• Sonuç bulunamadı

Irak Kürtlerinin Yönetimine Dair Problemler

2.5. Kahire Konferansı’nda Kürdistan Sorunu

2.5.1. Irak Kürtlerinin Yönetimine Dair Problemler

Kahire Konferansı’nda Kürtlerin geleceği için iki temel görüş ön plana çıkmıştı. Görüşlerden birincisi Güney Kürdistan Irak’ın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesi, ikincisi ise Güney Kürdistan’ın bağımsızlığının tanınmasıydı. İlk görüş Binbaşı Noel’in katı savunuculuğuna rağmen daha ağır basmış ve ikinci görüşe oranla İngiliz çıkarlarının korunabilmesi için daha risksiz görülmüştü. İngiliz yetkililer, Binbaşı Noel’in Kürt planı üzerine politika yürütürse, Türkiye bölgeyi iyi tanıma avantajını değerlendirebilir ve İngiltere Türkiye sınırından Basra Körfezi’ne kadar tüm kazanımlarını kaybedebilirdi. İkinci alternatif görüşün de İngilizler açısından sakıncaları bulunmaktaydı. Türkiye’nin Kürtlere daha avantajlı bir özerklik teklifi sunması, İngiltere’nin Irak’taki konumunun sarsılmasına yol açabilirdi. Bundan dolayı ilk görüş doğrultusundaki planlama uygulanırken, Türkiye’nin alternatif ataklarına karşı yaşanabilecek gelişmeler doğrultusunda alternatif plan devreye sokulacaktı. Bu aşamada, ne Türkiye’nin ne de Bağdat İngiliz Yönetimi’nin Kürtlerin tamamının hoşnut kalacağı tekliflerle öne çıkması pek mümkün değildi. Çünkü Kürtlerin tamamının üzerinde uzlaşma sağladığı ortak bir hedef bulunmuyordu. Bu nedenle Kürt liderler sadece kendilerine verilen tavizler ölçüsünde İngiliz yönetimi ve Türkiye arasında denge unsuru olabiliyorlardı.

İngilizler Haziran 1921’de, Güney Kürdistan’ı Bağdat yönetimine bağlama planlamasını hayata geçirebilmek için bölgeyi dört ayrı yönetim birimine ayırdılar. Yönetim birimleri, Zap Nehri’nin kuzeyi, Erbil’in kuzeyindeki dağlık alan, Erbil ve Zap bölgesi arasındaki

dağlık alan ve Süleymaniye olarak belirlenmişti. Belirlenen merkezlerin üç yıllık zaman diliminde Irak hükümetine entegre edilmesine hedefleniyordu.493

İngiltere’nin Kürdistan planlamasından vazgeçmesiyle birlikte, idari olarak Bağdat yönetimine bağlanmaktan rahatsız olan Duhok ve Akra Kürtleri, bu karara sert tepki gösterdiler. Bu isteksizliğin isyana dönüşme riskini göz önünde bulunduran İngiliz yönetimi, Irak yönetimine bağlı kalmaları koşuluyla, Duhok ve Akra Kürtlerine kendi bölgelerinden seçecekleri bir kaymakam tarafından yönetilebilecekleri sözünü verdi. Teklife olumlu yaklaşan bölge halkı zamanla çaresiz kalarak, 1922 yılından itibaren aşamalı olarak Irak yönetimine bağlanmayı kabul etmek zorunda kalacaktı.494

İngiltere’nin bir sonraki hedefi, Musul ve Kürtler arasındaki bağlantı yollarını kesmek olacaktı. Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerin tüm yolları Musul’a çıkıyordu ve İngilizlerin söylemiyle Musul “Kürtlerin Marketi” olarak değerlendiriliyordu. Bu nedenle Kürtlerin Musul ile bağlantılarının zayıflatması ve ikinci bir ticari merkezin kurulması yönünde çalışma başlatıldı. Yeni merkez Süleymaniye olacak, İmadiye ve Revandüz yapılacak yeni yollarla Süleymaniye’ye bağlanacaktı. Çalışmalar neticelendirilince, Süleymaniye Kürtler için siyasi olduğu kadar ekonomik önemede sahip bir vilayet haline gelecek ve Musul’un Irak yönetimine bağlanması durumunda Kürtlerin iktisadi kaygılarının önündeki en büyük engel aşılmış olacaktı. Zap Nehri çevresindeki Kürt yerleşim birimleri ile birlikte Erbil vilayeti de, Süleymaniye ile ekonomik olarak bir bütün haline getirilince çalışma amacına ulaşmış olacaktı.495 Süleymaniye’nin Kürtler tarafından yönetim merkezi olarak algılanmasıyla, Türkiye-Irak sınır hattındaki Kürtlerin ilerleyen yıllarda Türkiye ile olası ittifakına da set çekilmiş olacaktı. Bu aşamada İngilizler, Musul, Erbil ve Süleymaniye Kürtlerinin olası tepkilerin önüne geçebilmek amacıyla, özerk yönetim taleplerine, esnek bir yaklaşım sergileyeceklerdi.496

