• Sonuç bulunamadı

IV. Çalışmayla İlgili Kaynakların Tanıtımı

1. BÖLÜM

2.1. EMÂLİ’NİN MAHİYETİ

2.1.2. Ahmed b. İsâ’nın Emâlî Adlı Eseri

2.1.2.5. Nüshaları

2.1.2.5.3. Matbu Nüshalar Arasındaki Farklılıklar

Eserin 1981 baskısında, siyâsî ve kelâmî içerikli rivayet ve görüşlerin Emâlî’nin kapsamına dâhil edilmesi, eserin genel tablosunu önemli oranda değiştirmiştir. Öyle ki söz konusu bölümler ve içerikleri incelendiğinde, Murâdî’nin (ö. 290/903) hocası Ahmed b. İsâ’ya (ö. 247/861) kelâmî tartışmalara dair yönelttiği sorulara ilişkin cevaplar geniş yer tutmaktadır. Bununla beraber bu başlıklar altında Kâsım er-Ressî (ö. 246/860), Abdullâh b. Mûsâ (ö. 247/861) gibi geleneğin öncü isimlerinin görüşlerine de yer verildiği görülmektedir.448 Ayrıca burada Ali ve Muhammed b. Ahmed’in babaları Ahmed b. İsâ’dan aktardığı rivayetler ile kimliği

445 Ayrıntı için bkz. Sabine Schmidtke, Christoph Rauch, David Hollenberg, The Yemeni Manuscript Tradition, Brill Press, Leiden, 2015, ss. 122-123.

446 Bkz. Ahmed b. İsâ b. Zeyd b. Ali (247/861), Kitâbu Ra’bi’s-Sad’, thk. Ali b. İsmâ’îl el-Mueyyed, Dâru’l-Mahacceti’l-Beydâ, 2. bs., Beyrut, 1428/2007.

447 Eserin 1981 ve 1990 baskıları arasında birtakım kelamî tartışmaları ihtiva eden rivâyet metinleri özelinde kendini gösteren farklılıklara dair tafsilat için tezin 3. bölümüne bakılabilir.

448 Ahmed b. İsa, Kitâbu’l-‘Ulûm, s. 302, 303, 304, 307, 309 vd.

belirsiz kimselerin gerek Ahmed b. İsâ’ya yönelttiği sorular gerekse Kâsım er-Ressî’den işittikleri haber veya görüşü Murâdî’ye naklettikleri görülmektedir.449

Bu hususlar, Emâlî’nin farklı tarihlerde gerçekleştirilen baskıları arasındaki en temel farklılıklardır. Bazı bâb başlıklarının 1990 baskısında salât, zekât, tahâret vb. gibi bölüm başlıkları altına yerleştirilmesi dışında, aşağıdaki tabloda yer alan üç bölüm ve bu bölümlerin konu başlıkları Ra’bu’s-Sad’ isimli eserde yer

) (Nebi’yi ziyaretin fazileti) 3

نيسحلا ةرايز لضف (

ع

) (Huseyn’i ziyaretin fazileti) 2

بدلأا و دهزلا باتك

قفرلا (Yumuşak huyluluk) 2 املاظ ناعأ نميف (Yardım) 4 اللَّ يلا ءاعدلا (Allah’a dua) 1 ركنملا نع يهنلا و فورعملاب رملأا (İyiliği emir

kötülükten nehiy) 2 ةناملأا (Emanet) 1 ربكلا و ةبيغلا (Gıybet ve kibir) 2 حيبستلا (Allah’ı tenzih) 4 لضف

ةقدصلا (Sadakanın fazileti) 2 فورعملا عانطصا (İyilikte bulunmak) 3 رذعلا لوبق (Özrün kabulü) 3 هركملا و يسانلا (Unutan ve zorlanan) 2 ةلصاولا و ةمشاولا (Dövmeli ve peruklu kadın) 1 ةيدهلا (Hediye) 1 اللَّ هملعب بلطي ملاعلا (İlim talep eden kimse) 3 هلام نود لتق نم 4 ةبيغلا (Dedikodu) 2 ةرمعلا و جحلا ف يشملا (Hac ve umre hakkında) 6 ثنجملا (Muhanneslik) 18

