• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: MODERN B R DEOLOJ OLARAK M LL YETÇ L K

2.1. Osmanlı’da Modernle me ve Milliyetçilik Dü üncesi

2.1.4. Osmanlı Döneminde Milliyetçilik: Genel Bir De erlendirme

Modernle me ile birlikte Batı ülkelerinde görülen bir taraftan mparatorlu un parçalanmasında son derece etkili olurken, di er bir taraftan ise Cumhuriyet’i ekillendiren, milliyetçili in Osmanlı’daki görünümü eklektik ve dinamik bir de i imi içeren konjonktürel bir süreç eklindedir.

mparatorlu un parçalanması noktasında etkili oldu u söylenebilecek olan milliyetçili in, özellikle Batı ile ticari ve kültürel ili kileri yo un olan, ülke sınırları içinde ya ayan unsurların e itim ve dil birli i sayesinde milli bilince ula masını takiben ba ladı ı söylenebilir. Bir di er ifade ile olu maya ba layan orta sınıf ile milliyetçilik arasında, pozitif bir korelasyon söz konusudur. mparatorlu un Türk kesimlerinde ise

Avrupa’daki gibi milliyetçili i sürükleyecek bir orta sınıfın bulunmadı ı belirtilmelidir. Buna ek olarak, devletin da ılmasının engellenmesi amacıyla ba lıca çözüm olarak, milliyetçili e kar ı bir cephe olarak yine milliyetçili in kullanıldı ı eklinde bir tespitten de bahsedilebilir. Böylelikle bir anlamda bu ideoloji kullanılarak devletin parçalanmasının önlenmeye çalı ıldı ı da söylenebilir. Osmanlıcılık, slamcılık ve Türkçülük akımları bunun örnekleri olarak ele alınabilir.

Bir di er husus, 19. yy.’ın sonlarıyla birlikte kendini yava yava mparatorlu un asli unsuru ve millet-i hakime olarak görmeye ba layan Türk aydınlarının, ba langıçta bu ideolojiye temkinli yakla tı ıdır. Bu temkinin nedeni milliyetçilik ideolojisinin mparatorlu u parçalayabilece i dü üncesidir. Bu yüzden Türk Aydınlarının milliyetçili in en geç etkiledi i ya da milliyetçilikten en geç etkilenen kesim oldu unu dile getirmek de mümkündür. Zira milliyetçi akımlardan, kendilerinin egemen unsurunu te kil ettikleri Osmanlı mparatorlu u’nu parçalayabilece i gerekçesiyle çekinmektedirler (Heyd, 1979: 124; Ülken, 2013: 89). Nitekim bu durumun somut bir örne i olarak Türk milliyetçili inin öncü isimlerinden biri olan Türkolog, tarihçi ve hekim Dr. Rıza Nur’un (1879-1942) hatıratlarında da yer verdi i ifadeler gösterilebilir.

“Türk ülküsü için ölüyorum, fakat bu ülküyü içimde gizli bir çanak gibi saklıyorum ve ondan kimseye söz etmiyorum. Biliyorum ki böyle yapsam, bu hareketim di erlerinin gizli fikirlerini me rula tıracaktır. Ve bu da devletin parçalanması tükeni i anlamına gelecektir.” (aktaran, Dilipak, 1992: 268).

Osmanlı aydınlarını, milliyetçi ideolojinin popülerle en unsurlarını da içeren Osmanlıcılık, slamcılık ve Türkçülük gibi akımlara yönelten temel saikin, yayılmacı güçler kar ısında çökmekte olan bir mparatorlu u ayakta tutmak oldu u söylenebilir. Osmanlı döneminde sahne alan, daha do ru bir ifade ile sırasıyla etkisi ve etkinli i artan milliyetçilik türleri olarak, Osmanlıcılık, slamcılık ve Türkçülük bu amacın ürünleridir.

