• Sonuç bulunamadı

375. Mes’ele: Zimmî kurbancý olup müslümanlarýn kurbanýn boðazla-mak þer'an câiz olur mu?

Elcevap: Lâyýk deðil, min ba'din ettirmemek lâzýmdýr. (B. 268 b) 376. Mes’ele: Zeyd-i zimmî, Amr-i müslimin kurbanýný Besmele ile

boðazlasa, þer'an helâl olur mu?

Elcevap: Kurban yerine geçmez eti helâldir. (B. 268 a) 377. Mes’ele: Yahudi boðazladýðý koyunun ekli helâl olur mu?

Elcevap: Olur, Besmele ile boðazlanýp aziz teþrîk etmedi ise helâldir (B. 267 b)

378. Mes’ele: Zeyd, kurban niyetine zebh eyleyip selh etmeðe Amr-i zimmîye verdiði koyun, þer'an kurban yerine geçer mi?

Elcevap: Mekruhtur, tamam sýhhat üzerine geçmez. Müslim zebh edip kâfire selh ettirmek câizdir. (B. 268 a)

379. Mes’ele: Kâfire kurban vermek câiz olur mu?

Elcevap: Lâyýk olmaz, ehl-i Ýslâm'a vermek lâzým gerektir. Akça sadakasý gibi deðildir. (B. 268 a)

380. Mes’ele: Kâfire selâm verip selâm almak isteyicek, ne vechile ey-lemek gerek?

Elcevap: Ýslâm'a gelmesi niyetine selâm vermede be'is yoktur, "es-selâmu aleyk" ve "aleyk-es-selâm" demek dahi ma'kûldür.(B. 319 b)

381. Mes’ele: Zimmîye nice ant verilir?

Elcevap: Þer'iyle Ýncil'i hazret-i Ýsâ'ya inzâl eden Hak hazretine verilir. (A. 161 a)

382. Mes’ele: Zeyd-i yahudiye medyûn olan Amr-i müslim, akçasýn vermeye Zeyd'i bulamayýp ve Zeyd'in vârisi dahi olmadýðý takdir-ce, akçayý kime vermek gerektir ki Zeyd deynden halâs ola?

Elcevap: Asla verecek kimse olmayýcak, tasadduk edicek halâs olur. Amma gâyet fakirlere ve zebunlara vermek gerektir. (B. 23 b)

383. Mes’ele: Zeyd birkaç zimmîler ile bir dükkân önünde oturup müsâhabet ederken, Amr Zeyd'e "sen kâfirsin" dese þer'an Amr'a ne lâzým olur?

Elcevap: Zimmîlere gâyetle meylin ve muhabbetin görüp dedi ise, nesne lâzým olmaz. (A. 87 b)

384. Mes’ele: Zeyd-i yeniçeri, Amr-i müslime "Bekr-i zimmî senden yeðdir" dese þer'an ne lâzým olur?

Elcevap: Eðer "anýn kâfirliði senin müslimliðinden yeðdir" der ise kâfir olur. Eðer "anýn konþuluðu senin konþuluðundan yeðdir" der ise, gerçek ise nesne lâzým gelmez. (B. 319 a)

385. Mes’ele: Zeyd-i müslim, Amr-i zimmînin özengisine düþüp "bana mansýp veya bir hizmet alýver" [diye] önüne düþüp mülâzemet ey-lese, Zeyd'e ne lâzým olur?

Elcevap: Lâ'net ve azâb lâzým olur. (B. 319 a)

386. Mes’ele: Zeyd-i muhtesib, cihet-i ihtisâbý kendi zabt etmeyip, Amr-i zimmîye ber-vech-i maktû' verip, Amr nice sâlih müslü-manlarý habs edip aralarýnda fýsk u fücûr edip ve hýnzýr etin piþi-rip, envâ' türlü kabâyýh edip müslümanlarý rencîde eylemek þer'an câiz olur mu?

