• Sonuç bulunamadı

III. TARİH İÇERİSİNDE ARNAVUTLUK

III.3. Bağımsızlık Döneminde Arnavutluk

Osmanlı hâkimiyeti altında Arnavutların dönem dönem Osmanlı yönetimine karşı ayaklandıkları olmuştur. Ancak bu ayaklanmalar, ortak bir siyasal hedefin gerçekleştirilmesine yönelik bir hareket olma özelliği taşımamış ya da böyle bir özellik kazanamamıştır.171

Tanzimat dönemi boyunca birisi yönetimin merkezileştirilmesi uygulamalarına karşı yerel geleneksel ayaklanmalar biçiminde, diğeri ise aydınlar liderliğindeki kültürel hareketler şeklinde ortaya çıkan Arnavut tepkisi, 1878 yılında Prizren Birliği’nin kurulması ile somut siyasal bir programa dönüşmüştür.172

10 Temmuz 1878’de Prizren’de toplanan Prizren Birliği İskender Bey’den sonra Arnavutluk’un ilk defa millet olma deneyimi ve devlet kurma girişimidir.173

Berlin Antlaşması’nda öngörülen Arnavutluk ıslahatının kesinlikle Müslüman Arnavutların aleyhine olduğu ve ıslahatın uygulanması durumunda bölgelerinde azınlık durumuna düşecekleri, Bulgaristan’ın bir “Makedonya Meselesi” çıkarma peşinde olduğundan Selanik, Manastır ve Kosova’ya silahlı çeteler gönderdiği belirtilmiştir. Ayrıca; Arnavutların bulunduğu bölgelerin muhafazasındaki en önemli çarenin, Arnavutların yaşadığı vilayet ve sancakların tek bir vilayet çatısı altında birleştirilip başına ehliyetli bir valinin tayin edilmesi olduğu, bu yapılmadığı takdirde Arnavutluk’un kısa bir süre içerisinde elden çıkabileceği ve sonrasında ise Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki varlığının tamamen sona ereceği de ifade edilmiştir.174

Prizren Arnavut Birliği; 1877-1878 Osmanlı–Rus Savaşı sonunda, Arnavut ve Türk halklarıyla meskûn o zamanki Kosova, İşkodra, Manastır ve Yanya illerini kimi önemli, hayati ve stratejik değeri büyük yer ve yörelerin Bulgarlara, Sırplara, Karadağlılara ve Yunanlılara peşkeş çekmek isteyen 3 Mart 1877 günlü Ayastafenos Antlaşması ile 13 Haziran-13 Temmuz 1878 tarihlerinde toplanan Berlin Kongresi

170 Fahrettin Öztoprak, ” Arnavutlar ve Müslümanlık; Keza Hıristiyanlık” , Türk Dünyası Dergisi, İstanbul, (Mart) 1993, Sayı: 75, s. 55.

171 Nuray Bozbora, “Arnavut Milliyetçiliğinin Doğuşu, Gelişimi ve Günümüze Etkileri”, Avrasya

Dosyası Cilt 14, Sayı 1, Ankara, 2008, s. 113.

172 Nuray Bozbora,a.g.m., s. 117.

173 Paulin Kola, The Search for Greater Albania, London, 2003, s.10.

174 Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kosova Vilayeti, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivler Genel Md. lüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayını Nu.87, İstanbul, 2007, s. 31.

kararlarını uygulatmamak maksadıyla; 21 Nisan 1878’de kurulup 1881 yılı sonuna kadar devam eden siyasal, askeri, ulusal, kültürel, idari, ekonomik ve yasal bir örgüttür.175

Prizren Birliği’nin kurulmasına yol açacak gelişmeler esasen 1875-1876 yıllarında henüz birer Osmanlı toprağı olan Bosna-Hersek ve Bulgaristan’da patlak veren ayaklanmalarla başlamıştır. Bu ayaklanmalar bölge devletlerinin (bağımsız Yunanistan, özerk Sırbistan ile Karadağ) yanı sıra, Batılı devletler ile Rusya’nın bölge üzerindeki çatışan çıkarlarını karşı karşıya getirecektir. Bunlar, Sırbistan’ın ‘’Büyük Sırbistan’’ hayâli, Avusturya’nın’’Bosna-Hersek’e yerleşme’’ planı, İtalya ve Fransa’nın ‘’Yugoslavya Devleti’’ hayali ve Rusya’nın bölgeye yönelik ‘’ Panslavist’’ emelleri idi. Nitekim bu ayaklanmaların Osmanlı Devleti ile Rusya’yı bir savaşın eşiğine getirmiş olması tesadüf değildi.176

