• Sonuç bulunamadı

İngiliz Demiryolu Projesi

Anadolu ve Bağdat Demiryolu Hattı Projesi’nin yapımının Alman ve Fransız şirketler tarafından üstlenilmiş olması nedeniyle, İngiltere 1899’da Kuveyt ile anlaşma imzalayarak, Ortadoğu’nun iktisadi geleceğine yönelik planlamaların dışında olmayacağını açıkça

122Öke, Musul Meselesi Kronolojisi, 1918-1926, s. 28 123TNA. FO. 371/3386, I.O.R. Report, 14 December 1918.

124İdarî taksimata göre vilayet, Kerkük, Süleymaniye ve Musul sancaklarına ayrılmakta idi. 1330/1914 yılında hazırlanan Musul vilayet salnamesine göre, Musul sancağı, Musul, Akra, Dohuk, İmadiye, Zaho ve Sincar; Kerkük sancağı, Revandiz, Kuşnuk, Köşk, Raniye, Selahiye, Erbil; Süleymaniye ise merkez ile birlikte Kalambriya, Şehrizor, Muhammerah ve Bazyan kazalarını içine alıyordu; Zekeriya, Türkmen, “Özdemir Bey’in Musul Harekatı ve İngilizlerin Karşı Tedbirleri 1921-1923”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S. 49, Ankara: 2001, s. 49-79; İslam Ansiklopedisi, “Musul”, C. VIII, s. 744-745).

hissettirmişti.126 1901 yılında Anadolu Demiryolu Şirketi Başkanı olan Dr. Gwinner’ın İngiltere adına petrol görüşmelerini yürüten isim olması, İngilizlerin yeraltı kaynakları ile demiryolu projesini müşterek yönettiklerini göstermesi bakımından önemliydi.127 Alman demiryolu projesi kapsamında maden arama yetkisinin de sağladığı avantaj, farklı İngiliz şirketlerinin iştahını da kabartmıştı. İngiltere’de “Euxine and Marmore British Development Syndicate” adlı şirket Anadolu topraklarında demiryolu döşeyerek hattın her iki tarafındaki 15’er kilometrelik alanda maden arama yetkisi için başvuruda bulunmasına rağmen olumlu bir yanıt alamayacaktı.128

1914’te, İngiliz ve Alman hükümeti temsilcileri Irak petrollerinin paylaşımı için bir düzenleme yapmak amacıyla bir araya gelmişlerdi. Söz konusu düzenlemeyle, Bağdat Demiryolu hattının İngiltere lehine Basra Körfezi’ne kadar genişletilmesi ve Dicle Nehri üzerindeki taşımacılık hakkının garanti altına alınması ele alınmış ancak mutabakata varılamamıştı.129

Daha önce belirtildiği gibi, 1916 Sykes Picot Anlaşması’yla düzenlenen demiryolları ile ilgili savaş öncesi planlamalar, savaşın başlamasını müteakip Almanya saf dışı bırakılmak suretiyle, İngiltere ve Fransa tarafından yeniden ele alındı ve yazılı hale getirildi. Yeni anlaşmaya göre, Bağdat demiryolu Musul’un güney istikametine genişletilemeyecekti. Ayrıca İngiliz işgal mıntıkasındaki Samara’nın kuzeyinden başlamak üzere, Bağdat ile Halep arasında Fırat vadisi boyunca demiryolu inşası, İngiliz ve Fransız hükümetlerinin ortak iştirakleriyle tamamlanacaktı. İngiltere kendi denetimindeki bölgelerde demiryolu inşa etme ve askeri kuvvetlerini bu hat boyunca taşıma hakkına sahip olacaktı.130

I. Dünya Savaşı’ndan Ortadoğu’daki etki alanını genişleterek çıkan İngilizler, 1918 yılı itibariyle Irak’ta Fransa’nın dâhil olmadığı yeni demiryolu projesini uygulamaya başladılar. Bu proje ile Osmanlı Devleti tarafından yapılan demiryollarının İran içlerine kadar ulaşması hedefleniyordu. Demiryolu projesi için kullanılan malzemeler ise İngiltere’nin ekonomik sıkıntıları nedeniyle, Hindistan’dan Irak’a taşınarak Osmanlı Devleti tarafından yapılan demiryolları ile uyumlu hale getirilecekti. İngilizler

126Uluğbay, İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik, s. 71. 127TNA. FO. 608/97, February 1919, s. 219.

128Uluğbay, İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik, s. 103. 129TNA. FO. 608/97, February 1919, s. 220.

130TNA. CO. 730/5, From Office of Director of Railways Bagdad to Secretary High Commisioner Bagdad, 27 August 1921, s. 379.

demiryollarını Irak’ın kuzey sınırlarındaki ulaşılması zor yerlere ordu naklini sağlamak amacıyla tasarladıklarından ilk başlarda ticari faaliyetlere öncelik vermeyeceklerdi.131

Bağdat Sivil Yönetimi 1920 yılında Irak’taki tüm demiryollarının denetimini tamamen ele aldı. Ticari ve ulaşım amaçlı 32 km. demiryolu sökülerek askeri hedefler doğrultusunda kullanması için ordu denetimine verildi. 1 Nisan 1920 yılı itibariyle, demiryollarında istihdam edilen toplam personel sayısı 24.928 kişiydi. Personelin %80’i Hintli, %3’ü Avrupalı, %17’si ise Arap, Kürt ve Musevilerden oluşmaktaydı.132 Bu alanda istihdam edilen yerel unsurların istihdamındaki oransal düşüklük, İngiltere’nin demiryollarında öncelikli olarak güvenlik odaklı stratejiye yöneldiğinin ve yerel unsurlara güvensizliğinin açık bir ifadesiydi.

