• Sonuç bulunamadı

2.4. TARİHÎ UNSURLAR

2.4.5. Acem Menşeli Şahıslar

2.4.5.1. Cemşîd

Pişdâdiyen sülâlesinin dördüncü hükümdarı olan Cemşîd, saltanatındaki güç ve ihtişamı, şarabı buluşu, taht ve parlak tacı vb. hususlar dolasıyla divan şiirinde adı sıklıkla anılan şahıslardan biridir.350Eserde övülenin benzetileni olarak söz konusu edilmiştir:

SaǾādet taħtına sulŧān-ı Cemşįd

Siyāset milkine destān-ı Nevźer (2b, 7)

2.4.5.2. Dahhâk

Dahhâk, İran’ın Pişdâdiyan hanedanı hükümdarlarından olup zulüm ve kötülüğün timsalidir.351 Eserde de Dahhâk zulmü dolayısıyla söz konusu edilmiştir:

Žulm-i Đaĥĥāk añlıyıcaķ laǾnet ider cümle ħalķ ǾAdl-i Kisrį yād olıncaķ alķış ider ħalķ iy yār (88a, 2)

2.4.5.3. Efrâsiyâb

Efrâsiyâb, Alp Er-Tunga’nın Şahnâme’deki adı olup Turan melikidir. Edebiyatta kahramanlık sembolü olarak anılır.352 Eserde Efrâsiyâb, Turan meliki olarak diğer dünya padişahlarıyla birlikte Hz. Süleymân’ın divanında hazır bulunması (3a, 1-13),

349 Tökel, a.g.e., s. 335-336.

350 A.g.e., s. 106.

351 Yıldırım, a.g.e., s. 227-228.

352 Pala, a.g.e., s.135.

kızı Gül Çehre adına yapılan kasr (16a, 17-21) ve Sâm’ın boy bakımından benzetileni (102b, 7-8) olması dolayısıyla zikedilmiştir.

2.4.5.4. Ferîdûn

Pişdâdiyân hanedanından altıncı hükümdar olup Dahhâk’ı öldürüp tahta geçmiştir.

Lakabı Ferruh’tur. Divan şiirinde adaletin sembolü olarak anılır.353 Eserde lakabıyla anılmıştır:

Şeh-i Ferruħ ruĥ-ı ferħunde ŧāliǾ

Tehemtenten ġażanferfer hünerver (2b, 6) 2.4.5.5. İskender

Kaynaklarda İskender-i Zülkarneyn ve Makedonyalı İskender olmak üzere iki İskender’den bahsedilir. Hem peygamber hem de padişah olduğu rivâyet edilen İskender-i Zülkarneyn’in adı Kur’ân-ı Kerîm’de354 de geçer. Makedonyalı İskender, İran’ı baştan başa zapt etmiş, İskender-i Yunânî adıyla da anılmıştır. İki İskender’in hayatı çoğu kez birbiriyle karıştırılmıştır.355 İskender, edebiyatımızda Hızır ile birlikte Zulümât ülkesine gidip âb-ı hayât suyunu araması, Yeʼcüc ve Meʼcüc kavmine karşı yaptırdığı seddi, İran hükümdarı Dârâ ile yaptığı savaşı kazanması, memduhun benzetileni olması dolayısıyla ele alınmıştır.356 Eserde “İskender-i Kübrâ”, “İskender bin Feylekûs-ı Yunânî” ve “İskender-i Sugrâ” olmak üzere üç İskender’in adı zikredilmiştir:

…zįrā kim İskender cihāna üç gelmişdür (2) birisi İskender-i Kübrādür ki bulut taħtın götürdi dört yüz yıl Ǿömr sürdi ve ikinci İskender bin Feyleķūs-ı (3) Yūnānįdür kim şarķ u ġarbFeyleķūs-ı gezüp seyrān itdi ve üçünci İskender-i Rūmįdur ki Źüǿl-mennān-ı ħamįrį (4) dirler (80b, 1-4)

Eserde Sikender adıyla da anılan İskender daha çok “sedd-i İskender” terkibi münâsebetiyle söz konusu edilmiştir:

…Rüstem-i Dāstān anı görüp bir kez raǾduvār naǾra ĥayķırup sedd-i İskender (15) gibi turup ķatına gelenleri iki pāre ķılurdı… (92a, 14-15)

353 Pala, a.g.e., s. 153.

354 Bk. Kur’ân-ı Kerîm, Kehf sûresi, 83-99. Âyetler.

355 Pala, a.g.e., s. 236-237.

2.4.5.6. Kahramân

Kahramân, Pişdâdiyan hanedanındandır. Divan şiirinde kahramanlık ve yiğitliğin timsali olan357 Kahramân, eserde de özellikleriyle benzetilen olarak anılmıştır (24b, 13-17; 102b, 7-8).

