• Sonuç bulunamadı

3.2. II Daniel (Danilo) Dönemi

3.2.7. Sınır Tespit Komisyonu ve Faaliyetleri

1856 yılı Paris Antlaşması’nda Osmanlı toprakları, Avrupa’nın güçlü devletlerinin garantörlüğü altında olduğu belirtilmesine rağmen Danilo, bağımsız bir devlet gibi Karadağ ile Osmanlı Devleti arasında, 1842 yılında Avusturya-Macaristan ile yaptıklarına benzer bir sınır antlaşması imzalamak sevdasına düşmüştür. Böylelikle Paris Antlaşması’ndaki Karadağ’ın Osmanlı tabiiyetinde olduğu hükmü ortadan kalkacak, hem de bağımsızlığını onaylatmış olacaktı.

Bu kapsamda Danilo, 1857 yılında Fransa ziyaretinde III. Napolyon’un da desteğini almış ve Fransa bu tarihten sonra sınır komisyonu kurulması fikrini Rusya ile uluslararası alanda sık sık dile getirmeye başlamıştır. Fransa destekli Karadağ tarafından yönlendirilen Hersek’teki aşiretlerin çıkarmış olduğu isyan süresince de komisyon konusu sık sık dile getirilmiş, en son 11 Mayıs 1858 tarihindeki Fransa’nın Karadağ lehine yapmış olduğu bildiride de ifade edilmiştir.

Komisyon oluşturulması fikrine başlangıçtan itibaren Osmanlı Devleti, Avusturya ve İngiltere’nin desteğini258

de alarak karşı çıkmıştır259. İsyan süresince

255 FO 421/11, Nu:484. 256 FO 421/11, Nu:444. 257 FO 421/11, Nu:455, 77. FO 881/868 Nu:58, 398. 258 FO 421/11, Nu:168. 259 FO 421/11, Nu:92. FO 881/868 Nu:416.

Avusturya’nın Osmanlı Devleti ile paralel politika sürmesi260

Fransa ile çatışmalara yol açmıştır.

Avusturya Dışişleri Bakanı Kont Buol ile Fransa’nın Viyana Büyükelçisi Baron de Bourqueney arasında geçen konuşmada; Bakan’ın, Fransa’nın Paris Antlaşması gereği Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü koruması gerektiğini söylemesi üzerine, Büyükelçi de 1853 yılındaki Kont Leiningen misyonuna atıf yaparak Avusturya’nın Osmanlı egemenliğine her zaman saygısının olmadığını ifade etmiştir261

.

Gerçekten Avusturya-Macaristan hükümeti, sadece Kont Leiningen misyonu değil, Danilo’yu prens kabul etmesini, 1842 yılında sınır antlaşması imzalanmasını ve bu güne kadar doğrudan veya dolaylı olarak Osmanlı Devleti’nin bölgeye uygulayacağı yaptırımları engellemeye çalışmasını açıklayamamış262

ve bu ikilemleri isyan boyunca yaşamıştır.

Avusturya-Macaristan’ın “Ost Deutsche Post” adlı gazetesinde yayınlanan makale, hükümetin Karadağ konusuna bakış açısını göstermekle birlikle, 1853 yılından itibaren geçen beş yıllık bir süre içinde, neden bu şekilde radikal bir değişikliğin olduğunu açıklamamaktadır263

:

“…Avrupa’nın ülkeler sisteminde Karadağ adı verilen yer gibi bir eyaletin olması çok tuhaf; fakat bu eyaletin uzun yıllardır buradaki varlığı düşünüldüğünde aslında ne kadar ciddi boyutta bir tehlikenin yanı başımızda olduğunu görebiliriz. Vladika’nın kendi kendine kurmayı başardığı laik sisteme rağmen, bunca zamandır var olan bu eyaletin tarihinde aslında çoğunlukla barışı bozmaya yönelik çabalarını görüyoruz. Fakat şurası önemlidir ki, başlangıçta sadece tarım toplumu tarafından gündelik ekmek mücadelesi için çıkartılan bu isyan, Vladika’nın hırslı planları neticesinde boyut değiştirmiştir.