İnşa edilen demiryollarında askeri hedefler öncelikli olduğu için Dicle Nehri’ne yakın mıntıkaya demiryolu hattı döşenmedi. Zamanla Irak’ın kuzeyinde kısmi denetim sağlayan İngilizler, 1920 yılından itibaren demiryollarını ticari amaçla kullanmak için alternatif yeni hatlar oluştururken, demiryollarının işletilmesi, bakım ve onarımı için ara eleman yetiştirmeye başlayacaklardı. Askeri hedefler doğrultusunda yapılan demiryollarının, ticari faaliyetlerde önemli rol oynayan Dicle Nehri yatağını takip etmemesi askeri faaliyetlerin yerini ekonomik faaliyetlerin alması neticesinde kaldırılacağının bir işaretiydi.133

İran’ın kuzey batısına kadar demiryolu ağı kurulmasıyla, yeraltı zenginliklerinin işletilmesi, taşınması ve bölgesel güvenliğin sağlanması134 hedefleniyordu. Demiryolu projesinin ilk aşamada stratejik hedefler ekonomik hedeflerden daha fazla gözetilmişti. Demiryolları boyunca belirli mesafelerle güçlü polis noktalarının oluşturulması sayesinde Kürtlerin denetiminin rahatlıkla sağlanabileceği öngörülüyordu.135 İngiltere’nin Kürtler ile iletişim kanallarını açık tutmasında, Kürt coğrafyasının Dicle havzasına egemen olması ve Kürtlerin kayda değer bir nüfusa sahip olması etkiliydi.136 İngiliz yetkililer İran’ın kuzeyinde kurulacak bağımsız bir Kürt devleti fikrine ise pek olumlu bakmıyorlardı. Bu bakış açısı İran’da kurulabilecek bir devletin denetiminin sağlanamayacağı ve oluşabilecek

131TNA. CO. 730/5, 27 August 1921, s. 379. 132Bell, Mezopotamya Sivil Yönetimi, s. 223-224. 133TNA. CO. 730/5, 27 August 1921, s. 381.

134TNA. FO. 371/4193, Turkey A- No: 164430, Memorandum, 23 December 1919, s. 1-5. 135TNA. FO. 371/4193, 20 December 1918, s. 1-3.

136Erol Kurubaş, Başlangıçtan 1960’a Değin Kürt Sorunu’nun Uluslararası Boyutu, Ümit Yayıncılık, Ankara: 1997, s. 42.

olumsuzlukların Irak’ta yaşayan Kürtlere de örnek teşkil edebileceği endişesinden kaynaklanıyordu. Bu nedenle İngiltere açısından İran Kürtlerinin kontrolü, Kürtlerin milli duygularının bastırılması için de özel bir anlam taşıyordu.

Kut, Bağdat ve Musul arasında uzanan demiryolları, askeri ve ekonomik hedefler doğrultusunda petrol bulunan bölgeler göz önünde bulundurularak, 1920 yılında Musul’dan, Kerkük ve Erbil istikametine genişletilecekti. Aynı tarihte Revandüz ve Erbil arasındaki demiryolunun bitirilmesiyle İngilizlerin ticari faaliyetlerinde de büyük oranda artış sağlanması hedefleniyordu.137 Demiryolunun genişletileceği alan Sykes-Picot Anlaşmasına göre Fransa’nın haklarına karşı açık bir tecavüzdü, ancak Fransız yönetimi İngiltere’nin askeri gücüne boyun eğerek sessizliğini korumak zorunda kalıyordu.138

İngiltere’nin Irak politikası uzun vadeli ekonomik hedefler çerçevesinde oluşturulmuştu. Planların pratikte işlerlik kazanabilmesinin yolu, Irak’ta yaşayan etnik unsurlar ile iletişimi hayati derecede önemli kılıyordu. Araplara söz verilen bağımsızlık, İngiltere ve Fransa’nın ortak girişimiyle kısmen hayata geçirilmişti. Arapların bağımsızlığından etkilenen Kürt liderler de bağımsızlık isteklerini gerçekleştirebilmek umuduyla İngilizlerle iletişime geçmek için fırsat kolluyorlardı. İngiltere’nin işgal ettiği yerlerde halkın desteğini almadan yönetimsel sorunlarının üstesinden gelebilmesi pek mümkün değildi. İngiliz işgal bölgesine Osmanlı Devleti’nden gelebilecek tehlikelerin önlenebilmesi, Kürt toplumunda toparlayıcı unsur olarak görülen Ağa, Şeyh, Molla ve Seyyidler ile temasa geçilmesiyle yeni bir sürece girecek ve bu süreç Osmanlı Devleti’nin Kürt siyasetine de yön verecekti.