• Sonuç bulunamadı

Sykes-Picot Antlaşması ve Kürt Coğrafyasının Bölünmesi

İngiltere, 1914 yılından itibaren stratejik hedeflerine tek başına ulaşmakta zorlanabileceğinin bilinciyle hareket ederek müttefikleriyle sorun yaşamamaya özellikle dikkat etti. Söz konusu hedefler çerçevesinde İngiltere, Fransa ve Rusya arasındaki görüşmeler 16 Mayıs 1916’da Sykes-Picot Anlaşması’nın imzalanmasıyla sonuçlandı. Paylaşım planında Musul’un Fransa’ya bırakılması Londra’nın hedeflerine uygun bir seçenek olmasa da, gerek ittifakın devamlılığını sağlamak gerekse İran petrollerini güvenceye almak adına, İngiltere Musul’un doğusundaki petrol sahasının küçük bir kısmı ile yetinmek zorunda kaldı. Ayrıca Irak ve ard bölgelerinde müttefikleriyle birlikte hareket

108TNA. FO. 608/97, s. 218.

109 İngiltere’nin diğer ekonomik faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Levent Ayabakan, “Kürtlerde Tütün Kültürü ve Kürtlerin Tütün Ekonomisinde İngiltere’nin Rolü 1883-1923” C.1, S.2, Vanüvis UTAD, Sakarya: 2016, s. 14-29).

etmek İngiltere tarafından askeri ve ekonomik bakımdan daha kazançlı bir durum olarak değerlendirilmekteydi.110

Sykes-Picot Antlaşması’nda İngiliz ve Fransız işgali altında olması planlanan yerlerin sınırları harita üzerinde A ve B bölgelerine ayrılmış, Fransız işgal alanı A bölgesi, İngiliz işgal alanı ise B bölgesi olarak belirlenmişti. A bölgesi: Filistin’den başlamak üzere Adana, Sivas, Diyarbakır, Halep, Kilis, Mardin, Cizre, Revandüz, Erbil ve Musul’u içine alıyordu. İngiliz işgal alanı olarak belirlenen B bölgesi: Erbil sınır olmak üzere Süleymaniye, Bağdat ve Kerkük’ten düz bir hat boyunca Filistin’e kadar uzanıyor ve oradan da Basra Körfezi’ne kadar olan alanı kapsıyordu. Rus işgal alanı ise, Van, Bitlis, Dersim dâhil olmak üzere Trabzon ve Kars’a kadar uzanıyordu.111 Anlaşmanın ihtiva ettiği sınır planlamasında Kürdistan coğrafyasının Kuzeyi Ruslara, Güney’i İngilizlere, Kuzey ve Güney ayrımının yapıldığı Musul’dan Diyarbakır istikametine uzanan hat ise Fransızlara bırakılmıştı.112

Böylece, çalışmanın giriş bölümünde ayrıntılı olarak tanımladığımız Kürt coğrafyası Türkiye, Irak, İran ve Suriye olmak üzere dört ayrı ülkenin etki alanında kalmış oluyordu.113 Ortadoğu’da Kürt sorunun dallanıp budaklanmasına yol açana olaylar zincirinin en önemli halkalarından birisi de Kürt coğrafyasının paylaşımında Kürtlerin gelecekteki statüsüne dair net bir planlamanın yapılmamış olmasıydı.

Sykes-Picot, İngiltere ve Fransa’nın ekonomik çıkarlarının katı bir anlayışla garanti altına alındığı bir antlaşmaydı. Antlaşmanın ilk maddesiyle İngiltere ve Fransa, harita üzerinde (A) ve (B) ile sınırları çizilen bölgelerde, Arap bir yöneticinin denetiminde, bağımsız bir Arap Devletini veya Arap Devletleri Konfederasyonu’nu tanımayı taahhüt ediyorlardı. Kurulması planlanan devletin yönetimine Fransız-İngiliz danışmanlar veya Fransa ile İngiltere’nin ortak kararıyla belirlenecek yabancı memurlar atanabilecekti. Antlaşmayla, İngiltere Hayfa ve Akka limanlarında ticari faaliyetlerini garantiye aldığı gibi, Fransız denetimindeki Dicle ve Fırat nehirlerinden su sağlama hakkını da garanti altına almıştı. Ayrıca İngiltere’nin ticari faaliyetleri Fransa’nın garantisinde olacak, İskenderun Limanı’nda İngiltere’nin ticari faaliyetleri için herhangi bir fiyat tarifesi

