• Sonuç bulunamadı

2.9. Sorumluluk Davası

2.9.2. Hasarın Ġhbarı

2.9.7.2. Gecikme Halinde

Türk sivil Havacılık Kanununda, bagaj ve yükün kayıp ve hasarında olduğu gibi gecikme zararlarında da tazminatın nasıl hesap edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. TSHK. md. 106 uyarınca, VarĢova sözleĢmesi‘nde de bir hüküm yer almadığından tazminatın, Ticaret Kanunu Hükümlerine göre tayini gerekmektedir.

Ancak, gecikme halinde tazminatın tayini ile ilgili TTK. md. 780, tazminatın nasıl hesap edileceğini belirtmediği gibi, Türk Sivil Havacılık Kanununun 122. maddesine uygun olmayan bir hüküm içermektedir.

TTK. md. 780‘e göre, ―.. gecikme müddeti, mukavele ile belli olan müddetin iki mislini geçerse… taĢıyıcı bu yüzden doğan zarar ve ziyandan mesul olur.‖

Dikkat edilirse, kara taĢımalarına uygun olarak düzenlenmiĢ bu hükmün, sürati nedeniyle tercih edilen hava taĢımaları ile pek bağdaĢmadığı görülmektedir. Bunun yanında, zarar TTK. md. 780‘e göre tayin edildiği takdirde, gecikme, sözleĢmede belli olan müddetin iki mislini geçmemiĢ ise, doğan zarardan taĢıyıcı sorumlu olmayacaktır.

Böyle bir sonuç ise açıkça TSHK. md. 122‘ye ters düĢmektedir. Bu nedenle, gecikmenin, ―…mukavele ile belli olan müddetin iki mislini geçmesi..‖ ne bakılmaksızın, taĢıyıcı zararı tazminle yükümlü tutulmalıdır.

Zira, TSHK. md. 12, gecikmenin süresi ile ilgili herhangi bir sınırlama getirmemektedir. Kaldı ki, zaten, TTK. md. 780; 785‘in aksine tazminat miktarının nasıl hesap edileceğini değil, sorumluluğun Ģartları TSHK. md. 122‘de düzenlendiğinden, TSHK. md. 1067nın atfı yüzünden, tazminatın tayini bakımından, TTK. md. 780‘e baĢvurulmamalıdır.

Ücretin iadesi konusu ise farklıdır. Bu konuda Türk Sivil Havacılık Kanununda bir hüküm yer almadığından, TTK. md. 780‘deki Ģartlar gerçekleĢtiğinde, taĢıma ücretinin iadesi istenebilmelidir.

Gecikme zararlarından dolayı taĢıyıcının sorumlu olacağı tazminat miktarı, TSHK. md. 124‘deki sınırlar içerisinde kalmak kaydı ile genel hükümlere (BK. md. 98‘in atfı nedeni ile, md. 42, 43, 44, 49) göre tayin edilir.

Yükün piyasa değerinin düĢmesi, gönderilenin, gecikme nedeniyle taahhüdünü zamanında yerine getirememesi yüzünden cezai Ģart ödemesi, sözleĢmenin feshi nedeniyle tazminat talebine maruz kalması, ticari eĢyanın sergiye yetiĢememesi, tipik gecikme zararıdır.

Gecikme nedenine dayanın; ―takip eden zararlar‖ (dolaylı zararlar, sonuç zararları), mesela, kar mahrumiyeti, bagajın zamanında ulaĢtırılamaması yüzünden kaçırılan tatil imkânı, TSHK. md. 122‘nin kaynağını teĢkil eden VK. Md. 19 anlamında zarar kavramına dâhil değildir.

Bu tür zararların tazmini konusu mahkemenin hukukuna tabidir. Bu yüzden de, bu zararlara iliĢkin sorumsuzluk kayıtlarının VK. Md. 23‘e aykırı olmadığı kabul edilmektedir.

Bu yönde Türk Sivil Havacılık Kanunu ile VarĢova SözleĢmesi‘nin uygulaması arasında fark vardır. TSHK. md. 125 uyarınca, taĢıyıcının sorumluluğunu kısmen veya tamamen kaldıran her Ģart hükümsüzdür.

Bu bakımdan, Türk Sivil Havacılık Kanununun uygulamasında, taĢıyıcının, ―takip eden zararlar‖ dan (dolaylı zararlar, sonuç zararları), sorumlu olmadığını öngören Ģartlar hükümsüz olmalıdır. TSHK. md. 125‘in amir hükmü nedeniyle BK. md. 99‘un uygulama imkanı da bulunmamaktadır.

TaĢıyıcının, gecikme nedenine dayanan, ―takip eden zararlar‖ dan sorumlu olup olmayacağı sorunu illiyet bağı ile ilgilidir ve uygun illiyet bağı teorisine göre çözülmelidir.

Bir görüĢe göre, bagaj veya yükün kayıp ve hasarı aynı zamanda ―gecikme zararı‖ olarak nitelendirilememelidir. Yani geciken sürede meydana gelen hasar ve kayıp hali, gecikme zararı olarak kabul edilmemeli ve TSHK. md. 122 değil, md. 121 uygulanmalıdır.

Ne var ki Türk Sivil Havacılık Kanunu ve kaynak VarĢova SözleĢmesi, hangi zararların gecikme zararı olarak nitelendirileceği yönünde bir hüküm ve sınırlandırma getirmemektedir.

Bu bakımdan, zararın nedeninin ―gecikme‖ olması, o zararın gecikme zararı olarak nitelendirilmesi için yeterli olmalıdır. Bagaj veya yükün geciken sürede kaybı

veya hasarı ile bu kayıp ve hasarın gecikme nedeniyle meydana gelmesi farklı Ģeylerdir.

