• Sonuç bulunamadı

1.3. Toplumsal Yapı

1.3.2. Aşiretler

Karadağlılar, aşiret/oymak127

toplumu olarak görülmektedir. Hatta 1980 yılına kadar bölgede inceleme yapan araştırmacılara göre Karadağlılar günümüzde dahi aşiret yaşamı sürdüren çok az sayıdaki halklardan birisi olarak tanımlanmıştır128

.

Aşiretler, esas olarak coğrafi ve ekonomik çerçevede, kendi kendini yöneten, yerel sosyal toplumların şeklini alarak XV. yüzyıl sonları ve XVI. yüzyılın ilk yarısında oluşmuştur129. Aşiretlerin kendine özgü gelenekleri, sosyal yaşamları, kurum ve

kuralları bulunmaktadır.

Aşiretler, birden çok Kabile/ Klan/ Boy’dan130

oluşmaktadır. Kabile/ Klan/ Boy; sahip olunan alanları diğer aşiretlere karşı korur, kendi klanları arasındaki barışı sağlar, savaş veya barış hakkında kararlar alır ve dış siyasi gruplarla siyasi anlaşmalar yapabilirdi. Bu dış siyasi gruplar, diğer Karadağ ve Arnavut aşiretleri olduğu gibi, devletler de olmuştur131

.

125 Frilley a.g.e. s.182. Towle, a.g.e. 37-40. Verloop, a.g.e. s.8. 126 FO 421/11 Nu207. FO 881/868 Nu:523.

127Kaynak kitabında “Pleme/Tribe” olarak belirtilmiş, Türkçeye “Aşiret/Oymak” olarak çevrilmiştir. Aşiret/Oymak; Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk olarak tanımlanmıştır (TDK Türkçe sözlük, 1998, s.153).

128 Zdenko, a.g.e. s.6-11, 59-64, Boehm, a.g.e. s.5. 129 Rastoder, a.g.m. s.112- 113.

130 Kaynak kitabında “Brastvo” olarak belirtilmiş, Türkçeye “Kabile/Klan/Boy” olarak çevrilmiştir. Kabile/Klan/Boy; Ortak bir atadan türediklerine, birbirleriyle kan akrabalığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk olarak tanımlanmıştır (TDK Türkçe sözlük, 1998, s: 335).

Kabile/ Klan/ Boy ise herhangi bir yerdeki birkaç soy/sülale/ hane halkı/ evden; yüzlerce adedine kadar birleşmesi ile oluşmuştur. Kabileler genelde toplumsal ve siyasi özerk bir yapı özelliğini göstermekte, aynı soyadına, aynı ahlaki değerlere sahip ve aynı kan davasını güden askeri birim olarak da karşımıza çıkabilmektedir132

.

Konuşma dilinde aşiret ile kabile arasında fark yok gibi biri diğerinin yerine kullanılabilmektedir. Ancak gerçekte aşiret ve kabile arasında kesin sınırlar mevcuttur. Şöyle ki; kabile üyeleri aynı soyadını taşıdıklarından, soyadına bakıldığında kimin hangi kabile’ye ait olduğu kolayca belirlenebilmektedir. Örneğin II. Peter Petroviç Njegos, Njegos aşiretinin Petroviç kabilesinden gelmektedir. Ancak aşiret içinde farklı kabileler bulunduğundan bir aşiret içinde farklı soyadlarına sahip aşiret mensupları da bulunabilmektedir.

Ayrıca bu durum kabile üyelerinin tamamının bir aşiret içinde oldukları anlamına gelmemektedir. Coğrafi şartlar gereği, kabileler birden fazla aşirete bağlı olabilirlerdi. Örneğin Petroviç Kabilesi’nin bir kısım üyeleri Njegos’i aşiretine bağlı iken (bunlara Petroviç- Njegos denilirdi), başka aşiretler içinde de Petroviç Kabilesinden kimseleri bulmak mümkün olabilmektedir133

.

Karadağ toplumunun temel birimi soy/sülale/hane halkı/ev olarak çevrilen “Kuca”134

idi. Aşiret yaşam tarzında Kuca, iktisadi dayanışmanın temelini oluşturmuştur. Kuca üyeleri en fazla 30 ya da 40 kişiden oluşmuş ve kendisine ait olan kışlık ve yazlık olarak kullandıkları alanlarda yaşamışlardır135

.

Sosyal yaşam ile ilgili bir sorun bir başkasını etkilemiyorsa, hane halkı veya kabile tarafından çözülür, ancak birisini öldürmek, sürgüne göndermek gibi ağır cezai yaptırımları içeriyor veya genel hususları ihtiva ediyorsa, Aşiretler karar vermek zorunda kalmıştır136

.