İngilizler yaptıkları planlamaların, gelecekte hem Kürtler hem de İngilizler açısından faydalı gelişmelerin başlangıcı olacağından emin görünüyorlardı. Irak parlementosunda Kürtler de temsil edilecek, ilerleyen yıllarda Süleymaniye merkezli özerk Kürt yönetiminin

493 TNA. FO. 371/6346, No: E-7435, Paraphrase Telegram From the High Commissioner for Mesopotamia to the secretary of State for the Colonies. 12 June 1921, s. 135. 2-20-150

494TNA. FO. 371/6346, No: E-7435, 12 June 1921.2-20-151 495TNA. FO. 371/6346, No: E-7435, 12 June 1921.22-20-152 496TNA. CO. 730/2, No: CO-21788, 4 May 1921.2-7-1-16 2-7-1-19

kurulmasıyla birlikte Kürtlerin Araplara karşı bir denge unsuru olması sağlanacaktı. Bu planlama, İngiltere’ye Irak’ta kontrollü yönetim imkânı sağlayacaktı. Erbil’in batısındaki bölgelerde ise hem Türkler hem de Kürtler üzerinde ekonomik ve siyasi baskı artırılacaktı. Ankara hükümetinin Kürtleri kışkırtma ihtimaline önlem olarak, Kürtler İngiliz egemenliği kabullenene kadar baskı politikası devam ettirilecekti.497

Irak Kürdistanın’da yaşayan Kürtlerin Irak yönetimi ile bütünleşme planına tepkilerini önlemek için, bölgenin Irak hükümetine bağlı, ancak yarı özerk yönetim bir şekliyle idare edilmesi de düşünülüyordu. Türkiye ile Irak arasında kurulacak yarı özerk “Mezopotamya Yönetimi”nin498 İngiliz garantörlüğünde olması Irak’ta Kürt özerkliğine karşı çıkan Arapların tepkisini azaltabilirdi. 1920 yılı boyunca Kerkük’ün de yarı özerk Mezopotamya hükümetinin bir parçası olması düşünülse de, önemli petrol yataklarından dolayı 1921 yılı itibariyle Kerkük bu planlamanın tamamen dışına çıkarılacaktı.499

Erbil, Kifri ve Kerkük şehirleri demografik olarak Arap olmadığı halde Kürt de değildi ve önemli oranda Türk nüfusu da barındırıyordu. Bundan dolayı söz konusu bölgelerde sadece Arapların egemen olduğu bir yönetim hakkının gelecekte ciddi sıkıntılara neden olacağı açıkça farkedilebiliyordu. İlerleyen yıllarda Irak’ın kuzeyinde olası bir Arap tahakkümünün engellenebilmesi amacıyla İngiliz garnizonları geri çekilirken, İngiliz subayların komutasında yerel unsurlardan askeri birliklerin oluşturulması ve yönetime İngiliz memurların getirilmesi planlanmaktaydı. Böylece gelecekte İngiliz askeri Irak’tan çekilmiş olsa dahi, İngiltere mandater güç olarak dış saldırılardan Irak’ı koruma hakkını muhafaza edebilecek500ve Irak Kralı Faysal gelecekte İngiliz denetiminden çıkabilecek gücü elde etse de, uzun soluklu bir başarı elde edemeyecekti.501

Percy Cox, Kahire Konferansı’na katılmak üzere Bağdat’tan ayrılmadan önce yaptığı toplantıda, Sevr Antlaşması’nın şartları gereğince Kürtlerin özerk yönetim hakkını

497TNA. FO. 371/6346, E-7435.

498İngilizler tarafından hazırlanan, Mezopotamya ve Kürdistan arasındaki sınırı gösteren harita için, bkz. (Ek-5). 499TNA. FO. 371/6346, E-7435.2-20-153

500Abdurrahman Yılmaz, XX. yüzyılın Başında Nasturiler, s. 229.