Geciken sürede, eĢyanın, taĢıyıcının adamı tarafından çalınması, gecikme zararı olarak kabul edilemez ama, gecikme nedeniyle sebze, çiçek vs. nin bozulması, hem hazar yahut kayıp, hem de tipik bir gecikme zararıdır.

Kayıp ve hasara neden olan ―gecikme‖, TSHK. md. 121‘de yer alan ―olay‖dır.

Yani gecikme nedenine dayanan kayıp yahut hasar hallerinde TSHK. md. 121 ve 122‘nin Ģartları aynı zamanda gerçekleĢmektedir. O halde burada hakların yarıĢması durumu ile karĢılaĢmaktayız.

Zararın nedeni, kümülatif ve bu nedenlerden birisi ―gecikme‖ ise, TSHK. md. 121 ve 122 kümülatif olarak uygulanmalıdır.

Ancak aĢikâr bir gecikme söz konusu değilse veya zararın gecikme nedenine dayandığı aĢikâr değilse, aksi ispat edilene kadar, 121. madde uygulanmalıdır.

Gecikme sorumluluğu ile, kayıp ve hasar sorumluluğu arasında, sorumluluğun sınırı bakımından bir fark bulunmamaktadır. Hasarın nedeni gecikme ise, hasara mahsus ―ihbar‖ yükümlülüğü ortadan kalkmalıdır.

Gecikme nedeniyle ödenecek tazminat miktarı, TTK. md. 785 uyarınca, eĢyanın objektif değerini aĢabilecek midir?

Zarar nedeninin ―gecikme‖ olması ve zararın da hasar veya kayıp olarak nitelendirilmesi halinde, tazminat miktarı TTK. md. 785‘e göre tayin edilmelidir.

Bunun dıĢındaki hallerde de yine zararın, eĢyanın objektif değerini aĢmaması gerektiği, çoğunlukla kabul edilmektedir.

Kara taĢımaları ile ilgili olarak ileri sürülen bu düĢünceler, esas itibariyle hava taĢımalarında da benzer önemi taĢımaktadır. Ne var ki, gecikme nedeniyle ödenecek tazminatın, eĢyanın objektif değeri ile sınırlandırılmasını öngören bir hüküm bulunmadığı gözden ırak tutulamaz. Bu bakımdan, gecikmeden doğan zararlarda, tazminatın miktarı hesap edilirken, TTk. md. 785 katı bir Ģekilde uygulanmamalıdır. Tazminatın miktarı, BK.md. 43‘e göre hesap edilmelidir.

Anılan hükme göre, hâkim, tazminatın Ģümulünü, ―…hal ve mevkiin icabına göre…‖ tayin eder. Bu itibarla Ģu yön dikkate alınmalıdır; Genel taĢıma hukuku teorisinde, kayıp ve hasar halinde ödenecek tazminatın, eĢyanın objektif değeri ile

sınırlandırılmasını gerektiren nedenler, gecikmeden doğan zararlarda da söz konusudur.

EĢyanın kayıp ve hasarı halinde, tazminatın, eĢyanın objektif değeri ile sınırlı olarak hesabının nedeni, taĢıyıcının borcunun muhtevasındadır.

TaĢıyıcı, nihayet eĢyanın bir yerden diğer bir yere taĢınmasını üstlenmektedir. Durumu, bu haliyle diğer borçludan farklıdır. Her gün değiĢik kiĢilere ait çeĢitli eĢyaların taĢınmasını gerçekleĢtiren taĢıyıcı, çoğunlukla, taĢıdığı bu eĢyaların sonradan ne amaçla kullanılacağını diğer sözleĢmelerden farklı olarak, bilecek durumda değildir.

EĢyanın objektif değerinin üzerinde bir tazminatın istenilmesi, esas itibariyle, borcun muhtevası ile bağdaĢmamaktadır. Zira, sorumluluk (tazminat miktarı), borcun bir müeyyidesidir ve borcun muhtevası ile sorumluluğun (tazminatın) Ģümulü arasında bir uygunluk olmalıdır. Bu kural, esas itibariyle, gecikme halinde de, taĢıyıcının, eĢyanın objektif değeri ile sınırlı olarak sorumlu olmasını gerektirmektedir.

EĢyayı geç teslim eden taĢıyıcının ödemesi gereken tazminat miktarının, eĢyayı hiç teslim etmeyen taĢıyıcıya oranla, daha az olması gerektiği adalet düĢüncesi icabındandır.

Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, bu konuda açık bir kuralın yahut yasağın bulunmadığı da gözden uzak tutulmamalıdır.

Çok özel durumlarda, gecikme nedeniyle ödenecek tazminatın, eĢyanın objektif değerinin üzerinde olması mümkün olabilmelidir. Borçlar kanununun 43. maddesinin ifadesi ile ―..hal ve mevkiin icabı..‖, gecikme halinde, eĢyanın objektif değerinin üzerinde bir tazminatın ödenmesini haklı kılabilir.

TTK. md. 786/2‘deki Ģartlar gerçekleĢir ve zarar; taĢıyıcının veya adamlarının ağır kusuru veya hilesinden ileri gelirse, zaten TTK. md. 785‘deki, objektif değerle sınırlı tazminat yöntemi uygulanmayacağından, gecikme nedeniyle tazminat, haliyle eĢyanın objektif değeri ile ilgili olarak hesap edilmeyecektir.322

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÜÇÜNCÜ KĠġĠLERE KARġI SORUMLULUK (Haksız Fiil Sorumluluğu)