• Sonuç bulunamadı

Herhangi bir Dünya haritasına bakınca, toplu iğnenin başı kadar görünen, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına bakınca da devede kulak misali bir alanı kapsayan Karadağ coğrafyası, yüz ölçümüne oranla Karadağ tarihinde önemli rol oynamış, hatta Karadağ’ın tarihini şekillendirmiştir. Bu nedenle Karadağ coğrafyası ayrıntılı olarak incelenecektir.

XIX. yüzyılda Karadağ’ı, Zeta Nehri ve ovasının bölündüğü iki ana bölüm olarak tanımlamak mümkündür. Birinci bölüm, eski Karadağ11

olarak adlandırılan ve dört nahiyeden (Kattunska, Rietska, Tzermnitska ve Liessanska) oluşan Lovcen Dağı bölgesidir. İkinci bölüm ise 1796 yılında ele geçirilen ve dört nahiyeden müteşekkil (Bielopavlichi, Piperi, Moratska ve Kutska) Brda bölgesidir. Bakınız Harita I12

.

Karadağ’ın güney batısı Avusturya ile sınır iken, batı ve kuzeyde Hersek Sancağı, doğu ve güney doğuda ise İşkodra Sancağı ile Osmanlı Devleti’ne sınır durumdadır13. Bakınız Harita II14

.

Karadağ’ın Adriyatik Denizi’ne çıkışı bulunmamaktadır. Yüzölçümünün 70 mil kare olduğu, ancak sınır hattının düzensiz olmasından dolayı, sınır hattı uzunluğunun 280 milden fazla olduğu tahmin edilmektedir15

.

10

Dankoff Robert, Elsie Robert, Evliya Çelebi in Albania and Adjacent Regions (Kosova, Montenegro, Ohrid) (Evliya Çelebi’nin Arnavutluk ve buna Bağlı Bölgeleri Ziyareti), Leiden 2000, s.46.

11 Eski Karadağ bölgesi, “Crna Gora ve Stara Gora” olarak adlandırılmaktadır. Morrison, Kennet, Montenegro A Modern History, (Karadağ’ın Modern Tarihi), I. B. Tauris, London, 2009, s.3-18. 12 BOA. HRT. h. 00049–0001.

13

Krasinski, a.g.e., s.1. Wyon, Reginald, Gerald Prance, The Land Of The Black Mountain (Karadağ Ülkesi), İngiltere, 1903, s.10.

14 BOA. IHR. Dosya Nu:161, Gömlek Nu:8640, Varak:10. 15 Denton, a.g.e. s.15.

Zeta ovası güneyi, İşkodra gölü batısı ve Adriyatik denizi sahilinin hemen kuzeyi bölgesini kapsayan Eski Karadağ bölgesi, geniş bir şerit gibi uzanan ve zemini kireç kayalardan oluşan, yüksekliği 1000-2000 m. arasında değişen yoğun dağlık alandan oluşmuştur16. Dağlar birbirinden derin, sarp ve çoğunlukla geçit vermez vadiler

ve sırtlar vasıtasıyla ayrılmıştır. Zeta nehrinin suladığı Zeta ovası ve yüksek kesimlerdeki küçük bazı düzlükler hariç, bölge tamamen çorak ve verimsizdir17. Bölge,

İngiliz arşiv belgelerinde “ … Bir çöl ve hiçbir yolun olmadığı kayalık labirent, dağlarda bolca bulunması gereken suyun bile çok az olduğu, bir coğrafya… ”18

olarak tanımlanmış, yine İşkodra’daki İngiltere Konsolosu Mr. Gilbert’in, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord John Russell’e göndermiş olduğu 27 Nisan 1861 tarihli telgrafında şu şekilde anlatılmıştır; “ ... Çetine (o zamanki başkenti)’ye bir veya iki mil kala ülkenin görebildiğim her yeri kayalıktı… ”19

. ResimII20.

16 İslam Ansiklopedisi, VI. Cilt, MEB Devlet Kitaplığı, Eskişehir, 2001, s.221. 17

Masson, a.g.m., s.345.