501Irak’ta oluşturulacak yeni yönetim çatısı altındaki bakanlıklara İngiliz danışmanların atanması 11 Kasım 1920’de kararlaştırılmıştı (TNA. FO. 371/ 9004, Note on Political Developments in Mesopotamia, 1 October 1920, s. 8-9);2.11.120Ekim 1922’de 18 maddeden oluşan Irak İngiliz Anlaşması ile İngilizlerin Irak yönetiminde danışmanlık görevleri onaylanmış ve ek protokol ile Irak yönetiminde içişleri, ekonomi, adalet, savunma, bayındırlık, eğitim, sağlık, ticaret, bakanlıklarının tamamına İngiliz danışmanlar atanmıştı (TNA. FO. 371/ 9004, Iraq Report on Iraq Administration, October 1920- March 1922, s. 6-7).2--11-136

savunmuştu. Kahire Konferansı’nda ise Irak’tan tamamıyla bağımsız bir Kürt devletinin İngiliz çıkarlarını zedeleyeceğini ifade etmişti. Konferanstan sonra tekrar Bağdat’a dönen Cox, Kürtler konusunda uzmanlarla Irak Kürtlerinin geleceğine yönelik bir eylem planı hazırlamak amacıyla toplantı düzenlendi. Toplantıda Kahire’de alınan kararlar doğrultusunda Kürdistan’ın ekonomik ve idari sebeplerle Irak’a bağlı olmasının en sağlıklı çözüm olacağı kararında uzlaşma sağlandı. Kürtlerin yönetimi için yerel yöneticilerden oluşacak üst komisyonun, Irak hükümeti ile Kürtler arasındaki ilişkileri yürütmesine oy birliğiyle karar verildi. Toplantıdan sonra Kürtlerle yapılan görüşmelerde onların endişelerini giderebilmek adına, Kürtlerin Irak’a bağlılığının özerk yönetim hakları çerçevesinde olacağı garantisi verildi. İngiliz yönetimi bu karar doğrultusunda, Percy Cox’un detaylı önerilerini ve bu önerilerin sebeplerini açıklayan bir bildiri hazırlayarak Kürtlerin yönetim merkezi konumunda olan Süleymaniye ve diğer Kürt bölgelerine iletti.502

Süleymaniye haricinde diğer Kürt şehirlerinin ezici çoğunluğu sunulan öneriyi sıcak karşılıyordu. Süleymaniye’de Kürtler arasında yapılan araştırma, halkın iç işlerinde bağımsız yönetimin muhafaza edilmesi koşuluyla Irak’ın parçası olarak kalmayı tercih edebileceği yönündeydi. Ancak Süleymaniye’deki Kürt liderler arasındaki görüşmeler neticesinde, Irak’tan tamamen ayrılma yönünde alınan karar İngilizlere iletildi. Süleymaniye, mevcut idari düzenlemeler dâhilinde Irak’a bağlı kalmayı tercih edebilirdi. Fakat ağaların kaygıları birkaç yıl içinde İngilizlerin bölgeyi terk edeceği ve Süleymaniye’nin Bağdat’taki Arap hükümetinin baskıcı denetimine teslim edileceği korkusundan kaynaklanıyordu. Bu olumsuzluk İngilizlerin yönetim önerisini Kürt liderler nezdinde tartışmalı hale getiriyordu. Kısacası Kürt liderler Süleymaniye’nin Irak yönetiminden ayrılması durumunda yaşayacağı ekonomik kayıpları, Irak’a bağlı kalması durumunda riske atılacak sosyal haklardan daha önemsiz görüyorlardı.

502TNA. CO. 730/02, No: E-28097, Future Administration of Mesopotamia Proposed Inclusion of Kurdistan, The High Commissioner For Mesopotamia to the secretary of State For The Colonies, s. 367; Kürtlerin Irak yönetimine bağlanma isteklerine yönelik yapılan referandumda Faysal’ın iktidara gelmesi hususunda Kürtlerin olumsuz tutum sergiledikleri görülmektedir. Kerkük’e bağlı yerleşim birimlerinde Faysal’ın yönetimde olması için çıkan oy sayısı 64.000 iken, 27.860 kişi red oyu vermiştir. Kürtlerin Faysal’ı desteklemiyor olması hükümetin Kürtler ile birlikte hareket etmelesini zorlaştırıyordu. Bu durum güçlü bir hükümet yapısına engel olduğundan İngiliz çıkarları güvence altına alınmış oluyordu. Ancak bu durum Lozan’da İngiltere’yi zor durumda bırakacaktı (TNA. CO. 730/4, No: 46069, Intellegence Report, The Referandum, 22 August,1921 s. 313).2-9-363.