2.4.5.7. Keykubâd, Dârâ

Keyâniyân hanedanının ilk hükümdarı Keykubâd, divan şiirinde adaletli olmasının yanında azamet ve şaʼşaanın timsali olarak anılır.358 Dârâ, Keyâniyân hanedanının sonuncu hükümdarı olup ihtişam ve ululuğun sembolü olarak anılır.359 Dârâ, İskenderle yaptığı savaşta yenilmiş ve öldürülmüştür. Bundan dolayı genellikle İskender ile birlikte zikredilir.360 Sultan Bâyezid’in övüldüğü manzumede Keykubâd;

İskender ve Dârâ ile birlikte söz konusu edilmiştir:

Beglerinüñ kemterį İskender-i Dārā-Ķubād

Bendesinüñ aĥķarı Behrām-ı şeh ħāķān-ı Çįn (145b, 2)

2.4.5.8. Nûşirevân

İran’ın Sâsaniyân sülalesinden adaletiyle ün salan Nûşirevân, Kisrâ lakabını ilk defa kullanan İran hükümdarıdır. “Tâk-ı Kisrâ” veya “Eyvân-ı Kisrâ” adıyla saray yaptırmış ve bu saraya adâletle hükmetmiştir. Divan şiirinde adâletin sembolüdür.361 Nûşirevân övülenin benzetileni olarak adâleti dolayısıyla anılmıştır:

ǾĀdilde Kisrįdür fażlıla Ħātem

Ǿİlimde feylesūf oldur muķarrer (2b, 6)

Žulm-i Đaĥĥāk añlıyıcaķ laǾnet ider cümle ħalķ ǾAdl-i Kisrį yād olıncaķ alķış ider ħalķ iy yār (88a, 2)

Aşağıdaki örnekte Hz. Muhammed’in âleme gelmesiyle Tâk-ı Kisrâ’nın yıkılması hâdisesine telmih vardır:

357 Tökel, a.g.e., s. 163.

358 A.g.e.., s. 178.

359 Pala, a.g.e., s. 106.

360 Kurnaz, a.g.e., s. 93.

361 Tökel, a.g.e., s. 190-192.

Çü geldi Ǿāleme ol pāk cūdį

Yıķıldı ŧāķ-ı Kisrį düşdi ķayśer (2a, 19) 2.4.5.9. Nerimân

Şahnâme’de adı geçen pehlivanlığıyla ünlü olan Nerimân, Sâm’ın babası, Zâl’ın dedesidir. Divan edebiyatında kahramanlığın ve yiğitiliğin sembolü olarak anılır.362 Eserde Nerimân övülen için benzetilen olarak zikredilmiştir (24b, 7; 102b, 7).

2.4.5.10. Rüstem

Zâl’in oğlu olan Rüstem, kahramanlığı ve pehlivanlığıyla ünlüdür. Divan şirinde kahramanlığın sembolüdür.363 Eserde i Tehemten, i Destân, Rüstem-i Zâl adlarıyla da anılan Rüstem, kahramanlığının yanında adâletlRüstem-i ve affedRüstem-icRüstem-i bRüstem-irRüstem-idRüstem-ir.

Rüstem, eserde Hz. Süleymân’ın kardeşi olan ve ona ihânet eden Edünyâ bin Dâvûd’ı bulup Hz. Süleymân’ın huzuruna getirmek için yola koyulmuştur. Edünyâ bin Dâvûd’ı arayışı sırasında zâlimliğiyle nam salmış Gazbân Şah’la da savaşmış, bu savaş neticesinde, Gazbân ve oğullarını esir alıp daha sonra onları affederek himâyesine almıştır. (24a-25a; 49b-53b; 89b- 93b; 118b-122a).

2.4.5.11. Sâm

Sâm, Nerimân’ın oğlu Zâl’in babası olup Ferîdûn tarafından kendisine cihân pehlivanı unvanı verilmiştir.364 Divan şiirinde kahramanlığın timsali olan Sâm, övülen kişinin kahramanlığından bahsedilirken kıyas konusu edilip övülen kişinin yanında kendisiniden âciz bir kişi olarak söz edilir.365 Eserde, “pehlivan-ı rûzgâr”, “pehlivân-ı cihân” ve “server-i Süleymân” terkipleriyle de anılan Sâm, Hz. Süleymân’ın en önemli pehlivanlarından biri olup Hz. Süleymân’ın düşmanları Câbir-i Cadı ve cadının emri altındaki Hindistan şahı Maklânı Hindî ile mücâdele halindedir. Sâm, Kahramân-ı kâtil şevketli, Nerimân heybetli Efrâsiyāb kâmetli bir pehlivandır. O öyle güçlü, kuvvetli bir pehlivandır ki nice padişahları tahtından etmiş; Horasan, Bedehşan, Sindüstan gibi

362 Tökel, a.g.e., s. 188-189.

363 Pala, a.g.e., s. 382.

364 Yıldırım, a.g.e., s. 603-604.

nice memleketleri fethedip nice ganimetler elde etmiştir (36a-39b; 40b, 18-21; 64a-68a;101b-109b; 132a-136b).

2.4.5.12. Zâl

Zâl, Sâm’ın oğlu, Rüstem’in babasıdır. Saçı, kaşı ve kirpiği beyaz olarak doğduğundan ihtiyar anlamına gelen Zâl adı verilmiştir. Babası Sâm, Zâl’i bu hâliyle görünce ondan kurtulmaya karar vermiş ve onu Sîmurgun yaşadığı Elbürz dağına bırakmıştır. Burada Sîmurg tarafından büyütülmüştür.366 Zâl, divan şirinde ihtiyarlığın ve kahramanlığın timsali olarak anılmaktadır.367

Zâl’in, Sâm’ın oğlu, Rüstem’in babası olduğu eserde de zikredilmiştir (23a, 1-9).

Eserde Zâl, Kârûn-ı Pîl-ten ile birlikte cadı ve cadının ordusuyla savaşan Sâm’a yardım ederler. Fakat savaşı kazamayacaklarını anlayınca Zâl ve Kârûn-ı Pîl-ten Sâm’ın yanından ayrılırlar ve yolda türlü mâcerâlar yaşarlar (31b- 35b; 78a- 79a).