Elcevap: Ne'ûzübillah, Amr-i kâfir ta'zîr-i þedîd ve habs-i medîd olunup, Zeyd-i kâfirin azli vâcibdir. (A. 89 b)

387. Mes’ele: Zeyd-i müslim veled-i sagîrini kiliseye iletip vaftiz ettir-se, þer'an ne lâzým olur?

Elcevap: Tekrar müslim olmak lâzým gelir. (B. 271 b)

388. Mes’ele: Zeyd-i zimmînin Amr-i zimmî ile nizâ'ý olup, Zeyd "üze-rime zimmî þâhid istimâ' olunmasýn" deyu "illet edip, Bekr-i müs-limi da'vâsýna vekil nasb eylese, kâfirler Bekr-i mezbur üzerine þehâdet eyleseler istimâ' olunur mu?

Elcevap: Kâfirin vekîli olanýn üzerine kâfirin þehâdeti makbûle-dir. (A. 156 b)

389. Mes’ele: Zeyd-i zimmî, müslümanlar için bir mescid binâ edip maz kýlmaya izin verse, müslümanlar mezbur mescidde þer'an na-maz kýlmak câiz olur mu?

Elcevap: Namaz kýlmak câizdir, amma tâife-i muayyeneye vakf etti ise sahihdir, dönmez, fevt olucak veresesine deðmez. Am-ma tâife-i gayr-i muayyeneye ýtlâk ve umûm üzerine vakf ettiy-se, sahihtir, lâkin kendi rücû'a kâdirdir, fevt olucak veresesine deðer. (B. 129 b)

390. Mes’ele: Hind-i zimmiye, maraz-ý mevtinde sâir vereseden kaçýrýp cümle esbâbýn ve emlâkin üç yaþýndaki kýzý Hatice-i müslimeye hibe etse, ba'de vefâtihâ, sâir verese hibe-i mezbûreyi "biz kabûl etmeziz" demeðe kàdir olurlar mý?

Elcevap: Sülüsten zâidin alýrlar. (A. 176 b)

391. Mes’ele: Zeyd-i zimmî kefere bayramýnda Amr-i müslime çörek ve kýzýl yumurta verip, Amr dahi alýp kabul eylese, Amr'a þer'an nesne lâzým olur mu?

Elcevap: Be'is yoktur, eðer ol günü ta'zîm için olmayýp konþuluk hakkýný ri'âyet için olucak. (B. 271 a)

392. Mes’ele: Zeyd, Amr-i zimmîye müdârebeye verdiði akça ile, Amr Zeyd'in emriyle hamr alýp bey' edip fâide etse, Zeyd'e fâide helâl olur mu?

Elcevap: Emri laðv olur, bey' ü þirâyý zimmî kendi ehliyetiyle eder. (B. 217 b)

393. Mes’ele: Zeyd-i yahudi "eðer filân fi'li edersem, sâdâta þu mikdar akça nezrim olsun" dedikten sonra fi'l-i mezbûru iþlese, emirler akçayý alabilir mi?

Elcevap: Alamazlar, kâfirin nezri bâtýldýr, sýhhat-i nezirde Ýslâm þarttýr. (B. 87 a)

394. Mes’ele: Zeyd-i yahudi, müslümanlar gibi, zevcesi Hind'e talâk verdikte, Hind Zeyd'den nafaka talebine kàdire olur mu?

Elcevap: Ehl-i zimmette iddet olmaz ki nafaka ola. (B. 78 a)

395. Mes’ele: Bir karyede ta'ûn zâhir oldukta, içinde olan müslüman-lar, avretlerin ve evlâdlarýn kâfir karyesine giderip, kendi yerin-de sâkin olsa, þer'an anlara ne lâzým olur?

Elcevap: Hak te'âlâ hazretine tevekkül etmek lâzým olur. (B. 271 a) 396. Mes’ele: Zeyd-i müslimin zevcesi Hind-i zimmiye evinde hamr

bey' etmekle, Hind-i mezbûra ne lâzým olur?

