• Sonuç bulunamadı

Maliye Nazırı Cavid Bey’in Trabzon Gezisi

İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden olan Cavid Bey,346

İstanbul Hükûmetlerinde aldığı Maliye Nazırlığı görevinin yanında 1911 yılının yaz aylarında içerisine Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun önemli merkezlerini de alan bir dizi yurt gezisi gerçekleştirmiştir. Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti zor günler geçirmektedir. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa istifa etmiş, Cemiyet içinde Hizb-i Cedit hareketi başlamış, dış borçlanmaya gidilmesinden ötürü hükûmetle birlikte özellikle Maliye Nazırı olan Cavid Bey ağır eleştirilere uğramıştır.347

Eleştiriler üzerine Mayıs ayında Cavid Bey görevinden istifa etmiş, Meşrutiyetin üçüncü yıldönümü kutlamaları için Trabzon’da bulunmak ve İttihatçı karşıtlarının güçlenmeye başladıklarının duyulduğu

346 1875’te Selenik’te dünyaya gelmiştir. İbtidaî ve Rüştiyeyi Selanik’te, Mülkiye İdadisini İstanbul’da okudu. 1896’da Mekteb-i Mülkiye’yi bitirdi. Ziraat Bankası’nda memuriyete başladı. 1897’de Maarif Nezareti’ne geçti. Buranın istatistik şubesinde çalıştı. 1898-1902 arası Ayasofya Merkez Rüştiyesi ve Yüksek Öğretmen Okulunda iktisat ve maliye öğretmenliği yaptı. Selanik’te özel bir okulda müdürlük yaparken Manyasızade Refik Bey ve Talat Beyle ilişki kurdu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. 1908 seçimlerinde Selanik’ten mebus seçildi. Hüseyin Hilmi Paşa, İbrahim Hakkı Paşa, Sait Halim Paşa, Talat Paşa ve Ahmet İzzet Paşa Hükûmetlerinde Maliye Nazırı, Sait Paşa Hükûmetinde Nafıa Nazırı olarak görev yaptı. Londra Konferansı’na TBMM Hükûmeti temsilcisi olarak katıldı. Yeni Türkiye Devleti’nde, İttihat ve Terakki Partisi’ni canlandırmak için bazı başarısız girişimlerde bulundu. İzmir’de Atatürk’e karşı yapılan suikastla ilgili bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı ve İstiklâl Mahkemesi’nde yargılandı. 26 Ağustos 1926’da idam edildi. İhsan Güneş, Türk Parlamento Tarihi I. ve II. Meşrutiyet, C. II, Ankara: TBMM Vakfı Yayınları, 1998, s. 516-517. Cavid Bey’in hayatı ve siyasi serüveni hakkında geniş bilgi için bkz. Nazmi Eroğlu,

Fırtınalı Günlerin Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey, 1. Baskı, İstanbul: Bir Harf Yayınları, 2006. 347

Maliye Nazırı Cavid Bey’e yönelik bir eleştiri Tarık gazetesinin sütunlarında yer almıştır. Burada Cavid Bey’in Mösyö Loran adlı bir yabancı temsilciyle yaptığı bir mali kanunun, Osmanlı maliyesini Osmanlı Bankası üzerinden yabancıların hâkimiyeti altına sokacağı dile getirilmiştir. “Bu kanunu Cavid Bey değil de bir başkası yapsa, kabul ve imza ile meclise kadar götürse idi acaba hakkında neler söylenmez, neler yazılmazdı. Belki çoktan Divan-ı Âlî’ye bile sevk olunurdu” sözleriyle eleştiri sahası İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne ve onun meclisteki temsilcilerine kadar genişletilmiştir. Yine eleştiriye bir gerekçe olarak “murakabe hakkı o kanun-ı merdud ile Osmanlı Bankası’na verilseydi acaba kuvve-i siyasiye ve idariyemizin mütevali ve pek bariz hatalarıyla, acziyle zuhur eden isyanların, iğtişaşların teskinine taalluk eden teşebbüsat ve sevkiyat-ı askeriyeye nasıl imkân bulunabilirdi” ifadeleri kullanılmıştır. Bkz. Tarık, 4 Ağustos 1327/17 Ağustos 1911, No: 72, s. 5.

