• Sonuç bulunamadı

3. Ali Halim NEYZİ’nin Eserleri

2.6. EVLATIK BİR KIZIN GİZLİ GÜNCESİ “ PAFE”

2.6.7. Anlatım Teknikleri

106

Zehra Kalfa başka planlar yapmıştı. Ev açacaktı, kendi başına. (…) Evini açıp başına buyruk yaşayabilecekti. Bir ara, “Şu akılsız Şükriye’ye haber salsam, tanımadığı bir adama teslim olacağına, gelsin benim evimi paylaşsın,” dedi.”279

Emine’nin Ankara’da tanıştığı apartmanın bahçıvanı Ahmet ve Ayşe kart karakterlerdendir. Ahmet, Emine’ye olan ilgisi ve davranışları ile anlatıcı tarafından okura tanıtılır. Ayşe ise Mualla Hanım ile Adil Bey arasında mektup taşıma görevini üstlenmiş açıkgöz bir hizmetlidir.

Romanda yer alan birçok kişi fon karaktertir. Fon karakterler, romanda olayların, yaşamın okura aktarılmasında vasıta görevi görmektedir. Köşkün beyi, hanımı, büyük- küçük hanım, küçük beylerden Adem, Niyazi, İlter ve Adil Beyler, aşçı fon karakterlerdir. Sosyal ortamı, hayatın akışı içindeki karakterlerdir. Bu karakterler hakkında derin bir bilgi ve duygu okura verilmemektedir.

107

Ne oldu, ne oluyor dememe kalmadı. “Küttt” diye vurmuşum başımı.

Oturduğum koltuktan kaymışım. Zaten eskiydi koltuk. Bir ayağı hep sallanır.

Acıyla uyanınca aptala dönmüştüm. Kara pabuçlarıma varıncaya kadar tümüyle giyiniktim. Yatmaktan korkanken anlaşılan oturduğum yerde sızmışım.”281

İnsan bilincinin dolaysız ve en net hâlinin ortaya çıktığı alanlardan biri rüyalardır.

Eserde Emine’nin evin küçük beyi Adil Bey’e duyduğu aşk ve arzunun açığa çıktığı rüyası okura aktarılmaktadır.

2.6.7.2. Geriye Dönüş Tekniği

Olaylar yaşandıktan sonra geçmişe dönük anılarını anlatması eserin tümünde geriye dönüş tekniğinin kullanılmasını gerekli kılmıştır.

“Ankara’nın eski Cebeci bağlarında, gecekondudan büyütülmüş apartmanımın zemin katındaki odamda bir yandan sokaktan gelen geçeni seyrediyor, bir yandan da bu satırları yazıyorum.”282

“Neyse, bu bölüme çocukluğumun anılarını toplamak istiyorum. Köşkün ve beni oraya evlatlık alan ailenin sorunlarına şimdiden anlatmam doğru olmaz.”283

“O günlerde biri çıkıp, kısa sürede Kalamış Koyu’nun çepeçevre apartmanlar ile dolacağını söyleseydi, herhalde Mazhar Osman’ın Bakırköy’deki akıl hastalıkları kliniği (eski deyimi ile Tımarhane) boylardı.”284

Eserde sık sık anıların kaleme alınma anından/gelecekten anlatıldığı birçok kez okura sezdirilir.

281 Ali Halim Neyzi, Evlatlık Bir Kızın Gizli Güncesi Pafe, Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.118-119.

282 A.g.e. s.35.

283 A.g.e. s.48.

284 A.g.e. s.87.

108 2.6.7.3. İç Monolog Tekniği

İç monolog tekniği eserde kişinin kendi zihni ve sesiyle baş başa kaldığı, anlatının görünürde tek kişi etrafında döndüğü ancak kişinin içinde barındırdığı iç sesi ve kişiliği ile hesaplaştığı tekniktir. “İç konuşma yöntemi, kişilerin ruhsal durumlarını, suç, yanlışlık ve günahlarını itiraflarını, beklentilerini, hayal kırıklıklarını, özlemlerini, tasavvur ve tahayyüllerini sergilemede oldukça yararlı bir yöntemdir.”285

