• Sonuç bulunamadı

2.4. Sorumluluk Halleri

2.4.1. Yolcunun Uğradığı Zarar

2.4.1.3. Manevi Zararlar

- VarĢova/La Haye Rejimi'nde tartıĢmalı olan önemli bir konu da, madde 17 hükmü çerçevesinde yolcunun taĢıyandan manevî tazminat istemeye hakkı olup olmadığı hususudur.

Hemen yukarında açıklamaya çalıĢtığımız gibi, VarĢova/La Haye sistemi'nde 17. madde açısından sadece objektif, belirgin, maddî emareler gösteren bedenî zararların

taĢıyanın sorumluluğuna yol açacağı, yolcunun maruz kalacağı manevî, ruhsal ve dimağî elem, sıkıntı ve ıstırabın 17. maddenin kapsamına girmeyeceği düĢüncesi egemendi.

Bu görüĢe göre, tek baĢına ruhsal veya manevî elem 17. madde anlamında taĢıyanı sorumlu tutmaya yeterli olmayıp ancak bedeni zararın, bir somut yaralanmanın sebep olduğu manevî veya ruhsal ıstırabın sorumluluğa yol açabileceği savunulmakta idi.

Bu görüĢler kaynağını bir yönü ile Ġngiliz Common Law sistemine göre verilmiĢ olan emsal kararlarında bulmakta idi.

Common Law'da manevî ve ruhsal sıkıntılar ancak bir bedenî zararın sonucunda ortaya çıktığı takdirde sorumluluk sebebi olmaktadır.

Bu düĢünce her ne kadar zamanla değiĢmiĢ ve bir maddî zarar olmaksızın da manevi zararların sorumluluğa yol açacağı görüĢü egemen olmaya baĢlamıĢ ise de sadece manevî zarara iliĢkin talepleri 17. maddenin kapsamı dıĢında bırakan kararlar baskın görüĢü oluĢturmakta idi.

Hatta manevî zararları 17. maddenin kapsamı içinde gören 22 Mart 1972 tarihli bir karar, üst derece mahkemesi tarafından bozulmuĢtur.237

Ancak, daha yeni kararlarda, mahkemelerin tutum değiĢtirdiğini ve herhangi bir bedenî zarar olmaksızın dahi sadece yolcunun maruz kaldığı heyecan, sıkıntı veya manevî ızdırabın, tek baĢına bir talep nedeni oluĢturacağı görüĢünü benimsediklerini izlemekteyiz.

- Doktrinde, herhangi bir bedensel zarar olmadan da, yolcunun çektiği sıkıntı, elem, ruhsal bunalım karĢılığında taĢıyandan manevî tazminat isteyebileceği kabul edilmektedir.

TartıĢma, VarĢova SözleĢmesi'nin resmî metnindeki Fransızca ibareden kaynaklanmaktadır. M, 17'de «...de mort, de blessure ou de toute autre lesion corporelle...» denmekte ve bu ifade Ġngilizce‘ye «...death or wounding... or any other bodily injury...» olarak çevrilmiĢ bulunmaktadır.

237 Herman v. Trans World Airlines, Inc., 22 Mart 1972, 12 avi. 17.304;

Bkz. SÖZER, Türk Sivil Havacılık Kanununun Hükümlerine Göre TaĢıyan ve ĠĢletenin Sorumluluğu , s. 27–30, Dip Not:66–67.

Bu ifadeye dayanılarak, bodily injury kavramı tamamen fiziksel nitelikteki beden zararlarını kapsayacak Ģekilde ele alınmakta ve dolayısiyle sadece manevî tazmi- nat istekleri red olunmakta idi.

Doktrinde ise, Fransız hukuku'nda lesion corporelle (veya dommage corporelle) kavramının, dammage materiel ve dommage moral kavramlarını birlikte içerdiği ve böylece hem maddî zararlar ve hem de tamamen manevî zararlar için tazminat talebine dayanak oluĢturacağı belirtilmektedir.

Bir maddî zarar olmadan da, sadece manevî tazminat taleplerinin madde 17 kapsamı içinde taĢıyanın sorumlu tutulmasına yol açacağını kabul eden kararlarda, söz konusu maddede yer alan «...diğer herhangi bir bedeni zarar...» (...or any other bodily injury...» kavramı geniĢ olarak yorumlanmıĢtır.

Bu kararlarda özellikle, «yaralanma» kelimesinin yanı sıra diğer herhangi bir bedenî zarar ibaresinin varlığına değinilmekte ve maddî zararların «yaralanma» kavramı ile yeteri kadar açık ifade edilmiĢ olmasına rağmen, diğer herhangi bir bedenî zarar ibaresine de yer verilmiĢ olmasının, üzerinde Önemle durulması gereken bir öğe olduğu ileri sürülmektedir.