Osmanlı’da milliyetçili in dönemin artlarına göre bir dönü üm geçirdi inden bahsedilmi ti. Millet ve ülke tanımlamaları birbirinden farklıla an bu akımların dönemin artları içinde pragmatik gerekçelerle devleti kurtarma noktasında kullanıldı ı/öne sürüldü ü söylenebilir. Nitekim çok etnili bir yapıdan olu an mparatorluk içindeki unsurların, ayrılıkçı ve ulusal ba ımsızlık talepleriyle ortaya çıkmasından sonra, buna bir önlem olarak Osmanlıcılı ın gündeme gelmesi ve devlet tarafından Osmanlıcılık politikasının yürütülmesi, bunun ilk örne idir. Osmanlıcılık

politikalarının ba arısızlı a u rayarak Balkanlar’da kurulan Hıristiyan ulus-devletleri, geri kalan co rafyanın elde tutulması ve yıkılmanın önlenmesi amacı ile ortaya çıkan ikinci milliyetçilik akımı olan slamcılı ın alt yapısını hazırlamı tır. Tıpkı Osmanlıcılıkta oldu u gibi, slam birli ine dayalı olan bu akımın güç kaybetmesi, bir anlamda bel ba lanılan ve mparatorlu un Müslüman unsurları olan halkların mparatorluk’tan kopmasıyla sekteye u ramı tır. Böylece bu de i im son safhasına gelerek bir di er akım olan Türkçülü ü ortaya çıkarmı tır. Bu üç akım içerisinden Türkçülü ü önemli kılan, mparatorlu un yıkılmasıyla birlikte kurulacak olan Cumhuriyet’in ve Milli Mücadele’nin temelini büyük ölçüde bu akımın te kil etmesidir. Her üç akımın da somutla tırılması açısından bunların millet ve ülke anlayı larına göz atılması, milliyetçilik tipolojileri açısından nerede durduklarının gösterilmesi, faydalı olacaktır. Böyle bir analiz ya da çaba aynı zamanda bu akımların Anadoluculu un zemini olma, etkile im ve tepkiler noktasında da fikir verici olabilir.

Tablo 3: Erken Dönem Milliyetçiliklerinin Ülke, Millet, Milliyetçilik Tipolojileri ve Kuramları Açısından Kar ıla tırılması

Ülke anlayı ı Millet anlayı ı Milliyetçilik tipolojileri açısından yeri

Milliyetçilik kuramları açısından yeri Osmanlıcılık ttihadı Anasır

(Osmanlı’nın mevcut sınırları içerisinde yer alan dini ve etnik unsurların birli i)

Subjektif millet anlayı ı (Osmanlı

mparatorlu u sınırları içerisinde dil, din veya etnisite farkı gözetilmeksizin ya ayan herkes) -Teritoryal milliyetçilik - Resmi milliyetçilik -Muhafazakar milliyetçilik -Batı Tipi Modernist

slamcılık ttihadı slam (dünya Müslümanlarının birli inden olu an bir devlet)

Din temelli Objektif millet anlayı ı (Müslümanlar) -Dini milliyetçilik -Yayılmacı milliyetçilik (Pan-slamizm) -Resmi milliyetçilik -Do u Tipi lkçi/Modernist Türkçülük Turan (Adriyatikten Çin Seddine uzanan co rafya)

Dil ve soy temelli Objektif millet anlayı ı (Türkçe konu anlar

kapsamında daha çok dil temelli bir millet tanımı) -Liberal milliyetçilik -Yayılmacı milliyetçilik (Pan-Türkizm) -Do u Tipi lkçi

Yukarıdaki tablodan da anla ılaca ı üzere bu üç akımın keskin çizgilerle birbirinden ayrılması son derece güçtür. Bu noktada hem dönemsel hem de içerik olarak bir zorluk söz konusudur. Zira bu akımlar içerisinde son olarak görülen Türkçülü ün hakim

