• Sonuç bulunamadı

Simko İsmail’in Siyasi Destek Arayışları

1.10. İran’da Kürt-İngiliz İlişkileri

1.10.2. Simko İsmail’in Siyasi Destek Arayışları

1918’de İran’daki otorite boşluğunun tesiriyle, Kürt aşiretlerin büyük çoğunluğu can ve mal güvenliklerini sağlayabilme kaygısı doğrultusunda dış desteğe ihtiyaç duymaktaydı. Kürtler arasında milli birliği sağlayabile iddiasıyla ortaya çıkan Şikak Aşireti lideri Simko

325 Bu konuda ihtilaflar bulunmaktadır. Mar Şemun’un bizzat Simko tarafından öldürüldüğünü iddi eden kaynak bulunduğu gibi (Hanım, Ninovanın Yakarışı Doğu Asur Kilise Gelenekleri ve Patrik Mar Şemun’un Katli) Mar Şemun’un, Simko İsmail’in adamları tarafından öldürüldüğünden bahseden kaynakta mevcuttur (Minorsky, Kürt Milliyetçiliği); Simko günümüzde dahi Van, Hakkari, Bitlis ve civarında yaşayan halk tarafından bilinmekte ve zalim Simko olarak anılmaktadır.

326 Mar Şemun unvanı aynı soydan gelen kişilere verilmekteydi. Bu nedenle Ağa Petros’a Mar şemun unvanı verilememiştir. O, sadece İngilizler tarafından Nasturilere liderlik yapması için atanmıştı (Özdemir, Süryanilerin Dünü Bugünü, s. 129).

327Ağa Petros ve İngilizler arasındaki ilişkilerin ayrıntıları için bkz. (Levent Ayabakan, “Kürt-Nasturi İlişkileri ve Ağa Petros’un “Özerk Asuri Devleti Projesi (1919-1923)”, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, C.1, S.1, Sakarya: 2015, s. 49-76).

İsmail’in ekonomik, askeri ve siyasi destek olmaksızın, aşiretler arasında birliği tesis etse bile, İran hükümetine karşı uzun süre ayakta kalması beklenemezdi.

Simko İsmail, mevcut siyasi durumu gözlemleyebildiği ölçüde ve denge politikası oluşturmak adına Türklerden, Ruslardan ve İngilizlerden destek almak zorunda kalıyordu. Ruslara karşı tampon bir bölge oluşturma niyeti doğrultusunda hareket eden İngilizler, ilk olarak 1917-1919 yılları arasında Mahabat’ta Kürtleri İran hükümetine karşı örgütleyerek başarı elde etmelerini sağladılar. Bu destek Kürtlerin güvenini kazanabilmek adına önemli bir adımdı. Ne var ki, dış destekle sağlanan başarılar, Kürtlerin milli bir hedef çerçevesinde birleşmesi açısından yeterli olmayıp, geçici ve koşullu nitelikler taşıyordu.328 Bağdat yönetimi, İran Kürtlerinin Wilson prensipleri bağlamında kendi kaderini tayin hakkını kullanabilecek deneyimsel yeterliliğe sahip olmadıkları kanaatindeydi. Aşiretler arası ayrılıklar, coğrafi koşulların zorluğu, yüzyıllarca bir devlete bağımlı yaşam sürdürmenin dezavantajı gibi önemli etkenler, Kürtlerin bağımsızlık amacıyla bir araya gelemeyeceğini açıkça göstermekteydi.329 Kürtlerin aynı anda birçok olumsuzlukla karşı karşıya olması İngiltere’nin Kürt siyasetini istediği doğrultuda şekillendirmesine olanak sağlayan en önemli faktördü.

Simko İsmail Ağa 1918-1920 yılları arasında Urmiye’de otoritesini sağlamlaştırabilmek amacıyla ve Kürtlerin tek lideri olduğu iddiasıyla, İran’daki İngiliz kuvvetleri ile ittifak seçeneğine yöneldi.330 Simko’nun siyasi destek arayışları, destek talep ettiği güçlerin çıkarlarını dengeleyebildiği ölçüde karşılık buluyordu. Gerek Bağdat İngiliz Yönetimi’nin, gerekse Osmanlı Devleti’nin Simko İsmail’in nüfuzundan yaralanmak için rekabet halinde olması, onun değerini artıran en önemli faktördü.331

Simko, zaman zaman Osmanlı Devleti kontrolündeki topraklarda da güçlü Kürt aşiretlerle ittifak arayışındaydı. Bu hususta kaydadeğer bir başarı elde edemeyince, 1918’de Kürtlerin önde gelen liderlerinden Seyyid Taha ile ittifak yolunu tercih etmek zorunda kaldı. Bu ittifak Şeyh Ubeydullah’ın Kürtler nezdindeki manevi değerinden faydalanma amacıyla

3281908 yılında Hayderan Aşireti ve Zilan Aşireti’nin ortaklaşa aldıkları bir kararla, I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar olan 6 yıllık süreçte bağımsızlık için Rusya’nın desteğini alma girişimleri, İngiltere’nin kaygılarını artırmıştı. İngiliz yetkililer bu durumu engellemek için diğer Kürt liderleriyle ilişkileri sıkı tutmaya gayret ediyorlardı (Celil, Yeni ve Yakın Çağda Kürt Siyaset Tarihi, s. 60-65).

329Kurubaş, Başlangıçtan 1960’a Değin Kürt Sorunu’nun Uluslararası Boyutu, s. 42. 330McDowel, Modern Kürt Tarihi, s. 295-296.

tercih edilmişti. 1914-1917 yılları arasında, İran Kürdistan’ındaki Kürtlere yeterli ilgiyi göstermeyen Rusya’nın, Nasturilere; İngiltere’nin, Ermenilere olan açık desteği, Kürtlerin Hristiyan unsurlara güvensizliklerinin belirleyici unsuruydu. Nasturilerin ve Ermenilerin ilerleyen yıllarda daha güçlü hale gelebileceği düşüncesi Kürtlerin huzursuz olması açısından yeterli bir gerekçeydi. Benzer şekilde, Kürtlerin bölgesel bir güç haline gelebileceği ihtimalini değerlendiren Hristiyan unsurlar da, böyle bir riski bertaraf edebilmek adına bölgede söz sahibi olan İngiltere ile iletişime geçmişlerdi.

Simko İsmail Kürt aşiretlerin tamamının desteğini sağlama çabasındayken, İran’da yönetimi ele geçiren General Rıza Han, gücünü pekiştirmek amacıyla, 1919 Haziran’ında Simko’ya karşı sefer hazırlığına girişti. Fakat İran hükümeti ordunun lojistik desteğini sağlayabilecek yeterli donanıma sahip değildi. Bu nedenle öncelikle Simko’ya suikast düzenlenmesi seçeneği uygulamaya konuldu. Bir hediye sandığı içerisinde gönderilen dinamitin patlaması neticesinde, Simko’nun kardeşi ve 20 kadar adamı öldü, bir kısmı ise yaralandı.332 Rıza Han’ın planladığı başarısız suikast girişiminden sonra Urmiye’de büyük çaplı siyasi kargaşa yaşandı. Şikak aşireti liderine suikast girişimi, Kürt aşiretlerin tepkisine neden olduğundan, oluşan siyasi ortam Simko İsmail’in gücünü daha da pekiştirerek çıkmasına uygun bir zemin hazırlamıştı. İngiliz yönetimi, Irak’taki işgal mıntıkalarını tehdit edeceği düşüncesiyle, onu destekler bir pozisyona geçmekte gecikmedi.333

Gerek İngiltere’ye gerekse Osmanlı Devleti’ne sadakat, Simko’nun kişisel karakteriyle uyumlu bir seçenek değildi. İngiltere ile anlaşmış olmak, onun konumunu güçlendirse de, bağımsız Kürdistan’ın kurulması için bu destek yeterli görülmüyordu. İngiliz subaylarının isyancılara yaklaşımının samimiyetini ölçme amacıyla, onlardan 1918 yazında silah talebinde bulunuldu. Bu talep karşılık bulamayınca, İngiltere’ye alternatif ittifak arayışına yöneldi. Osmanlı topraklarında yaşayan Kürt milliyetçileriyle ikili ilişkileri geliştirmek istese de umduğu desteği bulması pek mümkün olmadı. Simko’nun gerekli desteği elde edememesinde, İstanbul’da yaşayan Kürt entelektüellerin İran merkezli Kürdistan fikrine pek sıcak bakmamaları etkili olmuştu. Bu fikre destek verenler, Kürt milliyetçiliğini

332TNA. FO. 248/1225, Urumiya District, Rumiye’den Tiflis’e, July 1919. Bu olayın gerçekleşme şekli bakımından daha farklı bilgiler de bulunmaktadır. Simko İsmail’e sandık içerisinde bomba gönderildiği bilgisininin yanı sıra bombanın tatlı kutusu içerisinde gönderildiği konusunda da telgraf bulunmaktadır. Olay sonucunda birçok yaralı olmakla birlikte patlamada Simko İsmail’in kardeşi ölmüştür (BOA. DH. KMS. 631/83).

