• Sonuç bulunamadı

III. TARİH İÇERİSİNDE ARNAVUTLUK

III.2. Osmanlı Döneminde Arnavutluk

Türklerin Arnavutlar ile bu dönemde ilk teması; 1337‘de Bizans İmparatoru III. Andronikos döneminde Arnavutların yaşadığı Epir despotluğunu ele geçirmek için Aydınoğlu Umur Bey’den yardım istemesi ve Umur Bey’in de İmparatora 2000 asker göndermesi ile başlamıştır.138

Umur Bey’in askerleri Arnavutları Makedonya’ya doğru kovalamışlar ve Volo limanı denilen Koç Limanını zapt etmişlerdir. Büyük ganimetlerle dönen Umur Bey; 1340 yılında ise Sırp Kralı Stefan Duşan bütün Arnavutluk’u zapt ederek Sırpların Zeta Eyaletine bağlamıştır.139

Arnavutlar 1340-1355 yılları arasında Sırp egemenliğinde kalmıştır. 1355 yılında Sırp Kralı Stefan Duşan’ın ölümü ile Arnavutluk’taki Sırp baskısı sona ermiştir.140

Stefan Duşan’ın krallığının çökmesi üzerine yörede feodal beyler kendi başlarına buyruk hareket etmeye başlamışlardır. Arnavutların bağımsız bir devlet kurma yolundaki ilk teşebbüsü 1358’de Carlo Topia adlı Arnavut prensle başlamış ve 1360’da ise bir Arnavut prensi olan Başla; Zeta ilinde başkenti İşkodra olan bir prenslik kurmuştur.

1365 yılında Edirne, Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur. Bu tarihten itibaren kısa bir müddet sonra, derebeylerinin yardım istemeleri üzerine, Arnavutluk’ta görünmeye başlamışlardır. 14. yy.ın sonuna doğru, yeni bir istila, Osmanlı Türklerinin

135 Nuray Bozbora, a.g.e., s. 28-29.

136 Elez Biberaj, Albania-A Socialist Maverick, s. 11. 137 Nuray Bozbora, a.g.e., s. 27.

138 K. Süssheim, “Arnavutluk”, İslam Ansiklopedisi Cilt I, M.E. B, İstanbul, 1978, C.I, s. 583. 139 Peter Bartl, a.g.e., s. 19.

istilası Arnavutluk’u tehdit etmeye başlamıştır. Nitekim 1380’ler de Türk kuvvetleri iki kez Arnavutluk eyaletlerine girmişlerdir.

Bu arada Avlonya, Berat ve Kanina’da hâkimiyet elde eden Balşaların, Draç’ta ki derebeyi Karlo Topya’yı tehdit etmeleri üzerine Karlo Topya Osmanlılardan yardım istemiştir. Osmanlı kuvvetleri bölgeye gelerek Viyosa Nehri üzerinde II. Balşa’nın kuvvetlerini mağlup etmişlerdir. II. Balşa savaş sırasında ölmüştür (18 Eylül 1385). Bu durumda Arnavut beylerinin tamamının Osmanlı himayesine girmesinden endişe duyan Venedik, Murat Hüdavendigar ve bölge beyleri ile temaslarını sıklaştırmışlardır (1387). Arnavutluk üzerine Venedik-Osmanlı çekişmesi bu şekilde başlamıştır.141

1381 yılında, Yanya derebeyi Thomas Preljuboviç, kendisine isyan eden halka ve komşu kabile Gjin Bua Shpata’ya karşı, Türklerden yardım istemiş, Yanya derebeyi ancak Türklerin yardımları sayesinde hâkimiyetini muhafaza edebilmiştir. Türkler ise akınlarına devam ederek Arta’ya kadar ilerlemişlerdir.