Elcevap: Ta'zîr olunur, müslimin ýrzýna þeyn verir. (A. 87 a)

397. Mes’ele: Hind-i zimmiyenin zevci müslim fevt oldukta, Hind mehrini alýr mý, yoksa irs tarîkýyle dahi nesne alýr mý?

Elcevap: Hemen mehrin alýr. (B. 77 b)

398. Mes’ele: Zeyd-i müslim Hind-i kâfireyi nikâhlanýp, veled geldik-ten sonra Zeyd-i müslim fevt olsa, ba'dehu Hind, Amr-i kâfire te-zevvüc etmek caiz olur mu?

Elcevap: Olur, ba'd-el-iddet. Eri zimmî olsa iddet olmaz. (B. 78 a) C. Haklarýndaki Tahdidler

399. Mes’ele: Zeyd-i zimmî, zevcesi Hind-i zimmiyenin müteveffâ zev-ci Amr-i müslimden olan evlâd-i sigârýna vasî câiz olur mu?

Elcevap: Olmaz. (B. 308 b)

400. Mes’ele: "Zimmîler kul ve câriye kullanmasýnlar" deyu emr-i þerîf var iken, kullananlara þer'an ne lâzým olur?

Elcevap: Ta'zîr-i þedîd ve habs-i medîd lâzýmdýr. (B. 104 a)

401. Mes’ele: Duvarýnda mermer üzerinde Kur'ân-ý azîm yazýlý vakýf evde, ücretle yahudi sâkin olmak câiz olur mu?

Elcevap: Olmaz. (B. 285 a)

402. Mes’ele: Ehl-i Ýslâm içinde olan zimmîleri, yüksek müzeyyen ev-ler yapmaktan ve þehir içinde ata binmekten ve fâhir kýymetli li-bas giymekten ve yakalý kaftanlar giymekten ve ince tülbendler ve kürkler ve sarýklar sarýnmaktan, velhâsýl ehl-i Ýslâm'a ihâne-ten kendilerini ta'zîmi müþ'ir ef'âlden men' eden hâkim -'indal-lah- müsâb ve me'cûr olur mu?

Elcevap:

(B. 104 b)11

403. Mes’ele: Zeyd-i yahudi mahalle-i müslimînde vâki' olan mülk dârýný yahudiye bey' etmek istedikte, müslümanlar yahudiye bey' ettirmeyip "elbette müslime bey' eyle" demeðe kàdir olurlar mý?

Elcevap: Olurlar, bey' etmek ile cemâ'at az kalmak lâzýme olursa.

Amma bahasý ile bey' ettirilir. (B. 284 b)

404. Mes’ele: Zeyd bir câmi'-i þerîfe onbeþ zirâ' yerde kurbunda yahu-di-hâneler binâ edip, taklîl-i cemâ'at olduðundan gayri tâife-i ya-hudi taþ attýklarýnda bî-huzûr olup, tâife-i mezbûreyi evden çýk-masýna hükm edicek, müslümanlar þer'an çýkarmaða kàdir olur-lar mý?

Elcevap: Olurlar, elbette çýkarmak lâzýmdýr. Taþ attýklarý için tâife-i mezbûre tâ'zîr-i þedîd ve habs olunmak dahi lâzýmdýr.

(B. 285 a)

Bu sûrette: Zeyd binâ eylediði evlerden tâife-i mezbûreyi çýkarma-sa, Zeyd'e ne lâzým olur?

Elcevap: Çýkarmadýðý, yahudilere meyli olmaðýn ise, yâhud câmi'-i þerîfe buðzu olmaðýn ise kâfirdir, katli vâcibdir. Eðer mahzâ onlarýn ziyâde kirâsýna meyl için ise ta'zîr ile iktifâ olunur.