122

şehirde propaganda yapmak amacıyla kapsamlı bir geziye çıkmayı düşünmüştür.348

Böyle bir gezinin İttihat ve Terakki Cemiyeti için de çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Zira Cavid Bey’in yapacağı gözlemler onlara, cemiyetlerinin özellikle taşradaki gücü hakkında bir fikir verecektir. Bu gezide, Cavid Bey’le birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli isimlerinden Teşkilat-ı Mahsusacı Ömer Naci Bey349

ile yine İttihat ve Terakki’nin önemli basın organlarından olan Tanin gazetesinin yazarlarından Ahmet Şerif Bey ve Selanik Merkez Kumandanı Kaymakam Nazım Bey’e suikast düzenleyen, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilk üyelerinden Mustafa Necib de bulunmuştur.350

Dönemin İttihatçılığa yakınlığıyla tanınan Trabzon’da Meşveret gazetesi gelenlere dair haberi İstanbul gazetesinden alıntılayarak vermiştir. Buna göre, Meclis-i Umumî’nin tatili sonrası Cavid Bey’in Ömer Naci Bey’le birlikte Trabzon, Samsun, Erzurum, Bitlis, Diyarbakır ve Van havalisine bir seyahat yapacaklarını, gidecekleri yerlerde Meşrutiyetin faydasına dair konferanslar vereceklerini ve inşa edilecek demir yolları ile arazi meseleleri hakkında incelemede bulunacaklarını Trabzon halkına duyurmuştur. Ardından gazete, “Bu muhterem simaların, Anadolu’nun saf ve pak muhitinde fikr-i terakki bütün manasıyla intişara başlayacağı şüphesiz bulunduğundan bu seyahatin kuvveden fiile çıkmasını bütün samimiyet-i kalbimizle temenni eyleriz.” diyerek duygularını dile getirmiştir.351

2.3.1. Cavid Bey ve Heyetinin Trabzon’da Karşılanışı

Cavid Bey ve heyeti Trabzon’da gösterilerle karşılanmıştır. Heyet adeta bir sevgi seli arasında, kayıklarla denizden sahile getirilmiş ve alkışlar arasında Trabzon’a ayak basmıştır. Cavid Bey ve yanındakilerin Trabzon’da karşılanışlarına dair önemli bilgiler Ahmet Şerif’in gezi yazısında mevcut olmakla birlikte,352

daha ayrıntılı bilgilere Trabzon’da Meşveret gazetesinde rastlamaktayız. Buna göre misafirleri karşılamak üzere her tarafta hazırlıklar yapılmıştır. Bu hazırlıklar çerçevesinde 15 kayık hazırlanarak Aya Sofya tarafından denize açılmış, daha sonra Cavid Bey ve arkadaşları Gülcemal vapurundan içerisi süslenmiş bir kayığa alınmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti de limanı

348 Kudret Emiroğlu, “Maliye Nazırı Cavid Bey’in Trabzon Gezisi (1911)”, Trabzon, 4, (1990), s. 53.

349

Osmanlı İttihat ve Terakki Merkez-i Umumi Murahhaslarından olan Ömer Naci Bey, daha önce Mustafa Necip Bey’le birlikte Nisan 1910 senesinde Anadolu Vilayetlerinde bir seyahat yapmak üzere İstanbul’dan Trabzon’a bir İtalyan vapuruyla gelmiştir. Bkz. Trabzon’da Meşveret, 31 Mart 1326/13 Nisan 1910, No: 165, s. 1.