1383 yılından itibaren bölgede Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyeti başlamıştır. 1384 yılında Yanya derebeyi Preljuboviç bir suikasta kurban gidince hâkimiyet, hanımı Maria Angeline’ya geçmiş 18 Eylül 1385’te; Savra Savaşı ile Türkler Arnavutluk’a giriş yapmıştır. II. Balsha 1385 tarihinde Vjoas’a mağlup olunca manastır ve Pirllepo Türklerin eline geçmiş ise de Karl Topia da Draç’ı tekrar ele geçirmeyi başarmıştır.142

1387’de Topia’lar tarafından Balşalara karşı yardıma çağrılan Türk Ordusu Balşaları yenilgiye uğratmıştır. Aynı tarihlerde Kuzey Arnavutluk’ta Papa tarafından desteklenen II. Balsha ile Türklerden yardım talep eden Karl Thopia arasında savaş çıkar.

1389’da Türklere karşı savunma amacıyla Balkanlarda bir ittifak oluştu. Belirleyici savaş Kosova ovasında patlak verdi ve bu savaşı Türkler kazandı.143

1389 Kosova Savaşında Arnavutlar, Sırpların yanında yer alarak Osmanlılara karşı savaşa katılmışlardır. Osmanlıların Arnavutluk’a yerleşmesi hemen hemen bir yüz yıl almıştır. İlk Osmanlı Akıncıları 1389 yılından itibaren görülmeye başlamış, Birinci Kosova Savaşı (1389) ile Arnavutluk’un Sırbistan ile ilişkisi tamamen kesilmiştir. 1389 Kosova

141 Ahmet Cebeci, Güray Kırpık , ” Tahrir Defterlerine Göre Osmanlı Fethinden Sonra Arnavutluk’ta Hıristiyan ve Müslüman Nüfus Değişmeleri”, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), Balkanlarda İslam Medeniyetleri II. Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri, Tiran, Arnavutluk (4-7 Aralık 2003), İstanbul, 2006, s. 293.

142 Peter Bartl, a.g.e., s. 20. 143 Gökhan S., a.g.e., s. 18-19.

Savaşından sonra Arnavutlar, Osmanlı Devletine vergi vermeyi ve asker göndermeyi kabul etmişlerdir.

Birinci Kosova Savaşından sonra, uç beyi Paşa Yiğit idaresindeki Saruhanlı Türkleri Üsküp civarında iskân edilerek, burada bir merkez kurmuşlardır (1391). Venedikliler de yerli beylerden para karşılığı olarak Leş, Draç, Drivasto gibi önemli ticaret üslerini almışlardır. Osmanlı Devleti ise elde ettiği araziyi ” tımar” karşılığı olarak yerli beylerden Konstantin Balşa, Dimitri Yonima ve Gjergi Dukagin’e vermek suretiyle bölgenin devlete bağlılığını sağlamışlardır.144

Yıldırım Beyazıt zamanında Anadolu’dan nakledilen Saruhanlı Türkmenleri Arnavutluk’a yerleşmişler ve böylece Osmanlı tımar sistemi yerleşmeye başlamıştır. Çoğu Hıristiyan olan Arnavut prensleri zamanla İslamiyeti kabul etmişlerdir.145

Osmanlı Sultanı I. Beyazıt 1391 yılında Üsküp’ü fethetmiş, Balsha’dan alınan İşkodra bölgesine de 1393-1395 yılları arasında Şahin Bey bırakılmıştır. Balsha İşkodra’yı tekrar geri almasına rağmen bilahare Venediklilere bırakmak zorunda kalmış, İşkodra’da 1479 yılına kadar Venedik hâkimiyeti devam etmiştir.146

Osmanlı Sultanı Beyazıt’ın 1402 yılında Ankara Savaşı’nda mağlup olması üzerine Osmanlı hâkimiyetinin sekteye uğratılması ile Venedik, bölgedeki etkinliğini arttırarak birçok Arnavut aileyi hâkimiyeti altına almıştır. 1404’te Osmanlı birliğini yeniden kurmaya çalışan I. Mehmet, Arnavutluk’u işgal edip, vasalık konumuna son vermiş, bölgeyi doğrudan Osmanlı kontrolü altına almıştır.147