Karadağ nedir? Yaklaşık 129 kilometre karelik çorak, kayalık bir coğrafya, toplamı 120.000’i bile bulmayan nüfus, zorlukla fark edilen en düşük seviye medeniyet. Ülkenin genelinde 2-3 okul var ve okuma yazması olmayan rahiplerin olması, tıpkı işçilerin bilmemesi gibi, olağan bir şey. 300 köyde ve 1000’den fazla kişinin yaşadığı merkez olan Çetine da dahil olmak üzere tüm ülkede bir tek yol bile yok. Haydutlar ve

260

BOA I. MMS, Dosya Nu:12, Gömlek Nu:502/3. 261 FO 421/11, Nu:13.

262 FO 421/11, Nu:32, 297.1. FO 881/868 Nu:158, 261. 263 FO 421/11, Nu:11. FO 881/868 Nu:192.

yağmacılar tarafından gerçekleştirilen silah kaçakçılığı, Karadağ’ın bilinen tek ticaret alanı.

Büyük bir imparatorluğun hâkimiyetini reddeden hükümdarları, Avrupa’ya meydan okuyacak cesareti kendisinde bulan bir despot. Bu da yetmezmiş gibi, kendisinin hükümdarlığında, Karadağ’ın tam merkezinde olduğu bir imparatorluk hayali kuruyor bu kişi. Böylesi bir cüret, çılgınlığa açık değil midir? Bu deliliğin cezasız bırakılması; tüm dünyayı saracak bir yangının ilk kıvılcımlarının atılması için cesaret verici olur.

Tüm bunların konuşulduğu bir ortamda, tek dileğimiz, Türk Devleti’nin haklarına sahip çıkarak, gerekenleri yerine getirmesidir. Türkler bunu öncelikle kendi kendilerine, civar komşularına ve tüm Avrupa’ya borçlular. Tamam, Avrupa Türkiye’nin bağımsızlığını garanti altına alıyor; fakat garanti vermek demek elle tutulur olmadığı gibi, somut olarak da hiçbir anlam ifade etmez. Burada yapılması gereken Türklerin gücünü kullanarak, bu ufak saldırıları geri püskürtmektir...”.

Benzer şekilde 05 Mart 1858 tarihinde264

, 22 Mart 1858 tarihinde265 ve 11 Mayıs 1858 tarihinde266 aynı gazetede makaleler yayımlanmıştır.

Komisyon oluşturulmasına hiçbir şekilde onay vermeyen Osmanlı Devleti, baskılara dayanamayarak önce komisyon kurulması kabul etmiş267

, ancak komisyonda Rusya’dan temsilci olmasını istememiştir268. Rusya’nın komisyonda olmasına evet

demek zorunda kalınmış, ancak bu sefer de Rusya ve Fransa’nın desteği ile komisyonda Karadağlı temsilci olmasına Avusturya ile birlikte itiraz etmiştir269. İngiltere’nin baskısı

ile önce Osmanlı Devleti sonra tek kalan Avusturya da itirazını çekmek zorunda kalmıştır270

.

Komisyon heyetinde bulunacaklar konusunda mutabakata varılmasını takiben, başka bir sorun da, çalışmalara başlangıç olarak, 1852 yılı Ömer Paşa harekâtı zamanı mı? Yoksa 1856 Paris Antlaşması dönemi mi? kabul edilsini konusunda çıkmıştır. Bab-ı Ali, komisyonun, 1852 yılındaki durumu esas alarak çalışmalara başlamasını talep edince, Fransa aslında aralarında fark olmamasına rağmen, 1856 yılının esas alınmasını

264 FO 421/11, Nu:12. FO 881/868 Nu:207. 265 FO 421/11, Nu:30. FO 881/868 Nu:255. 266 FO 421/11, Nu:140. FO 881/868 Nu:78. 267 FO 421/11, Nu:131. 268 FO 421/11, Nu:92. FO 881/868 Nu:416. 269 FO 421/11, Nu:112, 397. FO 881/868 Nu: 208, 248. 270 FO 421/11, Nu:397. FO 881/868 Nu:248.

istemiştir271. Fransa’nın baskısı ile Komisyon’un diğer üyeleri de 1856 yılının esas

alınmasını kabul etmiştir272.

