• Sonuç bulunamadı

Tedarik Zinciri Yönetiminin İşletme Performansına Etkisi

3.4. Bilişim Teknolojileri, Tedarik Zinciri Yönetimi ve İşletme Performansı

3.4.3. Tedarik Zinciri Yönetiminin İşletme Performansına Etkisi

Tedarik zinciri yönetimi konusunda yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu ana sanayi işletmeleri olarak tanımlanan ve dolayısıyla ölçek bakımından büyük olan işletmeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Tedarikçi işletmelerin ise; temel finansal göstergeler, üretkenliğe yönelik göstergeler, kaliteye ilişkin göstergeler ve diğer performans göstergeleri içerisindeki temel işletme performans kriterlerine olumlu katkılar sağladığı ve gelişen alıcı-tedarikçi ilişkilerine bağlı olarak bu katkıların daha da önemli hale geldiği söylenebilir. Literatürde de bu yaklaşımı destekler nitelikte birçok teorik ve ampirik çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Bu bağlamda TZY’nin işletme performansına etkisinin ortaya konulmasına yönelik olarak literatürde yapılan bazı çalışmalar aşağıda Tablo 3.4’deki gibi özetlenebilir (Güleş vd., 2008).

Tablo 3.4.TZY’nin İşletme Performansına Etkisine Yönelik Literatür

Performans Kriteri Literatür

Kalitenin iyileştirilmesi Flynn vd 1996; Adam vd., 1997; Hendricks ve Singhal, 1997; Choi ve Eboch, 1998; Easton ve Jarrell, 1998; Samson ve Terziovski, 1999; Fynes ve Voss, 2001; Şen, 2006;

Maliyetlerde azalma Hahn vd., 1986; Trevelen, 1987; Carr ve Pearson, 1999; Stock vd. 2000; Zsidisin ve Ellram, 2001; Şen, 2006,

Dağıtım etkinliğinin artırılması

Noordewier, John ve Nevin, 1990; Roth ve Miller, 1990; Handfield ve Pannesi, 1992; Heide ve John, 1992; Handfield, 1995; Hicks vd. 2000;

Gecikme zamanının

azaltılması Bozarth vd., 1998; Hicks vd. 2000; Wu ve Choi 2005; Satınalma maliyetlerinin

azalması Bozarth vd.., 1998; Carr ve Pearson, 1999; Zsidisin ve Ellram, 2001; Narasimhan ve Das, 2001; Wu ve Choi 2005; Ürün yenilik faaliyetlerine

katılım ve yeni ürün geliştirme zamanı

Vickery vd.,1995; De Toni ve Nassimbeni, 1999; Chung ve Kim, 2003; Wu ve Choi 2005; Petersen vd., 2005.

Taşıma maliyetlerinde azalma

Williamson, 1985; Cox, 1996; Dyer, 1997; Noteboom vd., 1997; Saxton, 1997; Heide ve John, 1990; Zajac ve Olsen, 1993. Uzun dönemli ilişkiler Dyer ve Ouchi, 1993; Zajac ve Olsen, 1993; Dyer ve Singh, 1998; Üretim gecikme zamanında

azalma

Handfield ve Pannesi, 1995; Bertolinia vd., 2007. Müşteri memnuniyetinde

artış ve müşteriye hızlı yanıt verme

Anderson ve Narus, 1990; Hendrick, 1994; Anderson vd.,1995; Mohr vd., 1996; Samson ve Terziovski, 1999; Das vd., 2002; Yeung vd., 2003;

21. yüzyılın son çeyreğinde artan globalleşme sürecinin de etkisiyle teknolojik değişim ve gelişme, dış ticaretteki yoğunluk ve rekabet, üretimde uygun teknoloji seçimi hatta işletmeleşme tipleri ve ortaklaşa rekabet yöntemlerinin geliştirilmesinin önemi daha da artmıştır. Bu bağlamda bilimsel buluşlar (yaratıcılık-icat), yenilik, yeniliğin yayılması, destek endüstrileri, yurtiçi ve yurtdışı piyasaların talep yapısı gibi unsurlar işletmelerin verimliliğini ve rekabet gücünü etkilemektedir. Rekabet gücü, yerli bir işletmenin ulusal veya uluslararası bir piyasada rekabet gücüne sahip olması, ilgili işletmenin yerli veya yabancı rakiplerine karşı fiyat-kalite, zamanında teslim ve satış sonrası hizmet gibi unsurlar açısından hali hazırda ve gelecekte onlara eşit veya onlardan daha üstün olmasıdır. Sürdürülebilir bir rekabet yeteneğini içeren bu tanımlamada içerik açısından rekabet gücü kavramının anlam yoğunluğu artmaktadır (Kibritçioğlu, 1996: 114).

Sürdürülebilir bir rekabet gücünün en önemli kriterlerinden birisi yeniliktir. Bu alanda öncü çalışmalar yapan Schumpeter’e göre yenilik, icadın

güven duyması ile oluşmaktadır (Janszen, 2000: 3). Schumpeter yeniliği beş şekilde teşhis etmiştir. Bunlar; yeni bir ürün veya hizmetin üretimi, ürün veya hizmetin oluşum kalitesinin artırılması, yeni bir üretim metodunun kullanılması, yeni bir piyasanın geliştirilmesi, yeni arz kaynaklarının bulunması ve çalışma şartlarının yeniden düzenlenmesidir (Çoban, 2003: 130). Bu açıklamalar doğrultusunda işletmelere ve endüstrilere rekabette avantaj getiren en önemli faktörlerden birinin yenilik üretimi olduğu söylenmektedir. Tüm bu yaklaşımlar işletmelerin, yenilik faaliyetleri bağlamında hem saldırgan hem de savunmacı stratejiler geliştirmesine neden olmaktadır. Faaliyette bulundukları piyasa yapısına göre bazı işletmeler, sürekli olarak yeni ürün geliştirmeyi hedeflemekte ve diğer yenilikçileri de teşvik etmektedirler.

