• Sonuç bulunamadı

Nazlı Eray’ın Romanlarında Fal Motif

NAZLI ERAY’IN ROMANLARINDA HALK BİLİMİ UNSURLARI 2.1 Anonim Edebiyat

2.2.6. Nazlı Eray’ın Romanlarında Büyü

2.2.4.4. Nazlı Eray’ın Romanlarında Fal Motif

Nazlı Eray’ın romanlarında fal ve falcılık önemli yer tutar. Özellikle kahve falı romanlarında sıklıkla görülür. Yazar, romanın olay örgüsüne fal motifini katarak entrika yaratır. Nazlı Eray, fal motifini geçmiş ve gelecek zaman geçişi sağlamak için kullanır. Fal motifi Eray’ın romanlarında araçtır.

Romanlarda fal motifi olay örgüsü iç içe geçmiş ve anlatımı ironikleştirmektedir. Fal, günlük hayatın doğaüstüne geçişini sağlayan parçası olarak işlev görmektedir. Nazlı Eray’ın anlatılarında kahve falından yararlanarak yapılan bu tür geçişlere rastlamaktayız.

Nazlı Eray, günlük hayattan doğaüstüne geçişte batıl nesnelerin yanı sıra teknolojik araçlardan da yararlanır. Mesela, ayna, fotoğraf vb. nesnelerden yararlanır. Eray’ın anlatılarında fal motifi işlevi yerine getiren unsurlar sadece batıl inanç motifleriyle sınırlı değildir.

Uyku İstasyonu romanında falcı merak edilen soruları yanıtlar. Kahraman, falcıya soru sorduğunda falcı sorunun karşısında kriz geçirmeye başlar;

“Sor,” dedi. “Ne istiyorsan sor. Kulağıma eğil ve sor. Beyaz saçlarıyla örtülü kulağına eğilip bir şey sordum.

Falcı kadın birden yere devrildi. Sara nöbetine tutulmuş gibi titremeye başladı. Başını hızla iki yana çeviriyor, ağzından köpükler saçıyordu. Ağacın arkasından iki delikanlı çıkıp kadının üstünü beyaz bir örtüyle örttüler. Falcı örtünün içinde debeleniyor, beyaz örtü şekilden şekle giriyordu. Kâh uzun bir gövdeye, kâh yuvarlak bir topa dönüşen bu örtüye hayretle bakıyordum.” (Uİ/135)

Arzu Sapağında İnecek Var romanında tarot falı işlenmiştir.

“Samiye Hanım, iskambil destesini çantasından çıkarıp karıştırmaya başladı. Binnaz Hanım ona kahve getirmişti. Bir sigara ikram etti. O, sigarayı yakıp derin bir nefes çekti.

Nasılsınız bakalım? Diye sordu.

İyi sayılırım. Acaba kağıtlarda ne çıkacak? Görürüz şimdi.

Yavaş yavaş, çocukluğundan bu yana beni garip bir biçimde büyülemiş olan, bilinmeyenin, iskambillerin, papazların, valelerin, sineklerin dünyasına doğru kayıyordum.” (ASİV/42)

81

“Dur bakalım, daha göremiyorum… Uzun bir yol… Yalnız gitmiyorsun…. Bir kadın görüyorum. Güzel bir kadın bu… Ölüm onun çevresinde dolaşıyor. Çok tuhaf…. Tanıyor musun böyle bir kadını? İki adam var. İki rahip. İkisi de yatağını düşünüyor. Birbirlerini bilecek bu adamlar, dikkatli ol.” (ASİV/43)

Arzu Sapağında İnecek Var romanında sigara falı bakılmaktadır. Sigaranın dumanına göre çeşitli yorumlamalar yapılır.

“Ayfer sigara falı bakar, dedi. Sigara falı mı?

Şaşırmıştım hiç duymamıştım sigara falını. Nasıl bir şey bu sigara falı?

Bir sigara yakacaksınız. Bir iki nefes çekip vereceksiniz bana. Geleceğinizi okurum, dedi. Danton yaktığı sigarayı Ayfer’e uzatmıştı. Kız usul usul yanan sigarayı elinde çeviriyor, külüne bakıp Danton’a bir şeyler söylüyordu. (ASİV/125).”

Sigara falı Ayışığı Sofrası romanında görülmektedir.

