• Sonuç bulunamadı

3. Ali Halim NEYZİ’nin Eserleri

2.2. HÜSEYİN PAŞA ÇIKMAZI NO.4

2.2.2. Olay Örgüsü

26

tanıdığımız sırada bütün servetini bitirmişti. Biz çocuklara karşı her zaman çok nazik ve tatlı idi. Bize daima büyükmüşüz gibi davranırdı. Osman Bey’in bu nezaketi ve kibarlığı da bilinirmiş zaten. Onu yalnız bu yönüyle görürseniz, bir zarda bir han kaybeden delişmen adamın bu kibar Osman Bey olduğuna inanamazdınız.”53

Romanda, Ali Halim Neyzi’nin büyük anneannesi Şair Leylâ Hanımefendi, edebi muhit ve Leylâ Hanımefendi hakkında kişisel bilgilere yer vermektedir.

“(…)kısa denecek boyda, pek ufak tefek bir kimse idi.”54 “Çok sigara içerdi.

Onun sevdiği sigaralar karon kutularda satılırdı. Boş kutuların kenarlarını keser, küçük kartonlarını bir sepete saklar, not almak için kullanırdı.(…) Mimi’nin böyle karton notları, sonra temize çektiği defterleri, bestelediği notaları ile dolu birkaç sandık evrakı yanıp kül olmuş. Galiba “Solmuş Çiçekler”in basılışı da bu felaketten sonra gerçekleşmiştir.”55

“İkinci Meşrutiyet’te Namık Kemal’in “Vatan yahut Silistre” piyesi tekrar sahneye konulacakmış. Şaire Fitnat Hanım bir gün köşke gelmiş, kendi yazdığı bir marşın, günümüzün deyimi ile, “özgün müziği”nin hazırlanmasını Leylâ Hanımefendi’den rica etmiş. İki hanım o gece sabahlamışla, tiyatronun açılışına bu marş yetiştirilmiş. Yanılmıyorsam bu marş, o zamanların pek ünlü olan “Girit Marşı” imiş.”56

27

“Kullanılan dilin de konuya uygun olmasına çaba harcadım. 1930’ların yaşamını canlandırmak için günümüzde geçerli olan dile sıkı sıkıya sarılmak yerinde gözükmedi. Tümünü aynen verdiğim, Leylâ Hanımefendi’nin gazelinde geçen birçok tilciği, bugün ben de anlamıyorum.

Acı ama gerçek. Üç ya da dört kuşak sürecinde tüm dilini değiştiren ya da değiştirmeye savaşan bir toplumun bireyleriyiz hepimiz. Anlattığım dönemin diline yer yer yaklaştımsa, genç kuşaklar beni ve amacımı anlarlar

“inşallah”.”57

Eser, on beş bölümden oluşmaktadır. Okuyucusuna sadece Ali Halim Neyzi’nin düşünceleri ve fikirleri eşlik etmektedir. Anıların merkezinde Prof. Mehmet Ali Ayni Köşkü bulunmaktadır. Genelden özele bir anlayış ile oluştrulmuş eserde her bölüm köşke çıkar. Bölümlerde köşkün dış görünütüsü, odaları, bulunduğu mahalle, ağırladıkları misafirler, içinde barındıdrığı kişiler hakkında bilgi verilir. Anlatılan bütün farklı konuların ortak özelliği/birleştirici gücü köşktür. Eserin sonunda köşkün yıkılması ile yazarın anlattığı her şey tatlı bir anı olarak mazide kalır.

Eserin I.Bölümü Neyzi’nin anneannesi Feride Hanımın okuyucuya tanıtıldığı, ailesi ve evliliğinin anlatıldığı bölümdür. Zamanının ve kardeşlerinin aksine Beyoğlu, Nişantaşı’ında ev sahibi olmak yerine alışılmışın dışında Kızıltoprak’a yerleştiği anlatılmaktadır. “Feride Hanım’ın Kızıltoprak’ı seçmesi, o yılların moda olan yaşamına bir isyan bayrağı çekmek gibi imiş. Üstelik Kızıltoprak yazları gidilen bir yer. Oysa Feride Hanım yazlı-kışlı yerleşmiş.”58

II. Bölüm köşke gelen misafirlerin, dostları İhsane Hanım ve Osman Bey’in anlatıldığı bölümdür. Köşke çok sık gelen çiftin hayatlarından da söz edilmektedir.

İhsane Hanım Rum asıllıdır, küçük bir genç kız iken Osman Bey’e âşık olup ona kaçar.

