• Sonuç bulunamadı

SANAT VE PARANIN YENi SAVAŞIMI

Belgede ISBN y (sayfa 44-47)

Eskimiş siyah-beyazlar, bilgisayarla renklendiriliyor:

SANAT VE PARANIN YENi SAVAŞIMI

«Renkli» olanla olmayanın arasındaki savaşımın gitgide kızıştı�ını duydu­

nuz mu? Güney Afrika'daki ırkçılık olayları de�il, kast etti�im ... Siyah-beyaz filmle renkli film arasındaki çekişmeden söz ediyorum.

Aslında böyle bir çelişkinin artık (yıllardır) tarihe karıştı�ı. renkli tilmin ke­

sinlikle siyah-beyaz tilmin yerini aldı�ı söylenebilir. Gerçi son yıllarda bile kimi yönetmenler zaman zaman, siyah-beyaz film yapmayı seçiyorlar. Ama çok bi­

linçli bir seçim bu, pek yaygın da de�il. Mel Brooks «Genç Frankenştayn .. , Pe­

ter Bogdanovich «Son Gösterin, Woody Alien .. Manhattannı siyah-beyaz çektiy­

seler e�er, bunda bir döneme veya bir türe «atıfn veya saygıda bulunma iste�i­

nin belirgin oldu�u açık. TV'de gösterilen eski filmleri de, bir dönemin tipik, il­

ginç, sanatsal ürünleri oldu�u için izliyoruz. Ama bunun dışında artık kim si­

yah-beyaz film çekmeyi düşünür veya siyah-beyaz bir film izlemeyi renkli filme ye� tutabilir?

RENKLi FiLMDE iLK ADIMLAR

Ancak siyah-beyaz-renkli film ilişkileri, aslında sanıldı�ından da karışık ..

Renkli film, sinema tarihinde sanıldı�ından da önce girişiimiş bir deneyimdi.

Daha 1 906'1arda, projeksiyon makinesinin önüne konan renkli süzgeçlerle per­

deye renkli görüntü yansıtma çareleri araştı rı lıyor, 1 9 1 O'larda kimi « iddialın film­

ler elle «boyanıyor .. , 1 9 1 0'1arın sonuna do�ru iki renkli bir sistem geliştiriliyor­

du. 1 920'1erde «kısmen renklin filmiere oldukça sık rastlanıyordu. 1 930'1arda .. 3 renklin bir sistem geliştirildi, sonra daha çok renkli teknikler ortaya çıktı ve so­

nunda, 1 935'te «tümüyle renklin ilk film yapıldı. Rouben Mamoulian'ın yönetti�i .. Becky Sharpu adlı ilgi çekici bir melodramdı bu ... Bu tümüyle renkli ilk film­

den yalnızca 4 yıl sonra, 1 939 yapımı olan «Rüzgar Gibi Geçtiunin bugün bile aşılmamış renk düzeyine ulaşılması, bu konuda ne çok mesafenin ne kadar ça­

buk alındı�ını gösteren bir örnektir.

Renkli filmle ilgili bir sorun, 1 970'1erde gündeme geldi. Özellikle bu alan­

daki en başarılı sistem olan «Technicolornla çekilmiş filmierin gerek pozitif, ge­

rek negatif kopyalarında, renklerin zamanla de�işmeye, bozulmaya «sararma­

yan yüz tuttu�u anlaşıldı ve bu başyapıtların korunması için çareler araştırılma­

sı amacıyla ABD'li sinemacı Martin Scorsese'in başını çekti�i bir kampanya açıldı. Günümüzde ise, konu çok başka bir açıdan ortaya çıkmış ve bu kez si­

yah-beyaz filmierin «renklinye karşı korunması gündeme gelmiş bulunuyor.

PAHALI, AMA DEt'iER

Nedir konu? i lerleyen tekni�in, eskinin siyah-beyaz filmlerini, özel bilgisa­

yarlar aracılı�ıyla renklendirmeye olanak tanıması olayıdır. Siyah-beyaz tilmin vi­

deo kopyası çıkarılmakta, sonra film, kare kare renklendirilmektedir. Bilgisaya­

ra verilen belli verilere göre yapılan renklendirme işlemi, zor ve pahalı bir işlem­

dir. Dakikası iki ile üç bin dolara mal olmaktadır. Böylece uzun bir tilmin

renk-lendirilmesi işleminin maliyeti, 250-300 bin dolar arasıdır. Bu yöntemle renklen­

dirilmiş filmler, büyük ekranda de�il, yalnızca TV ekranlarında gösterilebilmek­

tedir. Ancak bu bile, urantabln bir iş sayılıyor, çünkü böylece bu filmierin dünya çapındaki TV ve video kullanımı için satış bedeUerinde de, büyük artışlar sa�la­

nabilmektedir.