“Hatırladım orayı, diye bağırdım heyecanla. Onlardan birinden sigara falına bakmayı öğrenmiştim! dedim.” (AS/184).

Tarot falı Aşkı Giyinen Adam romanında da işlenmiştir.

“Neler oluyor? diye fısıldadım.

Tarot destesinin içine girdik, dedi Dürnev Abla. Her nasılsa destenin içine giriverdik. Tıkandım; nefes alamadım, boğuluyordum!

Ben de öyle, dedim.

Şimdi birisi tarot kartlarını açıyor, diye fısıldadı Dürnev Abla. Masanın üstündeyiz.” (AGA104).

Dürnev Abla tarot falına bakarken Debbie’nin falına bakarken kocasının onu aldattığını söyler. Faldan etkilenen Debbie, kocasına güvenmez, boşanma derecesine gelirler.

“Debbie kartları karıştırıp üçe bölmüştü. Dürnev Abla kartları teker teker çevirip onlara dikkatle baktı.

Şu senin kocan, dedi, Debbie’ye bir kartı göstererek. Şu da başka bir kadın. Şu da yatak. Debbie bir çığlık attı.

Üzgünüm, dedi Dürnev Abla. Kocanın bir başka kadınla yatak ilişkisi var. Ama düzelebilir. Sana dönebilir.” (AGA/50).

82

Ay Falcısı romanında tarot falı şöyle işlenmiştir;

“Dürnev Abla’nın tarot destesinin içinde erkeklerin önemli bir yeri vardı kuşkusuz; hanede çıkan ayrı olurdu, yolda çıkan ayrı; bir kadınla yüz yüze gelen başka, çevresi kalabalık olan değişik, bir kadının yatağında çıkan erkek ise bambaşka olurdu.” (AGA/9).

“Orta kattaki geçiş yerinde bir Tarot Falcısı gördüm. Tombul yüzlü, sarışın bir adamdı. Başında bir kovboy şapkası vardı. Önündeki sandalye boştu. Hemen oturdum. Adı Terry idi. Kartları okurken sesini banda da alıyor, bantla birlikte, beş dakikayı altı İngiliz’e bakıyordu. Pahalı sayılmazdı.

Bana ilk sözü şu oldu:

Sizde çok güçlü medyumluk var. Çok güçlü! Belki benimkinden bile güçlü. Bunu geliştirin, dedi.” (AF/105).

Tarot falı, Yıldızlar Mektup Yazar romanında da görülmektedir.

“Bip sesini bekleyin, birden ona kadar olan tuşlardan birine basın. Kartları açıyorum… Altı tane kartı üçgen biçiminde dizdim. Şimdi onları teker teker açıyorum. Bu haftanız çok yoğun geçecek. Uzak bir ülkeye gidip kısa sürede dönme olasılığınız çok yüksek. Yeni insanlarla tanışacaksınız. Sağlığınız fena değil; ama ruhi çalkantılarla karşılaşabilirsiniz. Hepsini yeneceksiniz. Değişik mekanlarda, değişik insanlarla görünüyorsunuz. İyi günler. Haftalık tarot falınız bitti. Eğer bir aylık Tarot falınızı öğrenmek istiyorsanız, müzik sesinden sonra telefondaki 7 tuşuna basınız.” (YMY/71).

Beyoğlu’nda Gezersin romanında kahve falı işlenmiştir.

“Kediniz için mi kapattınız falı? Evet.

Yavaşça fincanı açtı. Uzun uzun içine baktı. Gözlerini kaldırıp baktı bana. Bu fal size ait değil, dedi.

Nasıl bu fincan bana ait değil?

Başkasına ait bu, dedi. Telvedeki olay zinciri; zamanlar, mekanlar hep karışık. Sizinle pek ilgisi yok buradakilerin.

Pekiyi kime ait? Başka bir dünyaya, bambaşka bir yaşama ait bu fincanın içindekiler.” (BG/124-125)

Kahve falı Aşkı Giyinen Adam romanında da görülmektedir.

“Kahvelerimiz çevresinde oturduğumuz ufak masanın üstündeydi. İçip bitirmiştik kahveleri; kapatılıp da açılmış fincanların içindeki fal kişileri fincanların derinliklerindeki gölgeliklere oturmuşlar, sanki bu içinde yaşadığımız dünyaya çıkmak için sıralarını bekliyorlardı.” (AGA/161).