Böylece Türklerin Batı Balkanlardaki fetihleri devam etmiştir. Osmanlı, kısa zamanda hâkimiyet alanını genişletmiş, Adriyatik sahilleri ve nihayet 1417 tarihinde Valona; Kanina ve Berat Türklerin eline geçmiştir.148

1419’da ise Gjirokastra fethedilmiştir.149 Arnavutluk’ta Osmanlı idaresinin yerleşmesi ilkin Kuzey ve Güneydeki vadiler boyunca ilerlemiştir.150

Arnavut derebeyleri arasında mücadeleler çoğaldıkça yardıma çağrılan Türkler bu sayede adım adım ilerlemeye devam ederler. 1430 ‘da Yanya alınır ve bu şekilde Epir derebeyliklerinin kuzey bölgesi tamamen Türk toprakları haline gelir.

144 Mustafa L.Bilge, ” Arnavutluk”, TDV İslam Ansiklopedisi Cilt III, İstanbul, 1991, s. 384-385. 145 Peter Bartl, a.g.e., s. 20.

146 Peter Bartl, a.g.e., s. 20-21; Robert Elsie, a.g.e., s. 4. 147 Halil Akman, a.g.e., s. 155-156.

148 Peter Bartl, a.g.e., s. 21. 149 Robert Elsie, a.g.e., s. 4. 150Halil İNALCIK, a.g.m., s. 156.

Venedikliler, 1430 yılında cizye karşılığı Osmanlı Sultanı ile barış yaparlar. Türklere İşkodra’da teslim edilecek, Türkler de Venediklilerin elindeki Arnavut topraklarının kendilerine ait olduğunu kabul edeceklerdi. Ancak yapılan bu anlaşma dahi Türk beylerinin Venediklilerin ellerindeki Arnavut topraklarına akınlarına mani olamadı.151

Osmanlı Devleti ile Venedik arasındaki savaşı Osmanlıların kazanması üzerine, Mehmet Çelebi zamanında Arnavutluk’ta tımar beylerinin yerleştiği ve Tımar sisteminin uygulandığı kesin olarak söylenebilir. 1431 tarihli Arnavid Sancağı Tımar Defteri bize bu bilgileri vermektedir. Arnavutluk’ta Osmanlı idaresinin yerleşmesi ilkin Kuzey ve Güneydeki vadiler boyunca ilerlemiştir.152

XV. yy.da Arnavutlar ile Osmanlılar arasında çetin mücadeleler olmuştur. 1432 yılında bir Arnavut isyanı; II. Murat tarafından gönderilen Evrenosoğlu Ali Bey tarafından bastırılmıştır. II. Murat zamanında Haçlı kuvvetleri Macaristan’da toplanırken, Yargi Kastriota (İskender Bey) Osmanlı’ya karşı isyan eden Araniti’nin153

kızıyla evlenerek Kruje’yi almış ve 1435 yılında başkaldırarak isyanın lideri olmuştur.154

Babası Yuvan ölünce, adı sonra İskender Bey olan bu şahıs, Arnavutluk’a babasına izafeten Yuvan ili denilen bölgeye gönderilmiştir. 1438’de; İskender Bey Kruja Kale Komutanı olmuştur.155

İskender Bey, 1444’de Papa ve Napoli Kralının desteği ile Osmanlı’ya karşı yeniden ayaklanma hazırlığına girmiştir.156

İskender Bey’in isyanı ilk olarak; II. Murat (1421-1451) döneminde Arnavutluk’ta başlatıldı.157

Harekete, bir Osmanlı vasalının oğlu Gjergj Kastrioti liderlik etti. İskender Bey158, resmi görevli olarak doğum yerine gönderilmesinin