“Yoksa Zehra Kalfa haklı mıydı? Çaresiz kalıp ona sığınmak zorunda mı kalacaktım? Tanrım! Yazdınsa boz, ne olur? Kendimi Zehra Kalfa’nın kapısında gördükçe sırtımdan soğuk terler iniyordu. On dokuz yaşıma gelmiştim. Ev işlerinden başka bir şey bilmiyordum. Okuma-yazmam da yoktu. Yemek pişirmesini bile öğrenememiştim. Öyle olsaydı, yarından tezi yok, hanımın karşısına çıkar, “Ahçı tutmana gerek yok, yemeği de ben yaparım,” diyebilirdim. Ama bilmiyordum ki. Nato kafa, taş kafa. Bunca yıl köşkteydin, öğrenseydin ya. Zor mu sanki yemek pişirmek! Hoş, zaman mı vardı! Günde on sekiz saat! Sil, süpür, odun taşı, kül boşalt, çamaşır yıka, çamaşır as, topla! Bu arada sana kim öğretecek yemek pişirmesini, sen nasıl öğreneceksin?”286

Evlatlık Bir Kızın Gizli Güncesi Pafe’nin başkişisi Emine, Ankara’ya dönecek olan küçük hanımı Lamia ile gitme isteğini açıklamadan önce kendi benliği ile hesaplaşmaya girer. Bu hesaplaşmada Emine neden ev işinden başka bir şey öğrenmediğini sorgular.

2.6.7.4. Özet Tekniği

Evlatlık Bir Kızın Gizli Güncesi Pafe, başkişisi Emine’nin hayatını konu edinmesinden dolayı uzun bir zaman çizgisine sahiptir. Anlatılanların sözde günce olması nedeniyle her olay ve anının ayrıntılı bir biçimde okura sunulması beklenemez.

Bu nedenle eserde sık sık kullanılan yöntem özetleme tekniğidir.

“O yaz köşkte, hep beklenmedik olaylar yer aldı. Büyük-küçük hanımın iki oğlu birden yatılı okula yazdırıldı. Okullar açılınca. Adem ve Niyazi

285 Nurullah Çetin, Roman Çözümleme Yöntemi, Akçağ Yayınları, Ankara, 2017, s.179-180.

286 Ali Halim Neyzi, Evlatlık Bir Kızın Gizli Güncesi Pafe, Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.76.

109

“Bey”ler her Pazar akşamı okullarına gidecekler, ancak ertesi cuma akşamı köşke döneceklermiş. Böylece küçük beylerin dertlerinden hafta içinde tümüyle kurtulmuş olduk.”287

“Günler ayları, aylar yılları kovalıyor. Yaz gelince Kalamış. Denize kavuşuyorum. Yaz başında ve sonunda daima iki ya da üçer gece Kızıltoprak’ta kalıyoruz. Çocukluğumu geçirdiğim köşke. Hanımımın ablası hâlâ orada oturuyor. Her gidişte biraz daha harap buluyoruz köşkü.”288

“Bizim gecekondu yıkıldı. Ufarak ama sekiz katlı bir apartman oluverdi.

Yapışık nizam ve imar izin verildiğinden binanın sadece ön ve arkasında dar birer bahçe kaldı. Sekiz katın dördü müteahhidin, öbür dördü bizim oldu.

Birine yerleştik. Üçünü kiraya verdik. Geçen yıl Memduh Efendi bir kiracıyı çıkardı, üst katı büyük oğlana ayırdı. Böylece nikâh dairesinden çıkan gelin, kendi dairesine geldi.”289

Özet tekniği ile eserde, uzun sürede cereyan etmiş olaylar ya da olay örgüsü içinde okur tarafından bilinmesi gereken bazı motifler bu teknik anlatılmıştır.

2.6.7.5. Sahne Tekniği

Tiyatrodan ödünç alınan gösterme yöntemiyle, romandaki anlatıcının rolü hafifler. Okuyucu olayla baş başa bırakılarak olayın olduğu anda orada olduğu hissi verir. Olayı, ikinci bir bilinç süzgecinden geçmeden ilk elden tanık olması, okuyucunun roman dünyasına daha kolay adapte olmasını da sağlar. Sahneleme tekniği, okur ile roman kişisi arasında bütünleşmeyi sağlayan tekniktir. Sahneleme tekniği ile okurun dikkati anlatıcıdan ziyade olay üzerine odaklamaktadır. “Anlatma ağırlıklı metinlerde, anlatılanlar geçmiş içinde biçimlenirken, gösterme yönteminin uygulandığı bölümlerde anlatılanlar şimdi hal içinde idrak edilir.”290

“Ama öyleyse bodruma benden başka biri mi girmişti? Kim? Nerede?