ةروعلا رتس (Örtünme) 6 هريغ يف (Diğer konular) 17

يبنلا ايؤر (Sadık rüya) 1

Tablodan da görüleceği üzere, kader bölümünde 6 bâb ve 37 rivâyet, Ehl-i Beyt’in fazileti bölümünde 3 bâb ve 41 rivâyet, zühd ve edeb bölümünde ise 39 bâb ve 187 rivâyet, Emâlî’nin matbu baskıları arasındaki farklardır. Buraya kadar eserin ilk baskısının özelliklerini ortaya koymak suretiyle ikinci baskısından farkını göstermeye çalıştık. Şimdi de 1990’da üç cilt olarak Kitâbu Ra’bi’s-Sad’ ismiyle basılan Emâlî’nin ana hatlarıyla 1981 baskısından farkını ortaya koymaya çalışacağız.

1990 baskısını tetkîk ettiğimizde siyâsî ve kelâmî tartışma konularına yönelik herhangi ipucunun bu baskıda yer almaması dikkat çekicidir. Öyle ki sadece kitâb ve bâb başlıklarında değil, rivayetlerde de kelam içerikli herhangi bir ayrıntı bulunmamaktadır. 1981 baskısında hem bölüm hem de konu başlıklarına yansıyan ve tabiatıyla mevcut rivâyetlerin bir kısmını şekillendiren bu tablo, 1990 baskısında oldukça farklı bir muhteva ve çerçeveye dönüşmüş durumdadır. 1981 baskısının aksine, halku’l-Kur’ân, amel-iman ilişkisi, mürtekibu’l-kebîre, fısk-imân-küfür, emr-i bemr-i’l-ma’rûf ve nehy-emr-i anemr-i’l-münker, kader, meşîet-emr-i emr-ilâhî, emr-istemr-itaat, tefsemr-ir ve Gadîr-emr-i Hum gibi siyâsî-itikâdî mevzuları konu alan herhangi bir bâb başlığı, rivâyet veya

görüşün bu baskıda yer almaması, bu dönüşümün en açık göstergesidir. Eserin ikinci baskısında karşımıza çıkan bu önemli detay, hiç kuşkusuz, muhakkik Ali b. İsmâîl el-Mueyyed (ö. 1970) ile yakından ilgilidir. Çünkü Ali b. İsmâîl’in 1940’lı yıllarda başlayan “takrîb”450 düşüncesini benimsediği bilinmektedir.

Bu düşünce, İslam mezheplerinin ilmî ve fikrî sahalarda ortak hareket etme, mevcut fikrî problemlerde yardımlaşma ve ümmetin birliğini tesis etme gibi amaçlarla ortaya çıkmıştır. Süreç içerisinde çeşitli aşamaları geride bırakarak dâru’t-takrîb beyne’l-mezâhibi’l-İslâmiyye çatısı altında uzun bir süre faaliyet göstermiştir.

Mezhepler arası sorunları belirli ilkeler çerçevesinde tartışmak, bu minvalde periyodik tartışmalı ilmî toplantılar düzenlemek, tekfîr ve aşırı söylemler yerine orta yolu takip ederek uzlaşı kültürünü yerleştirmek, mezhep çatışmaları yerine ümmetin problemleri ile meşgul olmak, asgari müştereklerde bir araya gelerek İslam birliğini sağlamak, takrîb müessesesinin önde gelen hedefleri arasındadır.451