110 Ortadoğu’da İngiltere ve Fransa’nın çıkar çatışmasına rağmen yapmış oldukları ittifaka farklı bir açıdan da bakılmalıdır; bu ittifak Ortadoğu’da Almanya’nın nüfuzunu engellemeye yönelik sıkı bir önlem niteliği de taşımaktadır. 111TNA. FO. 608/96-11 Map To İllustrate The Agreemnets Of 1916 In Regard To Asia Minor Mezopotamia Map. 3. 112TNA. FO. 371/3386, I.O.R. Report, 14 December 1918.

113 Kürt milliyetçileri tarafından sıklıkla değinilen “dört parçalı Kürdistan” tanımlaması, Kürt nüfus yoğunluğunun belirtilen ülke sınırları içerisinde kalmış olmasından kaynaklanmaktadır.

uygulanamayacaktı. Bağdat Demiryolu Projesi ise Musul’un güney istikametine uzatılamayacaktı. İngiltere denetimindeki Samara’nın kuzeyinden Fırat Vadisi istikametindeki ve Bağdat ile Halep arasındaki demiryolu inşası, sadece İngiliz ve Fransız hükümetlerinin ortak kararıyla tamamlanabilecekti. İngiltere Hayfa’yı kendi denetimindeki B bölgesine bağlayan demiryolunu işletme, inşa etme, devretme ve süresiz olarak askeri kuvvetlerini bu hat boyunca taşıma hakkına sahip olacaktı.114

Harita 1: Sykes-Picot Antlaşması’nın ihtiva ettiği sınırlar.

Kaynak: TNA. FO. 608/96, Map: 3, Station Mesopotamia, A. Toynbee, 21.01.1919.

Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden başlamak üzere yirmi yıl için, Osmanlı Devleti’nin mevcut gümrük tarifeleri İngiliz ve Fransız denetim bölgelerinde yürürlükte kalacak, gümrük vergilerinde artış anlaşmaya bağlı olarak düzenlenebilecek ve Fransa hükümeti haklarını İngiltere haricindeki güçlere terk edemeyecekti. İngiliz ve Fransız hükümetleri Arap yarımadasında kendileri haricindeki güçlere bölgesel sahiplik edindiremeyecek,

114TNA. FO. 371/5067, E-14959/9-44, Memorandum On Possible Negotiations Wıth The Hedjaz, Appendix D, Of May 1916 Commonly Know as the Sykes Picot Agrement, s. 18.

üçüncü güçlerin Kızıldeniz’deki adalarda veya doğu kıyısında donanma kurmalarına izin vermeyeceklerdi.115 Arap Devletleri Konfederasyonu’nun sınırları için Araplarla yapılacak müzakereler İngiliz ve Fransız diplomatlar tarafından devam ettirilecekti. Arap Devletleri Konfederasyonu silah ithalatını sadece İngiliz ve Fransız firmaları aracılığıyla yapabilecekti.116

İngiliz ve Fransız temsilciler Kasım 1917’de Bolşevik İhtilali neticesinde Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan çekilmesiyle oluşan askeri ve siyasi boşluğu doldurmak için tekrar bir araya geldiler. İngiltere, Musul konusunu tekrar ele alarak sınırları Musul’u da içeren bir Kürt devleti kurmayı önerdi. Bu fikir Sykes-Picot Antlaşması’nda, Musul’un Fransız işgal mıntıkasında yer alması gerekçe gösterilerek François Georges Picot tarafından Fransa hükümeti adına reddedildi.117 Tam olarak bu aşamada İngiliz yetkililer Kürtlerin statüsünü tanıyacaklarını ve onların bağımsızlık misyonunun kendileri tarafından üstlenildiğini belirterek Kürtler ile iletişim sürecinin altyapısını oluştururken, Fransa stratejik hatası nedeniyle Kürt siyasetinde etkisiz bir konuma itilmiş olacaktı.

