• Sonuç bulunamadı

Enver Hoca İdeolojisinde Josef Stalin’in Rolü

III. TARİH İÇERİSİNDE ARNAVUTLUK

III.6. İkinci Dünya Savaşı Dönemi Arnavutluk (1939 1945)

2.1. Enver Hoca’nın Diktatörsel Yönetimi (1945-1985)

2.1.1. Enver Hoca’nın Diktatörsel Yönetimi ve İdeolojisi

2.1.1.11. Enver Hoca İdeolojisinde Josef Stalin’in Rolü

Arnavutluk Devlet Başkanı Enver Hoca, Arnavutluk’ta iktidarda kaldığı 40 yıl boyunca her zaman Marksist-Leninist İdeolojisinin en ateşli savunucusu olmuş ve söz konusu ideolojiyi yaptığı her söylemde ve eylemde ispatlamıştır. Enver Hoca’nın anılan ideolojiyi benimserken en çok etkilendiği insan ise Sovyet Rusya Lideri Josef Stalin olmuştur.

Arnavut lider, Josef Stalin’i Arnavut halkının sadık dostu, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadele veren tüm ezilmiş dünya halklarının lideri olarak görmüştür. Viladimir İliç, Lenin’in ölümünden sonra, Josef Stalin’in Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin savunulması ve zaferi için otuz yıl boyunca mücadeleyi yönettiği ve Marks, Engels ve Lenin’in düşüncelerini geliştirdiği ve uygulamaları ile Marksizm-Leninizm’in büyük klasikleri arasına girdiğine inanmıştır. Özellikle Josef

124 Enver Hoca, Emperyalizm ve Devrim, (Çeviren: M.Murat), s. 120.

Stalin; göze batan yeteneği ve açık görüşlülüğü ile Enver Hoca’nın gözünde daha da büyümüştür.126

Enver Hoca Arnavutluk’u 40 yıl baskı ve terörle yönetmiştir.127

Enver Hoca, Josef Stalin128’den daha fazla Stalinci idi. Doğu Avrupa’nın birçok ülkesinde Stalin’in resimleri, heykelleri kaldırıldığı halde Arnavutluk’ta Enver Hoca’nın 1985’te ölümüne kadar kalmıştır. Çünkü Josef Stalin, Arnavutluk’ta Marx, Engels ve Lenin’den sonra gelen insandı. Arnavutluk’ta komünist idarenin sonuna kadar adeta tabu gibi kalmış, büst ve heykelleri hiç eksik olmamıştır. Hatta bir şehre ismi bile verilmiştir.129

Türkiye’nin Arnavutluk Tiran Büyükelçisi Bilal Şimşir yazmış olduğu kitapta; Arnavutluk’un yeryüzünde Stalinci ülkelerin son örneği olduğunu ve bunu ülkenin birçok yerinde Stalin heykellerini dikerek açıkça gösterdiğini belirttikten sonra O’nu Stalin’in manevi evladı olarak görmektedir. Yazar aynı zamanda O’dan sonra gelen liderlerin de O’nun izini takip ettiğini ifade etmektedir.130

Bu düşünce tarzı Enver Hoca’nın tüm yaşamı boyunca hâkim olmuştur. Komünizmi kendi anlayışına göre yorumlamaktan ziyade Marksist-Leninist düşünceyi olduğu gibi alıp bu düşüncenin en güçlü savunucusu olmayı, gerçek komünizm olarak görmesidir. Dünyadaki komünist liderler arasında yalnızca Enver Hoca Marksist- Leninist düşünceye bu derecede sadık kalmak isteyen lider olmuştur.

İki lider arasında yapılan tüm görüşmelerde Josef Stalin’in Enver Hoca’ya karşı şahsen gösterdiği sıcak ilginin yanında Arnavutluk’un bir komünist ülke olarak kendi kendine yeterli olma yolunda attığı her adımı imkânlar ölçüsünde desteklediği ve vermiş olduğu öğütlerle de gerek Arnavut liderin kendisine gerekse Arnavut halkına hedef gösterdiği tespit edilmiştir. Arnavutluk’un gerek iç ve gerekse dış sorunlarının tüm detayları ile tartışıldığı bu toplantılarda Enver Hoca Stalin’i efsanevi bir insan ve akıl

126 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, , Ankara, 1988, s. 5-6. 127

McGOWAN James C., “Martyr For a Forgotten Country”, America , (March 2),1991, s. 236-237.

