Kerim, İsmail Hayri en-Nisâburî’nin (ö. 430/1039) Vücûhu’l-Kur’ân, Ebû Ali Hasan b. Ahmed el-Bennâ el-Bağdadî’nin (ö. 471/1079) el-Vücûh ve’n-Nezâir, ed-Dameğanî’nin Islâhu’l-Vücûh ve’n-Nezâir fi’l-Kur’âni’l-Kerim adlı eserlerinin öne çıktığını görüyoruz.

Hicrî VI. asırda da, daha önceki bilgilerden istifade edilerek konulu veya kapsamlı olarak Kur’an İlimleri’yle ilgili eserler meydana getirilmiştir. Cemalüddîn Ebü’l-Ferec Abdurrahman İbnü’l-Cevzî’nin (ö. 597/1201) Fünûnü’l-Efnân fî Uyûni Ulûmi’l-Kur’ân adlı eseri, o zamana kadar yazılmış eserlerin en kapsamlısı ve derli toplu olanı olduğu için kendisinden sonraki Kur’an İlimleri’yle ilgili kitaplara kaynaklık etmiştir89. Bu yüzyılda belirli konularla ilgili yapılan çalışmalar arasında ise şunları sayabiliriz: Kıraat alanında Ebû Cafer Ahmed b. Ali Halef el-Ensârî’nin (ö. 540/1145) Kitâbü’l-İknâ fi’l-Kırââti’s-Seb’, İbn Tayfur es-Secâvendî’nin (ö. 560/1165) Kitâbu İleli’l-Kırâât, Ebü’l-Hüseyn Zahiruddin el-Beyhakî’nin (ö. 565/1170) Ahkâmü’l-Kırâat, Ebû Muhammed b. Halef eş-Şâtıbî’nin (ö. 590/1193) Hırzu’l-Emânî ve Vechu’t-Tehânî, İbnü’l-Cevzî’nin el-İşâre fi’l-Kırâati’l-Muhtâre ve Kitâbü’s-Seb’a fi’l-Kırââti’s-Seb’ı; sebeb-i nüzûl alanında Muhammed b. Esad el- Irâkî’nin (ö. 567/1171) Esbâbü’n-Nüzûl, İbnü’l-Cevzî’nin Esbâbü’n-Nüzûl; nâsih- mensuh alanında İbnü’l-Cevzî’nin Nevâsihu’l-Kur’ân ve el-Musaffa bi Eküffi Ehli’r- Rusûh min İlmi’n-Nâsih ve’l-Mensûh; muhkem-müteşâbih alanında er-Râgıb el- İsfehânî’nin (ö. 503/1109) Hallü Müteşâbihâti’l-Kur’ân, Ebü’l-Kasım Burhanüddîn el-Kirmânî’nin (ö. 505/1110) el-Burhân fî Müteşâbihi’l-Kur’ân, Ebû Cafer el- Mazenderanî’nin (ö. 588/1192) Müteşâbihu’l-Kur’ân, İbnü’l-Cevzî’nin Def’u Şübheti’t-Teşbîh; garîbu’l-Kur’ân alanında er-Râgıb el-İsfehânî’nin el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, Ebü’l-Kasım el-Kirmânî’nin Acâibü’l-Kur’ân, İbnü’l-Harrât el- Ezdî’nin (ö. 581/1185) Garîbu’l-Kur’ân ve’l-Hadîs, İbnü’l-Cevzî’nin el-Erîb fî Tefsîri’l-Garîb; tekrâru’l-Kur’ân alanında Mahmud b. Hamza el-Kirmânî’nin (ö. 500/1106) Esrâru’t-Tekrâr fi’l-Kur’ân; müşkilü’l-Kur’ân alanında Ebü’l-Kasım Mahmud b. Ali en-Nisaburî’nin (ö. 553/1158) Bahiru’l-Burhân fî Müşkilâti Meâni’l- Kur’ân; i’râbü’l-Kur’ân dalında Zekeriyya Yahya b. Ali eş-Şeybânî’nin (ö. 502/1109) el-Mülehhas fî İ’râbi’l-Kur’ân, Ebü’l-Berekât İbnü’l-Enbârî’nin (ö. 577/1181) el-Beyân fî Garîbi İ’râbi’l-Kur’ân, mübhemâtü’l-Kur’ân alanında