Birliğin paşalar, beyler, Müslüman din adamlarından oluşan muhafazakâr üyeleri bu harekete Arnavut olmayan bütün Müslüman Balkan unsurlarını da kapsayan İslami bir karakter kazandırılmasından yana olurken, Abdül Frasheri liderliğindeki milliyetçi kesim, din ayrımı gözetmeksizin bütün Arnavutların yer aldığı milliyetçi bir karakter kazandırılmasını istemiştir. İçerdeki fikir ayrılığından doğan bu zafiyet, özellikle bu Birliğin milliyetçi bir hareket dönüşmesini istemeyen Sultan II. Abdülhamit tarafından iyi kullanılmış ve bu amaçlı Birlik içinde muhafazakâr üyeleri her anlamda desteklemiştir. Buna karşın Abdül Frasheri ise milliyetçi fikirlere daha yatkın olan Bektaşi tekkelerinin desteğini alarak, Prizren Birliği’ne milliyetçi bir kimlik kazandırma çabalarını sürdürmüştür.177

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Rusya karşısında yenilgiden sonra, sadece devletin Hıristiyan uyrukları arasında değil, Müslüman cemaatlerinde de kendi geleceğini belirleme endişeleri başlamıştı. Bunların başında gelen Araplarla Arnavutların, bağımsızlık arama sürecinde başvurdukları stratejilerin benzer ve karşıt özellikleri vardır. Benzerlik, iki tarafa da “Osmanlı Federalistleri” adı verilen düşünür gruplarının varlığıdır. Bunlar, Osmanlı içinde özerklik kazanarak kalmayı yeğleyenlerdir. Böylece sömürgeci devletlerin egemenliği altına düşme tehlikesini bertaraf etmeyi tasarlıyor, dış tehlike atlatıldıktan ve kendi kendilerini yönetecek

175 Necip P. Alpan, Prizren Birliği ve Arnavutlar, Ankara, 1978, s. 3. 176 Robert Elsie, a.g.e., s. 87.

kadroları hazır olduktan sonra, bağımsızlığı düşünüyorlardı. Aradaki fark ise, tehlike saydıkları dış güçlerin niteliğindedir.

Berlin Kongresinden üç gün önce 10 Haziran 1878’de; 300 Arnavut ileri gelenin katılımı178

ile kurulan Prizren Birliği Balkanlardaki toprak paylaşımına karşı ortak bir Arnavut direnişinin başlangıcı olmuştur. İşgale karşı ortak silahlı mücadeleyi benimseyen ve bunu karara bağlayan Birlik üyeleri, bu kararlarını Berlin Kongresine katılacak büyük devlet temsilcilerine ”her türlü işgale ve asimilasyona karşı Arnavut milleti olarak ortak mücadele vereceklerini” bildiren muhtıralar göndermek suretiyle bildirmişler ve yabancı devletlerin kararlarını bu yolla etkilemeye çalışmışlardır. Ama Arnavutların talepleri dikkate alınmamıştı.179

Osmanlı-Rus savaşını bitiren Ayastafenos Anlaşması Osmanlı devletinin Arnavut yerleşimli Balkan topraklarında; Balkan milliyetçiliğinin çıkarları doğrultusunda yeni paylaşımlar getirmiştir. Bu paylaşıma karşı Arnavutların ortak tepkisi ve örgütlü direnişin ifadesi olan Prizren Birliği180; aynı zamanda Arnavutların

Osmanlı hâkimiyeti altında tek bir vilayet içinde özerkliğini savunan siyasi bir program da izlemiştir. Öte yandan bu hareket için bir Arnavut milli bilincinin yaratılmasında başvurulabilecek tek ortak referans noktasının dil birliği olması, Arnavut milliyetçiliğinin gelişimine neden olmuştur. Bu açıdan Arnavut dili ve alfabesi üzerinde yapılan çalışmalar, Arnavutluk milli bilincinin oluşturulması ve milliyetçi hareketin geliştirilmesi sürecinde önemli bir siyasal işleve sahip olmuştur.181

