• Sonuç bulunamadı

3. Ali Halim NEYZİ’nin Eserleri

2.4. ALMA MATER (RUMELİ HİSARI SIRTLARINDA)

2.4.2. Olay Örgüsü

Eser 159 sayfa, dört bölümden oluşmaktadır. Her bir bölüm Robert Koleji bünyesinde bulunan öğrencilerin sınıflarına göre kaldıkları binanın ismi ile adlandırılmaktadır.

I.Bölüm Theodorus Hall II. Bölüm Anderson Hall III. Bölüm Hamlin Hall IV. Bölüm Son Söz Yerine

İlk bölüm Theodorus Hall, Neyzi’nin Robert Koleji ile ilk tanışması arkadaş edinmesi anlatılmaktadır. Okulda yüz yirmi altı yatılı öğrenci, yatakhanelerde yaklaşık yirmişer öğrenci bulunmaktadır. Neyzi D yatakhanesinde kolejden ilk arkadaşı Metin ile yan yana yataklarda yatmaktadırlar. Daha hazırlık sınıfından monitör seçilmiştir. Sigara içmenin kolay yolunu da bulan başkişi, geceleri tuvalette “Yaka” sigarasını içer. Yatılı olduğu için sigara alması ve koleje sokması mümkün olmadığından gündüzlü

133 A.g.e. s.159.

134 https://tr.wikipedia.org/ E.T.28.03.2021.

135 Ali Halim Neyzi, Alma Mater (Rumeli Hisarı Sırtlarında), Karacan Yayınları, İstanbul, 1984,s.35-36.

58

öğrencilerden Ara ile paket başına elli kuruş karşılığında sigara temin etmenin yolunu bulur.

Neyzi, Metin, Melih, Talat ile dostluk kurmuştur. Derslerden kalan zamanlarda birlikte vakit geçirirler. Her sabah 08.45 ile 17.15 arası ders saatleridir. Günlük yedi haftalık otuz sekiz saat ders almaktadırlar. Kolejde akademik derslerin yanında beceri dersleri de mevcuttur. Başkişi, marangozluk dersinden geçmekte oldukça zorlanır.

Theodorus Hall hazırlık sınıfı öğrencilerinin kaldığı ana kampüse uzak ve dışarıya çıkmaları yasaktır. Ancak gençler dışarı çıkmak için adeta yanıp tutuşmaktadırlar. Bunun için her yolu denerler. Okulun gizli bölümünü keşfedip dışarı çıkmak için kullanırlar. “Gizli çıkış yolunu da Ahmet keşfetti. Bahçe düzeyinde, bahçe ile istinat duvarı arasında bir tahta kapı var. Hep kilitli durur.”136

Genç öğrenciler için futbol maçları, enerji atmak ve eğlenmeleri için çok önemlidir. Sosyalleştikleri, arkadaşları ile paylaşım yaptıkları ana aktivitedir. Başkişi, futbol maçlarının ana kahramanıdır. Futbol maçının birinde dizinin sakatlanması ile başkişi, okuma ve yazmaya yönelir. Okul dergisi İzlerimiz için yazdığı yazının yayınlanması ile edebiyata olan ilgisi daha da artar.“İzlerimiz Dergisine Theodorus Hall’de Yaşantı konulu yazı istiyorlar. Yaz bakalım. İçini dök. Tabii yazarım. Ben yazmayacağım da kim yazacak. Bu koca okulda kitabı basılmış başka çocuk var mı?

Hem kitabım basıldı. Hem de sattım kitabımı.”137

“Başım göğe erdi. Benim yazı kabul olunmuş. İzlerimiz’de basılacak. Yaşasın. Daha da yazacağım.”138

Hazırlık ve Orta I artık bitmiştir. Öğrenciler hayalini kurdukları kampüse kavuşacaklardır.“Kampus artık bizim oluyor. Bu yıl Orta II. Anderson Hall’a taşınacağız. Ne izin kağıdı, ne örümcekli tüneller. Yanıp tutuştuğumuz kampus, bizim.