Evlendikten sonra Müslüman olup, İhsane adını alır. Osman Bey ise, yukarıda anlattığımız gibi bir paşanın oğludur. Bir işte dikiş tutturamamış, mirasyedidir. Tüm mal varlığını çapkınlıkta ve kumarda kaybetmiştir. Romanda bu çiftten iyimser tavırla

57 A.g.e. s.4

58 A.g.e. s.6

28

köşke çok sık geldiklerinden söz edilir. “Benim gözümde İhsane Hanım ile Mirasyedi Osman Bey, İstanbul’da yaşayan bir devrin sonu olmuşlardı.”59

III. Bölüm köşkün konumu ve dış görüntüsünün anlatıldığı bölümdür.

“Kızıltoprak, on ya da en çok yirmi köşk ile bunların çevresinde kümeleşen yüz elli ya da bilemedin iki yüz hane ev bulunan, sakin, az nüfuslu bir sayfiye semti idi.”60 Altı dönüm arsa içinde on yedi odalı ahşap köşkün bahçesi, giriş kapıları anlatılır.

IV. Bölüm de köşkün içinin tanıtılmaya başlanır. Köşkün salonları, banyoları, yemek salonu, merdiven altları gibi ortak kullanım alanlarının anlatıldığı kısa bölümdür.

V. Bölüm köşkteki evlatlıkların, çalışanların, iç işlerin nasıl idare edildiğine dair ayırılmış bölümdür. Bu bölüm, cariye/evlatlık kurumuna ağırlık verilmiştir.

VI. Bölüm, köşkte yaşayan aile bireyleri ve onların yaşam alanları olan odaları ele alınmaktadır. Dört kuşağın bir arada yaşadığı Prof. Mehmet Ali Aynî Köşkü her bireye özel bir yaşam alanı sunar. Odalar kişilerin mahremiyetini muhafaza edecek şekilde düzenlenmiş geleneksel Türk evdir.

“Türk’ün gelenekçi siyasal aile düzeni, evlerini de etkilemiştir. Bu aile düzeninde ana, baba, çocuklar, gelinler, damatlar, büyükanne ve büyükbabalar, hala ve teyzeler bir arada aynı evde otururlar. Bu düzen evde her odanın bir yaşama birimi olarak gelişmesine sebep olmuştur. Her karı-kocaya bir oda verilerek, bu kalabalık evde, insanlara yaşama özgürlüğü sağlanmıştır. Oda, aile biriminin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak gibi tasarlanmıştır.”61

Her oda içinde barındırdığı bireye bir dünya, bir yaşam alanı sağlar. Feride Hanım, iki kızı ve damatları ile birlikte yaşadığı köşkte aile fertlerinin ihtiyaçları doğrultusunda gerektiği gibi düzenlemelere gidilerek özel yaşam korunmuştur. Yatak odaları, adeta küçük bir evdir. Yatak odaları, sadece yatak ve dolapları içinde barındırmaz; aynı zamanda bir oturma odası, banyo barındırarak oda sahibinin gereksinimlerini karşılar.

59 A.g.e. s.24

60 A.g.e. s.25

61 Reha Günay, “Türk Evi”, Millî Kültür, Ankara, S.3,1981,s30.

29

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaşamış olan Leyla Hanımefendi, Feride Hanım ve Mehmet Ali Aynî Bey’in yaşayışları ve odaları bu dönemi yansıtır.

Ancak Nezihe Hanım ve Refika Hanım okudukları yabancı okullar, müzik zevkleriyle, hayatı algılayış biçimiyle evin diğer bireylerinden ayrılırlar. Her oda o dönemde var olan bir yaşayış, dünyayı algılayış çeşidini yansıtmaktadır. Örneğin; Sırrı Bey’in yatak odası ile yaşamı arasında bağlantı kurulur. “Gençliğini savaş yıllarında yatılı okullarda geçirmiş dayımın köşkteki yaşamı da, odası gibi, neredeyse Hint fakirlerini andıracak kadar pehrizkâr bir şekilde geçerdi”62

VII. Bölüm, Ali Halim Neyzi’nin çocukluk anılarına yer verdiği bölümdür.

Mahalledeki arkadaşlar ile oynadığı oyunlar, arkadaşlarının yaşantısında ekonomik zorlukların oyunlarına yansımasını anlatmaktadır.

VIII. Bölüm, Divan Şairlerinden Leyla Saz Hanımefendiye ayrılmış bölümdür.

Neyzi’nin büyük anneannesi olan Leyla Hanımefendinin yukarıda bahsedildiği gibi kişisel özellikleri, eserler ve edebî çevresinden söz edilmektedir. “…Şaire Fitnat Hanım ya da o dönemlerin Şair-i Azam’ı olan Abdilhak Hamit Beyefendi ile çekilmiş resimleri olan Leylâ Hanımefendi’nin belli bir kitap birikimi olmaması düşünülemezdi.”63

IX-X-XI-XII-XII. Bölümler aşağıdaki tabloda verilen konuları işlemektedir.