Aniden ve kendiliğinden ortaya çıkan Prizren Birliği182, Arnavutluk ulusçu

hareketi içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Birlik ilk zamanlarda Sünni Müslümanlardan ve yerel kabile liderlerinden oluşan muhafazakârların etkisinde kalmakla birlikte, zaman içerisinde özerk bir Arnavutluk’un kurulması amacına yönelik bir nitelik kazanmıştır.183

178 Necip P. Alpan, a.g.e., s.15.

179 Osman Karatay-Bilgehan A. Gökdağ, Balkanlar El Kitabı Cilt I, s. 261; Gökhan S., a.g.e., s. 28: Banu İşlet Sönmez, II. Meşrutiyette Arnavut Muhalefeti, İstanbul, 2007, s. 52; Necip P. Alpan a.g.e., s. 3.

180 PRİZREN BİRLİĞİ: Berlin Antlaşmasından üç gün önce, 10 Haziran 1878’de; Prizren’de bir camide çeşitli şehirlerden üç yüz delege toplanmış, vatanları hakkındaki kaygıları dile getirmişlerdir. On altı maddelik bir kararnameyi kaleme alıp İstanbul’a gönderen Prizren Biriliği devlet, millet ve vatan için gerektiğinde kanlarını dökeceklerine dair Arnavut Yemini (Besa) etmişlerdir. (Avlonyalı Süreyya Bey, Osmanlı Sonrası Arnavutluk (1912-1920), İstanbul, 2009, s. 23.

181 Osman Karatay Bilgehan A. Gökdağ, Balkanlar El Kitabı Cilt I, s. 568-569.

182 Avlonyalı Ekrem Bey, Osmanlı Arnavutluk’undan Anılar(1885-1912), İstanbul, 2006, s. 163-165.

Prizren Birliği kuzeyde Sırbistan’ın güneyde ise Yunanistan’ın Arnavutların yaşadıkları bölgelere yönelttikleri tehdide karşı savaşmak için kurulmuştu.184

Kurulan Prizren Birliğinin amaçlarını siyasi ve kültürel olarak ikiye ayırabiliriz. Siyasi olarak hedeflenen şey, dağınık Arnavut bölgelerinin birleştirilmesi, kültürel amaç da Arnavut dilini, kültürünü, eğitimini ve kitaplarını geliştirmek idi. “Büyük Arnavutluk” fikrinin temelleri de Prizren Birliğinin kurulmasıyla atılmıştır.185

Bir başka deyişle; Prizren Ligi Arnavutluk’un gerek Osmanlı’ya karşı ve gerekse Arnavutluk’un kendi komşularına karşı sürdüreceği bağımsızlık mücadelesinin bir başlangıcı olmuştur.186

Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit başlangıçta bu birliğe çok yardımda bulunmuş, ancak Rumeli kısmen kurtulduktan sonra, 1881 yılında Prizren Birliği dağıtılmıştır. Prizren Birliğinin hedefi Karadağ, Sırplara Arnavut topraklarını verilmesini önlemek ve Osmanlı Devletinden özerklik elde etmekti.187

Ancak Büyük Güçler Arnavutluk topraklarını komşu ülkelere vermeyi planlıyorlardı. Bu lig ile Arnavutlar topraklarını Sırp ve Karadağlılar arasında paylaşılmalarının önüne geçti ama birleşik bir Arnavutluk’u Osmanlı çatısı altında kurmayı sağlayamadı. Prizren Ligi idare ve kültürel özerklik konusundaki girişimlerinde başarısız oldu. Osmanlı Devleti söz konusu Lig’i 1881 yılında dağıttı ve liderlerini hapis veya ölüm cezası ile cezalandırdı.188

1881’de; Prizren Birliği kendisini ’’Geçici Arnavut Hükümeti‘’ ilan etmesi durumunda Yunanistan ile sınır sorunu henüz çözülmediğinden dolayı direkt müdahale etmemiş, sorun çözülünce ise bu sefer II. Abdülhamit Prizren Birliğini ordu gücü kullanarak ortadan kaldırmıştır.189

Prizren Birliğinin kapatılması sonrasında, 1890’lı yıllarda Makedonya’da gelişen Bulgarcılık, Yunancılık ve Sırpçılık gibi milliyetçi hareketlerin Arnavutlar arasında yarattığı endişeler, Prizren Birliğinin yeniden canlandırılması girişimlerine hız vermiştir.