128 STALIN: Joseph Vissarionovich Dzhugashvili: 21 Aralık 1879’da Gürcistan’ın Gori şehrinde

doğmuştur. Stalin 1924’de Yenin’in ölümünden sonra Sovyetler Birliği’nin başına geçti ve 1953 yılana kadar, 29 yıl süreyle, iktidarda kaldı. Stalin döneminde, Sovyetler Birliği, bürokratik işleyişini ve parti mekanizmasını oluşturdu, ideolojisini şekillendirdi, sanayileşti. İkinci Dünya Savaşı’na girdi ve galip çıktı. Sürgünler, kıyımlar, infazlar, kamplar, açlık yaşandı. Milyonlarca insan öldü. Stalin dönemi; Sovyet kimliğinin yaratıldığı, bu kimliğin yaşandığı ve kurumsallaştığı bir dönem olmuştur.(Bkz. Emine Gürsüy-Naskali Liaisan Şahin, Stalin ve Türk Dünyası, İstanbul, 2007, s. 7.)

129

Robert Elsie, a.g.e., s. 401-402; McGOWAN James C. McGowan, “Martyr For a Forgotten Country”

America March 2,1991, s. 236.

130 Bilal N. Şimşir, Türkiye –Arnavutluk İlişkileri Büyükelçilik Anıları (1985-1988) , Avrasya Stratejik

hocası olarak görmüş ve O’nun kendisine karşı ılımlı yaklaşımı ile yardımlarının sürekliliğini ülkesinde Stalin hayranı yaratmak için kullanmıştır.

Enver Hoca Temmuz 1947 ile Nisan 1951 yılları arası Josef Stalin ile beş kez Moskova’da yüz yüze görüşmüştür.131

Enver Hoca’nın Josef Stalin ile ilk görüşmesi; 14 Temmuz 1947’de; Halk Cumhuriyeti hükümetinin ve Arnavutluk Komünist Partisi’nin ilk resmi delegasyonunun başında Sovyetler Birliğine (Moskova’ya) bir dostluk ziyareti esnasında gerçekleşmiştir. Bu görüşmede; Josef Stalin’i yakından şahsen tanımanın yanı sıra Arnavutluk’a İtalyan ve Alman işgali sırasında Rusya’nın yapmış olduğu destek ile Arnavutluk’a Sovyet Rusya tarafından yapılan ve yapılması planlanan yardımlar görüşülmüştür. Ayrıca söz konusu görüşmede; Enver Hoca Stalin’in çok yakın davrandığını, sanki uzun yıllar tanıyormuş gibi hareket ettiğini, sakin, soğukkanlı davranarak sıcak bir ortam yaratarak kendisini rahatlattığını daha sonra yazdığı anılarında bahsetmiştir.132

23 Temmuz 1947’de; Kremlin’de akşam yemeği vermiştir. Çok sıcak ve samimi geçen yemekte Enver Hoca Stalin’e İngiltere’nin Korfu Kanalında meydana gelen kazayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine götürmelerini ve bunun Uluslararası Adalet Mahkemesince araştırıldığını söylemiştir. 133

Bu ilk görüşmede; özellikle Sazan Adası, Vlore ve Durres bölgelerinin güçlendirilmesi konusunda verilecek silahların Arnavutlar tarafından kullanılması için ihtiyaç duyulan miktarda Arnavut’un Sovyet Rusya’da eğitim görmeleri konusu da kararlaştırılmıştır.134

Görüşmenin bir bölümünde ise Arnavutluk ekonomisi gündeme getirilmiş ve Arnavutluk’un ekonomik açıdan ihtiyaç duyacağı tüm yardımların Sovyet Rusya tarafından karşılanması sözü Josef Stalin tarafından verilmiştir. Yardımların düzenlenmesi ve eğitim maksadıyla Arnavutluk’a Sovyet uzmanların gelmesi de kararlaştırılmıştır.135

İkinci görüşme ise 21 Mart-11Nisan 1949 tarihinde yine Moskova’da gerçekleşmiştir. Bu görüşmede; Enver Hoca Arnavutluk’un Yugoslavya ile olan ilişkilerini ve Yugoslavların Arnavutluk’u egemenliği altına alma girişimleri konusunu

131 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, Ankara, 1988, s. 3.

