• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: MODERN B R DEOLOJ OLARAK M LL YETÇ L K

1.3. Milliyetçilik Tipolojileri

1.3.1. Kaynakları Açısından Milliyetçilik Tipolojileri: Batı ve Do u Tipi

kaynaklardan hareketle olu turulan tasnif, incelenecek milliyetçi akımın karakteri; çoklu tasnif ise bahsi geçen milliyetçili in politik olarak nerede durdu u sorusuna yanıt verme noktasında yardımcı olabilir.

1.3.1. Kaynakları Açısından Milliyetçilik Tipolojileri: Batı ve Do u Tipi Milliyetçilik

Milletle me süreci; ba langıç noktalarının farklı olması, co rafi konumları, devlet yönetiminin görece modernli i, okuma yazma oranı, ileti im ve ula ım imkanlarının yo unlu u, yer altı zenginliklerinin varlı ı, tarım alanlarının oranı, ekonomik sistemlerdeki farklılıklar, dini inanı lar, gelenekler ve kolektif anlayı ları gibi birçok farklı nedenden dolayı, Avrupa’da farklı ekillerde ya anmı tır (Schulze, 2000: 42).

Tarihsel süreç içerisinde modernle menin ortaya çıkardı ı bütünle me me ruiyet, talep ve ihtiyaçları, daha çok milliyetçi ideolojinin önerileri do rultusunda çözümlenmeye çalı ılmı tır. Bu anlamda milliyetçili in bütünle me noktasında iki temel yakla ım ortaya koydu u söylenilebilir. Bunlar; evrenselci izler ta ıyan Fransız milliyetçili inin ortaya koydu u yurtta lık ve Fransız milliyetçili inden sonra ortaya çıkan etnik esaslı Alman milliyetçili inden kaynaklanan milliyet yakla ımlarıdır (Jaffrelot, 1998: 54).

38

Bu iki tasnif yöntemi dı ında literatürde kar ıla ılabilecek farklı kategorizasyonlarda mevcuttur fakat genel olarak incelendi inde bu iki yöntem geçerli görünmektedir. Bahsi geçen di er kategorizasyonlara örnek olarak; Kelas tarafından yapılan üçlü tasnif, milliyetçili i; “etnik”, “sosyal” ve “resmi” milliyetçilik olarak ayırırken, bir ba ka üçlü tasnif Peter Alter tarafından yapılmakta ve milliyetçilik; “risorgimento”, “integral” ve “reform” milliyetçili i olarak ayrılmaktadır (Alter, Nationalism), dörtlü tasnife örnek olarak gösterilebilecek bir çalı ma tarihsel dönemler itibariyle milliyetçili i sınıflamaya çalı an Snyder tarafından ortaya konulmu tur. O’na göre; 1815-1871 “Bütüncü Milliyetçilik”, 1871-1900 “Parçalayıcı Milliyetçilik”, 1900-1945 “Saldırgan Milliyetçilik” ve son olarak “1945’ten günümüze” kadar olan milliyetçilik söz konusudur (Snyder, Meaning of Nationalism 5. böl’den aktaran, Gellner, 1998: 45-54). Bir ba ka dörtlü tasnif yine tarihsel yöntemden hareketle Carr tarafından yapılmı , ortaça ın imparatorluk ve kilise birli inin tedrici da ılı ı ile ba layan dönem 1.dönem, Napolyon Sava ları ile ba layan 2. dönem, 1914 I. Dünya Sava ı ile ba layan 3. dönem ve II. Dünya Sava ı ile ba layan 4. dönem olarak dört dönemden olu mu tur (Carr, 2012). Be li tasnife örnek olarak ise Hayes gösterilebilir. Ona göre milliyetçilik; “jakoben”, “liberal”, “gelenekçi”, “ekonomik himayeci (proteksiyonist)”, “bütüncü totaliteryen” milliyetçilik olarak sınıflandırılmı tır (Hayes, Essays in Nationalism).

Milliyetçili in kayna ı açısından ortaya çıkan bu temel ayrım birçok dü ünür tarafından yine farklı biçimlerde isimlendirilmektedir. Bu çalı mada da ba lık olarak benimsenen Batı ve Do u milliyetçilikleri ayrımı ise ilk defa 1945’te Hans Kohn tarafından The Idea of Nation (Ulus Dü üncesi) adlı kitapta yapılmı tır.

Tablo 2’de görülece i üzere Kohn’dan sonra birçok dü ünür Do u ve Batı tipi milliyetçiliklerin bazı unsurlarını öne çıkartıp bunları yaptıkları tasnifleri kavramsalla tırmada kullanmı lardır. Literatürde sıklıkla kar ıla ılan bu ikili tasniflerin milliyetçiliklerin ideolojik yönünden ziyade, milliyetçiliklerin kayna ıyla alakalı olarak ortaya çıkan karakteristik özellikleri ile alakalı oldu u söylenebilir.