151 Peter Bartl, a.g.e., s. 21. 152 Halil İnalcık, a.g.m., s. 156.

153 Oliver Jens Shmmitt, Skenderbeu, Tiran, 2009, s. 60.

154 Ahmet Cebeci - Güray Kırpık, a.g.m., s. 294. 155 Robert Elsie a.g.e., s. 4.

156 Faik BULUT, a.g.m., s. 60 157 Halil İnalcık, a.g.m., s. 153.

158İskender Bey; Bazı savaşlarda görev alıp yararlıklar gösterdi. Zaman zaman aile ocağına da dönen Gerg, İslam dinine girdi ve gösterdiği üstün başarılardan dolayı Sultan tarafından Makedonya kralı Büyük İskender’e izafeten “İskender” olarak adlandırıldı. Babası ölünce 1438’de Kuruya (Akçahisar) Tımarına Subaşı olarak atanan İskender Bey topraklarını genişleterek 1440 Debre Sancak Beyi oldu. 1443 yılında Arnavutluk’ta çıkan isyan üzerine Niş’ten 300 atlı ile birlikte o zamanlar Yovan ili denilen Kruja bölgesine geldi ve 28 Kasım 1443 tarihinde yapılan geleneksel bir törenle Kruja Prensi ilan edildi. İskender Bey’in ölümünden sonra Arnavutluk 1479 tarihinde İşkodra’nın ve 1504 tarihinde ise Ulgin’in düşmesiyle tamamen Osmanlı hâkimiyetine girmiş ve bu durum 1912 tarihine kadar sürmüştür.( Necip P. Alpan, a.g.e., s. 27-28.)

üzerinden çok geçmeden bir komplo düzenlendi. Hem Venedik hem de Macaristan ile destek için müzakerelerde bulunduktan sonra 1443 yılında ise bu defa başarılı bir Arnavut ayaklanması ortaya çıktı. 1444 yılının Mart ayında Alessio şehrinde bütün Arnavut derebeyi ve asilzadelerinin iştirak ettiği bir toplantı tertip edildi. Toplantıda Türklere karşı birlikte mücadele etmek üzere İskender Bey liderliğinde bir ittifak kuruldu.

İskender Bey, ailesinin idaresi altındaki prensliği hükümdardan istemiş fakat II. Murat bu isteği uygun görmemiş ve bunun üzerine İskender Bey tekrar Hıristiyanlığa dönerek isyan etmiştir. Daima mağlubiyet tatmış olan Batılılar İskender Beyin en ufak muvaffakiyetlerini dahi Hıristiyan âleminin en büyük zaferleri gibi ilan etmek istemişlerdir. Osmanlı savaş usullerini çok iyi bilen bu cesur sergerdeyi bertaraf ettikten ve emniyetle Arnavutluk sahillerine indikten sonra Osmanlılar, İtalya’yı atlamakta gecikmeyeceklerdir (1480 Otranto fethi).159

1450 tarihinde ise Sultan II. Murat 100.000 kişilik ordusu ile bizzat İskender Bey’in koruduğu Kruja Kalesini kuşatır, ancak 4 ay sonra kuşatmayı kaldırır. İskender Bey ileriki yıllarda da Türk akınlarını püskürtmeye muvaffak olur. İskender Bey 1468 yılında öldüyse de mukavemet devam etti.160

Merkezini Arnavutluk’un yüksek bölgelerinin oluşturduğu bir direnişe İtalyan devletleri ve Papalık yardım etmekteydi. Osmanlılar ancak bir sonraki yüzyılda tam hâkimiyet elde edebildi.161

Sonuç olarak; Osmanlı Devletine karşı baş kaldıran İskender Bey Papa’nın büyük desteğini almıştır. Yaptığı savaşlarda 13 defa başarı göstermiştir. Bu başarılardan üçünü bizzat Padişahların da katıldığı Kruja şehrini savunurken kazanmıştır (1450’de II. Murat, 1466 ve 1467’de; Fatih Sultan Mehmet). Papa Calixtus III (1455-1458) başarılarından dolayı George Castriotta (İskender Bey)’e “Athleta Christi“ ünvanı vermiştir.162

İskender Bey’in 25 yıllık mücadelesi sonucu Osmanlıların Avrupa’ya girmesini önledikleri birçok Avrupalı tarafından kabul görülmekte ve bu yüzden İskender Bey günümüzde de aynı düşünce tarafından öne çıkarılmaktadır.163