Makedonya’da gerginliğin artması üzerine büyük devletlerin Berlin Kongresi kararlarında Makedonya için önerilen ancak II. Abdülhamit tarafından sürekli olarak ertelenen reformların yapılması konusundaki baskıları, önerilen reformların dışında

184 Hugh Poulton Hugh, Balkanlar –Çatışan Azınlıklar, Çatışan Devletler (Çeviren: Yavuz Alagon), İstanbul, 1993, s. 233.

185 Betül Turan, Geçmişten Günümüze Kosova Tarihi ve Türkiye-Kosova İlişkileri, Ankara, 2009, s. 24 186 Robert Elsie, a.g.e., s. 259.

187 Elez Biberaj, a.g.e., s. 12.

188 Elez Biberaj, a.g.e., s. 12; Robert Elsie,a.g.e., s. 6. 189 Nuray Bozbora, a.g.e, s. 119-120.

tutulmuş olan Arnavutlar arasındaki huzursuzluğu artırmıştır. Çünkü Arnavutlar da tıpkı II. Abdülhamit gibi, Girit örneği reformların Makedonya’nın önce özerkliği daha sonra da Doğu Rumeli örneğinde olduğu gibi Bulgaristan’a ilhakı (1885) ile sonuçlanacağı endişesi taşımışlardır. Böyle bir gelişmenin Arnavut topraklarının parçalanması anlamına geleceği düşüncesi belirmişti. Arnavutluk’un ulusal uyanışında ve bağımsızlığını kazanmasında Bektaşilerin önemli rolü olmuştur.190

Arnavutlar Prizren Birliğinin ardından gelişen siyasi olaylar sonucunda 1896- 1899 yılları arasında Peja Birliğini oluşturmuş ve özerklik konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Peja Birliği içerisinde de, Prizren Birliği sürecinde görülen özerklikçi ve muhafazakâr eğilimler ortaya çıkmıştır. Çoğunlulukla yerel beylerden oluşan muhafazakâr kesim İşkodra, Kosova, Manastır, Yanya ve Selanik vilayetlerinin tek bir vilayet olarak birleştirilmesini ve kültürel nitelikli, sınırlı reformlar uygulanmasını istemişlerdir. İlerici kesim ise daha radikal reformlar ve gerçek anlamda yönetsel özerklik talep etmişlerdir.

Birliğin özerklik mücadelesini yurtdışında yaşayan Arnavutlar da desteklemiş, İtalya, Romanya, Mısır ve Bulgaristan’daki Arnavut cemiyetleri, Arnavutluk kamuoyuna Abdülhamit’ten özerklik istemeleri doğrultusunda çağrıda bulunmuşlardır. Ancak Peja Birliği uzun ömürlü olmamış, bu kez Abdülhamit’in desteğini sağlayamayan Birlik, Arnavutların kendi aralarındaki fikir ayrılıklarının ve mevcut durum yanlısı büyük güçlerin olumsuz tavrının sonucunda aslında Prizren Birliğini canlandırmaya yönelik bir hareket olan Peja Birlik hareketi191

Abdülhamit tarafından dağıtılmış ve özerklik hareketi gelişememiştir.192

”Büyük Arnavutluk” fikrinin temelleri “Prizren Birliği”ne dayandırılmaktadır.193Prizren Birliğinin oluşturduğu farklı düşünme

kendisini İkinci Meşrutiyet İlanına kadar taşımıştır. Arnavut milliyetçiliğinin gerçek itici gücü 1908’den sonra gelmiştir.

Balkanlardaki çıkarlarını korumak açısından Arnavutlara ilgi duyan ve destek sağlayan devletler Avusturya-Macaristan ve İtalya olmuştur. Ancak İtalya’nın Trablusgarp harekâtının ardından İtalya ‘ya olan güvenini kaybeden Arnavut aydınlar, özerklik ve bağımsızlık konularında Avusturya’nın desteğini tercih etmişlerdi. Arnavut aydınlar, Avusturya-Macaristan hükümetinin temsilcileriyle yakın ilişkiler içerisinde

190 Albert Doja, a.g.m., s. 89. 191 Banu İşlet Sönmez, a.g.e., s. 61. 192 Banu İşlet Sönmez,a.g.e., s. 55-56.

olmuşlar ve Avusturya-Macaristan da Balkanlarda mevcut durumun korunması ilkesine bağlı kalmak koşuluyla Arnavutların kültürel hareketin ve ulusal gelişimine destek sağlamıştır.