Ayrıca, VarĢova SözleĢmesi'nin yolcunun -gecikme dahil (m. 19)- maruz kalacağı tüm zararlardan ötürü taĢıyanı sorumlu tutması karĢısında, sırf açık bir deyim kullanılmadığı için manevî zararlardan sorumluluğu öngörmediğini iddia etmenin yersiz olacağı ve VarĢova/La Haye Sistemi'nin esası ile bağdaĢmayacağı ifade edilmektedir.

- Doktrinde bazı müelliflerinde kabul ettiği gibi Bizce de VarĢova/La Haye Rejimi'nde 17. madde hükmünü manevî ve ruhsal sıkıntıların yarattığı sonuçları da kapsayacak Ģekilde yorumlamak gerekir.

Aksi takdirde, hem taĢıyanın sorumluluğu dar bir çerçeveye inhisar etmiĢ olacak, hem de Sistem'in öngörmediği bir sorumsuzluk nedeni yaratılmıĢ olacaktır.

Söz konusu 17. madde açıkça yaralanma haline ek olarak diğer herhangi bir bedenî zarar demekle, dar anlamında yaralanmanın dıĢında, yolcunun uğrayabileceği baĢka tür zararları da öngörmüĢtür.

Bedensel kelimesini zorunlu olarak somut insan vücudu olarak anlamamak gerekir. Özellikle SözleĢme metninin Fransızca olarak yazılmıĢ, bulunması ve La Haye Protokolü'nün de Fransızca metne üstünlük tanımıĢ olması dikkate alınacak bir öğedir.

Bu açıdan yorum yapıldığı takdirde ise, manevî zararların 17. maddenin kapsamı içinde kaldığı sonucuna ulaĢılacaktır.238

Diğer taraftan, doktrin ve uygulamada genellikle kabul edildiği üzere, VarĢova SözleĢmesi ana hedef olarak havayolu ile yapılan taĢımalarda her türlü soruna çözüm getirecek, özellikle taĢıyanın sorumluluğunu ve yolcunun haklarını uyum içinde den- geleyip, ortaya çıkacak anlaĢmazlıkları halledecek hükümleri içeren, kendine yeterli nitelikte bir düzenleme yaratmayı amaçlamıĢtır.

Bu itibarla da, yolcunun maruz kaldığı manevî zararlar için taĢıyandan bir talepte bulunamayacağını ileri sürmek, VarĢova/La Haye Sistemi'nin esasına aykırı düĢecektir.

- Yukarıdaki tartıĢmaların ıĢığı altında Türk Hukuku'na baktığımız zaman, VarĢova/La Haye Sistemi'nin uygulama alanına giren uluslararası taĢımalarda yolcunun maruz kaldığı bir bedensel zarara bağlı olarak ve koĢulları gerçekleĢmiĢ ise, manevî tazminat da isteyebileceğini rahatça söyleyebiliriz. Yine bu tür taĢımalarda, bedensel bir zarar olmadan da, sadece manevî tazminat isteyebilmenin mümkün olacağı savunulabilecektir. TSHK'nun 120. maddesi açısından da, her iki Ģıkta manevî tazminat istemeye bir engel olmadığı kuĢkusuzdur.239

Yargıtay bir kararında Hac seyahati dönüĢü sırasında bagajı kaybolan davacının, getirdiği hediyeleri yakın akraba ve tanıdıklarına armağan edememesi nedeniyle, seyahatin özelliği dikkate alındığında, davalı taĢıyıcının, akde aykırı davranıĢı sonucu davacının, koĢulları oluĢan BK.nun 49. maddesine göre, manevi tazminata hak kazandığını kabul etmiĢtir. 240

Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında; Dört günlük programı kültürel ağırlıklı, Prag tatili için davalı hava yolu firması ile Prag‘a hareket etiklerinde, bavullarının bu yolculukta kaybolması ve gezi programı dâhilindeki kıyafet gerektiren etkinliklere katılamayan ve bu nedenle mutsuz tatil geçiren davacıların, manevi tazminat taleplerini; Manevi tazminat isteminin dayandığı olgular olarak salt eĢyanın kaybı olmayıp, kaybedilen ve telafisi, tekrarı mümkün olmayan anların kaybı, belirtildiğinden salt sözleĢmeye aykırılığın manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya

238 SÖZER, Türk Sivil Havacılık Kanununun Hükümlerine Göre TaĢıyan ve ĠĢletenin Sorumluluğu, s. 27–30. 239 SÖZER, Türk Sivil Havacılık Kanununun Hükümlerine Göre TaĢıyan ve ĠĢletenin Sorumluluğu , s. 27–30. 240 Y. 11. H.D. 12.11.2001 T. 2001/5985 E. 2001/8861 K. sayılı kararı, Bkz. Kazancı Ġçtihat Programı.

özel hal ve Ģartlar nedeniyle aynı zamanda davacının kiĢilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenle bir yönüyle de BK. nun 41. maddesi anlamında haksız eylem niteliğini taĢıması gerekeceğini belirterek davacıların manevi tazminat istemlerini haklı bulmuĢtur.241