350 Emiroğlu, ““Maliye Nazırı Cavid Bey’in Trabzon Gezisi (1911)”, s. 53; Rahmi Çiçek, “Osmanlı Taşra Kenti Trabzon’da Siyaset (1908-1914)”, Uluslararası Osmanlı Tarihi Sempozyumu Bildirileri, (8-10 Nisan 1999), İzmir, 2000, s. 540.

351 Trabzon’da Meşveret, 4 Mayıs 1327/17 Mayıs 1911, No: 276, s. 1.

352 Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, (Haz. Mehmed Çetin Börekçi), C. 1, Ankara: TTK Yayınlar, 1990, s. 291-292.

123

kırmızı beyaz renklerle ve bayraklarla donatmış, yine liman ağzından birçok sandal ve kayıkların karşılamaya hazır olmasını sağlamıştır. Karşılamada Vali Bekir Sami Bey, Nemlizade Hacı Osman, Eyüpzade İzzet, Fırka Kumandan Vekili, Jandarma Heyet-i Teftişiye Reisi, Ermeni Murahhası, Taşnaksutyun Heyeti ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Trabzon Şubesi üyeleri hazır bulunmuştur. Karaya ayak basılmasından sonra Uzun Sokak’taki İttihat ve Terakki kulübüne gidilmiş, kısa bir dinlenmenin ardından ise valiliğe, belediyeye, fırka kumandanlığına ve müftülüğe ziyaretlerde bulunulmuştur. Bu karşılama ve ziyaretlerde jandarma mızıkası da çeşitli marşlar çalarak çoşkunun yükselmesini sağlamıştır.353

Bu şekilde anlatılan karşılama törenine karşılık, dönemin muhalefet gazetesi olarak kabul gören Tarık gazetesinde ise karşılanış: “Cavid Bey’in karşılanmasına Valinin daveti üzerine eşraftan birkaç kişiyle bazı memurlar gitmiş, sebeb-i izahını anlayamadığım askerî mızıka da karşılamaya katılmıştı. Oysa biz bunları kalbi ve hakiki bir teveccühten ziyade resmî bir zorunluluğa bağlıyoruz. Karşılamada dikkate değer bir hal de gördük. Cavid Bey belli kişiler ve beş altı askerle sanki bir mücrim sevk edilir veya bir tehlikeli mevkiden geçer gibi garip bir teyakkuz altında İttihat ve Terakki Kulübüne varmıştır.” şeklinde ifade edilmiştir. Hâlbuki Trabzon’dan Jön Türk gazetesine yazılan ve Tanin’in alıntıladığı habere göre Cavid ve Naci Beyler, hazırlanan arabaya binmeyi reddederek İttihat ve Terakki Kulübüne alkışlarla, hazırlanan yeşil dallarla süslü zafer takının altından yürüyerek gitmiştir.354

Tarık gazetesinin karşılama töreni ile ilgili diğer bir eleştirisi ise gazeteci Zeki Bey’in öldürülmesi meselesidir. Payitahtın hürriyet şehidi Zeki Bey’in katli üzerine genel bir üzüntü ve matem içinde bulunduğu sırada böyle bir karşılamanın ne derecede milletin kalbini meyus edeceğini içeren Rize ahalisinden alınan bir telgrafı yayınlamıştır. Gazete ayrıca bu telgrafı yayınladığı sayısında “alamet-i matem” olmak üzere siyah yazı ile de çıkmıştır.355

Ahmet Şerif ise seyahat haberinin yayılmasıyla Tarık’ın sinir hastalığına uğramış gibi misafirlerin aleyhine yazmadık bir şey bırakmadığını, yapılan karşılama hazırlıklarına

353

Trabzon’da Meşveret, 6 Temmuz 1327/19 Temmuz 1911, No: 294, s. 1-2. Bu karşılanış töreninin anlatıldığı yazıda Giresun’da da güzel bir karşılama yapıldığı, İttihat ve Terakki Kulübüne geçilerek çay ziyafeti verildiği, Cavid Bey’in kulüp balkonundan gelen halka bir konuşma yaptığı belirtilmiştir.