Aşiretler arasında belirgin bir düzeyde birbirini destekleme söz konusu ise de, bu destek menfaat üzerine kurulmuş, milli bir dayanışma ve milli bir kimlik oluşumu

132

Malesevic Sinisa, Uzelac Gordana, A Nation-State Without The Nation? (Milleti olmayan devlet) The trajectories of nation-formation in Montenegro, Nations and Nationalism 13, 2007, s.700. Morrison, a.g.e. s.19.

133 Zdenko, a.g.e. s.11- 13.

134 Kaynak kitabında “Kuca” olarak belirtilmiş, Türkçeye “soy/ sülale/ hane halkı/ ev” olarak çevrilmiştir. Soy/ Sülale/ Hane Halkı/ Ev; Bir atadan gelen kimseler olarak tanımlanmıştır. (TDK Türkçe sözlük, 1998, s: 2016).

135 Zdenko, a.g.e. s.6- 11, 59- 64. 136 Boehm, a.g.e. s.68-69.

açısından uzun yıllar bir anlam ifade edememiştir137. Ancak merkezi hükümet, kurum

ve kurallarının yaygınlaşması ile XIX. Yüzyıl başlarından itibaren aşiretlerin birbirlerine verdikleri desteğe başka anlamlar da yüklenmeye başlanmıştır.

Karadağ aşiretleri, Eski Karadağ aşiretleri ve Brda aşiretleri olarak iki genel bölüme ayrılmıştır. Resim VI138

.

Eski Karadağ aşiretleri, Osmanlı Devleti’nce belirlenen ve “nahiye” diye isimlendirilen, 4 bölgeye ayrılmıştır. Her bir nahiye içindeki aşiret ve klanlar aşağıdadır

139

.

Kattunska nahiyesinin aşiretleri şunlardır: Çetine, Njegosi, Ceklici, Bjelici, Cuce, Ozrinci(Krevo), Pjesivci, Zagorac ve Komani aşiretleri.

Liessanska nahiyesi, Liessanska aşiretinden oluşmaktadır.

Rietska nahiyesi; Kosijeri, Dobrskoselo, Ceklin, Ljubotin ve Gradani aşiretlerinden oluşmaktadır.

137 Morrison, a.g.e. s.20.

138http://fmso.leavenworth.army.mil/documents/Montenegro/Montenegro.htm 139 Zdenko, a.g.e. s.365- 435.

Tzermnitska nahiyesi ise, Podgor, Dupilo, Brceli, Sotonici, Gluhi Do, Limljani, Boljevici aşiretlerinden oluşmaktadır. Toplamda eski Karadağ bölgesinde 22 aşiret, 718 kabile ve 7774 hane halkı bulunmaktadır.

Kattunska nahiyesi’nin aşiretleri, Osmanlı Devleti ile mücadelede merkezi rol oynamış, diğer aşiretler zaman zaman kendi çıkarları doğrultusunda davranabildikleri halde bahse konu bu aşiretler bağımsızlıklarından ödün vermemişlerdir. Bu aşiretlerin Karadağ’ı Türk baskısından kurtarmak amacıyla bitip tükendiği ifade edilmektedir140

.

Brda bölgesinde ise Bielopavlichi, Kuci, Bratonozici, Piperi, Rouca, Moratska ve Vasojevici olmak üzere toplam 7 aşiret bulunmaktadır141

:

Bielopavlichi aşireti, Vrazegrmci, Martinici, Pavkovici ve Petrusinovici kabilelerinden; Piperi aşireti; Crnci, Stijena ve Durkovici kabilelerinden; Moratska aşireti, üst ve alt (Gornja ve Donja) olarak iki bölümden; Vasojevici aşireti ise Konovi’ye kadar (dokonski) ve Komovi üstü şeklinde iki bölümden oluşmuştur.

Bunlara ilave olarak Karadağ’ın kıyı bölgelerinde bulunan aşiretler ise Grbalj, Pastrovici, Brajici, Maine ve Pobori’dir142

.

Hersek aşiretleri, XIX. yüzyıldaki Hersek bölgesinde ve bugünkü Karadağ’ın kuzey ve kuzey batı bölgelerinde bulunmaktadır. Bunlar: Drobnjaci (Jezera ile birlikte), Uskoci, Piva, Saranci, Niksici, Banjani, Grahova, Krivosije, Trebjesani, Bileca, Gaçko, Ljubibratici, Zupa, Rudinjani, Prijedojevici ve Malesevci aşiretleridir143

. Hersek aşiretlerinin, Karadağ’da bulunan aşiretlerle yakın akrabalık ilişkileri olduğundan, Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan isyanlarda birbirlerini desteklemişlerdir144

.