oldu u dönemde, yöneticiler tarafından zaman zaman slamcı ve hatta Osmanlıcı politikaların uygulandı ı da bir gerçektir. Özellikle ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Türkçü fikirlerden oldukça etkilenmesine ra men, cemiyet, pragmatist bir ekilde Osmanlıcılık, Türkçülük ve slamcılık gibi siyasetlerin hepsini devleti kurtarma amacıyla e zamanlı olarak uygulamı tır (Hanio lu, 2001b: 482) 80. Entelektüel çevrelerde de durumun bundan farklı olmadı ını belirtmekte fayda vardır. Nitekim bu türlerden birinin hakim oldu u dönemlerde di erlerinin de gündeme ta ınmadı ını veya savunulmadı ını söylemek zordur. Bu ayrım yalnızca radikal bir ekilde bu akımların güç kazanması ve hakim akım haline gelmesiyle alakalıdır. çerik açısından incelendi inde ise yine bu çizginin belirsizli inin görülebilmesi mümkündür. Örne in Osmanlıcıların, kapsayıcı ve kucaklayıcı iddialarına ra men gayrimüslimlere gerçek bir e itlik vermeye niyetli olmadıkları, Türkçülerin savundukları daha büyük Türk ailesinin, slam dininde olanlarla sınırlı tutmaları, yine Osmanlıcıların pragmatik bir ekilde zaman zaman Pan- slamizmi, zaman zaman Pan-Türkizmi kullanmaları (Lewis, 2000: 349), slamcıların yayın organlarında Türkçü dü ünürlere yer vermesi ve hatta bunlardan biri olan “Sırat-ı Mustakim” in daha sonra Türkçülerin yayın organı haline dönü mesi (Georgeon, 2005: 66-67) bunun açık örnekleri olarak sunulabilir.

Tabloda da detayları verilen bu üç akım incelendi inde vatan anlayı ı noktasında Osmanlıcılık dı ında kalan akımların toprak esasına dayanmadı ı, millet anlayı ında ise yine Osmanlıcılık dı ındaki akımların objektif millet anlayı ından hareketle milleti tanımladıkları görülmektedir. Osmanlıcılık ise vatan anlamında teritoryal, millet anlamında ise subjektif unsurları barındıran gecikmi bir milliyetçilik akımı olarak görülebilir. Zira daha önce de belirtildi i üzere Osmanlıcılık politikaları bir süre daha önce ortaya konulmu olsa, belki çökü ü frenleyebilecekken; bir çözüm önerisi olarak gecikmi bir ekilde uygulanması adeta bu da ılmayı hızlandırmı tır.

Osmanlı Döneminde görülen milliyetçilik türlerinin genel özellikleri incelendi inde: Kuramsal manada Osmanlıcılı ın salt modernist, slamcılı ın yo unlukla ilkçi fakat bir nebze modernist, Türkçülü ün ise ilkçi kurama daha yakın oldu u söylenebilir. Osmanlıcılıkta yer alan siyasal vatanda lık tanımı ve millet tahayyülü, slamcılıktaki

80

Bu uygulamaların bir örne i olarak ttihat ve Terakki’nin Arap Yarımadasında slamcılık politikalarını uygularken Anadolu’da ise Arap topraklarındaki siyasetin aksine Türkçülük eksenli bir Türkle tirme çabası içinde olması gösterilebilir. Daha detaylı bilgi için Bkz.: (Findley, 2012: 203-204).

herhangi bir ırkı öncelemeyen din temelli millet tanımı ve Türkçülü ün ırka dayalı millet tanımı bu yargının olu masında etkilidir. slamcılıkta modernitenin bir ürünü olan kitle ileti im araçları sayesinde yaygınla tırılmaya çalı ılan ideoloji ve modernle me ve ürünlerine bir tepki olarak ortaya çıkması ise slamcılı ın modernist kuram tarafındaki kanadını olu turmaktadır.

Osmanlı’nın son dönemlerinde devleti kurtarma amacıyla ya anan bu gelgitler ve geçi ler, bir nebze de olsa kafası karı mı , henüz açık seçik siyasal ideolojisini ve programını belirlememi olan Cumhuriyet’in kurucu kadrosu üzerinde de etkili olmu tur. Osmanlı aydınları ve yönetici sınıfıyla alakalı oldu u da söylenebilecek olan bu karma anın, ya anan iki büyük sava ın da (I. Dünya Sava ı ve Kurtulu Sava ı) etkisiyle Cumhuriyet Dönemi’nde yeni ve daha so ukkanlı milliyetçilik arayı larına ve yeni milliyetçilik türlerine zemin olu turdu u söylenebilir.