Elveda Theodorus. Bir dergide okudum. “Acele etme, zamanla ölüm ayağına gelir”

diyor şair. Ne demek istiyor acaba?”139

136 Ali Halim Neyzi, Alma Mater (Rumeli Hisarı Sırtlarında), Karacan Yayınları, İstanbul, 1984,s.46.

137 A.g.e. s.61.

138 A.g.e. s.62.

139 A.g.e. s.63-64.

59

Anderson Hall isimli ikinci bölüm, Orta II. sınıftan lise yıllarına kadar olan zamanı kapsamaktadır. Başkişi, monitör olan arkadaşları ile Pardayanlar grubunu kurarlar. Melih, Ara, Hakkı, Cenap ve başkişi Pardayanlar grubunun üyeleridir.

“Melih, Ara, Hakkı, Cenap ve ben. Pardayanlar. O yıl hepimiz, cilt cilt Pardayanlar okurduk. Dük de Giz. Rişelyö. Fransız geçmişinin tarihsel serüven romanları. Sonunda bizim çete Pardayanlar adını benimsedi.”140

Baba Pardayan: Başkişi, Oğul Pardayan: Melih Genç Pardayan: Ara Şaylok: Hakkı141

Kolejdeki üçüncü yılda, başkişi ile Metin’in ilişkileri eskisi kadar iyi değildir.

Metin başkişiye göre daha kaba ve kavgacı olduğundan arkadaşlıkları bozulmuştur.

“Metin’in durumu büsbütün bozuldu. Ortadan mezun ettiler ama, Liseye kabul etmediler. Okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Kolej iyi bir futbolcu kaybetmişti. Biz ise daha Anderson Hall’e geçtiğimizden beri Metin’i kaybetmiştik.”142

“Toz, toprak, tekme, küfür giderek onların yerini kır çiçekleri ve şiirler almaya başladı.”143

Orta III. sınıfta öğrenciler, kolejin kız öğrencilerin eğitim gördüğü Arnavutköy Kız Koleji ile çay partilerine katılırlar. Kız koleji ile kurdukları iletişim, lise bitene kadar hatta sonrasında da devam edecektir.

“Eskiden sınıf tanışmaları Lise I’de olurmuş. Bu yıl idareden özel izin almışlar. Gelecek hafta Çarşamba günü bir çay tertiplemişler. Gelebilir misiniz? Durulur mu! Ama koşullar var. En çok on beş oğlan için izin çıkmış. Sınıf, dört bölümde, yüz kişi. Al başına belâyı. Sınıf danışmanı

140 A.g.e. s.69.

141 A.g.e. s.69-70

142 A.g.e. s.89.

143 A.g.e. s.96.

60

öğretmen beyin de bizimle gelmesi gerekmiş. Başka türlü bizi sokmazlarmış, kapıdan. “Yellow Parlour”da bize çay vereceklermiş.”144

“Bu partiden sonra başlayan Arnavutköy telefonları dört yıl bitip tükenmedi. Bazen biz edip tanışmaya çalışıyorduk. Bazen onlar bizi arıyordu.”145

Pardayanlar, birlikte vakit geçirerek okulun tadını çıkarmaktadırlar. Monitör olmaları, okulda bazı ayrıcalıkları da olduğu anlamına gelmektedir. Yaşlarının ilerlemesi nedeniyle öğretmenlerle olan ilişkileri dostane bir tavır içerisindedirler.