Askeri şartların İngiltere lehine olduğunun farkında olan Fransa kendi payına düşen toprakların bir kısmını İngilizlere devretmek zorunda kalınca,118 İngiltere Irak’taki petrol sahası üzerinde bölünmemiş bir İngiliz hâkimiyeti oluşturmak için eşsiz fırsatı elde etmiş oldu.119 Sykes-Picot Antlaşması ile oluşturulan haritada Kürt coğrafyası İngiltere’nin öncelikli ilgi alanları arasında değildi, ancak değişen şartların tesiri ve Irak’a hâkim stratejik konumu nedeniyle, Kürt coğrafyasıyla birlikte Kürtlerin geleceği de İngiltere tarafından kaçınılmaz olarak ele alındı.120

1918’de İngiltere bir taraftan Mısır’a hakim konumdayken, diğer taraftan Filistin ve Suriye’yi işgal etmiş, askeri gücünün çoğunluğunu oluşturan Hindistan askeri birlikleri ile Basra Körfezi’nden başlamak üzere Bağdat’a kadar ilerlemişti.121 Sykes-Picot Antlaşması’da kurulması düşünülen Arap devletinin kuzey sınırları Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı iki parçaya bölüyordu. Bu paylaşım çerçevesinde çizilen haritanın kuzey

115Edward Peter Fitzgerald “Sykes-Picot Negotiations, and the Oil Fields of Mosul, 1915-1918”, The Journal of Modern History, Vol. 66, No. 4, University of Chicago Press, Chicago: 1994,s. 697-725.

116TNA. FO. 371/5067, E-14959/9-44, s. 19. 117TNA. AIR. 20/513, Nortern Kurdistan, s. 191. 118Mcdowel, Modern Kürt Tarihi, s. 167. 119TNA. FO. 608/97, February 1919, s. 221. 120Mcdowel, Modern Kürt Tarihi, s. 170.

bölümü İngiliz ve Fransız nüfuz alanında yer alıyordu. İngiliz komutan A. Hitzel bu paylaşımın planının hayata geçirilmesinin gelecekte çok ciddi sıkıntılara yola açacağını savunarak planın uygulanması ile Ermenistan’a yer bırakılmamasını sert bir yaklaşımla eleştiriyordu. Bundan dolayı 6 Aralık 1918 tarihinde Bağdat Komiserliği’ne telgraf çekerek Kürdistan ve Ermenistan sınırları için ne gibi bir düzenleme yapıldığını hakkında bilgi edinmek istedi.122

Yapılan yazışmalar neticesinde Hindistan Bakanlığı tarafından A. Hitzel’e verilen cevapta: Botan Nehri’nin güney sınırından başlayarak Dicle Nehrinden Harran dağlarının doğusuna ve Doğu’da İran sınırına kadar uzanan dağlık alan, Kürdistan olarak tanımlanıyordu. Genel bir ifadeyle Kürt coğrafyası olarak belirtilen alan; Osmanlı Devleti ve İran sınır hattına yakın bölgelerdeki dağlık bölgeler ile Süleymaniye’den başlayıp Osmanlı-İran sınırının kesiştiği noktaya kadar uzanan bölge olarak belirlenmişti.123 Belirtilen sınırlar, Bitlis, Van ve Musul’un bir kısmını kapsarken, Musul Vilayeti’ne bağlı Musul Sancağı’nın124 bir kısmı Dicle Nehri’nin batısına düştüğü gerekçesiyle Kürdistan sınırlarına özellikle dâhil edilmemişti.125 Musul vilayetinin Kürdistan sınırlarına dâhil edilmemesi İngiltere’nin Kürdistan misyonunun, Irak’ta İngiltere’nin ekonomik çıkarlarını korumaya yönelik bir adım olduğunun belki de en net göstergesiydi. İngiltere Kürdistan sınırını belirlerken, Irak’ta Dicle Nehrinin Kuzeydoğusunu, Türkiye’de ve Suriye’de ise Fırat Nehrinin doğusunu Kürdistan’ın doğal sınırı olarak belirlemişti. Belirtilen sınırlar bir bakıma Kürdistan’ın doğal sınırları olarak kabul edilirken, daha özelde Şii-Sünni, Kürt-Arap nüfusun da sınırsal olarak bölünmesi anlamına geliyordu.