Günümüz küresel piyasalarında yeni ürün geliştirme yönünde esmekte olan rekabet rüzgârları, tüketicileri düşük maliyetli, fakat yüksek kaliteli ürünlere yönlendirmektedir. Bu bağlamda, uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren işletmelerin uzun dönemli, sürdürülebilir performansları, onların ürün ve süreç yeniliği geliştirmedeki yeteneklerine bağlı olmaktadır (Chen ve Kai-ling, 2004). Yapılan araştırmalar, ürün ve süreç yeniliğinin birçok uluslararası ve global piyasada kârlı rekabet avantajlarının önemli bir kaynağı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda tedarik zincirinde ürün yenilik faaliyetlerine dâhil edilen tedarikçiler zaman, maliyet, tasarım süresi gibi konularda sağladıkları yararlarla işletmelerin performansını artırıcı yönde bir etki yaratmaktadırlar.

Yapılan birçok araştırmada tedarikçilerin teslim yeteneğinin işletmelere bir rekabet avantajı yaratabileceği ifade edilmektedir. Teslim yeteneğinin hız ve güvenirlilik olmak üzere iki önemli boyutu vardır. Tedarikçiler teslim yeteneklerini ifade edebilmek için alıcı işletmelere kesin teslim tarihleri verebilmeli ve verilen tarihte ürünü teslim edebilmelidir (web.sakarya.edu.tr, 2008). Bu şekilde tedarikçiler işletmelerin üretim süreçlerinin kesintiye uğramasını engelleyerek, işletmelerin üretim performanslarına olumlu katkılar sağlayabilirler.

İşletmeler düşük kalitede ürünler satın aldıklarında yeniden işleme, hurda ve atıklar, zaman kaybı gibi nedenlerle daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya

kalırlar. Ayrıca düşük kaliteli ürünler nihai ürün kalitesi üzerinde de etkili olacağından işletmenin üretim ve kontrol maliyetlerinde de bir artış olacaktır. Ürünün kalite performansı; işletme içi kalite bilgisinin kullanımı, çalışan katılımı ve tasarımda kalite uygulamaları ile daha etkin hale getirilebilir (Erdil vd., 2003). Bu bağlamda tedarikçilerin sağlayacağı kaliteli ve performansı yüksek girdiler ile işletmelerin maliyetlerini düşürerek finansal performanslarını geliştirmeleri olanaklı hale gelecektir. Ayrıca, kaliteli girdi kaliteli ürünlerin üretimine katkıda bulunarak müşteri memnuniyetinin sağlanmasını olumlu yönde etkileyecek ve işletmelerin genel performansına olumlu katkılar sağlayabileceklerdir.

Küresel ekonomide işletme performansına katkı sağlayabilecek bir diğer konu da tedarikçilerin esnekliğidir. Tedarikçi esnekliği, müşterinin değişen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gerekli değişiklikleri yapmaya istekli veya gönüllü olmasıdır. Esnek bir tedarikçi müşteri isteklerini karşılamak için istisnaları onaylama ve uygulama kabiliyetine sahip olabilmelidir (Aytekin vd., 2004). Bu bağlamda işletmeler arasında sağlanacak esneklik ilişkisi, alıcı işletmelerin rekabetçi yeteneklerine katkı sağlayarak performanslarına olumlu katkı sağlayabilecektir.

Tedarikçiler ürünlerinin fiyatını en az benzer ürünlerin fiyatına eşdeğer bir şekilde sunabilmelidir. Bunu gerçekleştirmenin ön koşulu ise ürün birim maliyetinin düşük olmasıdır. Bir başka önemli konu satınalma ve taşıma maliyetlerini kapsayan lojistik maliyetlerdir. Lojistik ile ilgili ana maliyet kalemleri; sipariş işleme ve enformasyon, taşıma, depolama, müşteri hizmetleri ve stok bulundurma maliyetlerinden oluşmaktadır. Lojistik maliyetler de sonuç olarak nihai ürünün fiyatına yansımaktadır. Bu bağlamda alıcı işletmelerin tedarikçilerinden uygun maliyetlerle ürün sağlaması işletmelerin maliyetlerini azaltmasına katkı sağlayacak ve dolayısıyla işletme performansına olumlu katkılar sağlayacaktır. Ayrıca tedarikçiler lojistik maliyetlerini düşürerek işletmelerin maliyetlerini azaltacaklar ve dolayısıyla finansal performanslarına katkı sağlayacaklardır (Aytekin vd., 2004).

Buraya kadar yapılan açıklamalar ışığında, işletmelerin BT kullanımının, genel işletme performansı ve tedarik zinciri performansı üzerinde olumlu bir

etkisinin olduğu söylenebilir. Bunun yanında işletmelerin tedarik zinciri uygulamalarının da işletmelerin genel işletme performansını artırıcı bir etki yaptığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın bir sonraki bölümünde, araştırmanın kavramsal çerçevesine uygun olarak, tedarik zinciri yönetiminin işletme performansı üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla bir işletmedeki tedarik zinciri faaliyetleri üzerine yapılan bir incelemeye ilişkin bilgi ve bulgular sunulacaktır.