“Okul dışında sosyal ilişkiler gelişirken farkına varmadan okul içindeki ilişkilerimiz de kendiliğinden değişiyor. Öğrenci Birlikleri, Dernekler derken danışman öğretmenler ile de ilişki kuruluyor. Yatılı Amerikalı öğretmenler daha candan. Bizi adam yerine kor ve arkadaş gibi konuşurlar.”146

Yaş aldıkça kişisel ilgi ve eğilimlerine yönelen diğer genç öğrenciler gibi başkişi de edebiyata ve yazıya yönelmiştir. Daha önce bir yazısını yayınlayan okul dergisi İzlerimiz, Orta III. sınıfta şiirini de basacaktır. Başkişinin lisedeki hedeflerinden biri de bu derginin yazı kuruluna girmektir.

Hamlın Hall isimli üçüncü bölüm, başkişinin lise yıllarının konu edindiği bölümdür. Artık öğrenciler kolejde en özgür olduğu binadadırlar. Pardayanlar grubu dağılır, Ara ekonomik sebeplerden dolayı kolejden alınır. Melih ise gönül işlerinden dolayı yatılı olmaktan vazgeçip gündüzlü öğrenci olarak kaydını devam ettirir.

Ağabeyi de kolejde öğrenci olan başkişi, ağabeyinin çevresine katılır. Tiyatro ile ilgilenmeye başlar. Lise hazırlıktan sonra, kolejde bölüm seçimi şarttır. Başkişi meslek seçimini edebiyat bölümünden yana kullanmaktadır.

“Bu yıl meslek seçmek gerek. Lise I’den sonra Kolejde üç yol var. Daha doğrusu sınıf önce ikiye ayrılıyor. Mühendislik bölümüne gidersen dört yıl, kolejde kalırsan üç yıl. Kolejde de üç bölüm var. Ticaret, Fen ya da

144 A.g.e. s.90.

145 A.g.e. s.94.

146 A.g.e. s.95.

61

Edebiyat. Ya tiyatroda rol aldığım için ya da sanat bölümünü yeğlediğim için tiyatroda rol aldım.”147

Lise I’de son kez sınıf başkanı seçilen başkişi, Ahmet, Tahsin ve Selim ile arkadaşlık etmektedir. Okul içinde ve dışında eğlenmek amacıyla haylazlık yapmaktadırlar. Bunlardan birisi, II. Dünya Savaşı yıllarında uygulanan karartmadan faydalanarak, dükkânların tabelalarını söküp, okul yatakhanesine getirmektir. Zamanla yatakhaneler arasında yarış haline gelir, en fazla tabela getiren yatakhane üstün olduğu düşüncesine inanırlar.

Başkişi ve arkadaşlarının yaptıkları bir diğer haylazlık ise öğrencilerin disiplin dosyalarından bir bölümünü çalıp denize atmalarıdır. Bu davranışlarından sonra koleje hafiye gelerek dosyaları çalan öğrencileri yakalamak adına gizli bir soruşturma sürdürür. Ancak öğrenciler, hafiyeyi sarhoş edip tüm sırlarını öğrendikten sonra okuldan kaçmasına neden olurlar. Dosya konusu da kapanmış olur.

Kadınlarla ilişkilerini farklı boyuta taşımak isteyen kolejli genç öğrenciler, Abanoz Sokağı’na gideler. Başkişinin ruhu ve midesi, sokağın kokusunu, çamurunu zor sindirmektedir. Arkadaşları seçtikleri kadınlar ile odalarına çekilmiştir. Başkişi, kendisine düşen kadına elini sürmemiştir. Daha sonra arkadaşları ile ikinci toplantılarında başkişi erkek olduğuna ikna olmuştur.

“İdam mahkûmu gibi peşinden sürüklendim, yatak odasına. Kurtuldum.

Oldu. Oldu. Erkekmişim. Aslan kadınmış Şaziye. Korktuğumu anladı. Kolum kanadım kırık. Soyunamıyorum bile. Yardım etti. Çok yardım etti. Kulağıma üflüyor. Şöyle yap. Böyle gel. Sarıldı. Çekti. Oldu. İçim geçti. Ölüyorum sandım. Kemiklerimin içi boşaldı. Dipsiz bir kuyuda boğuldum.”148

Koleje gelen yeni Amerikalı öğretmen ile dostluk kuran başkişi, İstanbul aşığı öğretmeni ile gezer. Şair öğretmen başkişiyle şairlerden, şiirlerden ve İstanbul üzerine sohbet etmektedir. Tiyatro çalışmalarına da devam eden başkişi, Sait Faik ile tanışır.