Doğu Sorunu çerçevesinde Osmanlı İmparatorluğunun konumunu değerlendiren Arnavut aydınlar Arnavutluk’un geleceğinin yalnızca Arnavutların çabalarına değil, büyük güçlerin desteğine veya büyük güçler arasındaki rekabete de bağlı olduğunun farkında olarak büyük güçlerin ve özellikle Avusturya-Macaristan’ın desteğini kazanmak doğrultusunda girişimlerde bulunmuşlar, bu girişimlerde İsmail Kemal öncülük etmiştir.194

Genel isyan veya bağımsızlık konularında açık güvence vermekten kaçınmakla birlikte, Avusturya Hükümeti Osmanlı İmparatorluğunun Rumeli topraklarının kaybedilmesi durumda Arnavutların yaşadıkları bölgelerin bütünlüğünün sağlanması ve bağımsız bir Arnavut devletinin kurulmasını, Balkanlarda Slav yayılmacılığına karşı bir tedbir olarak kendi çıkarlarına uygun bulmuş ve desteklemiştir.195

Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devletinin Rumeli topraklarındaki çözülme, Arnavut aydınların öngörmüş oldukları gibi, Arnavutluk’u tehlikeli bir durumda bırakmıştır. Sırp ordularının İşkodra üzerine, Yunan ordunun Avlonya üzerine yürümeleri, Arnavut aydınların ani kararlar almalarını gerektirmiştir. Bu karar, Arnavutluk’un toprak bütünlüğünün korunmasının tek yolu olarak bağımsızlığın ilan edilmesi şeklinde gerçekleşmiştir.196

Bağımsızlık konusu Arnavut aydınlar gündemine Balkan Savaşının başlamasıyla birlikte girmiştir. Hatta savaşın başlangıcında, aydınlar arasında yaygın olan ve Arnavutların güvenliğinin en iyi şekilde Osmanlı imparatorluğu çerçevesinde sağlanacağını öngören görüş ve geçerliliğini korumuştur. Ancak Osmanlı Devletinin kısa bir süre içinde yenilgiye uğraması, Arnavutların komşu devletlerin Arnavutluk topraklarına ve Arnavut ulusal varlığına yönelttikleri tehditle karşı karşıya bırakmış ve Arnavutluk’un bağımsızlığına giden süreci hızlandırarak erken bir bağımsızlık ilanına neden olmuştur.197

194 Banu İşlet Sönmez, a.g.e., s. 205. 195 Banu İşlet Sönmez, a.g.e., s. 223. 196 Banu İşlet Sönmez, a.g.e., s. 220. 197 Banu İşlet Sönmez, a.g.e., s. 223.

23 Haziran 1911 yılında; Arnavutluk’ta milliyetçi uyanışın en önemli aktörleri İsmail Kemal ve Elbasanlı Luigj Gurakuqi’dir.198

Bu dönemde yani Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki hâkimiyetinin son dönemi için büyük önem taşıyan hususlardan birisi de Sultan Reşad’ın Rumeli Gezisidir. 5 Haziran 1911’de İstanbul’dan hareketle başlayan bu gezi, Selanik, Üsküp, Priştina, Manastır hattını takip ettikten sonra 26 Haziran 1911’de İstanbul’da bitmiştir. Ancak gezi istenen faydayı sağlayamamıştır.199

Nihayet Balkan Savaşı meydana gelmiş ve bu savaşta Arnavutlar, Sırplar, Karadağlılar, Yunanlılar ve Bulgarların işgaline uğramıştır. Arnavutluk’un bağımsızlığını kazanmasında Prizren Birliğinin yanı sıra İsmail Kemal’in yapmış olduğu faaliyetler de önem kazanmaktadır.

Balkan Harbinde Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ’ın Arnavutluk topraklarını işgal ile Arnavutluk içlerine doğru ilerlemeleri, hem Arnavutları hem de bir kısım Büyük Devletleri Arnavutluk’un bağımsızlığı için harekete geçirmişti. Sırp–Yunan– Karadağ üçlüsünün kıskacında yok olma tehlikesi geçiren Arnavutların kendileri de Büyük Devletlerden yardım istediler. Rusya ve Fransa hariç diğer devletler onlara destek olmuşlardır.