354 Emiroğlu, “Maliye Nazırı Cavid Bey’in Trabzon Gezisi (1911)”, s. 54.

355 Tarık, 4 Ağustos 1327/17 Ağustos 1911, No: 72, s. 3. Tarık gazetesinin bu yönde bir haber yapması üzerine Selanik’te Hasan Bey’in çıkardığı Silah gazetesi, Hasan Hicabi Bey’i ve onun nezdinde Şatırzadeleri ağır bir eleştiriye tâbi tutmuştur. Bunun üzerine Trabzon’da çıkan ama mevcut sayıları elde bulunmayan Faros Tis Anatolis gazetesi, Şatırzadelerin hamiyetli, yardımsever ve Trabzon için önemli bir aile olduklarını belirterek refikine sahip çıkmış, Hasan Hicabi Bey’in ittihad-ı anasır için büyük gayretler gösterdiğini ve aynı gayreti, edebiyle matbuat âlemine katkı yaparak da gösterdiğini ifade etmiştir. Bkz. aynı nüsha, s. 3.

124

itiraz ettiğini, belediyenin ve hükûmetin karşılamaya katılma ve bunun için para harcama hakkı ve yetkisi olmadığını iddia ettiklerini belirtmiştir. Ayrıca karşılamada bir karışıklık çıkarmak amacıyla, birkaç köylüyü para vererek getirdikleri, ancak İttihat ve Terakki’nin Trabzon’daki büyüklüğü karşısında bunu başaramadıklarını ilave etmiştir.356

Tarık gazetesi muhalefetine yine devam etmiş ve Cavid Bey’in Trabzon’a Selanik Mebusu ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin nüfuzlu bir azası sıfatıyla geldiğini, bundan başka resmî bir sıfatının olmadığını belirtmiştir. Sözlerine, Cavid Bey’in iki yıl kadar Maliye Nezareti’nde bulunarak halkı borç altına soktuğunu, Osmanlının sinesinde en büyük yaraları açan Reji İdaresi’ne taraftarlık gösterdiğini, dolayısıyla Cavid Bey hakkında ortaya çıkan hürmeti sarstığını söyleyerek devam etmiştir. Ardından “zavallı ahali! İstikbal edilen zatın kimin ve kime mensup olduğunu ve bazılarının memleket için nasıl bir istikbal ihzar ettiğini tayinden ne kadar acizdir!” sözleriyle son vererek muhalefetinin dozunu da yükseltmiştir.357

Görüldüğü üzere Trabzon’da bir siyasî çekişme kendisini göstermektedir. Özellikle 21 Kasım 1911’de Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurulması sonrasında saflar daha da belirginleşecek ve Tarık gazetesi bu fırkaya meyledecektir. Çekişmenin en büyüğü de bu seyahatin ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurulması358

sonrasında meydana gelen 1912 seçimlerinde yaşanacaktır. İş sadece bununla da bitmeyecek, Mahmut Şevket Paşa’nın ölümüyle alakalı olarak Tarık gazetesi sahibi Hasan Hicabi hapse atılacaktır. Burada en büyük eksiklik elimizde Tarık gazetesinin yeterli sayısının olmaması sonucu karşılaştırmaları daha ayrıntılı yapamayışımızdır.

2.3.2. Cavid Bey’in Trabzon Hürriyet Meydanı’ndaki Konuşması

Dönemin gazetelerine yansıyan farklı senaryolu bir karşılamanın ardından Cavid Beyleri ağırlamak için de özen gösterilmiştir. Örneğin Çarşamba günü akşamı Nemlizadeler, Boztepe’deki konaklarında, Vali, Müftü ve ruhani reisler ve önde gelen kişilerin katılımıyla Cavid ve Naci Beyler şerefine parlak bir ziyafet vermiştir.359

Perşembe

356 Şerif, a.g.e., s. 305.