132 Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 198-199.

133

Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 206.

134 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 41. 135 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 50-51.

dile getirmiştir. Ayrıca Josef Stalin’in Arnavutluk’un kalkınması için demiryollarının açılması, sosyalist endüstri sektörünün yaratılması ve üniversitelerin kurulması ile gelecek kadroların yetiştirilmesini hedef gösterdiği görülmüştür. 136

Enver Hoca görüşme sonunda yapmış olduğu açıklamada; Rusya’nın acil olarak yardım yapacağının garantisini aldığını ifade etmiştir. Sovyet Rusya başta petrol üretimi, demiryolu yapımı olmak üzere yiyecek ve tüketim maddeleri garantisi de vermiştir.137Ayrıca; Arnavutluk’un Fransa, Amerika ve Yunanistan ile olan ilişkileri de

görüşülmüştür.138

Enver Hoca Stalin ile üçüncü görüşmesini yapmak üzere yanında Mehmet Şehu olmak üzere 23 Kasım 1949’da; Tiran’dan Moskova’ya hareket etmiştir. Söz konusu yolculuk için Enver Hoca önce Macaristan Budapeşte’ye giderek Macar Komünist Parti Lideri Matyas Rakosi ile görüşmüştür. Enver Hoca daha sonra da Kiev/Ukrayna’da sıcak karşılanmıştır. Enver Hoca ve Josef Stalin Gürcüistan’ın Sukhumi kentinde bir araya gelmişlerdir.139

Enver Hoca ile Stalin arasındaki üçüncü görüşme yine Moskova’da; 23 Kasım 1949 tarihinde gerçekleşmiştir.

Söz konusu görüşme konuları arasında; önceliği Arnavutluk-Yunanistan ilişkileri ile Kosova ve Yugoslavya’daki Arnavut nüfus teşkil etmiştir. Josef Stalin’in gerek Yunanistan’a ve gerekse Yugoslavya’ya karşı tutumu hep bir denge politikası çizgisinde olmuştur. Yugoslavya’nın Arnavutluk’u yıkma girişimine dahi temkinli davrandığı görülmüştür. Bu görüşmede de Stalin, Arnavutluk’un ekonomik gelişmesi ile yakından ilgilenmiş ve birtakım öğütler vermiştir.140

Josef Stalin ve Enver Hoca arasında yapılan dördüncü görüşme ise yine Moskova’da 9 Ocak 1950 tarihinde gerçekleşmiştir. Enver Hoca ve Mehmet Şehu Moskova’dan Tiran’a dönüşünden çok kısa bir zaman sonra tekrar Yunanistan Komünist Parti lideri ile görüşmek ve Yunan sivil savaşının oluşumunu kapsayan

136

Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 68-69; Owen Pearson, Albania as Dictatorship and

Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-1998), s. 340-341.

137 Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 340-341.

138

Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 76-77.

139 Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 386.

anlaşmazlıkların çözümü için Stalin’le görüşmek maksadıyla Moskova’ya gitmiştir. Söz konusu toplantı Kremlin de ki Stalin’in çalışma odasında gerçekleşmiştir.141

Bu görüşmenin esasını Arnavutluk-Yunanistan arasında meydana gelen ve ağırlıklı olarak Yunanistan’ın Vorio- Epire bölgesi üzerinde hak iddia etmesini kapsayan konular oluşturmuştur. Josef Stalin her iki ülkeye uzlaşmacı bir davranışla yaklaşmıştır.142