Percy Cox’un Kürt raporuna göre, Süleymaniye’nin Irak hükümetiyle birleşmeye karşı çıkması diğer bölgelerdeki Kürtlerin fikirlerini de doğrudan etkiliyordu. Bu olumsuzluk İngiltere’nin Irak’ın geleceğine yönelik çözümlerinin hayata geçirilmesini de engellemekteydi. Belki de daha önemlisi, Süleymaniye’nin Irak’tan bağımsız olma isteği Basra’da diğer toplumlara da örnek teşkil edecek olursa, oluşacak durum İngilizler açısından telafisi güç sonuçları ortaya çıkarabilirdi. Cox bu olumsuzlukların önüne geçebilmek amacıyla, Süleymaniye’de Kürtlerin gelecekte yaşayabilecekleri güvenlik sorununun İngiliz yöneticilerin sıkı denetiminde olacağına dair Kürt yöneticilere sözlü güvence verdi.503

Sözlü güvencenin de Kürtler üzerinde yeterince etkili olmadığının farkına varan Cox, yeni bir plan hazırlayarak İngiliz Koloniler Ofisi’ne gönderdi. Bu plana göre Süleymaniye halkı Kürt ve İngiliz yöneticiler tarafından üç yıl idare edilecek ve halkın isteği doğrultusunda bu süre üç yıl daha uzatılabilecekti. İlk üç yıllık süreç içerisinde Süleymaniye Kürtlerinin Irak’ın parçası olmayı kabul etmeleri durumunda Süleymaniye’de yapılacak referandumun sonucuna göre Süleymaniye’nin Irak’a bağlanması veya ikinci üç yıllık süreçte yönetimin devamı yönünde karar alınacaktı. Diğer Kürt bölgelerinde de ihtiyaç duyulursa benzer bir plan uygulamaya konulacaktı. Cox, bu planın Irak’ın geleceği için en somut sonucu ortaya çıkaracağını, böylelikle gerek Milletler Cemiyeti’nin gerekse Kürt bölgelerinin Irak ile birleşme hususunda ikna olacağını düşünüyordu. Bu nedenle planın İngiliz Koloniler Ofisi tarafından acilen değerlendirilmesini talep eden Cox, planın hayata geçirilmesi için kendisine bir an önce cevap verilmesini istiyordu.504 Koloniler Ofisi verdiği cevapta, bu fikrin Araplar tarafından hoş karşılanmayacağı öngörülerek, Süleymaniye’deki sorunun çözümünde Kahire Konferansı’nda alınan kararların dışına çıkılmaması tavsiyesinde bulundu. Böylece Süleymaniye’de çözülemeyecek düğümlerin çözümü uluslararası konferanslarda tartışılmak üzere ertelendi. Koloniler Ofisi’nin uyarısına rağmen, Cox sorunların aşılmasında kendi fikrinin uygulanması hususunda ısrarcı davranıyordu. Kürt devleti sorununun petrol nedeniyle Filistin ve Suriye’deki manda yönetiminin çözümü kadar kolay olmayacağı ve sorunun uluslararası kamuoyuna taşınmadan önce halledilmesi tavsiyesinde bulunuyordu.505

503TNA. CO. 730/02, CO. 28097, s. 368.2-7-1-126 504TNA. CO. 730/02, CO. 28097, s. 69.2-7-1-127 505TNA. CO. 730/02, CO. 28097, s. 65.2-7-1-130

17 Nisan 1921 tarihinde Kahire’de alınan kararların uygulanmasını tartışmak üzere Bağdat’ta bir komisyon kurularak yapılan bir toplantıda, Kürt bölgelerinin kademeli olarak Irak’a bağlanması bir planlama yapılmıştı.506 Planlama doğrultusunda, öncelikli olarak Duhok’ta yönetim tecrübesine sahip Kürtler ile İngiliz mutasarrıfının yönetimde olacak Kürt hükümetinin kurulması, İngiliz kaymakamın yerine ise bir Kürt yöneticinin veya Kürtler tarafından kabul edilebilir Kürtçe bilen bir Arap yönetici atanması kararlaştırıldı. Planlama dâhilinde kurulan Kürt hükümeti, mali ve hukuki konularda Bağdat’taki hükümete bağlı olacak, Bağdat’a siyasi temsilciler gönderebilecekti. Genel yönetim için atamalar yerel yetkililerle iletişim halindeki üst komisyon tarafından yapılırken, yerel halktan seçilmek suretiyle atanan kaymakamlar, yönetime Irak hükümeti tarafından atanan mutasarrıfı da dikkate alacaktı. Erbil’in Kerkük’e bağlanması fikrine karşı çıkılmasından dolayı, Erbil’in yönetimine İngiliz yetkili görevlendirilerek aşiret ağaları ile İngilizler arasında tatmin edici bir uzlaşma sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılacaktı. Benzer şartlara sahip konumdaki Süleymaniye’nin de Kürt mutasarrıf ve İngiliz danışmanın yönetiminde idare edilmesi planlandı. Bu öneriler söz konusu bölgelerdeki Kürt liderlere açıklanarak, onların ikna edilmesi amacıyla çalışmalar hızlandırıldı.507