357

Emiroğlu, “Maliye Nazırı Cavid Bey’in Trabzon Gezisi (1911)”, s. 55.

358 Hürriyet ve İtilâf Fırkası’nın kuruluşu ve faaliyetleri hakkında geniş bilgi için bkz. Ali Birinci, Hürriyet

ve İtilâf Fırkası II. Meşrutiyet Devrinde İttihat ve Terakki’ye Karşı Çıkanlar, 1. Baskı, İstanbul: Dergâh

Yayınları, 1990; Ali Birinci, “Hürriyet ve İtilâf Fırkası”, Tarih ve Toplum, 7 (273), (1987), s. 273-280; Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler İkinci Meşrutiyet Dönemi, s. 294-343; Kurtuluş Kayalı, “Hürriyet ve İtilaf”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, C. 5-6, İstanbul: İletişim Yayınları, 1985, s. 1436-1444.

359 Trabzon’da Meşveret, 10 Temmuz 1327/23 Temmuz 1911, No:295, s. 5. Nemlizadelerin o dönemin önemli ticaret ailesi olduğu düşünüldüğünde Sabık Maliye Nazırının adına ziyafet vermeleri dikkat çekicidir. Bu ailenin daha sonra elde ettikleri başarılarla Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bafra ve

Samsun-125

günü ise Cavid Bey Trabzonlulara bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma öncesi belediye dairesine gelen Cavid Bey, burada Vali Bekir Sami Bey, Trabzon Mebusları Nemlizade Hacı Osman ve Eyüpzade İzzet Beyefendiler, şehir müftüsü, Rum ve Ermeni ruhani reisleri ve memleketin diğer ileri gelenleriyle birlikte bir yemek yemiş, ardından Hürriyet Meydanı’nda hazırlanan kürsüye çıkarak konuşmasını yapmıştır.360

Cavid Bey, konuşmasında Trabzonlulara gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür ettikten sonra meşrutî hükümetlerin üç senelik icraatlarından bahsetmiştir. Üç yıl içinde kanunu üstün kılmaya çalıştıklarını, ilerleme yolunda adımlar atmaya çalışırken isyanlarla, engellerle karşılaştıklarını, ancak yılmadan siyasi ve şahsî ayrılıklarla mücadele ettiklerini belirtmiştir. Diğer taraftan eğitime yatırım yapmak adına büyük gayret gösterdiklerini, fakat memleketin büyüklüğü ve üç sene gibi kısa bir sürede her şeyin tamamlanamadığını vurgulamıştır. Meşrutiyet öncesi adalet yerine zulmün, ilim yerine cehaletin, mektepler yerine hapisanelerin olmasından memleketin harabeye döndüğünü vurgulamış ve sözlerine şöyle devam etmiştir:

Bu zorluklar dolayısıyla mucize gösteremeyecek olan insanlar ve başındaki hükûmet bu üç sene içinde yapılması pek kolay olmayan şeyleri bile yapmıştır. Vatanın ötesinde berisinde asar-ı nafıa vücuda getirmiş, şimendiferler, limanlar, rıhtımlar yapmaya başlamış, memlekete hayat verecek olan merakizde, her türlü terakkiden mahrum kalan mahallerde, bir nazar-ı ihtimam, bir teselli, bir eser-i uhuvvet göstermeye başlamıştır.