147 A.g.e. s.111.

148 A.g.e. s.141.

62

“Sait Faik’le el sıkıştık. Hem Tunç’un hem de Vedat’ın arkadaşı olduğumuzu görünce Sait Faik de bir nefes aldı. Rahatlar gibi oldu.”149

Kolejde mezuniyet gününe 77 gün kala idare bir günlüğüne öğrencilere teslim edilmektedir. Başkişi ve arkadaşları da mezun olacak öğrenciler arasına karışırlar.

Öğrenciler tebeşirler ile Beyoğlu’ndaki dükkânların camlarına 77 rakamı yazılır. Bu rakam dönemin sosyal, siyasi gruplarından birinin imzası olarak kabul edilmektedir. Bu tesadüf öğrenciler için sonu karakolda biten bir anı olarak kalacaktır.

“Adam bas bas bağırıyor. Viktor’u bir odaya kapamışlar. İstintak. Niye yazdın? Nedir maksadın. Perişanız. Bir komiser halimize acıdı. Anlattı. Her yıl Mayıs ayında ortaya çıkıyor. Her yere İsmet İnönü’nün imzasını atıyor.

Dehşet. Milli Şefe hakaret. Amerikalılar yedi rakamını yazarken genellikle ortasına çizgi çekmezler. Yani 7 değil de, çizgisiz 7 yazarlar. Bizim de matematik dersleri İngilizce yürütülür. Son sınıflar yetmiş yediyi anarken oraya buraya 77 yazarlar. Bu işaret İsmet İnönü’nün baş harfleri sanılmış.

Paşanın (i) harfini yazış tarzı da böyleymiş.”150

Arnavutköy Kız Koleji ile yapılan çay partileri ev partilerine dönüşmüştür. Çay partilerinin birinde Mahmut, Ahmet ve başkişi Arnavutköy’den üç kız öğrenci ile Polonezköy’e gitme planı yapmaktadırlar. Polonezköy’de bir gece geçiren genç öğrenciler ertesi gün kolejlerine dağılırlar. Erkek öğrenciler koleje geldiklerinde gizli seyahatin, kızlardan birinin ailesi tarafından öğrenildiği haberini alırlar. Mahmut, Ahmet ve başkişi okuldan on beş gün uzaklaştırma cezası alırlar. “Bitirme sınavlarına gireceksiniz. Arada on dört gün var. Yatakhaneye bile gitmeyeceksiniz. Taksi çağırttım.

Benim kapımdan doğru evlerinize. Lamı, cimi yok.”151

Uzaklaştırma kararından sonra Mahmut, Ahmet ve başkişinin mezuniyet törenine katılmaları da yasaktır. Mezuniyet günü Taksim’de dolaşırlarken, çiçekçinin birinden sepet dolusu karanfilleri satın alıp, kız kolejine yollarlar. “Bir öğretmen şüphelenmiş durumdan. Nereden çıktı bunca karanfil. Gürültüye getirmişler, sorularını.

149 A.g.e. s.146.

150 A.g.e. s.149-150.

151 A.g.e. s.154.

63

Yanıtlamamışlar. Zaten tören var. Hay. Huy. Çiçekler de dağılmış bile. Kızlar da o gün mezun oldu. Diplomalarını aldılar.”152

Eserin son bölümü, “Sonsöz Yerine İstanbul Amerikan Robert Lisesi İle İlgili Birkaç Not” başlığıyla okura sunulmaktadır. Yazar/anlatıcı, Robert Lisesinin tarihi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, eserini yazma amacının kendi öğrencilik yıllarını anlatmak olduğunu dile getirmektedir.