18 İngiltere Arşiv Belgeleri, Foregin Office, (FO) 421/11 Montenegro: Correspondence (Karadağ: Yazışmalar) 1857-1859, Nu:207. FO 881/868 MONTENEGRO & TURKEY: Affairs of Montenegro. (Karadağ ve Türkiye: Karadağ Meselesi) Jan 1857-Oct 1858 (Ocak 1857 – Ekim 1858), Nu.523 19

Belge I, FO 424/26 Disturbances in Herzegovina and Montenegro Correspondence (Hersek ve Karadağ’da İsyan ve Yazışmalar) 1861-1862, Nu: 127. Belge II, FO 78/1717 Herzegovina and Montenegro Disturbances, (Hersek ve Karadağ İsyanı) Vol. II. (Cilt II) 1861 April - May (Nisan – Mayıs, 1861), Nu:152.

20 Wilkinson, Gardner Sir J. F.R.S. Dalmatia And Montenegro Vol.I (Dalmaçya ve Karadağ Cilt I), John Murray, Albemarle Street, Londra, 1848, s.498-499.

Araştırmacılar genellikle aşağıda belirtilen iki efsaneye başvurarak bölgeyi resmetmeye çalışmışlardır. “… Tanrı, Dünya’yı yarattıktan sonra bir çuval dolusu dağ ve kaya ile yeryüzünde gerekli gördüğü yerlere bunları yerleştiriyordu. Karadağ’ın üzerinden geçerken kaza eseri çuval yırtılmış ve içindeki tüm dağlar ile kayalıklar dökülerek burada büyük dağ yığınını oluşturmuştur… ”21

. Diğer efsane ise şu şekildedir; “ …Tanrı, Dünya’yı yaratmayı bitirince çantasında çok sayıda kaya bulunduğunu görür, hepsini alır, vahşi ve ıssız bir ülkenin üzerine serper. İşte Karadağ böyle oluşmuştur… ”22

.

Bölge, bol miktarda yağmur ve kar almasına rağmen, zeminin hiç su tutmaması yüzünden arazinin yüzeyi kuru, küçük oyuklara toplananlar hariç topraktan mahrum, birçok çukur ve oyuklardan oluşmuştur23. Bu nedenle bölgenin yukarıdan bakıldığında

düzensiz peteklerden oluştuğu ifade edilmiştir24. Karadağ’ın o zamanki başkenti Çetine,

bu bölge içinde yer almaktadır25

.

Eski Karadağ bölgesi, 1846 yılında şu şekilde tarif ediliyordu; “ … Geçmekte olduğumuz ülkenin coğrafyasının özellikleri çok farklıydı, özellikle üvey anne gibi üzerinde yaşayan insanlara gerekli yaşam ortamı sağlamadığı düşünüldüğünde

“Kasvetli” sıfatını oldukça hak etmektedir. Önceleri daha yeni başladığımızı ve tarım

yapılan alanlara geleceğimizi düşünüyorduk. Tarım buralarda bir yerlerde yapılıyor olmalıydı, çünkü bu insanlar kendi kendilerini beslemeliydi ve diğer işleri için az da olsa ekstra bir paraları olmalıydı. Ama yol boyunca tek gördüğümüz şey terk edilmiş kayalıklardı, keçilerin dahi yaşamak istemeyecekleri bir ülke … ”26

.

Brda bölgesi, Eski Karadağ gibi birbirinden ayrı geçit vermez sarp dağlık alandan oluşmasına rağmen27, toprağın su geçirmemesi ve Drin ırmağının kollarını

21 Frilley, G. Wlahovitj J. a.g.e, s.88. Trevor, Roy, Montenegro, A Land of Warriors (Karadağ, Savaşçıların Vatanı), Adam and Charles Black, Londra, 1913, s.1. British and Foreign Review; or European Quarterly Journal, Vol. XI, 1840, a.g.m., s.110.

22

Pavlovic, Srda, Who Are The Montenegrins? Statehood, Identity and Civil Society (Karadağlı’lar Kimdir? Devletçilik, Kimlik ve Toplum) Montenegro in Transition (Karadağ’ın Değişimi), Baden- Almanya, 2003, s.83.

23

İslam Ansiklopedisi, Cilt VI, s.222. Hutchinson, Fraces Kinsley, Motoring in the Balkans

(Otomobille Balkanlar Gezisi) Çev.Gül Çağalı Güven, Hodder & Stohoughton, Londra, MCMX 1908, s.171.