17 Ocak 1468’de İskenderbey ölür. 1478 yılında Kruja, bir yıl sonra İşkodra, 1501 yılında Draç Türklerin eline geçer.164

159 Halil İnalcık, a.g.m., s.169; George E. Beilmann, a.g.e., s. 17. 160 Halil İnalcık, a.g.m., s.169.

161 Barbara Jevavich, a.g.e., s. 37-38. 162 Robert Elsie, a.g.e., s. 4.

1468 yılında İskender Bey’in ölümü üzerine Osmanlılar, Arnavutluk’un alınması için yeniden mücadeleye başlamışlar ve sonucunda üç ayrı kuşatma ile İşkodra kalesini zapt etmişlerdir. 1479 yılında İşkodra’nın alınmasıyla birlikte Arnavutluk’un fethi tamamlanmıştır. 1501’de; Durres Türklerin eline geçmiştir.165

Akıncı birlikleri ile başlayan Osmanlı etkisi 1517 tarihine kadar devam etti. Bu tarihten itibaren de Arnavutluk’un tamamı 1912 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğunun himayesi altında kaldı.166

Türklere karşı en uzun direnenler Arnavutlar olmakla birlikte, Türklerden 1913 yılında en son ayrılanlar da Arnavutlar olmuştur. Arnavutlar, Balkanlarda ve Anadolu’da Osmanlı’nın güvenilir jandarması rolünü oynamışlardır.167

Osmanlıların Arnavutlara çok önem verdikleri bir gerçektir. Bu kapsamda; Saltanatın en büyük işlevini gören Sadrazam atamasında Arnavutlar ilk sırayı almışlardır. Bu çerçevede; genel olarak Osmanlı Sadrazamlarına bakılınca; 215 sadrazamdan 62’si; yani %30’u Balkan kökenli idi. Bunların dağılımları ise 33 Arnavut, 12 Boşnak, 1 Hersekli, 1 Dalmaçyalı, 1 Rum, 5 Hırvat, 1 Bulgar, 1 Pomak, 1 Sırp’tır.168

Liste incelendiğinde Osmanlı’nın en fazla Arnavutlara sadrazamlık payesi verdiği görülmektedir.

Bununla birlikte Balkan Savaşı’nda (1912-1913) Kumonova Muharebesi’nde Arnavutların cepheyi bırakarak düşman tarafına geçtiğine dair o zamanın Türk komutanlarının beyanı olmuş ve Balkan Harbi’nin kayıp edilme nedenleri arasında Kumonova Savaşı’nın söz konusu Arnavut cepheyi geri bırakmasının etken olduğu belirtilmektedir. Bu konuda Arnavutların kendileri ise anılan iddiayı reddederler. Bu cümleden kendisi bir Arnavut olan Avlonyalı Cemalettin Paşa şunları söylemektedir: ”Arnavutlar, hiçbir zaman Türk askerinin ne önünden ne de arkasından silah atmıştır. Bazı kumandanların savaşlardaki başarısızlıklarını Arnavutların bize ihaneti olarak göstermeleri, kendilerini kurtarmak için atılmış bir ümitsiz gayretten başka bir şey değildir” demiştir.169

Arnavutları Osmanlı hâkimiyetine girmesi çok hayırlı olmuştur. Bu hayırlı netice, Türklük için olduğu kadar Arnavutlar içinde kıymetlidir. Zira Arnavutlar,

164 Peter Bartl, a.g.e., s. 22-23.

165 Robert Elsie, a.g.e., s. XXIII-XXIV. 166 Tayfun Atmaca, a.g.e., s. 26. 167 Yusuf Küpeli, a.g.e., s. 23. 168 Halil Akman, a.g.e., s. 4.

Osmanlı hâkimiyetine girmeyip de Müslüman olmasalardı, bugün belki Balkanlarda bir Arnavut milleti görülmeyecekti. Bu güzel netice, daha ziyade Türklerin eseridir.170