Suriye sahillerinde, Yemen’de dolan az, küçük fakat her halde mühim bir şimendifer, Rumeli’de, Anadolu’da diğer bir demir yolu vücuda getirmiş, daha sonra bunların hepsinin fevkinde mühim olmak üzere on dokuzuncu asrın son senelerinin en müşkil siyasî meselelerinden biri olan Bağdat şimendifer meselesini halletmiştir. Bu meseleler bizim için can, hayat, beka, ruh meselesi demektir…

Sonra sizin şehrinize ve komşunuz müstakil livaya ait teşebbüsü de vardır. Bir buçuk seneden beri Samsun’dan Sivas’a, Trabzon’dan Erzurum’a bir demir yolu inşa etmek vesaitini taharri eylemektedir. Sizin bu babda ne kadar sabırsız olduğunuzu bilirim. Fakat emin olunuz ki sizin şiddet-i intizarınızdan dolayı değil size karşı olan vazifesini ifa etmek maksadıyladır ki, bunları halletmekle uğraşmaktadır. Fakat maalesef bizim memleketimizde mazinin kötü idaresi neticesi olarak küçük bir iktisadî ve malî mesele yoktur ki, oraya bir siyaset tırnağı karışmış olmasın. Öyle meseleleri halletmek, ayıklamak zannedildiği kadar kolay değildir. Bazen size sebepsiz ve manasız görünen tehirlerin sebebi budur. Hükûmet şimdiye kadar bu topraklardan aldıklarını vermek zamanı geldiğine iman etmiştir.

İstikbalin en büyük defineleri sizin topraklarınızdadır. Anadolu topraklarında güzel madenler, el değmemiş madenler şimdiye kadar alınan mahsulâtın pek çok emsalini verecek arazi, bu toprakların üstünde şimdiye kadar dimağları işletilmemiş insanlar zeki ve kabiliyetli. Bu halkı yükseltmek elbette vesait-i nafıayı yapmakla olur. Pek yakın bir zamanda şehrinizin bir köşesinde demir yolu örüldüğünü görecek, mühendislerin yeşil deniz kenarında tedkikat-ı fenniyede bulunduklarını müşahede edeceksiniz. Hükûmetin vesait-i malîyesi bütün onları bir anda vücuda getiremez. Sizin daima inanmanız lazım

Çarşamba demiryolunun yapımına yönelik önemli bir vazifeyi devlet eliyle aldıkları da unutulmamalıdır. Geniş bilgi için bkz. Nedim İpek, “Samsun Sahil Demiryolu”, Geçmişten Geleceğe Samsun, 1. Baskı, (Haz. Cevdet Yılmaz), Samsun: Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Eğitim Hizmetleri Daire Başkanlığı, 2006, s. 333-348.

360

126

gelen şey var ise, o da siz kendinizi ne kadar çok düşünüyorsanız sizin kadar belki sizden ziyade düşünen bir heyet-i hükûmetin mevcudiyetidir.

Geleceğe dair yapılacaklardan bahsetmesine rağmen Cavid Bey, hazinenin içinde bulunduğu zorlukları da dile getirmiş, ancak “Ben bu milletin geleceğinde başkaları gibi kışlar, hazanlar değil bahar görüyorum” diyerek umut dolu sözlerle konuşmasını bitirmiştir.361

Konuşmanın değerlendirmesini yapan Ahmet Şerif’e göre dinleyiciler, hayatlarının en mutlu, en sonsuz, en unutulmaz dakikalarını yaşamışlardır. Cavid Bey’in sözleri karşısında binlerce kişi vatanseverlikten coşmuştur. O, zaferden emin, başarısına inanmış, bir ordu kumandanı gibi kahramanca söz söylemiş, ruhları, meşrutiyet gerçeğinin fethedici ve sihirleyici avucuna almıştır.362

Ahmet Şerif’in bu sözlerinin biraz abartılı olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak bu gezinin amaçlarından birisinin de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin propagandasının yapılması gerçeği olduğu unutulmamalıdır. Bu doğrultuda, gerek konuşmacının sözlerindeki Cemiyet ile hükûmeti övücü ve masum gösterici ifadelerinin gerekse Cemiyet’e yakınlığıyla bilinen Tanin gazetesi yazarının sözlerinin biraz da bu açıdan değerlendirilmesi gerekir.