İki lider arasında yapılan son görüşme 2 Nisan 1951’de; her zaman olduğu gibi yine Moskova’da gerçekleşmiştir. Bu son görüşmede liderlere Molotof, Malenkov, Beria ve Bulganin gibi Sovyet Komünist Partisi’nin önde gelen şahısları da iştirak etmiştir. Anılan toplantıda; Arnavutluk’un iç sorunları ile ekonomik, tarım gibi konuların yanı sıra uluslar arası durumun değerlendirilmesi de görüşülmüştür.143

Josef Stalin bahse konu toplantıda Arnavutluk’un tarıma daha fazla önem vermesini özellikle vurgulamış ve tarım olmadan endüstrinin geliştirilemeyeceğini beyan etmiştir görüşmüştür.144

27 Ekim 1952’de; Enver Hoca Moskova’ya 6’ıncı ziyaretini Arnavutluk İşçi Parti Başkanı olarak Sovyetler Birliği Komünist Partisi XIX. Toplantısına katılmak için yapmıştır. Ancak bu süre içinde Josef Stalin ile görüşme yapmamıştır. Josef Stalin son günlerde Arnavutluk ile olan ilişkilerin memnuniyetsiziliğini göstermek için söz konusu görüşmenin yapılmadığı kıymetlendirilmiştir. Josef Stalin ayrıca Tiran’da ki orta elçisi Dimitriy Shuvakin’i geri çekmiş ve bir daha göndermemiştir.145

Enver Hoca Josef Stalin’i her yönüyle kendine örnek almıştır. Josef Stalin’e katil ve terörist diyenlere karşı O’nu şiddetle savunmaktadır. Enver Hoca; Josef Stalin’in sosyalist devrimi korumak için devrime düşman olanları halk mahkemelerinde yargıladıktan sonra infaz ettirdiğini ve bunun devrimin geleceği için önemli olduğunu ifade etmiştir. Hoca bu yaklaşımı Arnavutluk’ta diktatörsel yönetime karşı gelen her anlayışa ve kişiye karşı uygulamış ve sıkça kendine karşı gelen insanları devrimin

141

Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 395.

142 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, Ankara, 1988, s. 133.

143 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 134-135; Owen Pearson, Albania as Dictatorship and

Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-1998), s. 423-424.

144 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 143.

145 Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

düşmanı, vatan haini, düşmanla işbirliği yapan ajan muamelesi ile en ağır cezanın verilmesine imkân verecek duruma düşürmüştür.146

Haziran 1953’te Josef Stalin’in ölümünden üç ay sonra Enver Hoca, askeri malzemeler temin etmek maksadıyla yardım talebinde bulunmak üzere Moskova’ya gitmiştir.147

Arnavutluk 1990’lı yılların sonuna kadar Stalinizme148

bağlanmıştır.149 Arnavutluk’ta güçlü bir komünist partisine sahip olmanın, Marksizm-Leninizm’e daima sadık kalmanın, tarımın kollektifleştirilmesininin, işçi sınıfı ile köylülerin bir araya gelmesinin ve özet olarak Arnavutluk’ta sosyalizmin kurulmasında ve ülkenin kurtuluşunda Stalin’in payının büyük olduğu ve O’nun yol gösterici olduğu kanaatine varılmıştır.150

Neticede Enver Hoca ’nın Marks, Engels, Lenin ve Stalin’e bakış açısı şu şekilde olmuştur: Marks ve Engels’in,; bilimsel sosyalizmin ve devrimin proleter bilimini yarattığını, Birinci Enternasyonal adıyla tanınan Uluslararası İşçiler Birliği’ni kurduklarını ve bu ilk uluslararası işçi örgütünün temel ilkeleri, oluşturulan Manifestosunda belirtiklerini açıklamıştır.

Enver Hoca tam bir Stalin hayranı olmuştur. O’nun ölümünden sonra bile hiçbir ortamda Josef Stalin aleyhtarı konuşma yapılmasına ve düşüncelerde bulunulmasına kayıtsız kalmamış ve tepkisini göstermiştir. Bu kapsamda; 24 Haziran 1966 tarihinde; Arnavutluk’u ziyaret eden Çinli Çu En–lay ile yapmış olduğu konuşmada: “Stalin

146 Enver Hoca, Twenty Years Of New Socialist Albania”, s. 48. 147

Owen Pearson, Albania as Dictatorship and Democracy, From Isolation to the Kosovo War(1946-

1998), s. 458.