Söz konusu hedefleri hayata geçirmek üzere Ali b. İsmâîl el-Mueyyed, Ehl-i Sünnet ve Şia arasında gerçekleşen görüşmelere Yemen’den katılım sağlamış ve Zeydiyye mezhebini temsilen dâru’t-takrîb müessesesinin üyesi olmuştur.452 Bu bağlamda Ali b. İsmâîl, üye sıfatıyla faaliyet gösterdiği Dâru’t-Takrîb kurumunun öngördüğü mezhepler arası telfik projesini Emâlî üzerinden gerçekleştirmek istemiştir. Bu hedef, eserin 1990 baskısına yansımış ve ilk baskıda yer alan bazı bölümler, kanaatimizce mezhepler arasında ayrışmaya neden olabileceği endişesi ile yeni baskıdan çıkartılmıştır. Zira söz konusu projenin başından itibaren taraflar arasında devam eden görüşmeler, müspet bir ivme kazanmıştır. Şiî ve Sünnî kesimleri temsil eden katılımcılar, ilmî toplantılarda ele alınan problemleri ve çözüm yollarını, Risâletü’l-İslâm adlı süreli bir dergide neşrederek uzlaşı kültürünün daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamışlardır. Süreç içerisinde, ilgili projeye yeni katılımcılar eklenmiş ve taraflar arası görüşmelerde belirli bir aşama kaydedilmiştir.

450 Takrîbu’l-Mezâhib düşüncesinin arka planı ve kavramsallaşma süreci için bkz. Ramazan Tarik, İslam Düşüncesinde Mezhepleri Yakınlaştırma Düşünceleri (Takrîbu’l-Mezâhib: Mısır Örneği), Basılmamış Doktora Tezi, İÜ SBE, İstanbul, 2018, ss. 175-185; İlyas Üzüm, “Dâru’t-Takrîb” DİA, TDV Yay., İstanbul, 2010, C. XXXIX , ss. 467-469; W. Ende, “Takrîb” The Encyclopaedia of Islam, E. J. Brill Press, Leiden, 2000, S. 10, ss. 139-140.

451 Tarik, Mezhepleri Yakınlaştırma Düşünceleri, ss. 54-77.

452 Ali b. İsmâîl el-Mueyyed’in Kahire’deki Dâru’t-Takrîb mensupları ile çekilmiş fotoğrafı için bkz.

Ahmed b. İsa, Emâlî, I, Giriş, s. 7; Abdülkerîm Biâzer eş-Şîrâzî, el-Vahdetü’l-İslâmiyye evi’t-Takrîb beyne’l-Mezâhibi’s-Seb‘a, Müessesetü’l-A’lemî li’l-Matbû‘ât, 2. bs., Beyrut, 1412/1992, Mukaddime, s. 17, 25.

Dolayısıyla Ali b. İsmâîl, olumlu seyreden toplantılara zarar vermemek ve elde edilen kazanımları koruyabilmek için ilk baskıda yer alan bazı bölüm ve konu başlıklarını yeni baskıya dâhil etmemiştir. Biz Ali b. İsmâîl’in bu girişimini sürecin muhafazasına olumlu bir katkı olarak mütalaa ediyoruz. Zira o, sadece eserde mezhepler arası uzlaşı kültürünü olumsuz yönde etkileyebilecek başlıkları çıkarmakla kalmamış, beraberinde eserdeki rivayetlerin Sünnî hadis mecmualarındaki yerlerine işaret eden bir tahrîc çalışması da yapmıştır. Bu anlamda Ali b. İsmâîl, Emâlî’nin tahkîk, tahrîc ve şerhini gerçekleştirmek suretiyle, eserdeki rivayet ve görüşlerin, Şiî ve Sünnî camia arasında ortak hadis kültürü inşâ etmeye dönük önemli bir birikim olarak değerlendirilebileceğini ortaya koymuştur. Nitekim ikinci baskının mukaddimesinde de ifade edildiği üzere,453 şârih Ali b. İsmâîl’in bu gayesi, 1990 baskısının ismine de yansımış durumdadır. Emâlî’nin ikinci baskısının

باتك بأر

عدصلا ismiyle gerçekleştirilmiş olması, eserin ne tür bir fonksiyona sahip olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir.