• Sonuç bulunamadı

C. Kâfire Benzeyenler

X. SATIÞ

613. Mes'ele: Zeyd-i zimmî Amr-i müslime, bir kâfire câriye bey' edip, Amr da câriye Ýslâm'a geldikten sonra "aybý vardýr" deyu Zeyd'e redde kàdir olur mu?

Elcevap: Olur, mâni'-i red tasarruf etmedi ise, amma Zeyd'e cebr ile âhar müslime bey' ettirmek lâzýmdýr. (A. 94 a)

614. Mes'ele: Zeyd Amr'ýn kaçaðan câriyesini, kaçaðan idüðün bilme-yip satýn alýp, akçasýn verdikten sonra, Zeyd'den kaçsa Zeyd ak-çasýn almaða þer'an kàdir olur mu?

Elcevap: Olmaz, mâdem ki hýyânet üzere ve ibâk üzere ola, Amr ile husûmet edemez. Bulunursa ayb-i kadîmi sâbit olursa red eder, mevti sâbit olursa rücû'-i bi-n-noksan eder. (A. 102 a)

615. Mes'ele: Ümm-i veledin bey'i câiz olur mu?

Elcevap: Olmaz. (A. 171 a)

616. Mes'ele: Zeyd, Amr'ýn câriyesi Hind'e zina edip veledi olduktan sonra, Hind'i veledi ile iþtirâ eylese, veledi âzâd olup Hind'in bey'i sahîh olur mu?

Elcevap: Veled âzâd olur cüz'ü olduðu için nesebi sahîh olmaz ki Hind ümm-i veledi olup bey'i sahîh olmaya. (B. 84 b)

617. Mes’ele: Amr Zeyd'e "kulum, beni iþtirâ eyle" deyip, ol dahi iþtirâ eylese, ba'dehu hürriyet da'vâ edip isbât eylese hükm-i þer' nedir?

Elcevap:

(A. 94 a)17

618. Mes’ele: Bir câriye Zeyd'e "rýkkým beni al" deyip Zeyd dahi alýp istîlâd eyledikten sonra, Hind'in hürriyeti sâbit olucak, akçasýn Hind'den almaða kàdir olur mu?

Elcevap: Olmaz. (A. 94 b)

619. Mes’ele: Bir vakfýn kulu Zeyd, bir abd iþtirâ edip ba'de zamânin Zeyd, mezbûr kulu i'tâk edip fevt oldukta mütevellî-i vakf abdin muhallefâtýn vakf için zabt edip, Zeyd-i mezbûrun âzâd ettiði ku-lu dahi vakf için zabt etmeðe kàdir oku-lur mu?

Elcevap: Olur. (A. 81 b)

620. Mes’ele: Zeyd, kulu Amr'ý Hünkâr'a hibe edip, nice san'at öðre-nip ulûfeye geçtikten sonra, Zeyd rücû'a kàdir olur mu?

Cevap: Sagîr iken vermiþ olup büyüdü ise, yahud acemî iken dil öðrendi ise, yahud hiç nesne bilmez iken san'at öðrendi ise þer'an kàdir olmaz. (B. 230 b)

621. Mes’ele: Pâdiþâh-ý âlem-penâh kullarýndan Zeyd, Amr'a "aðam Bekr'e terbiyet edip vazîfemize terakkî ettiriver, mukâbelesinde sana ivaz edeyim" dese, Amr dahi Bekr'e nice def'a varýp gelip, Zeyd'i terbiyet edip vazîfesine terakkî ettirdikte, Amr varýp gelip hizmet mukàbelesinde, ivaz bir kul verse, Amr nice yýl kulun ma'ûniyetin çekip me'kûlât ve melbûsâtýn görüp üstâda verip ni-ce sanâyi' tahsil ettirdikten sonra, Zeyd kulu Amr'dan taleb edip almaða kàdir olur mu?

Cevap: Rüþvet olmayýcak olmaz, ta'lîm-i san'at mâni-i rücû'-dur. (B. 233 b)

nøªn°V o¬nàsjuôoM nânÑrKÉna o√Gnônàr°TnÉa Gk~rÑnY »pfpônàr°TpG mπoLnôpd o¬ndÉnbƒndnh rQoôoZ rQnQoO o√n~nLnh GnPpG p¬r«n∏nY o~rÑn©rdG n™nLnQnh o¬n©njÉnH rºn∏r©nj rºnd n¿Énc r¿nG

(17) Arapça ibâre, mânâsý: "Bir adam: Ben köleyim, beni satýn al, dese. Satýn alýnsa. Sonra hürriyetini isbat etse... Kendisini sataný bilmiyorsa öder. Kendisini sataný bulunca on-dan ister. Dürer, Gurer.”

KAZÂ MÜESSESESÝ

I. KÂDÎ (KADI)

622. Mes’ele: Zeyd-i kâdî, Pâdiþâh-ý din-penâh (halledet hilâfetehu) hazretlerinden gayriye akça verip vesâteti ile, yâ bir kimse þefâ'ati ile kadýlýk alsa, þer'an hükmü nâfiz olur mu?

Elcevap:Rüþvetle alýncak nâfiz olmaz, kavl-i müftâbih budur.

Kâdî olmaz, ma'zûl-i mahzdýr. Þefâ'atle almak eðerçi haramdýr, amma þer'a muvâfýk edicek hükmü döndürülmez. (B. 177 a)

623. Mes’ele: Zeyd-i müteveffânýn verese-i kibârý kýsmet için, kâdî yâ kassâm "elbette varýp kýsmet ederim" demeðe kàdir olurlar mý?

Elcevap: Aslâ sagîr yok ise olmazlar. (A. 192 b)

624. Su'al: Zeyd gâib olup, hayâtý ve memâtý ma'lûm olmayýp, emîn-i mâl-i gâib, Zeyd'in mülk dârýný, ma'rifet-i kâdî ile Amr'a misil kýymetine bey' etse, ba'dehû Zeyd hayyen zuhûr ettikte, mezbûr dârý Amr'dan alabilir mi, yoksa emîn-i mâl-i gâibden dârýn seme-ni mi alýr?

Cevap: Mefkùdun malýndan, fesâda kàbil olmayýnca bey'a kudât kàdir deðillerdir. Öyle olucak, vâki' olan akd, nâfiz ve lâzým ol-maz. Amma fî-zamâninâ mutlakà bey'a kudât ve ümenâ me'mur-lardýr. Tamam deðeri ile bey' olunduysa ta'arruz olunmasa olur.

Zirâ kudât taðyîre me'mûr deðillerdir. Fi'l-cümle gabn-i fâhiþ olu-cak fesh eyleyeler. (B. 113 b)

625. Mes’ele: Emirle âhar kazâdaki husûsa müfettiþ olan kâdî, emirde mestûr olandan gayri kaziyeyi istimâ' ve hükm eylese nâfiz olur mu?

Elcevap: Olmaz. (A. 142 b)

626. Mes’ele: Zeyd-i kâdî, hükm-i þerîf ile âhar kadýlýða vardýkta, da'vâcý-larýn sofrayla getirdikleri yemeði yese hükmü nâfiz olur mu?

Elcevap: Yemeðin yediðine hükmü nâfiz olmaz. (B. 180 a)

627. Mes’ele: Ýki hasým, hâkime murâfa'a olduklarýnda, ehad-i has-meyn oturdukta, hâkim ehad-i hashas-meynden Zeyd'e "kalk hasmýn Amr ile beraber dur" deyu kaldýrmaða kàdir olur mu?

Elcevap: Olur, Amr'ý Zeyd'le beraber oturtucak dahi þer'le tesvi-ye-i hasmeyn olunur. (B. 180 b)

628. Mes’ele: Pâdiþâhýn hükmüne muhâlefet eden Zeyd-i kâdîye þer'an ne lâzým olur?

Elcevap: Pâdiþâh re'ysiz, þerîat-i þerîfeye muhâlif yazýlmýþ ise, hakîkat-i hâli der-i devlete arz etmek lâzýmdýr. (B. 180 b)

629. Mes’ele: Zeyd-i kâdî, bir husûsa þehâdet eder kimselerin þehâdet-lerini câiz görmeyip, müdde'î olan Amr'ý döðüp þâhidleriyle mah-kemeden kovsa, ba'dehu, âhar kâdînin nâibi, mezkûr þâhidleri kabûl edip hükm eylese hükmü nâfiz olur mu?

Elcevap: Kâdî-i evvel þer'le red etti ise olmaz. Zulmen red ettiði zâhir olucak olur. (B. 194 a)

630. Mes’ele: Zeyd, Amr'a "þerî'ate var" dedikte, Amr "kaný þerî'at-i þerif götürüldü" dese, Amr'a ne lâzým olur?

Elcevap: "Kudâtýn zulümleri var" demek ister ise küfrüne hükm olunmaz. (B. 151 b)

631. Mes’ele: Zeyd-i kâdî, cemâ'at içinde "nefsimi kazâdan azl ettim"

dedikten sonra yine ba'zý kazâya hükm eylese þer'an nâfiz olur mu?

Elcevap: Þer'a muvâfýk ise olur. (B. 180 b)

632. Mes’ele: Zeyd-i kâdî hîn-i gazabda "filân kadýlýðý taleb edersem, dahi verdiklerinde kabûl edersem, Allahu teâlâya þirk getirmiþ-lerden olayým" dese, sonra zikr olunan kadýlýðý talep edip, yahud verildikte kabul edicek, þer'an Zeyd'e ne lâzým olur?

Elcevap: Tecdîd-i îman ve azl-i ebedî lâzýmdýr. Bu makùle söz söyleyen kazâya lâyýk olmaz. (B. 180 a)

633. Mes’ele: Zeyd-i kâdînin rüþvet ekl eylediði þer'le sâbit ve zâhir ol-sa, þer'an hükmü nâfiz olur mu?

Elcevap: Olmaz, rüþvetle hüküm þer'a muvâfýk olsa dahi nâfiz ol-maz. (B. 180 a)

634. Mes’ele: Zeyd-i kâdî çalgýlý düðüne varýp -hâþâ- feseka ile meclis-i fýskta otursa, ba'dehu Amr gelip "Zeyd-i kâdîye ne lâzým olur" de-yu fetva eyittikte, fetvâ-i þerîfte "ol makùle kimse kazâya lâyýk deðildir" deyu cevap buyurulup, Amr varýp fetvâ-i þerîfi gösterse, Zeyd fetvâyý alýkoyup Amr'a vermeyip "ben fetvâ ile kâdî deði-lim, pâdiþah berâtýyla kâdîyim" deyip fetvâ-i þerîfi tahfîf eylese, þer'ân ne lâzým olur?

Elcevap: Evvelki fi'li ile ma'zûldür, ettiði ahkâm nâfiz deðildir.

Ana, berât-i kazâ-i sultâniye, âdil olmak i'tikàdý üzerine verilmiþ-tir. Sonra fýský zâhir olmak ile ma'zûl olur. Evvelden fýský ma'lûm olup, fýský ile bile verilmiþ olsa, ma'zûl olmayýp müstehak olur idi. Amma hükm-i þer'i istihfâf etmekle kâfir olur, Ýslâm'a gel-mezse katl olunur. (B. 179 b)