148 Stalin: Gerçek adı Yosif Vissarionoviç Cugaşvili’dir. “Çelik adam” anlamına gelen Stalin, takma

adıdır. Stalin(1879-1953) Gürcistan’da Gori kasabasında bir kunduracının oğlu olarak dünyaya geldi.1898’de Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi üyesi oldu, daha sonra Bolşevik hareketinin içinde ve Lenin’in yanında yer aldı. Çarlık rejiminin devrilmesi üzerine Petersburg’a giden Stalin, 1917 yılındaki olaylarda ve Ekim İhtilalinde önemli rol oynadı. 1922’de Komünist partinin Merkez Komitesinin Genel Sekreteri görevine getirildi. Lenin’in ölümünü takiben bütün siyasi rakiplerini bertaraf etti ve 1927’den sonra ülkeyi mutlak söz sahibi olarak yönetmeye başladı. Stalin, Lenin’in fikirlerini 1924’te yayımlanan“Leninizm İlkeleri” eseriyle sistemleştirdi ve böylece Marksizm- Leninzim adıyla bilinen teoriyi uygulamaya koydu. II. Dünya Savaşı sonunda Stalin, Avrupa’a nüfuz alanlarının paylaşımında etkin rol oynadı ve Doğu Avrupa’da Sovyet egemenliğini yerleştirmede başarılı oldu. Stalin, 5 Mart 1953’te öldü. (Bkz. Emine Gürsoy-Naskali Liaisan Şahin, a.g.e., s. 349.)

Stalinizm: Özel mülkiyetin ve serbest ticaretin ortadan kaldırılması, tarım sektörünün kolektifleştirilmesi,

planlı devlet ekonomisi ve hızlandırılmış endüstrileşme, “sömürücü” olarak damgalanan varlıklı sınıfların kitlesel sürgün, hapse atma, kurşuna dizme gibi yöntemlerle ortadan kaldırılması, düşman olduğu ileri sürülenkişilere karşı yürütülen büyük ölçekli siyasi terör, Stalin’i tanrılaştıran kült ve Stalin’in ülke üzerinde hemen hemen mutlak olan hâkimiyetidir. (Bkz. Emine Gürsoy-Naskali Liaisan Şahin, a.g.e., s. 17.)

149 Paulin Kola, The Search for Greater Albania, s. 126. 150 Enver Hoca, Enver Hoca Stalin’i Anlatıyor, s. 28-29.

Marksist-Leninist ilkesel tutuma, büyük cesarete, soğukkanlılığa ve Marksist bir devrimcinin olgunluğu ve öngörülüğüne sahip bir Marksist-Leninist idi” demiştir.151

Sonuç olarak; Enver Hoca Josef Stalin’in kurduğu rejimi daima kendine örnek almıştır. Bu rejimde totaliterlik olgusu esas alınmıştır. Totaliter kavramı, aslında Amerikan siyaset bilimi uzmanlarının 20.yüzyılda diktatör rejimlerini (Stalin, Hitler, Mussolini rejimleri) anlatmak için geliştirilen bir terim olarak kabul edilmiştir.

Enver Hoca’da ülkeyi söz konusu totaliter rejimle yönetmiştir. Bu rejimle hoca kendi diktatörlüğünü aşağıdaki vasıflarla doldurmuştu: Herkesin uyması beklenen bir ideoloji, hiyerarşik düzeni olan kitlesel bir parti ve bu partinin başında bütün devlet mekanizmasını tek elden yöneten bir adam, polis kontrolü, iletişim araçlarına devlet tekeli, silahlara ve silah teknolojisine devlet tekeli, devlet tarafından yönetilen ekonomi olarak belirtilebilir. Bu Stalin’in totaliter rejiminin aynısıdır.152