24 Ubicini, a.g.e. s.141- 145.

25 British and Foreign Review; or Europen Quarterly Journal Vol. XI, 1840, a.g.m., s.118. 26

Blackwood’s Edinburgh Magazine, Visit to the Vladika of Montenegro(Karadağ Vladikasını Ziyaret), July – December 1846, Vol. LX (Cilt 60), William Blackwood &Sons, Edinburgh, London, 1846, s.436.

teşkil eden Tara ve Piva nehirleri ile sulanan28

nispeten verimli ve ormanlarla kaplı arazi kesiminden oluşmaktadır29

.

Karadağ’da bulunan başlıca dağlar; Lovcen, Dormitor ve Kom dağıdır. Lovcen Dağı; Adriyatik’in kıyısından itibaren içerilere doğru kademeler halinde uzanan, iki büyük zirvesi (Stirnovik 1749 m., Jezerski: 1657 m.) bulunan sıra dağların genel adıdır. Bugünkü doğa harikası olan Kotor Körfezi’nin oluşumu da bu dağların yapısıyla ilgilidir. Eski Karadağ bölgesinin büyük bölümünü oluşturan bu dağ, tarihi başkent Çetine’ye, Petroviç kabilesinin köyü Njegos’a ve Ladika II. Peter (1830-1851)’in mezarına ev sahipliği yapması nedeniyle sadece coğrafi anlamda değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel anlamda da önemli bir yer olarak kabul edilmektedir30

. Dormitor ve Kom dağları ise Karadağ’ın kuzey doğusunda Brda bölgesinde bulunur ve ortalama yükseklikleri 2500 m’dir. Lovcen’den, Dormitor ve Kom Dağları istikametinde bakıldığında, Karadağ arazisinin dalgalı denize benzediği belirtilmektedir31

. ResimIII32.

28 İslam Ansiklopedisi, Cilt VI, s.222. 29 Margulis, 2004, s: 17.

30

Perovic, Sreten, Crna Gora Montenegro, (Crna Gora, Karadağ), Karadağ Günleri Kültür Organizasyon Komisyonu 2007, s.22.

31 Delaure, Henri, Le Montenegro, (Karadağ), Libraire De L’institut, Paris, 1862, s.19. 32 Wilkinson, Gardner Sir J. F.R.S. a.g.e, s.502-503.

Diğer önemli dağlar ve yükseklikleri şöyledir; Stovina Dağı, 2168 m; Biyelaşiça Dağı, 2984 m33; Rudina Dağı, 1593 m; Kucikom Dağı, 2490 m34

.

Belli başlıca nehirler; Zeta Ovasını sulayan Moraça ve Zeta Nehri ile Rjeka köyünden doğup İşkodra gölüne dökülen Rjeka Nehri’dir35. Moraça Nehri, Dormitor

Dağı’ndan doğarak, Podgoriçe36, Yablak istikametinde akarak İşkodra Gölü’ne dökülür.

Zeta Nehri ise Naksiç’in batısından başlayarak Ostrog Boğazı’na kadar yer altından devam eder, Ostrog Boğazı’ndan sonra yer yüzüne çıkarak Zeta Ovasını takiben Podgoriçe üstünden Moraça Nehri’ne dökülür37

.

Eski Karadağ ile Brda bölgesini ikiye ayıran Zeta ovası ve uzanımı hattı, İşkodra Gölü kıyısından başlayarak, Moraça Nehri yatağı, Zeta Nehri vadisini takip ederek Ostorg Boğazı, Nikşik havzası ve müteakiben Duga Boğazı ve Hersek’e ulaşmaktadır. Bu istikamet güneyde İşkodra Gölü vasıtasıyla Adriyatik’ten Hersek’e açılan bir koridor oluşturmaktadır. Tarih boyunca büyük savaşlar, hep bu koridor boyunca olmuştur.