2.3.3. Cavid Bey ve Heyetinin Trabzon’dan Ayrılışları

Cavid Bey ve yanındakiler Trabzon’da çeşitli ziyaretler, konuşmalar ve ileri gelen vilayet önderleriyle görüşmeler yaptıktan sonra Pazartesi sabahı Maçka üzerinden Erzurum’a doğru yola çıkmıştır. Trabzon halkı misafirlerini karşılarken olduğu gibi uğurlarken de yalnız bırakmamışlar ve Maçka’ya kadar kendilerine eşlik etmişlerdir. Yola çıkılmadan önce Vali Bekir Sami Bey, Mebuslar İzzet ve Osman Efendiler, Müftü, ruhani reisler, erkân-ı memurin, askerî ümera ve memleketin ileri gelenleri Uzun Sokak’taki İttihat ve Terakki Kulübü’nde toplanmış, merkez ve altı diğer şube ve sancakları beraberinde, kırk kadar arabayla Değirmendere’ye gitmişlerdir. Burada bekleyen genç bir topluluk donanma tüfekleriyle heyeti karşılamıştır. Bunlardan bir kısmı Hacı Mehmed mevkiine kadar gelmiş ve oradan geri dönmüştür.

Vali ile birlikte Jandarma Heyet-i Teftişiye Reisi Osman Şani Bey, Mebus İzzet Efendi, Nemlizade Cemal Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti Murahhas Mesulü Rıza Bey, Heyet-i Merkezîye azaları ve Rize’den Trabzon’a gelen özel bir heyet ise yirmi beş faytondan oluşan bir konvoyla Maçka’ya kadar gitmişlerdir. Misafirlerin Maçka’ya doğru

361 Trabzon’da Meşveret, 10 Temmuz 1327/23 Temmuz 1911, No:295, s. 3-5; ayrıca bkz. Şerif, a.g.e., s. 293-302. Bu konuşma Tanin gazetesinde 1051 ve 1052 numaralı nüshalarında da mevcuttur.

362

127

geldiklerini haber alan bölge yöneticileri de bir karşılama düzenlemiş ve kalabalık iyice artmıştır. Akşam olması dolayısıyla Eyüpzade Besim Efendi’nin otelinde Cavid Bey ve arkadaşlarına yer ayırtılmıştır. Cavid Bey burada da bir konuşma yapmış, eğitimden, meşrutî hükûmetin ahaliye ve ahalinin meşrutî hükûmete karşı olan vazifelerinden bahsetmiştir. Daha sonra otelde dinlenmeye çekilen heyet Salı sabahı erkenden yola çıkmıştır.363

Trabzon bu dönemde Cavid ve Naci Beylerin gelişiyle tarihi günlerinden birini yaşamıştır. Daha önce vurguladığımız gibi, Trabzon’da İttihat ve Terakkiye karşı muhalefetin arttığı haberlerinin duyulması da bu gezinin yapılmasında etkili olmuştur. Ahmet Şerif de böyle sözler işittiklerini, ancak karşılaştıkları her olayın, bütün şehir tarafından, bu söylentileri yalanlamak için düzenlenmiş olduğunu, hele şahsî kin bulaşmış şekil ve anlamıyla muhalefetin hiçbir zaman yaşayamayacağını Trabzonluların ispat ettiklerini vurgulamıştır.364

Tarık gazetesinin Cavid Bey ve heyetinin gelişini önemsiz gösterebilme gayretine rağmen, bu önemli şahıslar parlak şekilde karşılanmış ve ağırlanmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin zor bir dönemden geçiyor olmasına rağmen popülerliği ve 1908 inkılâbı sonrası kendilerine atfedilen Cemiyet-i Mukaddese inancı hâlâ çok yüksektir.

363 Trabzon’da Meşveret, 13 Temmuz 1327/26 Temmuz 1911, No:296, s. 1; Şerif, a.g.e., s. 307-310.

364