Bilâ te'hîr tâife-i mezbûreyi döðe çýkarmak lâzýmdýr. Ehl-i Ýslâm mahallesinde kefere süknâsýnýn cevâzý taklîl-i cemâ'ate müeddî olmayýcaktýr, müeddî olucak aslâ cevâz yoktur. Mülk evleri dahi bey' ettirilmek vâcibdir. Fekeyfe ki kira ile olucak. (B. 285 a)

405. Su'al: Bir mescidin etrafýnda asla müslüman evi olmayýp kefere ihâta eylese, imam müezzin mahzâ vazifeleri için, varýp mescide imâmet edip ve müezzin ezan okuyup namaz kýlsalar, þer'an al-dýklarý vazîfe kendilerine helâl olur mu?

Cevap: Ol evleri bahalarý ile, cebr ile, müslümanlar alýp, elbette asla te'hîr etmeyip mübâþeret etmek lâzýmdýr. (B. 17 b)

406. Su'al: Bir kilise müslümanlar mahallesinde vâki' olup, kâfirler nâkùs yerine bir yufka tahtayý nice yerlerden delip ibâdetleri

za-rºp¡˘pÑ˘pcGnô˘nenh rº˘p¡˘uHnQ »˘pa nÚ˘pª˘p∏˘r°ù˘oª˘rdG pø˘nY põ˘t«˘nª˘sà˘dɢpH pá˘sepò˘dG oπ˘rgnG oò˘nNrDƒ˘ojnh Ék©«pªnL pÖoàoμdG pôpFÉn°S »pa Gnònμngnh pánjGn~p¡rdG »pa º¡o°ùpHÓnenh rºo¡oLhoôo°Snh

(11) Arapça ibâre, mânâsý: "Zimmîler müslümanlardan, baþlýklarý, binekleri, eyerleri ve elbi-seleriyle ayrýlýrlar. Hidâye'den. Ve diðer bütün kitaplarda böyle yazar."

manýnda ol tahtanýn orta yerine tokmak ile darb edip, bir savt-ý acîb peydâ olup, müslümanlar müte'ezzî olsalar, þer'an ref'olun-mak câiz olur mu?

Cevap: Vâcibdir. (B. 108 a)

407. Mes’ele: Bir kâfir karyesinde iki müslüman olup, kefere kilisele-rinde tahta çaldýklarýnda mezbûrân kimseler þer'an men'e kàdir olurlar mý?

Elcevap: Re'y-i hâkimle olurlar, sâlih kimseler ise. (B. 106 a)

408. Mes’ele: Bilâd-i Ýslâmiyyede olan zimmîler þurb-i hamrdan ve bir-birine hufyeten bey' etmekten zecr olunmak ile, mâbeynlerinde bey' ü þirâlarýn izhâr ve i'lân ettiklerinden sonra [....] ehl-i Ýslâm'a dahi bey' eder olup, envâ'-i fesâd ve fücûr þâyi' olup, nice def'a

"evlerinde kendilere kifâyet mikdârýndan ziyâde hamr tutmaya-lar" deyu tenbîh ve te'kîd ve tehdîd olunduktan sonra dahi, fe-sâddan hâlî olmayýp, umûmen hamrlarý dökülmeyince feseka ile mu'âmeleleri münkatý' olmasa, nefisleri için alýkoduklarý hamr-larý dahi küllen dökülüp, kendiler þurb-i hamrdan men' olunsa-lar þer'an hükkâm âsim olurolunsa-lar mý?

Elcevap: Þurb-i hamr, ehl-i zimmetin dinlerinin vâcibâtýndan deðildir ki nehy etmek ile ism lâzým ola. Mazanne-i ism hamrla-rý fâidesiz dökülmektedir. Zâhir rivâyette zýmân lâzým olmak da-hi ana mebnîdir. Lâkin müslim zimmînin hamrýný hasbeten lil-lâh dökse zýmân lâzým gelmemek "Hülâsat-ül-Fetâvâ'da, Kitâb-i Ýstihsân"da mestûrdur. "Fetavâ-i Hâniye"de dahi nakl olunmuþ-tur. Zýmân lâzým olmayýcak ism lâzým olmamak zâhirdir. Bunca tehdidden sonra fesatlarý münkatý' olmadýðý takdirde dökmek ile zýmân ve ism lâzým olmamaklýðý mahall-i iþtibâh olmaz. (B. 278 a)