benimsemiş gençlerden oluşuyordu, fakat gençler aşiretleri yönlendirebilecek nüfuza sahip değillerdi.334 Osmanlı Devleti idari sınırlarında yaşayan Kürtlerin isyancılarla ittifaka sıcak bakmaması İngiltere’yi rahatlatan ve Simko’nun gücünü kıran en önemli faktörlerin başında geliyordu.335

1919 yılındaki siyasi tabloya bakıldığı zaman, Cizre’de Kürdistan kurulması fikrinin mimarı İngiltere’ydi ve bu durum, Kuzey İran’da kurulması düşünülen Kürt devletine, Osmanlı sınırlarında yaşayan Kürt milliyetçileri tarafından verilen desteğin sınırlı kalmasına neden oluyordu. Benzer şekilde, Kuzey İran’daki milliyetçiliği savunan Kürt aşiretler de Cizre merkezli Kürdistan kurulması fikrine sıcak bakmıyorlardı. 1918 yılında Berzenci Aşireti’ne Süleymaniye merkezli Kürdistan kurulması için destek yine İngiltere tarafından verilmişti. İngiltere’nin üç ayrı bölgede yerel Kürt yönetimleri oluşturma planı Kürtlerin bir araya gelmesini engeller nitelikteydi. Görülen o ki, İngiltere büyük bir Kürt devletinden ziyade, Kürtlere vaat ettikleri devlet sözü çerçevesinde bölgesel Kürt yönetimleri oluşturarak kendisine başkaldırabilecek güçlü bir yönetim oluşmamasına özellikle dikkat ediyordu.

Simko İsmail ve Seyyid Taha’nın 1917’den başlamak üzere, Bağdat İngiliz Yönetimi’nden destek arayışları olumlu karşılık bulmadı. Simko İsmail’in Osmanlı Devleti ile köprüleri atmakta aceleci davranmamasının nedeni İngilizlere güvensizliğiyle doğrudan alakalıydı. Simko İsmail’in ortağı konumundaki Seyyid Taha’ya sunulan kısıtlı ekonomik destek ise, Osmanlı Devleti ve İran sınırında yaşayan Kürtlerin mevcut yönetimlere karşı tehdit unsuru olmasını sağlarken, İngiliz işgal bölgesine yönelebilecek tehditleri bertaraf etmek için yetebilecek miktardaydı.336 Simko İsmail’in İngiltere’ye güvensizliği ve kendisine olan aşırı güveni, İngiltere’nin ona sınırsız destek sunmaması hususunda oldukça etkiliydi.337

334Kürtlerin devlet kurma sorunsalının temelinde eğitimli insan sayısının az olmasının yanı sıra yüzyıllarca aynı topraklar üzerinde ve İslamiyet temelinde gerek Türklerle gerekse İranlılar ile akrabalık bağlarının güçlenmiş olması da önemli bir faktördü. Bağımsız bir devlet kurulması sadece bir fikir olarak kalıyor ve ne zaman bu fikir hayata geçirilmeye çalışılsa kültürel ve siyasi bakımdan birçok sorunla karşı karşıya kalınıyordu (TNA. FO. 608/113, Report by Capt. Baker and General Staff, 30 April 1919, s. 154-159).

335TNA. FO. 371/4193, No: 164430, Memorandum / Kurdistan, 20 December 1918, s. 5-6.

336BOA. DH. ŞFR. 635/76; Osmanlı Devleti 1916 yılından itibaren Kürt bağımsızlığına önlem olarak, devlet lehine faaliyetlerde bulunan aşiretlerin hizmetlerini karşılıksız bırakmayarak aşiretleri taltifle ödüllendirme yöntemi kullanılıyordu. Van vilayetinden Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen şifre ile Osmanlı Devleti’nin doğu sınırında Osmanlı Devleti’ne yararlı hizmetleri görülen Simko’nun da nişan ile taltif edilmesi isteniyordu (BOA. DH. ŞFR. 651/96, Diyarbakır’dan Dâhiliye Nezareti’ne, 19 Kasım 1919, Ek. 1-5).

Simko İsmail Ağa, İngilizlere alternatif bir seçenek olarak Osmanlı Devleti’nin de desteğini alabilmek amacıyla Van Valisi Haydar Bey’le de iletişim halindeydi. Diğer taraftan, Rusların Tebriz’e kadar olan İran topraklarında 1917 öncesinde olduğu gibi aktif bir konuma gelebileceğini de düşünerek, Ruslar’la da ittifak kurma girişiminde bulunuyordu. Temmuz 1919’da Urmiye Gölü’nün kuzeyinde bulunan Bolşevik kuvvetlerine, 100 at ve 300 yük hububat göndererek onlarla ittifak yapabilmek için önemli bir adım atsa da umduğu desteği bulamayacaktı.338