21 Abdurrahman b. Abdillah es-Süheylî’nin (ö. 581/1185) et-Ta’rif ve’l-İ’lam bimâ Übhime fi’l-Kur’ân mine’l-Esmâ ve’l-A’lâm; vücûh-nezâir alanında Ebü’l-Hasan Ali b. Ubeydullah ez-Zağûnî’nin (ö. 527/1132) el-Vücûh ve’n-Nezâir, İbnü’l-Cevzî’nin Nüzhetü’l-A’yüni’n-Nevâzır fî İlmi’l-Vücûhi ve’n-Nezâir isimli eserleri önde gelmektedir.

Hicri VII. asırda, Kur’an İlimleri’nin gelişimine katkı sağlayan önemli eserler kaleme alınmaya devam etmiştir. Bu eserlerin başında, Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1209) Gurretü’t-Te’vîl ve Dürretü’t-Tenzîl ile Nihâyetü’l-İcâz fî Dirâyeti’l-İ’câz, Muhibbuddin Ebü’l-Beka Abdullah b. el-Hüseyn el-Ukberî’nin (ö. 616/1219) İmlâu mâ Menne bihi’r-Rahmân min Vücûhi’l-İ’râb ve’l-Kıraat fî Cem’i’l-Kur’ân, Ebû Ya’kûb Yusûf b. Ebî Bekr es-Sekkâkî’nin (ö. 626/1229) Miftâhu’l-Ulûm, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdurrahman’ın (ö. 634/1236) Reyyü’z-Zamân fî Müteşâbihi’l-Kur’ân, Ebû Abdillah Muhammed b. Ali İbn Asâkir el-Gassânî’nin (ö. 636/1238) et-Tekmile ve’l-İtmâm, Ziyauddin İbnü’l-Esîr el-Cezerî’nin (ö. 637/1239) el-Burhân fî İlmi’l-Beyân, Ebû Talib Muhammed b. Ali İbnü’l-Heysemî’nin (ö. 642/1245) Emsâlü’l-Kur’ân, Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Abdussamed es- Sehâvî’nin (ö. 643/1245) Cemâlü’l-Kurrâ ve Kemâlu’l-İkrâ, Müteşâbihâtü’l-Kitâb ile et-Tavdu’r-Râsih fi’l-Mensûh ve’n-Nâsih, İzzeddin b. Abdisselâm’ın (ö. 660/1262) el-İşâre ile’l-Îcâz fî Ba’di Envâi’l-Mecâz, Ebû Şâme el-Makdisî’nin (ö. 665/1267) el-Mürşîdü’l-Vecîz ilâ Ulûmin Teteallaku bi’l-Kitâbi’l-Azîz adlı eserleri zikredilebilir.

Hicrî VIII. yüzyıla kadar gelişim sürecine baktığımızda, gerek bütün olarak gerekse konu olarak Kur’an İlimleri’ne dair birçok eserin yazıldığını görüyoruz90. Kurtubî ise, özellikle i’râbü’l-Kur’ân ile ilgili olan eserlerden yararlanmış; kendisine kadar gelen bu halkaya da, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân adlı tefsiriyle katkıda bulunmuştur.

90 Kur’an İlimleri’nin hicrî VIII. asır ve daha sonraki dönemlerdeki gelişimi ve bu konuda yazılan

eserler için bakınız: Zerkânî, s. 26-28; Mennâü’l-Kattân, s. 9-12; Kahveci, s. 62-73; Ömer Çelik, “Hicrî V-XI. Asırlarda Kur’an İlimleri”, Kur’ân ve Tefsir Araştırmaları, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2002, III, 47-86.

22