Komisyonun tüm üyelerinin hem fikir olması ile Osmanlı Devleti de, 1856 yılındaki statünün esas alınmasını kabul etmiştir. Komisyon’da; Fransa’dan Hecquard ve Kurmay Yüzbaşı Gelis, İngiltere’den İşkodra Konsolosu Churchill, Avusturya’dan Ivanovich, Prusya ve Rusya temsilcileri ile273 Osmanlı Devleti’nden Liva Hasan Edip Paşa ve Kostan Efendi isimli bir Hıristiyan görevlendirilmiştir. Vaka-nüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi’nde heyete görevlendirilenler için şöyle ifadeler yer almaktadır274

:

“…O zamana gelene dek Karadağ, Osmanlı Devleti memurları tarafından görülmüş bir yer değildi. Hatta Karadağ’a dair elde bir harita bile bulunmamaktaydı. Bu kadar önemli bir hadise için, Karadağ’ı hiç görmemiş ve sadece ismini işitmiş olan bu memurların, bölge hakkında bir bilgileri de bulunmamaktaydı. Karadağ hakkında en ufak bir bilgisi olmayan iki memura bu sınır tayini işinin verilmesi hiç uygun olmayan bir uygulamadır…”.

Komisyon’un ilk toplantısında, Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı olup olmadığı konusunda tartışma çıkmış, ancak konu üzerinde Rusya ve Fransa’nın itirazları sonucunda herhangi bir karar alınamamış, bunun üzerine komisyon sadece sınır tespit çalışmalarına yoğunlaşmıştır275

.

Komisyonun yapmış olduğu çalışma, 14 Ekim-08 Kasım 1858 tarihleri arasında İstanbul’da Ali Paşa’nın başkanlığındaki toplantıda görüşülmüştür276. Çalışmaya göre

Grahova, Rudina, Zupa bölgeleri Karadağ’a verilmiştir277

.

Komisyon üyeleri yaptıkları çalışmanın Karadağ lehine olduğunu kabul etmişlerdir278

. Bu nedenle bahse konu çalışma doğal olarak Osmanlı Devleti’nin itirazlarına maruz kalmıştır. Ancak İngiltere Başbakanının, bizzat komisyonun teklifinin

271 FO 421/11, Nu:83, 173, 160. FO 881/868 Nu:407. 272

FO 421/11, Nu:170, 280, 325. FO 881/868 Nu:219. Bourne, Kenneth, WATT D. Cameran, British Documents On Foreign Affairs Vol. I, The Ottoman Empire in the Balkans, 1856-1875, Editor David Gillard, University Publications Of America, U.S.A, 1984, s.161.

273

Ubicini, a.g.e. s.158-170.

274Aktepe Münir, Vaka-nüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi, C.XV.Türk Tarih Kurumu Basımevi, ANKARA, 1989, s.46.

275

Ubicini, a.g.e. s.158-170. 276 Coquelle, a.g.e. s.334. 277 Karal, a.g.e. Cilt VI, s.76.

kabul edilmesini rica etmesi279 ve Fransa’nın baskısı nedeniyle, komisyonun kararı 08 Kasım 1858 tarihinde onaylanmıştır280

.

Bu süreçte Fransa’nın İstanbul Büyükelçisi Tournel tarafından Dersaadet’e yazılan mektupta bahsedilen hususlar gelecekte olacakları haber verir niteliktedir. Mektupta büyükelçi; komisyonun teklifinin kabulünün Osmanlı-Fransa ilişkilerine olabilecek olumlu katkısından bahsetmekte, aksi halde birkaç dağ parçası için Fransa’nın kırılmasının hoş karşılanmayacağı belirtilmektedir. Ayrıca, kabul edilmemesi halinde ileride Bosna, Hersek, Sırbistan ve Bulgaristan’da olabilecek benzer durumlarda Fransa’nın desteğinin söz konusu olmayacağı ifade edilmiştir281

.

Komisyonun çalışmaları esnasında, komisyon üyelerini ve Osmanlı Devleti’ni baskı altına almak için Danilo, Grahova’daki eski bir kalenin onarımını başlatmış, 18 Eylül 1858 tarihinde, Karadağlı bir grup Sturina’yı282

işgal edip, Karadağ bayrağını çekmiştir283

.