Tablo 2: Batı ve Do u Tipi Milliyetçilikler

Batı

Tipi Sivil Rasyonel yi Fransız Siyasal Devrimci Teritoryal Jus Soli

39

Sübjektif

Do u

Tipi Etnik Romantik Kötü Alman Kültürel Gerici Kültürel

Jus Sanguinis

40

Objektif

Bu tür ikili kategorizasyonlarda dikkati çeken bir unsur olarak Batılı, daha liberal zihniyetli milliyetçili i, fa izm ve nasyonal sosyalizm ile özde le mi milliyetçiliklerden ayrı tutmaya yönelik bir kaygı oldu undan da bahsetmekte fayda vardır (Vincent, 2006: 396). Nitekim bu ayrımların temelinde de belirleyici olan gerekçenin bu kaygı oldu u da söylenebilir. Bundan dolayı literatürde genellikle Batılı milliyetçilikler ‘normal’, di erleri ise ‘sapkın’ olarak ele alınmaktadır (Kadıo lu, 1999: 36). Bu ikili tipolojinin de erler yüklü, subjektif bir tasnif oldu unu ve son zamanlarda Smith, Anderson, Nairn ve Billig gibi dü ünürlerin çalı maları ile geçerlili inin sorgulanmaya ba ladı ı da belirtilmelidir (Gökalp, 2007: 285).41

39

Latince: Toprak hukuku manasına gelen “jus soli” teritoryal karakterdeki milliyetçi anlayı ları tanımlamada kullanılan bir terimdir. Bu milliyetçilik anlayı ına göre vatanda lık o topraklarda do mak ile kazanılmaktadır.

40

Latince Kan hukuku manasına gelen “Jus Sanguinis” kan ba ına dayalı milliyetçilik anlayı ını tanımlamada kullanılmaktadır. Bu tarz milliyetçiliklerde vatanda lık ancak o ülkenin vatanda ı olan bir anne ve babadan do mak artı ile kazanılabilir. Jus Sanguinis milliyetçilik, genlere dayalı ya da ecereci milliyetçilik türü olarak da adlandırılabilir.

41

1.3.1.1. Batı Tipi Milliyetçilik

Batı tipi milliyetçilik; literatürde sivil, rasyonel, iyi, siyasal, devrimci, teritoryal, jus soli ve Fransız tipi milliyetçilik olarak da adlandırılan bir milliyetçilik türüdür. Batı tipi milliyetçilik 1789 Fransız htilali’nin de erlerinden yola çıkmakta ve ulusu bireysel ba lılıkların kabul edilmesinden hareketle evrensel bir olu um olarak tanımlamaktadır (Jaffrelot, 1998: 54). Bu tip milliyetçiliklere “Fransız tipi” milliyetçilik kavramsalla tırması yapılmasının ba lıca sebebi olarak teorisyenler ve de erler ba lamında Fransa kanallı bir yakla ım olu u gösterilebilir. Avrupa’da ulusal bilinci ate leyen kıvılcımların ilkinin, Fransız Devrimi cumhuriyetçili inin bir müridi olan ve sonrasında kendini imparator ilan eden, Napolyon tarafından çakıldı ı söylenebilir. Nitekim Napolyon artan vatanda katılımını esas alan “modernle tirici” siyaset ve kültürü bir anlamda yeniden olu turan bir ideolojiyi yaymak isterken, yaptı ı sava lar sonucunda bir Fransız kimli i (iç birli ini sa lamak ve homojenle tirmek) olu turmasının dı ında, birçok grubu Fransızlara kar ı birle tirmi ; hem ona kar ı birle en bu grupların, hem de di erlerinin “ulusal model” çerçevesinde yapılanmasını te vik etmi tir. Ulusal model çerçevesinde yapılanan bu devletler, askeri güçlerini finanse etmek için iç kaynaklara yönelirken, gerek askere alma, gerek ise vergi42 toplayarak bu finansmanı sa lamaya çalı mı tır. Bundan dolayı yöneticilerin, kontrolleri altındaki ülkeleri yakından tanıma gereklili i ortaya çıkmı tır.