Karadağ’daki birçok bölgenin birbirinden farklı yükseklikte olması iklim koşullarının da çeşitli olmasına yol açmaktadır38. Ülkenin daha alçak ve basık olduğu

güney kesimlerde yazlar çok sıcak, kışlar ise ılıman geçer. Ancak, Adriyatik’ten sisle birlikte gelen yağışlarla yazın etkisi nispeten dayanılır hal almaktadır. Araştırmacılardan birisi bu doğa olayını şu şekilde tanımlamıştır:

“ … Karadağ’a gelişimden sonraki birkaç gün içinde yaz mevsiminin yoğun sıcağını hafifleten o meşhur fırtınalardan birine tanıklık ettim. Akşamleyin saat yedide, tüm ovayı yoğun bir sis dalgası kapladı. Ortada öyle bir karanlık vardı ki en yakın nesneler bile gözle görülmüyordu. Yağmur, bardaktan boşanırcasına yağıyor, Çetine39

civarındaki dağlara şimşekler çakıyor ve düştükleri yerde ateş çemberleri yaratıyorlardı. Bütün gece boyunca ve sonraki güne kadar gök gürültüsü aralıksız devam etti. Sabah olduğunda başkentin etrafındaki ova resmen bir bataklık olmuştu.

33 Tevfik, Ahmet, Karadağ Coğrafyası, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul, 1329, s.13, Erzurum Atatürk Üniversite Merkez Kütüphanesi Seyfettin Özege Salonu, Sınıflama, 7157/SÖ, Demirbaş Nu:0114676. 34

Sedes, Halil, 1876-1877 Osmanlı Karadağ Seferi, Askeri İstanbul Matbaa, İstanbul, 1936, s.13. 35

Denton, a.g.e. s.21- 24. Ergirili, a.g.e. Varak: 3a.

36 T. C. Başbakanlık Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayın Nu.: 21, Osmanlı Yer Adları, Ankara, 2006, s.409. 37 Fıtri, Ali, Kurmay Binbaşı, 1291-1292 Hersek Seferi, 1292-1293 Osmanlı Karadağ Seferi, Erkanı

Harbiye Mektebi, İstanbul 1327, Gnkur. ATASE Kütüphanesi, Sınf/Yer 21/385, s.9. Kamil Kaptan, Karadağ Hakkında Bazı Malumat, Mihran Matbaası, İstanbul, 1294H, Millet Yazma Eser

Kütüphanesi, Sınıflama, 949.7, Demirbaş, AETrh459, s.1. Delaure, a.g.e. s..23- 25, 38 Denton, a.g.e. s.40.

Bütün ekinler su altında kalmış ve sadece bir gece önce neredeyse tamamen kurumak üzere olan kuyular taşmaya başlamıştı. Ancak akşama kadar ne fırtınadan ne de bataklıktan eser kalmıştı… ”40. Yüksek alanlarda ise durum tersi olup sonbaharda

başlayan kar, ilkbaharın ortalarına kadar etkisini göstermekte, hava şartları bu bölgelerde ulaşımı neredeyse durma noktasına getirmektedir41

.

Bahse konu coğrafi özellikler, stratejik açıdan büyük bir ehemmiyeti olamayan Karadağ’ın ve Karadağlıların tarih sahnesinde sürekli yer almalarındaki en önemli etkenlerden birisi olmuştur. Şöyle ki; bu arızalı coğrafya, ilk bakışta dezavantajmış gibi görünse de, bölgenin kontrol altına alınıp, kontrolün sürdürülmesi için oldukça büyük kuvvetlere ihtiyaç duyulmasına neden olmakta, fakat bunun aksine çok büyük kuvvetleri besleyecek kaynaklara sahip olmaması nedeni ile de kuvvetlerin uzun süreli bölgede kalmasına olanak tanımamaktadır. Bu nedenle, bölge daha çok küçük grupların yaşaması ve barınmasına imkân vermiş, bunun aksine büyük devletlerin ve imparatorlukların bölgede tam hakimiyet kurup devamlılığı sağlamasına engel olmuştur. Kısaca; “…Karadağ küçük orduları yener, büyüklerini ise açlıktan öldürür…”42

.

Neticede Karadağ’a birçok kavim tarafından giriş yapılmasına rağmen hiçbiri bölgede tutunamamıştır. Aşiretler halinde yaşayan Karadağlılar ise bu büyük istilacı güçler karşısında zayıf duruma düştüklerinde iç kesimlerdeki dağlara, dar ve derin vadilere çekilerek orada mukavemet göstermişlerdir.

1.3. Toplumsal Yapı