Arnavutluk’un Karadağ sınırına yakın bölgelerinde; Hoti, Klimenti, Kastrati ve Skrelji aşiretleri bulunurken, sınırından uzakta Mirditi gibi birçok aşiret yerleşmiş durumdadır145.

* Aşiret ve Kabilelerin mevcudiyeti, Duşan’ın Sırp İmparatorluğu öncesine kadar gidebilmektedir. 140 Morrison, a.g.e. s.22. 141 Zdenko, a.g.e. s.385- 397. 142 Zdenko, a.g.e. s.385- 397 143 Zdenko, a.g.e. s.59- 62.

144Şentürk, M. Hüdai, Tuna Vilâyetinin Teşkiline, Karadağ ve Hersek Vukuatına (1861) Dair Cevdet Paşa Tarafından Kaleme Alınan Lâyiha, Ankara, 1996, s: 733- 734.

* Diğer bazı aşiretlerin ise XIV ve XV. yüzyılda var oldukları arşiv kaynakları ile tespit edilebilmiştir.

* Bazı aşiretlerin kökeni Slav öncesi zamana dayanabilmektedir. Çünkü Kuci, Bratonozici, Sotonici, Pastrovici gibi isimlerin Vlah ve Arnavut orijininden geldiği düşünülmektedir. Benzer şekilde Kattunska nahiyesindeki Komani aşiretinin, Makedonya’ya kadar yayıldıkları bilinen Kuman-Koman Türklerinden oldukları iddia edilmektedir146.

* Zeta gibi ana nehir kolları üzerinde yerleşmiş olan aşiretlerin dışında, daha çok dağlık bölgelerde konuşlanan aşiretlerin Osmanlı Devleti’nin Sırbistan’ı fethini müteakip bölgeye geldikleri düşünülmektedir. Yeni gelen bu aşiretlerin bazıları eskiden kalanlarla evlilik yolu ile bağ kurarak, eski aşiret isimlerini kullanmışlardır.

* Sırp Ortaçağ devletlerinin Karadağ, Hersek ve Arnavutluk’taki aşiretleri ortadan kaldırması, Osmanlı Devleti’nin bu bölgeleri işgali ile engellenmiş, bir bakıma aşiretlerin ömrünün uzamasına katkıda bulunmuştur.

* Osmanlı Devleti’nin bölgede uygulamaya soktuğu merkezi yönetim sisteminden kaçan aşiretlerin gelmesiyle, aşiret yaşamı tekrar canlanmaya başlamıştır.

* Karadağ ve Hersek’te bulunan aşiretler, aynı kan bağına sahip olmaktan öte, farklılıklarını bir potada eriterek ortak kültür geliştirmişlerdir147

.

Böylesine sınırlı imkânlar sunan coğrafyadaki parçalı toplumsal yapıda, kaynakların kullanımı konusunda sık sık aşiret içi çatışmalar yaşanmış, nadir de olsa aşiretlerin karıştığı büyük ölçekli savaşlar olmuştur. Aşiretler arasında oluşan güç dengesi, genelde aşiretler arası mücadelenin sınırlı bir şekilde olmasını sağlamış ve kısa sürede sonuçlanmasına katkıda bulunmuştur148

.

Geleneksel aşiret yaşantısının göze çarpan cesaret, kan davası, şeref ve özgürlük gibi değerleri, Karadağlılar için de önem arz etmiştir. Ancak bahse konu bu değerler sadece bireyler için değil, aynı zamanda kabileleri de etkilemiştir149

.

Ayrıca, aşiret yaşam ve kurallarından kaynaklanan manevi değerlerin ön plana çıkması, kan davasını Karadağ yaşantısının önemli bir parçası haline getirmiştir. Öyle

146 Karatay, a.g.e. s.368. 147 Zdenko, a.g.e. s.63. 148 Boehm, a.g.e. s.166-167. 149 Boehm, a.g.e. s.41- 46.

ki; kafa kesme, baskın, talan ile birlikte kan davasını içeren gelenekler, iktidarın merkezileşmesinin önündeki en önemli engeller olmuştur150

.

Aşiretler Osmanlı hâkimiyetinin sağlandığı 1496 yılına kadar, arazi şartları ve toplumsal yapıları nedeniyle; Bizans döneminde “yarı bağımsız”, kısmen özgür halde, fakat sürekli merkezi otorite ile mücadele halinde, Duşan’ın Büyük Sırp İmparatorluğu döneminde ise Sırp prenslerin hâkimiyetinde yarı özerk bir durumda bulunmuşlardır. Özellikle Bizans döneminde bölge, merkezi hükümete karşı bir direniş merkezi haline gelmiştir151

.

1.4. İdari Taksimat ve İdari Teşkilat