Renklendirme işi için kurulan bir şirketin yöneticisi, bu işi şöyle açıklıyor:

«Yaptı�ımız bir parasal işlemdir. insanlar, siyah-beyaz filmi artık sevmiyor. Yap­

tı�ımız bir soruşturmada, insanların yüzde 85'nin renkli filmden başkasını sey­

retmek istemedi�ini saptadık. Gençlerin (20 yaşından küçüklerin) arasında ise, bu oran nerdeyse yüzde 1 OO'ü buluyor. Siyah-beyaz film paketleri, tüm dünya­

daki TV istasyonlarına ucuza satılıyor. Oysa renkliye çevirdi�inizde, satış bedel­

leri hemen yükseliyor ... Şirket, şimdiye dek aralarında Laurel / Hardy filmleri, .. Topper .. , Capra'nın uŞahane Hayat»ı da bulunan kimi klasikleri renklendirmiş.

Aynı yöntemle, uCasablanca .. , «Yurttaş Kane .. , uYankee Doodle Dandy .. , «Malta Şahinin vb. filmler de renklendiriliyor. Bu tür klasik filmierin video kasetleri, orta­

lama 1 O dolara satılırken, renklileri 40 dolara satılıyor, ama daha çok müşteri buluyormuş.

YARATlClLARlN UYARISI

Klasik sinemaya tümüyle bezirganca yapılan bu yaklaşım, elbette ki bu filmierin yaratıcılarını hiç sevindirmiyor. Onlar, siyah-beyaz olarak düşünülen, çevrilen bir fılmin bilgisayarla renklendirilmesini, sanata ve sinemanın kültürel birikimine karşı bir saldırı, giderek bir cinayet olarak görüyorlar. Bu konuda sa­

yısız karşı çıkma ve protesto eylemi gelişiyor. Yaşlı usta Capra, daha 1 984'te Kongre Kitaplı�ı Başkanlı�ı'na yazdı�ı bir mektupta şöyle demiş: «Bu filmierin her şeyi, ışı�ı. makyajı, kamera ve laboratuvar çalışması, siyah-beyaza göre dü­

zenlenmiştir. Sizden bütün kalbimle, hangi alanda olursa olsun, sanatın klasik­

lerine saldırıyı durdurmanızı rica ederim. Onları rahat bırakın. Onlar klasik ol­

muştur, çünkü üstün yapıtlardır. Para bezirganlarının onları keyflerine göre boz­

masına izin vermeyin."

Ne yazık ki Capra'nın bu içten uyarısını dikkate alan çıkmamış ve paranın her şeye egemen oldu�u bir ülke olan ABD'de filmierin renklendirilmesinin önüne, yasal bir engel konamamış bulunuyor.

RUJ SÜRÜLEN YUNAN HEYKELi

Ancak sanatçı kesimi, bu işin peşini bırakacak gibi de�il.. Woody Alien, yapılanları .. çirkin, sanata karşı ve her tilmin bütünlü�ünü zarar verici bir davra­

nış, olarak niteliyor. Fred Zinnemann, «Bu işlemle filmi yaratan kişinin ana

ça-bası, bir tilmin temel nitelikleri zedelenmiş oluyor .. diyor ... ingiltere'de açılan bir kampanyada Stanley Kubrick, David Lean, Karel Reisz, Alan Parker, Richard Attenborough, John Schlesinger gibi adların imzaları sa1::Jianmış. Benzer bir kampanya, ABD'de de başiatıimak üzere ... Bunun öncülü1::Jünü Woody Alien ve John Huston yapıyor. Huston yapılanı ccBir Yunan heykeline ruj sürmek ve­

ya bir Da Vinci resmindeki renk tonlarını yok etmek»le bir tuttu1::Junu belirtmiş bulunuyor.

Buna karşılık, renklendirmeyi yapanlar, tilmin asıl halini yok etmediklerini, bu yolla klasikleri çok daha kişinin izlemesini sa1::Jiayarak sinema sanatına da hizmet ettiklerini, tilmin TV ekranında renkli geçmesi sırasında, istemeyenin pe­

kala dü1::Jmeyi biraz aynatarak filmi özgün halinde, siyah-beyaz olarak seyret­

mesinin mümkün oldu1::Junu ileri sürüyorlar. Şöyle diyor bunlar: ccEski bir filme daha ça1::Jdaş bir görünüm veriyor, yeni kuşakların da onları ilgiyle seyretmesini sa1::Jiıyoruz ...

Velhasıl tartışma sürüp gidiyor. Biz ki, yıllar yılı, TV'mizin yalnızca siyah-be­

yaz yayın yaptı1::Jı yıllarda, en güzel renkli filmleri, uBatı Yakasının Hikayesi .. ni,

•Johnny Guitar»ı, hatta ccMulen Ruj" veya ccÖimeyen insanlar Van Gogh'un Hayatı» gibi ccressam filmlerini" bile siyah-beyaz olarak izlemiş, sabırlı seyircile­

riz. Bu tartışma, şimdilik bizim oldukça uza1::Jımızda kalıyor. Yine de, bir sinema­

sever olarak kendi kendimize sormak ilginç olabilir: Acaba, her şeye karşın uCasablanca .. , ccYurttaş Kane" veya uBataklı Damın Kızı Aysel»i ccrenkli" olarak izlemek ilginç olmaz mıydı?

1 986

* * *

Belgede ISBN y (sayfa 44-47)