• Sonuç bulunamadı

IV. Çalışmayla İlgili Kaynakların Tanıtımı

1. BÖLÜM

2.2. EMÂLİ’NİN KAYNAKLARI

3.1.2. Emâlî’deki Başlıkların Seçimi ve Tertibi

3.1.2.2. Bâb Başlıkları

3.1.2.2.6. Emâlî’deki Başlıkların Orijinalitesi

‘Ale’l-ebvâb türü tasnîf edilen eserlerin ekseriyetinde, kitâb veya ebvâb şeklinde tabir edilen ana başlık kullanımında hemen hemen aynı başlıklar tercih edilmiştir. Söz gelimi temizlik temalı rivayetleri bir araya getiren bölüm kitâbu’t-tahâret; namaz hakkındaki rivayetlerin toplandığı bölüm ise kitâbu’s-salât şeklinde isimlendirilmiştir. Muhteva merkezli hadis edebiyatı mahsullerinin neredeyse tamamında bölüm başlıklarının bu şekilde inşa edildiği görülmektedir.

Örneğin iftira, zina, katl, ve hırsızlık gibi cürümlere verilecek cezalara ilişkin rivayetleri ihtiva eden bölümün, kitâbu’l-hudûd dışında farklı bir şekilde isimlendirilmesine rastlanmamaktadır. Bu durum, Emâlî’nin bölüm başlıkları için de geçerlidir. Eserlerin ana başlıklarının inşasına yansıyan bu yöntem, hadis

618 Ahmed b. İsa, Emâlî, II, s. 1007, 1270, 1306, III, s. 1458, 1479, 1595.

musannifleri tarafından genel kabul görmüş ve süreç içerisinde yerleşik bir kural haline gelmiştir. Buradan hareketle biz, eserlerin bölüm başlıkları bağlamında orijinallik tartışması başlatmanın doğru olamayacağı kanaatindeyiz. Özellikle III./IX.

asırda sünen tertibatında vücuda getirilen Emâlî’nin kitâb başlıklarının orijinalitesi üzerinden herhangi bir tahlile girişmenin isabetli olmayacağı açıktır. Zira hadis musannifleri arasında, bölümlerin isimlendirilmesi hususunda genel bir mutabakatın bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla bölüm başlıkları yerine, söz konusu özgünlük analizini bâb başlıklarında aramak, tutarlı neticeler elde etmek bakımından daha makul görünmektedir. Bu kısa girişin ardından Emâlî’deki bâbların özgün konu başlıkları olup olmadığını tespit etmeye geçebiliriz.

Bazı bölüm ve bâb başlıkları, tasnif hareketinin başlarından itibaren, hemen her musannif tarafından istimal edilmiş müşterek başlıklardan ibarettir. Nitekim Fuat Sezgin (ö. 2018), evvelki edebiyatın tebvîb metoduna tabi olma hususiyetinin Kütüb-ü Sitte’nin her bir eserinde de görKütüb-üldKütüb-üğKütüb-ünKütüb-ü ifade etmektedir. Özellikle İbn Mâce’nin, Sünen’indeki bâb ve bölüm başlıklarının kayda değer bir kısmının hocası Ebubekr İbn Ebî Şeybe’nin el-Musannef’inden alınmış olması bu durumu özetler niteliktedir.619 Aynı şekilde Abdürrezzâk’ın da hocası Ma’mer b. Râşid’in kullandığı bâb başlıklarından etkilenmiş olduğunu söyleyebiliriz.620

Benzer bir tablo Emâlî için de geçerlidir. Öyle ki Emâlî’deki bâb başlıklarının önemli bir kısmının hicrî III. asırda tasnif edilen edebiyatın tebvîb düzeni ile büyük bir benzerlik arz ettiği görülmektedir. Bu durumu, eserdeki konu başlıklarının seçim ve tertibinin Muhammed b. Mansûr tarafından yapıldığı şeklinde değerlendirmek mümkündür. Çünkü Ahmed b. İsâ, yaşadığı dönemin sosyal ve siyâsî koşullarından dolayı döneminin ilim meclislerinden uzak kalmıştır.

Ayrıca kaynaklarda onun, yaşadığı Kûfe, Bağdat ve Basra havalisinde, dönemin meşhur fakîh ve muhaddisleri ile de yakın temas içerisinde olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Emâli’nin bâb başlıklarının III/IX.

asrın eserleriyle olan benzerliğini, Ahmed b. İsâ’nın tasarrufuyla izah etmek uzak bir ihtimaldir. Bu açıdan bakıldığında Emâlî’deki konu başlıklarının tertib ve tanziminin büyük ölçüde talebesi el-Muradi tarafından gerçekleştirildiği söylenebilir.

619 Sezgin, Buharinin Kaynakları, s. 116

620 Değerlendirme için bkz. Bünyamin Erul, Hadis Tetkikleri, OTTO Yay., Ankara, 2016, s. 197.

Şu durumda Emâlî’nin konu başlıklarının doğrudan Ahmed b. İsâ tarafından tespit ve tanzim edildiğini söylemek mümkün görünmemektedir. Şayet Zeyd b.