Gerek yetki alanlarını belirten net sınırların çizilmesi, gerekse nüfus sayımı gibi insanların özelliklerini belirleyen uygulamalar, daha nitelikli yolların yapılması ve demir yollarının in ası gibi ula ımla alakalı faktörler ve geli en ileti im teknolojilerine paralel olarak yaygınla an ulusal diller, ulusal birle meyi destekleyen faktörler olmu lardır. Matbaacılı ın geli mesi özellikle 19.yy.’da kitlesel okuryazarlıkla birlikte ulusal özelliklerin ülke içinde standartla masını hızlandırmı tır. Sömürgecilik yarı ı beraberinde haritacılık, teknoloji ve bilimde de bir geli meyi getirirken ülkelerin, artık

42

Modern anlamıyla gelir vergisi ilk kez bu dönemde ngiltere ba bakanı William Pitt tarafından Fransa’ya kar ı deniz kuvvetlerini geli tirmek ve modernle tirmek amacıyla çıkardı ı bir vergiden do mu tur ve ilk kez bu dönemde alınmı tır. Ulus hakkında yeterli bilgi ve yönetim kapasitesine sahip olmayı gerektiren ve ulusu devlete do rudan ba layan bu sistem, aslında Napolyon Sava ları’nın modern devlet ideolojisi üzerinde ve toplumsal yapının bütünle mesinde de ne denli etkili oldu unun göstergesi olarak dü ünülebilir. Detaylı bilgi için Bkz.: (Brewer, 1989).

fiziki harita denilen, ka ıt üzerinde renkli ve birbirlerinden ayrılmı topraklarını da olu turmu tur (Calhoun, 2009: 19-22).

Bahsi geçen bu geli melerin Avrupa’da, daha önceden derebeylikler ve prenslik eklinde yapılanmı ülkelerin tek bir merkezi yönetim altında birle mesini ifade eden ulus temelli yapılanmaların kurulmasında önemli rol oynadı ı söylenilebilir. 18. yy. sonlarında ngiltere ve 19. yy.’ın hemen ba larında Fransa gibi ülkeler, milliyetçilik dü üncesini benimseyerek milli birliklerini sa lamı tır. Bu milliyetçilik anlayı ının temelinde ise Katoliklikle yo rulmu (Jaffrelot, 1998: 55) Fransız htilali’nin bir sonucu olarak ortaya çıktı ı söylenebilecek olan “vatanda lık ba ı”nın yer aldı ını söylemek mümkündür. Bu yapısıyla milliyetçilili in Do u milliyetçili inden farklı olarak, bir duygu, bir tavır veya bir duru telakkisinden ziyade, devlet erkine egemen olan ideolojinin yansıması ve sistemle mesi olarak dü ünmek mümkündür. Batı tipi milliyetçili in ayırt edici özellikleri olarak; teritoryal içeri inden hareketle, bireyin insanlık kömünitesinin bir parçası olarak gören, evrensel ba lılıkların oldu u “kozmopolitan bakı açısı” ve uygarlı ı Avrupa Aydınlanması’nın maddi ve entelektüel öncülleriyle kabulü oldu undan bahsedilebilir. Bu milliyetçilik türü aynı zamanda bireysel özgürlük, e itlik ve kozmopolitan bir bakı açısı üzerine kurulu Fransız ulus-devletinin ortaya çıkmasıyla, kıta Avrupası’nın geri kalanına da model olan siyasal bir yapılanma olmu tur (Kadıo lu, 1999: 36).

Eski dönemin baskıcı tarzına kar ı, aydınlanmanın demokratik ve liberal de erlerinden hareketle ortaya çıkan milliyetçili in Batı yorumu, Fransız ngiliz ve Amerikan örneklerinde de oldu u gibi teritoryal temelde, yurtta lık esasına ve halk egemenli ine dayanmaktadır. Bu tarz milliyetçiliklerde toplumun üyeli i için ortak bir etnisite, ortak bir kültür ve ortak bir dilden ziyade siyasal anlamda vatanda lık ba ının öncelikli öneme sahip oldu u söylenebilir. Bu milliyetçiliklerde milletlerle “ötekini” ayıran ey ülkelerin teritoryal sınırlarıdır. Bundan dolayı teorik olarak herhangi bir ki inin Fransız Amerikan ya da ngiliz olabilmesi mümkündür. Bu tarz milliyetçiliklerde millet; do um, kan ba ı ve etnisite gibi gayri iradi ve dı layıcı unsurlarla tanımlanan Do u milliyetçili in aksine, mensubiyetin gönüllülük esasına dayalı olarak olu tu u bir yapıdır. Bu anlamıyla Batı tipi milliyetçilikleri; liberal, bireyci, rasyonel ve evrensel milliyetçilikler eklinde belirtmek de mümkündür. Bu tip milliyetçilik, hümanist,

evrenselci, barısçı olup, milleti olu turan bireylerin anayasal ‘yurtta lık’ ilkesi altında “e itler” olarak yasadıkları ve kültürel çe itlili in bulundu u milliyetçiliklerdir (Heywood, 2007: 209). Di er milliyetçiliklere tahammül gösteren, hatta onları onaylayan bu milliyetçilikler, tarihsel i levlerini tamamlamı , dolayısıyla medeni ve normal milliyetçiliklerdir (Gökalp, 2007: 285). Bir di er ifade ile bu tür milliyetçilikler uluslarını in a etmi , sınırlarını belirlemi , dolayısıyla çevrelerindeki aynı süreçlerden geçmi olan, benzer nitelikteki uluslar ve devletler ile çatı mayan, yayılmacı bir karakter içermeyen milliyetçiliklerdir.

1.3.1.2. Do u Tipi Milliyetçilik

Do u tipi milliyetçilik; literatürde etnik, romantik, kültürel, gerici (kötü), jus sanguinis ve en çok da Alman tipi milliyetçilik olarak adlandırılan bir milliyetçilik türüdür. Do u tipi milliyetçili in ulus tanımında ço u zaman ortak bir dil ve hatta otak bir etnik gruba do rudan ait olmaya dayalı bir cemaat (gemeinschaft) vurgusu belirgindir (Jaffrelot, 1998: 54).

Batı tipi milliyetçili in ortaya çıkmasından, bir di er ifadeyle ngiltere ve Fransa’nın milli birliklerini kurmalarından yakla ık yarım asır sonra, gecikmi bir ekilde, 1870’li yıllarda talya ve Almanya’nın milli birliklerini kurma tarzı (ulus in a tarzı) milliyetçili in Do u tipi yorumunun da balangıcı olarak kabul edilebilir. Bu geli menin arka planındaki ba lıca husus olarak ise 1870 Fransız-Prusya sava ı gösterilebilir. Nitekim bu sava sonrasında di er Alman devletlerinin Prusya kralı himayesinde birle mesi Alman birli ini sa larken olu an bu yeni devlet, ulus-devlet formunda, vatanda lık tanımı anlamında da Batı tipi milliyetçilikten farklı bir milliyetçilik ile olu turulmu tur.

Bu noktada Alman ve talyan milliyetçiliklerinin farklı karakterleri üzerinde durmakta fayda vardır. Her eyden önce Almanya, talya ve onları örnek alan Avrupa’daki birçok ülkenin, milli birliklerini kurdukları “milliyetçilik ça ına” girmelerinde ya anan gecikme, di er Avrupa ülkelerinden farklı olarak, bu ülkelerde daha radikal ve kökten milliyetçilik akımlarının geli mesine neden olmu tur. Bunun neticesi olarak yönetici ya da elitler, kaybedilen bu zamanı yukarıdan a a ıya ve do al olmayan bir ekilde, ulus in a ederek kapatmaya çalı mı tır. Bir di er ifade ile milletin sübjektif unsurlarından hareketle, Fransa ve ngiltere örne inde nispeten kendili inden geli en bir yapı, Do u

milliyetçili inde objektif unsurlardan hareketle, yapay olarak in a edilmeye çalı ılmı tır.

Do u tipi milliyetçili in ayırt edici özellikleri olarak; aydınlanmanın e itlikçi yapısına kar ı olu , akla de il duygulara önem verme, romantik motiflere sahip olma, etnik kökene43, kültürel-tarihsel ö elere ve dile olan vurgusundan bahsedilebilir. Bu milliyetçiliklerde millet kültürel olarak dönü türülürken, ayırt edici özelliklerin de koruması gayesi göze çarpmaktadır (Kadıo lu, 1999: 36-37). Bu tarz milliyetçiliklerde etnik unsura yüklenen mistik de er o milletin di er milletlere göre daha üstün, seçilmi veya üst sınıf oldu una, yani milletin biricikli ine dair bir inanç do urmaktadır. Bundan dolayı liberalizm ile ili kilendirilen Batı tipi milliyetçiliklerin aksine, dı layıcı “Do u tipi” etnik milliyetçiliklerin, genellikle otoriter rejimler için elveri li oldukları söylenebilir. Bu özellikleriyle Do u tipi milliyetçilik; dı layıcı, fanatik, saldırgan ve sava a açık bir milliyetçilik olarak da de erlendirilmektedir. çerdeki ve dı arıdaki milliyetçilikler ortadan kaldırılması gereken “ötekine” ait “kötü” milliyetçiliklerdir. Geçmi teki ba lıca örnekleri Almanya ve talya olan bu tip milliyetçiliklerin güncel örnekleri olarak, Balkan ve Do u Avrupa ülkelerinde 20. yy.’ın sonlarında ba gösteren milliyetçiliklerden bahsedilebilir (Gökalp, 2007: 285).