Beyoğlu’nda Gezersin romanında falcının beyin okuma yeteneğinden sıkıldığını görmekteyiz;

83

Ben bir medyumum, Doktor. Bir falcı. Şikâyetiniz nedir?

İnsanların beyinlerini okuyabiliyorum. Alçakgönüllülükle söylüyorum bunu size. Gerçekten karşımdaki insanın beynini okuma yeteneğim var. Doğuştan olan bir şey bu. On iki yaşımdayken, annemin ve üvey babamın düşüncelerini okumaya başlayınca fark ettim bunu. Ekmeğimi bundan kazanıyorum.” (BG/163).

Kahve falı, Örümceğin Kitabı romanında da görülmektedir.

“Falımız akşam sefamızın, balkon keyfimizin bir parçasıdır, dedi. Allah Allah, falın ne değişik çıkmış Hürrem. Kişiler, kişiler… Fincan dopdolu.

Hürrem Hanım heyecanlanmıştı. Söyle, anlat! Neler görüyorsun?

Baksana şuraya… İki erkek yan yana. Ne tuhaf, sanki ikisi de sağ ayağını öne atmışlar, bir yere gidiyorlar.” (ÖK/31).

“Ne kadar ilginç çıkmış sizin falınız. Görkemli bir ev, ışıl ışıl bir hane… Hanenin içinde bir adam… Düşüncelere dalmış. Bir başka tarafta dört kişi arasındasınız sanki… durun bakayım, bunlarda erkek. Bir masa başındasınız… Çok şey çıkmış sizin falınızda. Bakın, bakın; işte bir adam! Uzunca boylu, zayıfça… Allah Allah, ayağını fincandan dışarıya atıyor. Bakın, görüyor musunuz? Bir ayağı fincanın dışında sanki!” (ÖK/38)

Kahve falı Ayışığı Falcısı romanında da görülmektedir.

“Bir çift göz var. Seni gözleyen bir çift göz. Her hareketini izleyen, her yaptığını inceleyen ne yiyip ne içtiğine dikkat eden bir çift göz.” (AF/116)

Örümceğin Kitabı romanında günümüzde bakılmayan bakla falı işlenmiştir.

“Orta yerde falcı Fatma Bacı vardır, cep telefonlu falcı. Bakla falı bakıyordu. Baklalarının arasında bir Ecevit bile vardı. Yanına gidiyorum!” (ÖK/197)

Ayışığı Sofrası romanında Apartman falı işlenmiştir.

“Apartman falı, diye bağırdı Yemliha. Bir kahkaha patlattı.

Senin yaptığın, bir apartmanın gece karanlığını barındıran gövdesine girip orada, tek tük gerçeği yakalamaya çalışmak! Olağanüstü bir şey bu! Daha önce denenmiş bir şey olduğunu hiç sanmıyorum!” (AS/81)

Günümüzde popülerliğini yitirmiş bağırsak falı Ayışığı Sofrası romanında işlenmiştir.

“Koyun kesilecek ve karnı yarılacak. Sibil koyunun bağırsak hareketlerine göre bizlere gelecekten bilgiler vermeye devam edecek. Ama ilkin, koyunun ölmeden önceki halini inceliyor, dedi. O da önemli.” (AS/152).

84

“İmparator Decius fala baktırmak istediği zaman, bir erkeği yakalatıp kurban ediyordu. İmparatorun fal merakı yüzünden kaç genç yaşamını yitirdi. Falcı insan bağırsağının hareketlerini daha net görebiliyormuş; imparator sabah uyandığı zaman canı fal dinlemek isterse gençten birini yakalayıp saraya getiriyorlardı. Karnı boydan boya yarılan adam can çekişirken falcı hareket eden bağırsaklara bakıp uzun uzun konuşuyordu, dedi.” (AS/154).

Ayışığı Sofrası romanında karga falı görülmektedir. Karganın ötüşüne ve uçuşuna göre yorumlanan fallardır.

“Mernuş:

Karga falı güzeldir, dedi. Karganın uçuşuna göre ve ötüşüne göre bakılan fal. Karga falı mı? diye sordum hayretle.

Karga falı, dedi Mernuş.

Bildiğimiz kara karga. Ötüşü ayrı yorumlanır, uçuşu ayrı; ağacın hangi dalına konduğu ayrı…” (AS/155).

2.2.4.ŞAMAN VE ŞAMANİZM