İsmail Kemal200, Arnavutluk’un bağımsızlığı için çalışan başta gelen isimlerdendi.201 Nitekim Arnavutluk’un bağımsızlığı için çalışanların başında gelmiş , Arnavutların kurtuluş ümidini artırmaya çalışmıştı.

İsmail Kemal Bey, Balkan Harbi süresi içinde İstanbul’a gelmiş Sadrazam Kamil Paşa ile görüşmüş, meseleyi istişare etmiştir. Buradan ayrılarak Roma-Viyana-

198 Owen Pearson, Albania and King Zog, Independence, Republic and Monorchy 1908-1939, The Centre for Albanian Studies, London, 2004, s. 18-19.

199 Cezmi Eraslan, “II. Meşrutiyet Dönemi Osmanlı-Arnavutluk İlişkilerine Bir Bakış”, Balkanlarda

İslam Medeniyeti II. Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri/, (Tiran, Arnavutluk, 4-7 Aralık 2003),

İstanbul, 2006, s. 12.

200 İsmail Kemal Bey: Vlore’de yaşayan varlıklı bir Osmanlı Bey’in ailesinde yetişen İsmail Kemal liberal ve reformist siyasi görüşler yayan Janina Yunan kolejinde eğitim almış ve uzun yıllar boyunca Osmanlı sarayında önemli görevlere getirilmiş olan bir Geg Arnavut soylusuydu. Dışişlerinde tercüman olarak görev yapmıştır. Yanya ve Bulgaristan’da idari görevler yaparken bir yandan da iş hayatına atılmıştır. Bolu’ya vali olan İsmail Kemal bu görevi Gelibolu’da devam etmiştir. (1890) Beyrut valiliği yapmıştır. 1900’de İtalya, Fransa, Belçika ve İngiltere’ye gitmiştir. 1900 yılında sürgün edildiği Tripoli’de Arnavut diasporasının içerisinde yer almış ve orada “dini vatanseverlik” olan Arnavut milleti ülküsünü gerçekleştirmişti. (Bkz. Osman Karatay, Bilgehan A Gökdağ–Melahat PARS, Balkanlar El Kitabı–Çağdaş Balkanlar Cilt II, Çorum/Ankara, 2007,s. 315.) 1908 devrimiyle Berat temsilcisi olarak parlamentoya girmiştir. Avusturyalılar ile görüşmelerden sonra Durres’e gelmiş ve Vlora’ya geçerek 28 Kasım 1912’de Arnavutluk’un bağımsızlığını ilan etmiştir. (Bkz. Robert Elsie,a.g.e., s. 440-441; Avlonyalı Süreyya Bey, Osmanlı Sonrası Arnavutluk(1912-1920), İstanbul, 2009, s.53; Nina Smirnova, Historia E Shpiperise Pergjate Shekullit XX, Tiran, 2004, s. 33.) 201 Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 193.

Tiryeste yolu ile Draç’a çıkmış, fakat orada planını gerçekleştirememiştir. İsmail Kemal Bey’in maksadı, Sırp ve Yunan ordularının ilerleyişini durdurmak için Arnavutluk’un bağımsızlığını Draç’ta ilan etmekti.

Burada halkın karşı çıkması sonucu başarılı olamayacağından kendi doğum yeri Avlonya’ya giden İsmail Kemal Bey, orada başka bir muhit bulmuş, Draç’taki hareket tarzını değiştirmemiş, iyice tanıdığı ve itimat ettiği kimselerden mürekkep bir toplantı yapmış, Kosova’dan gelen İsa Bolatin’in yardımıyla 28 Kasım 1912’de o dönemde işgal edilmeyen tek Arnavut şehri olan Vlora’da; Arnavutluk’un bağımsızlığını ilan etmeye muvaffak olmuştur.202

Böylece; Sırplar Arnavutluk topraklarını işgale başlayınca başlarında Vlora’lı İsmail Kemal’in bulunduğu 83 kişilik bir grup Vlora’ya giderek 12 Kasım 1912’de; Arnavutluk bayrağını çekerek bağımsızlıklarını ilan edip bölgesel hükümeti oluşturmuşlar ve Arnavutluk’un sınırlarının çizilmesini sağlamışlardır.203

Bir başka deyişle; Arnavutluk’un doğuşu 28 Kasım 1912’de İsmail Kemal’in organize ettiği hareketle sağlanmıştır. İstanbul’da bulunan Arnavut milletvekillerinden İsmail Kemal Vlora, Balkanlardaki karışıklığı fırsat bilerek kurduğu geçici hükümetin bir delegesiyle Londra Konferansına iştirak ederek bağımsızlığının tanınmasını 17 Aralık 1912 de kabul ettirmişti.