Korkudan kısılmış bir sesle, “Siz misiniz, Memduh Efendi?” diye seslendim.

287 A.g.e s.62.

288 A.g.e. s.105.

289 A.g.e. s.138.

290 Mehmet Tekin, Roman Sanatı ve Roman Unsurları I, Ötüken Neştiyat, İstanbul, 2018, s.208.

110

Sesim yankılandı. Sonra tam bir sessizlik.(...) Cesaretimi topladım, bu kez,

“Kim var orada?” diye bağırdım. Sonunda ayak sesleri duyuldu ve bir yanıt geldi. “Ne yapıyorsunuz bu karanlıkta? Arkamdan kapı kapanınca yolumu şaşırdım. Siz dördüncü katın Emine’si değil misiniz? Tanıdınız mı sesimi?”

Eyvah. Tanımaz olur muyum. Hem tanıdım, hem yüreğimin yağı eridi birden. Bahçıvan Ahmet. Bu adamla karanlık bodrumda kalmaktansa, kör kuyuya düşmeyi yeğlerim. (...) Yaklaşıyor. Gelmeden fırlayıp otomatiğe basmalıyım. hiç olmazsa aydılıkta karşılaşalım. Anlaşılan heyecanlanmışım.

Telaşla sapına takıldım süpürgenin. Paldır küldür yuvarlandım. Canım fena yandı. Korkmuştum da. Ahmet’in koşmaya başladığını duydum. Bir yandan da, “Ne oldunuz? Düştünüz mü? Korkmayın. Geliyorum,” (...) “ Ahmet Bey rica ederim. Bir şeyim yok. Ben buraya Memduh Efendi’yi aramaya gelmiştim. Sizin ne işiniz var locmanın bodrumunda?” Sinirlendiğimi anlamamazlıktan geliyor. Dirseğim bırakmıyor. (...) Sert bir hareketle döndüm. Yana doğru bir adım attım. Dirsek temasımızı kopardım. Birden yükseldi süpürgenin sapı karanlığın içinde. Duraladı. Acımasız, kafasını yarabileceğimi sezinledi sanırım.”291

Eserde, çoğunlukla geriye dönüşler ile anlatma esasına dayanmaktadır. Ancak başkişinin anılarında yer etmiş önemli anılar ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı için sahneleme tekniği içinde değerlendirilebilir. Emine’nin Bahçıvan Ahmet tarafından uğradığı saldırı ayrıntılı biçimde anlatılmaktadır.

2.6.7.6. Tasvir Tekniği

Tasvir tekniği, yazarın kurmaca âleme ait unsurları somutlaştırarak okura sunmasına hizmet etmektedir.

“Koridor ya da kiler kapısından (yani her ikisinden de) çıkılan avlunun köşke birleşik bir bölümü yüksek tutularak çimento döşenmişti. Oradan toprağa basamakla iniliyordu. Avluya çıkan hemen yağmur altında kalmasın diye, bu köşeye ahşap bir çatı yerleştirilmiş, üzeri kiremitle

291 Ali Halim Neyzi, Evlatlık Bir Kızın Gizli Güncesi Pafe, Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.122-123.

111

örtülmüştü. Böylece hava yağmurlu olsa, bu üstü kapalı bölümde ateş yakmak mümkün oluyordu.” 292

“El yıkanan bölümde mermer bir yalak, üstünde duvardan çıkmış boruya takılı bir musluk vardı. Musluğun az üstünde, bir çiviye yuvarlak bir ayna asılmıştı. Sırrı dökülmüş bu aynada kendini seçmek zordu. Eğilip parlak yerini bulmak gerekirdi.”293

Eserde belirli yaşam alanlarına sahip olan Emine tasvir tekniğine sıklıkla başvurur, özellikle mekân tanıtımında kullanmaktadır. Teknik yapısı gereği özneldir.

Yazarın/anlatıcının/başkişinin perspektifinden okura sunulmaktadır.