Ali’ye nispet edilen Mecmû’un bir nüshasının Ahmed b. İsâ’nın elinde bulunduğunu kabul edecek olursak, Emâlî’nin bâb başlıklarının Ahmed b. İsâ tarafından belirlendiğini ileri sürebiliriz. Çünkü Emâlî’nin tebvîbi ile Mecmû’un bâb başlıkları arasında şekil yönünden önemli bir benzerlik olduğu görülmektedir.621 Dahası Mecmû’daki rivayetlerin büyük bir kısmının Emâlî’de yer alması da bu durumu destekler niteliktedir. Fakat halihazırda elimizde Mecmû’un yazılı bir materyal olarak Ahmed b. İsâ’nın elinde bulunduğu ve Emâlî’nin tebvîb ve tertibinde de ondan etkilendiğini gösterecek sarih bir bilgi bulunmamaktadır. Dolayısıyla biz Emâlî’nin bâb başlıklarının seçimi ve tanziminde, eserin câmii Muhammed b.

Mansûr’un daha fazla rol oynadığı kanaatindeyiz.

Emâlî’de yer alan bâb başlıklarının önemli bir kısmı, hem kendisinden önceki musannefatın hem de kendi döneminin diğer eserlerinin konu başlıkları ile örtüşmektedir. Söz konusu benzerlik, bazı bâblarda aynı lafızların tercih edilmesinden bazı bâblarda ise aynı manayı ifade eden farklı lafızların kullanılmasından kaynaklandığı görülmüştür.

Söz gelimi bâbu’t-teyemmüm, bâbu salâti’l-leyl, bâbu’l-ğusl gibi mücmel başlıklar ekseriyetle aynı şekilde tercih edilmiştir. Buna mukabil muhtevasındaki rivayetler hakkında detay içeren mufassal bâb başlıkları ise umumiyetle değişik lafız ve terkiplerle ifade edilmiştir.

Örneğin Emâlî’de zekât bölümünde yer alan ةاكز ميتيلا لام يف ري مل نم باب bâb başlığı; Tirmizî’nin Sünen’inde ميتيلا لام ةاكز يف ءاج ام باب şeklinde,622 İbn Ebî Şeybe’nin Musannef’inde غلبي ىتح ةاكز ميتيلا لام يف سيل لاق نم şeklinde,623 Abdurrezzâk es-San‘ânî’nin Musannef’inde هتاكز ءاطعإو هيف سامتللإاو ميتيلا لام ةقدص باب şeklinde624 yer almaktadır.

Emâlî’deki başlıkların büyük bir kısmı, gerek kendisinden önceki gerekse sonraki tasnîf ürünü eserlerle benzer konu başlıklarını ihtiva etmektedir. Tabiatıyla burada eserin tamamen orijinal bir tebvîb yapısına sahip olduğunu söylemek isabetli

621 Bu durum Ahmed b. İsa’nın, Zeyd b. Ali ˃ Amr b. Hâlid ˃ Huseyn b. Ulvân kanalıyla kendisine ulaşan rivayet ve görüşleri eserine alması ile yakından ilgilidir.

622 Tirmizî, Zekât, 15.

623 İbn Ebî Şeybe, Musannef, II, s. 379.

624 Abdurrezzâk es-San‘ânî, Musannef, IV, s. 66.

olmayacaktır. Zira III./IX. asır itibariyle, eserlerin belli bir olgunluğa eriştiğini, içerik bakımından farklı tercihler ortaya çıkmakla beraber şekil yönünden bu dönemin edebî eserleri arasında genel bir benzerlik olduğunu görüyoruz. Özellikle söz konusu eserlerin amacının, mevcut rivâyet malzemesini müstakil bölüm/ konu başlıkları veya râvî isimleri altında bir araya getirme ameliyesi olduğunu düşündüğümüzde, bu sahada vucuda getirilen edebî türlerin birbiriyle şekil yönünden benzerlik taşıması kaçınılmaz bir durumdur.

Bölgeden bölgeye cüzî birtakım farklılıkar dışında aynı zaman diliminin ürünü olan bu eserlerde benzer içerikli konu başlıklarının gündeme gelmesi ve dolayısıyla bu muhtevada rivayet malzemesinin tertip ve tasnif edilmesi, döneminin mu’tad bir ilmî hareketi olarak görülebilir. Bu bakımdan incelediğimiz kadarıyla özelde Emâlî’ye genel olarak da Zeydî geleneğin fikir ve düşünce yapısına has birkaç başlık dışında, diğer hadis musannefatında yer almayan herhangi bir bâb başlığına rastlamadık.625 Özetle eser, gerek kendisinden önceki musannefat ile gerekse III./IX.

asır eserleriyle bâb başlığı özelinde benzer tercihleri yansıtması bakımından önemlidir.