Arnavutluk’un bağımsızlığına dışarıdan desteğe gelince: Büyük Devletler, Arnavutluk’un parçalanmasına müdahale ettiler. Avusturya, İtalya, İngiltere ve Almanya, Arnavutluk’un bağımsızlığını isterken, Rusya ve Fransa, Sırpları emelleri doğrultusunda cesaretlendirdiler.204

04 Aralık 1912’de İsmail Kemal’in başkanlığındaki Arnavutluk’un ilk ulusal hükümeti göreve başladı. Bu hükümet 1914 yılına kadar Vlora’da kalmıştır. Çünkü ülkenin diğer bölümleri Sırp, Karadağ ve Yunanlılar tarafından işgal edilmekte ve Vlora’nın dışarıyla irtibatını koparmaktaydılar.205

İsmail Kemal Bey Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda Dışişleri Bakanı, Dom Nikoll Kaçorri, Başkan yardımcısı seçilmiştir.206

202 Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 193-194; Elez Biberaj Elez, Albania-A Socialist Maverick,s.12; Tayfun Atmaca a.g.e., s. 59. Robert Elsie,a.g.e., s. 42.

203 Paulin Kola, a.g.e., s. 13-14; Osman Karatay-Bilgehan A Gökdağ–Melahat PARS,a.g.e., s. 315; Süleyman Kocabaş, a.g.e., s. 194; Tayfun Atmaca, a.g.e., s. 63; Robert Elsie a.g.e., s. 42.

204 Süleyman Kocabaş,a.g.e., s. 194.

205 Owen Pearson, Albania and King Zog, Independence, Republic and Monorchy 1908-1939, s. 35. 206 Owen Pearson, Albania and King Zog, Independence, Republic and Monorchy 1908-1939, s. 33-34.

Bağımsızlık ilan edilince Arnavutluk bayrağı olarak siyah ve kırmızı renkli çift başlı kartalı içeren bayrak kabul edilmiştir. Tüm aşiretler bağımsızlık için birleşmiştir. İsmail Kemal, Balkan Savaşında tarafsız olduklarını bildirmiş ve Büyük Avrupa Devletlerinden ülke bütünlüğünü ve tanınmayı sağlanmasını istemiştir. Ancak istenilen karşılık gelmemiştir. Bununla birlikte diplomatik olarak Avusturya-Macaristan, İtalya Adriyatik Denizi’ne üçüncü bir gücün girmemesi için Arnavutluk’u desteklemişlerdir.207

28 Kasım 1912’de; bağımsızlığını ilan eden ve tarih boyunca sürekli işgal altında kalan Arnavutluk Birinci Dünya Savaşı’nda İtalya, Yunanistan, Sırbistan’ın işgalinde kalmıştır.

İsmail Kemal’in Arnavutluk’u bağımsız ilan etmesiyle birlikte güçün kontrolü hususunda mücadele başlamıştır. Bu kapsamda; 27 Nisan 1913’ de Esat Paşa hiçbir direnme görmediği Lezhe’de kendini kral etmiştir. Daha sonra İşkodra Garnizonundan getirdiği birlik ve hafif topçuyla birlikte Tiran’a yürümüştü.208 Esat Paşa daha sonra Vlora’da kurulan Arnavutluk hükümetinin İç İşleri Bakanı olmuştur.209

Esat Paşa bu görevde bir ay kaldıktan sonra Durres kentine giderek bu sefer Durress kentini Arnavutluk’un başkenti yapmaya kalkışmıştır.210

Esat Paşa ayrıca Vlora’da ki merkezi hükümetin dışında ayrı bir yönetim oluşturmuştur.211

Daha sonra ise Osmanlı Devleti; 30 Mayıs 1913 tarihinde ülkenin bağımsızlığını