409. Mes’ele: Bir þehirde "min ba'din kefere hamr bey' eylemesin" de-yu emr-i þerîf vârid olup, kâdî nidâ ettirip, kefereye defe'atle ten-bih olunduktan sonra, mel'unlar mütenebten-bih olmayýp, âdetleri üzerine gîr ü meyhânelerine þarab kurup zalemeye bey' ederler iken, cemâ'at-i müslimînden nice kimse meyhânelerine girip, fý-çýlarýn paralayýp hamrlarýn dökseler, zýmân lâzým olur mu?

Elcevap: Ýhtisâben etmiþler, lâzým olmaz. Fýçýlarýnýn dahi zýmâný lâzým deðildir. (A. 86 b)

410. Mes’ele: Bir kasabada nasâra tâifesi, yýlda üç gün bir mahalde cem' olup, âdet-i kadimleri üzere lehv ü lu'b edip, amma kimse-ye zararlarý olmayýp, ve müslümanlara asla müte'arrýz deðiller iken, yahudi tâifesi mezburlar ile adâvetlerine binâen men'e kàdir olur mu?

Elcevap: Ehl-i Ýslâm men' etmek lâzýmdýr. "Kimseye zararý yok-tur" demek, kizb-i sarîhadýr, dinsiz [lik] dir. Cum'a kýlýnýr kasaba-da kefere bu vechile alâim-i küfrü izhâr etmek dîne zarardýr. Ne ol mel'unlar ne yahudi mel'unlar aslâ ol asýl vaz' etmek câiz de-ðildir. Döðe döðe cem'iyyetlerin [hâkim] daðýtmak lâzýmdýr.

Müsâhele ederse azli vâcibdir. (B. 274 b)

411. Mes’ele: Bir dað baþýnda kadîmî bir kilise olup, kâfirler üzerinde perhîze çýkýp, çan çalýp ve etrâfýna kâfirler cem' olup, ruhbanla-rý âyîn-i bâtýllaruhbanla-rý üzre va'z eyleyip kâfirler aðlaþýp griv eyleseler, müslümanlar kiliseyi hedm eylemeðe kàdir olurlar mý?

Elcevap: Eðer etrâfýnda asla þenlik yok ise ta'arruz olunmaz. Eðer var ise þiâr-ý küfrü bu mikdar izhâr etmekten men' ve zecr olun-mak lâzýmdýr. (A. 97 b)

412. Mes’ele: Bir kasabada vâki' olan zimmîler, Pâdiþâh-ý âlem-penâh hazretlerinin emr-i hümâyûnuna imtisâl [etmeyip] ehl-i Ýslâm'a her zaman hamr bey' etmekle, fitne ve fesâdetleri münkatý' olma-yýp, hâkim-üþ-þer' dahi nice def'a tenbîh ve te'kîd edip memnû' olduklarýnda, kasaba-i mezbûre sulehâsý, hâkim-i merkùme þikâyet eylediklerinde, ahâlî-i memleket "tarîk-i men', ba'zýsýnýn þaraplarýn döküp ve küplerin kesr etmekle men' olurlar, ana münhasýrdýr" dedikleri ecilden, hâkim-üþ-þer', nefislerine kifâyet edecek mikdârýný ibkà edip zâidini dökse, þer'an hâkim-i merkù-ma ne lâzým olur?

Elcevap: Aslâ nesne lâzým olmaz. Ýstihsânen olmuþ, zarflarýn zýmân dahi lâzým idüðüne [imedüðüne?] rivâyet-i sahîha vardýr.

Bu babda amel-i mes'ele Kitâb-ý Gasb'la deðildir. (B. 177 a)

413. Su'al: Sâbýkan ehl-i Ýslâm mahallesi olan mahalle kurbunda, olan [ulan, oðlan?] evleri ve meyhâneler olmaðýn, müslümanlar fýsktan ve fücûrdan bî-huzûr olup ve nicesi evlerin kefereye bey' edip âhar mahalleye göçse. Hâlen mahallede kalan

"mescidimiz-de cemâ'at kalmadý" "mescidimiz-deyu mescid-i þerîf kurbunda olan kefere ev-lerin ehl-i Ýslâm'a bey' ettirmeðe kàdir olurlar mý?

Cevap: Cebr ile, kýymetleriyle bey' ettirilmek meþrû' ve lâzýmdýr.

(B. 109 a)

D. Haraç

414. Mes’ele: Zimmîlerden cizye almakta mal cihetinden a'lâ ve ednâ ve evsat olanlar ne makùle kimselerdir, her birinin bi-haseb-iþ-þer' cizyeleri ne mikdar olur?

Elcevap: 'Amele kàdir olan kâfir, ki iki yüz dirhem-i þer'îye kàdir olmaya, ol makùle ednâdýr, on iki dirhem-i þer'î alýnýr. Ýki yüz dirhem-i þer'îye kàdir olup 'amele kàdir olan evsat makùlesidir, olunca, yirmi dirhem-i þer'î alýnýr. On bin dirhem-i þer'îye mâlik olan a'lâ makùlesidir, onlarýn cizye-i þer'iyyeleri kýrk dirhem-i þer'îdir. (A. 95 a)

415. Mes’ele: Cevâb-ý þerîfte olan on bin dirhem kaç bin akça olur?

Elcevap: Þimdiye deðin cârî olan akça ile kýrk iki bin eder, yeni akça ile kýrk beþ bin eder. (A. 95 a)

416. Mes’ele: Zimmî tâifesinin "ganîsinden haraç kýrk sekiz dirhem gü-müþ, vasat-ül-hâlinden yirmi dört dirhem, fakîr-ül-hâlinden on iki dirhem alýna" deyu buyurulan yerde ganî ve vasat ve fakirden murad nedir?

Elcevap: Ýkiyüz dirheme mâlik olmayan fakirdir, ikiyüz dirhem-den onbine varýnca vasat-ül-hâldir, onbindirhem-den yukarýsý fâikdir. (B.

104 b)

417. Mes’ele: Emr-i pâdiþâhî ile vilâyet kâtibi olan Zeyd-i kâdî, zimmîlerden ba'zýn müsellem yazmaða me'zûn deðil iken, ba'zý zimmîleri cizye ve ispençeden ve avârýz-i 'urfiyyeden mu'âf ve müsellem yazýp, ellerine temessük verse Zeyd'e ne lâzým olur?

Elcevap: Kötürüm ve fakirler deðil ise azil lâzýmdýr. Kötürüm ve fakirler ise þer'î etmiþ olur, nesne lâzým olmaz. (A. 95 b)

418. Mes’ele: Memâlik-i mahrûsede mütemekkin olup harac-güzâr ke-ferenin, oðullarýna dahi harac-ý þer'î vaz' olunmak lâzým iken, ha-raçtan kendini kaçýrýp beyt-ül-mâle gadr eyleyen zimmîlere þer'an ne lâzým olur?

Elcevap: Habs-i medîd lâzýmdýr. (B. 104 b)

E. Þerîat Huzûrundaki Da’vâlarý

419. Mes’ele: Kiliseye varmayan kâfirin, kiliseye varan kâfir üzerine þehâdeti makbul olur mu?

Elcevap: Olmaz. (A. 156 b)

420. Mes’ele: Yahudinin nasrânî üzerine þehâdeti makbûle olur mu?

Elcevap: Olur, dînince âdil ise. (A. 156 b)

421. Mes’ele: Fâsýk ve fâcir olan müslimin, zimmî üzerine þehâdeti ka-bul olunur mu?

Elcevap: Fýsk u fücûru katý þâyi' ise olmaz. (A. 156 b)

422. Mes’ele: Emanla gelen harbîler Amr-i zimmî üzerine bir hususta þehâdet eyleseler, Padiþâh-i âlem-penâh, "harbîlerin zimmî üzeri-ne þehâdetleri tutula" deyu ellerinde temessükleri olucak, mez-burlarýn üzerine þehâdetleri kabul olunur mu?

Elcevap: Aslâ olunmaz, ahid-nâmelerinde ol kaydý cehele-i küttâb yazmýþlardýr, nâ-meþrû' olan nesneye emr-i sultânî ol-maz.(B. 191 a)

423. Mes’ele: Zeyd-i müslimin üzerine, Amr-i müslim-i müdde'înin ikàmet ettiði kâfir þâhidlerin þehâdetini "kabul etmezim" derken, kâfirlerin þehâdeti ile Zeyd üzerine Bekr-i nâib hükm eylese nâfiz olur mu?

Elcevap: Olmaz, meðer Zeyd beyt-ül-mâl emîni olup, malýný kabz ettiði kâfir-i meyyitin verâsetin da'vâ eden kâfirin vekîli ola. (B. 194 b)

424. Mes’ele: Bir kâfir köyünde aslâ müslüman olmasa. Zeyd-i müslim Amr-i zimmîyi vurup katl eylese, merkum köyün halkýnýn þehâdeti Zeyd üzerine geçer mi?

Elcevap: Geçmez, müslim idüðü muhakkak ise. (A. 156 b)

425. Mes’ele: Bir zimmî fevt olup, vârisi kalmayýp, beytül-mâlci metrûkâtýný talep ettikte Amr-i zimmî "ben satýn aldým" deyu da'vâ edip ba'zý zýmmî þâhidler ikàmet eylese, beytülmâlci müs-lim olsa anlarýn þehâdetleri mesmû'a olur mu?

Elcevap: Müslüman þâhid lâzým olur. Bey' da'vâsýnda irs da'vâsýn-da vasiyet da'vâsýn-da'vâsýnda'vâsýn-da olmaz. (B. 190 b)

426. Mes’ele: Bekr-i zimmî fevt olup, terekesin zâbit-i beyt-ül-mâl olan Amr-i müslim zabt ettikten sonra, Beþr-i zimmî gelip "vârisiyim"

deyu da'vâ edip, zimmî þâhidler ikàmet eylese makbul olur mu?

Elcevap: Olur, sâir madde gibi deðildir. (A. 156 b)

427. Mes’ele: Zeyd-i yahudi bir maslahat için Ýstanbul'dan Galata'ya vardýkta, Amr-ý nasrânî "üzerinde hakkým var Galata kadýsýna varalým" dedikte, Zeyd "benim kadýlýðým Ýstanbul kadýsýdýr, ana varalým" demeðe kàdir olur mu?

Elcevap: Olur. (B. 178 a)

428. Mes’ele: Nasâra tâifesinin âyin-i bâtýllarýnda, hîn-i nikâhta mehr-i müeccel tesmiye olmayýcak, mehr-i müeccel olmaz olsa.

Anlardan Zeyd-i müteveffanýn zevcesi Hind, hîn-i nikâhta mehr-i müeccel tesmiye olunduðun isbâta kàdire olmayýcak, yemîniyle mehr-i misil almaða þer'an kàdire olur mu?

Elcevap: Olmaz, dinleri öyle idüðü muhakkak ise. (B. 77 b)

429. Mes’ele: Zeyd-i zimmî zevcesi Hind-i zimmiyeyi meclis-i þer'de üç talâk boþasa, ba'dehu "bizim dînimizde boþ olmaz" deyu yine ta-sarrufa kàdir olur mu?

Elcevap: Olmaz, Hind mürâfa'a edicek tefrîk lâzýmdýr (A. 63 a) 430. Mes’ele: Zimmî olan Zeyd zevci Hind-i zimmiyeye talâk

verdik-ten sonra, Hind'in yanýnda hizmet edip sekiz yaþýnda Amr, Hind'e "Zeyd'le zinâ etti" dese mücerred Amr'ýn sözüyle Hind'e ne lâzým olur?

Elcevap: Yalan olmak ba'îddir, hâkim ihtimamla görmek lâzým-dýr, amma boþ demekle zimmiye boþ olmaz, üç talâk boþayýcak dahi avret mufârakat etmeyicek tefrîk olunmaz, enkiha-i müs-limîn gibi deðildir. (B. 44 a)

431. Mes’ele: Zeyd-i zimmînin mutallâkasý Hind-i zimmiye, ba'd et-talâk yirmi yedi gün geçtikten sonra Amr-i zimmîye nikâhla var-maða kàdire olur mu?

Elcevap: kàdire olur, anlarda iddet i'tibâr olmayýcak. Zimmiyeye vücûb-i iddet müslim boþayýcak olur. (B. 72 b)

432. Mes’ele: Zeyd-i yahudi fevt olup, yahudi âyini üzere Amr-i yahu-di Zeyd'e vâris olup, Bekr-i yahuyahu-di vâris olmasa, amma þer'-i

Ýslâm'da ikisi bile vâris olsa, Amr ile Bekr kâdîye mürâfa'a olduk-larýnda, Amr Bekr'e "yahudi isen yahudiler dîninde sana miras deðmez" [deyip, Bekr "yahudiyim" dese] kâdî, Amr ile Bekr'e

"âyinleri üzre kýsmet ettirin" demeðe þer'an câiz olur mu?

Elcevap: Câizdir. Sa'dî. (A. 191 b)

Bu sûrette: Verilen cevap þer'-i þerîfe muvâfýk mýdýr?

Elcevap: Merhum galiba Bekr'in yahudiliðine ikrârýný, mirastan hirmânýna ikrârýna ve hirmâný kabûlüne haml edip, öyle cevap vermiþ. Amma cevâb-i sarîh budur ki, hâkime mürâfa'a edicek, dîn-i Ýslâm hükmü ne ise aný icrâ etmek lâzýmdýr.(A. 191 b)

433. Mes’ele: Hind-i yahûdiye, nasrânî dînine girip Zeyd'e nikâh olun-sa, sonra Hind'in babasý Amr mürd oldukta, Hind Amr'a vâris olur mu?

Elcevap: Olur. (B. 251 a)

434. Mes’ele: Zeyd-i zimmî dâr-i harbden dâr-i Ýslâm'a gelip, Hind-i zimmiyeyi bunda alýp, mülk ev alýp, ba'dehu Hind'i ev içinde ko-yup gidip, anda fevt olup, Zeyneb-i zimmiye, ki kýz kardeþi kýzý-dýr, dâr-i Ýslâm'a gelip, Hind evi bey' etmiþ olsa, Zeyneb verâset kendine münhasýr idüðünü isbat edicek evi almaða kàdire olur mu?

Elcevap: Eðer Zeyd bunda zimmî olup, dâr-i harbe ticaret üzerine gidip yine gelmek üzerine fevt olduysa, rubu' Hind'e bâkî Zey-neb'e deðer. Eðer müste'men olup yine dâr-i harbe avdet ettiyse, andan zimmîler miras yemezler dâr-i harbdeki vârisleri gelince, beyt-ül-mâlde malý durur. (B. 103 a)

435. Mes’ele: Zeyd-i zimmî dâr-i Ýslâm'dan kat'-i alâka edip dâr'ül-harbde mütemekkin oldukta, Amr-i zimmî varýp hile ile bir mik-dar altýnýn alýp gelse, ba'dehu Zeyd ardýnca gelse altýnýn almaða kàdir olur mu?

Elcevap: Zeyd harbî olucak dâr-i harbde malý ma'sûm deðildir.

Amr'dan alamaz. Amma hîle ile almaðýn Amr'a helâl olmaz. Fu-karâya üleþtirip yâhud beyt-ül-mâl-i müslimîne teslim etmek lâzýmdýr. (B. 103 a)

436. Mes’ele: Defter-i hâkànîde haraç-güzâr adýna olmayan uç kâfirle-ri, ahyânen haraç adýna bir nesne irsâl etseler ve gâhî irsâl