Eserde aile bireylerin müzik, sanatsal ve dil becerilerine kadar anlatılan dönem hakkında bilgi verilmektedir. Eser bu yönü ile özelde Prof. Mehmet Ali Aynî Köşkü’nü genelde ise Türk toplumunun geçirdiği değişimleri okuyucusuna aktarır. Leyla Hanımefendi klasik müzik dinlerken, Feride Hanım aksine köy havaları ve çiftetelliden hoşlanmaktadır. Köşkün kızları Nezihe Hanım ile Refika Hanım ise Klasik Batı müziğinden yana tercihlerini kullanmaktadırlar. “Bizim köşkte yaşayan değişik yaş kuşaklarına, kişilerin kendi seçeneklerine göre izledikleri müzik türlerinin anlatımı, o dönem tarihinin ve değişen yaşam akımlarının bir yankısı gibidir.”64

XIV-XV. Bölümler, köşkte yaşayan aile bireylerinin vefatı ile köşkteki yaşamın sadeleşmesi, köşkün eski düzeninin kaybolması anlatılmaktadır. Köşkün büyüklüğü, idare edilmesindeki ekonomik zorluklar, oluşan yeni aile anlayışı ile köşk satılır.

62 Ali Halim Neyzi, Hüseyin Paşa Çıkmazı No.4,Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.83.

63 A.g.e. s.129

64 A.g.e. s.115.

30

“Türk romanında ev, 19. Yüzyılın ortalarından itibaren hızlanarak yayılan batılılaşma eksenli değişim süreçlerini yansıtan önemli bir unsur olarak dikkati çekmektedir. Buna göre konak/köşk/yalı ve evlerden, apartmanlara, pansiyonlara ve nihayet gecekondulara kadar gelen bu süreçte toplumun bütün kültürel ve ekonomik kırılma noktalarını belirmek mümkündür.”65

Köşkün yıkılması, sosyal hayattaki birçok değişimin tezahürüdür. Köşk bir devrin son tanıklarındandır ve değişime ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Artık evlatlık sistemi kalmamış, köşkün içinde bir yaşam düzenlenmesi için gereken ekonomik gelir sağlanamamış, bunların yanında çekirdek aile algısı kalabalık evlerde yaşama istediğini ortadan kaldırmıştır. Bu etkenlerle ile köşkün eski düzen yaşantısı anılarda var olmaya zorlanmıştır.

1930’lu yılların yaşamına bir pencere açan eser, dokuz yaşındaki bir çocuğun gözleri ile elli yaşını aşmış bir adamın geçmişe duyduğu özlemin arasında iki cepheyi birleştirerek okuyucuya sunmaktadır. Neyzi eserinde günlük yaşam içinde aile bireylerine, onların geçmişine dokunarak “(...)bir şekilde devamlılığı sağlamak, genç kuşaklarda bir yankı yaratmak çabası”66 göstermektedir.

I.BÖLÜM (s.5-15 ) Ali Halim Neyzi’nin aile geçmişi ve anneannesi Feride Hanım anlatılmaktadır.

II. BÖLÜM (s.17-24) Köşkün komşuları ve köşke gelen misafirlerden söz edilmektedir.

III. BÖLÜM (s.25-46) Köşkün bahçesi ve dış görünümü hakkında bilgi verilmektedir.

IV. BÖLÜM (s.47-56) Köşkün iç yapısı ve odaların konumundan bahsedilmektedir.

V. BÖLÜM (s.57-69) Köşkün iç işleri ve çalışanlarından söz edilmektedir.

VI. BÖLÜM (s.71-93) Köşkün odaları ve içinde yaşayan aile bireyleri hakkında bilgi verilmektedir.

VII. BÖLÜM (s. 95-104) Neyzi’nin çocukluk anıları ve arkadaşlarının yer aldığı bölümdür.

VIII. BÖLÜM (s.105-114) Büyük anneannesi Leylâ Hanım’a ayrılmış bölümdür.

IX. BÖLÜM (s.115-126) Köşkteki müzik ve sanatsal meselelerden söz edilmektedir.

X.BÖLÜM (s.127-138) Köşkteki kitaplar ve kütüphane hakkında bilgi verilmektedir.

65 Handan İnci, Roman ve Mekân Türk Romanında Ev, Arma Yayınları, İstanbul, 2003, s.21.

66 Ali Halim Neyzi, Hüseyin Paşa Çıkmazı No.4,Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.185.

31

XI. BÖLÜM(s.139-152) Karşılıklı köşk ziyaretleri anlatılmaktadır.

XII. BÖLÜM (s.153-166) Köşkün dış hizmetleri hakkında bilgi verilmektedir.

XIII. BÖLÜM (s.167-176) Köşkteki çocukların çevresiyle ilişkileri anlatılmaktadır.

XIV. BÖLÜM (s.177-186) Köşkte yaşayan büyüklerin vefatı ve köşkteki yeni düzen anlatılmaktadır.

XV. BÖLÜM (s.187-192) Köşkte yaşayan son kişi Nezihe Hanım’ın vefatı ile köşkün boşaltılarak, satılması anlatılmaktadır.

Tablo 1 Hüseyin Paşa Çıkmazı No.4 İsimli Eserin Bölümlerine Göre Konu Dağılımı