• Sonuç bulunamadı

Maden Arama Çalışmaları:

2. GÜMÜŞHANE SANCAĞI’NIN İKTİSADİ YAPISI

2.1.1.3. Maden Arama Çalışmaları:

XVIII. yüzyıldan sonra maden ocaklarının işletilmesinde büyük çapta çözülme yaşanmaya başlamasıyla devlet, bu çözülmenin önüne geçebilmek amacıyla Tanzimat’ın ilanından sonra çıkardığı nizamnâmelerle ve kanûnnâmelerle özel sektörün önünü açarak

madencilik sektörünü tekrar canlandırmaya çalışmıştır.470 Bunun için 1842 yılında

465 TVS 1888, s. 160-161. 466 TVS 1871, s. 237-239. 467 TVS 1880, s. 309. 468 TVS 1880, s. 311. 469 Cuinet, a.g.e, s. 126. 470

Ahmet Çağatay, İbrahim Çopuroğlu, “Gümüşhane Kurşun-Çinko Yataklarının Mineralojisi”, Maden

Teknik Arama Dergisi, Sayı: 111, Ankara 1990, s. 62; Maden işletmelerinde yakıt olarak ağaç kömürü

kullanılması, yüzyıllardan beri düzensiz ve bilgisizce harcanarak ocakların çevresindeki ormanların tüketilmesi, odun ve kömürün çok uzak yerlerden nakledilmeye çalışılması, yol yokluğu, can ve mal

71

Maâdin-i Hümâyûn Meclisi kurmuş, 1858’de Arâzî Kanûnnâmesi, 1861 tarihinde de Maâdin Nizamnâmesi çıkarmıştır. 1887 tarihinden itibaren ise yabancılara 99 yıla kadar

imtiyazlar verilmeye başlanmıştır.471 Madencilik sektöründe atılan bu adımlar ve bu

yüzyılda Avrupa’da gelişen sanayi için Osmanlı topraklarında bol miktarda maden olduğu yönündeki Avrupa’daki yaygın kanaat sonucunda ise kısa zamanda Anadolu toprakları maden işletmesi yapan yabancı müteşebbislerin akınına uğramaya başlamıştır. Bir taraftan maden arama ruhsatı alan girişimciler diğer taraftan Gümüşhane Sancağı’nda uzun yıllar aktif bir şekilde faaliyet gösteren ancak daha sonra kendi kaderine terk edilen madenlerin işletme ruhsatı almaya başlamışlardır.

Bu bağlamda Gümüşhane bölgesindeki madenlere ilgi duyan başta yabancı ve gayr-i müslgayr-im olmak üzere çok sayıda ggayr-irgayr-işgayr-imcgayr-i bölgede maden arama ruhsatı almaya başlamıştır. Bu girişimciler Torul Kazası’nın Manastır Mevki’nde bakır madeni, Herek Mevki’nde bakır ve simli kurşun madenleri, Torul’un Kürtün Nâhiyesi Şeyhler (Şıhlar), Kızılot, Sığındık, Tornuk, Dandı, Göyül? ve Çatak mevkilerinde bakır madeni, Çayır Mevki’nde bakır, çinko, simli kurşun, Çayırçukur Mevki’nde simli kurşun ve bakır madeni

arama ruhsatı aldılar.472

Gümüşhane bölgesinde ilk düzenli maden arama çalışmaları ise 1883 ile 1888 yılları arasında “Daniel Pappa et Co.” şirketi tarafından yapıldı. Bu şirket Hazine Mağara, Camii Mağara, Mermer Mağara ve Kırıkpavli mağaralarında araştırmalar yaptı. Şirket, mağaralarda vagonet nakliyatı için büyük mağaralar açtı. Aslında şirketin bölgedeki maden

arama çalışmaları bu tarihlerden çok önceye gitmektedir.473 Daniel Papa et Co. Şirketi’nin

güvenliğinin kalmayışı gibi nedenler madenciliğin gerilemesine neden oldu. Ayrıca, maden kaynakları üzerine hiçbir bilimsel araştırma yapılmaması, genellikle başlangıçta yüklü yatırımları gerektiren bu kesimde sermaye yetersizliği, yabancı sermayeye karşı duyulan isteksizlik ve güvensizlik, hükümetin imtiyaz vermede çok ağır davranması ve işçi kıtlığı, gerilemekte olan maden işletmeciliğinin önündeki güçlükleri daha da artırdı. Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881–1908), Ankara 1987, s. 45; Maden ocaklarında çalışacak yetenekli, bilgili usta ve işçi bulunmasındaki zorluklar, bu işletmelerde çağdaş üretim tekniklerinin uygulanamaması gibi nedenlerden dolayı çoğu işletme zarardan kurtulamıyordu. Çadırcı, a.g.e, s. 9.

471

İlk olarak 1866–67 tarihinde Katerin kazasında “Şirket-i Aziziyye-i Mısriyye” şirketine maden işletme imtiyazı verildi. İkinci olarak da 1871–1872 tarihinde Siroz sancağında “Şirket-i Madeniye-i Osmanîyye”ye linyit madenlerinin işletme imtiyazı verilmiştir. İlk olarak kurulan şirketlerden sonra bu tür şirketlerin sayısı artarak Osmanlı coğrafyasının değişik bölgelerinde faaliyet göstermeye başlamışlardır. Muharrem Öztel, II.

Meşrutiyet Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul 2009, s. 106. 472

Abdülvahhab Hayri, a.g.e, s. 57.

473

V. Kovenko, “Gümüşhane’nin Simli Kurşun Madenleri”, Maden Teknik ve Arama Mecmuası, Sayı: 3/24, Ankara 1941, s. 283.

72

yöneticisi Krauze'ye göre Gümüşhane yataklarındaki maden arama çalışmaları 1860 yılında yılına kadar uzanmaktadır. Bu şirketin çalışmaları 1894 yılında işletme yetkisinin

elinden alınması ile son bulmuştur.474

2 Temmuz 1887 tarihinde Giresunlu Hüseyin Nazif Efendi Kürtün Nâhiyesi’ne bağlı Folköy, Emrik Köyü ve Şıhlar Köyü’nün Dere Mevki ve çevresinde bulunan maden çeşitlerini arama ruhsatını elde etti. Ancak Hüseyin Efendi maden arama imtiyazını elde

etmesine rağmen kısa süre sonra bu imtiyazını başka müteşebbislere devretti.475

474

Çağatay, a.g.m, s. 62.

475

73 2.1.2. Maden İşletmeciliği:

Arkeolojik kazılar, Gümüşhane Bölgesi’nde madenciliğin çok erken dönemlerde

başladığını göstermektedir.476 Bu öneminden dolayı Gümüşhane şehri İskender tarafından

imar edilmiştir.477 XIII. ve XIV. asırlarda ise Anadolu’da gümüşün çıkarıldığı başlıca 4

merkezden biri olmuştur.478 Bir dönem burası madencilik sanatının en iyi öğrenildiği

okullardan biri olarak kabul edilmiştir.479

Osmanlı tarihi boyunca da madencilik, devlet sanayisinin önemli bir kısmını oluşturmuştur. Bu nedenle devlet, madenlerin işletilmesine ve yönetilmesine çok önem

vermiştir. Önemine binaen maden ocaklarının çoğu emanet usulü ile işletilmiştir.480 1479

yılında Osmanlı hâkimiyetine giren maden yataklarıyla meşhur olan Gümüşhane Bölgesi emanet usulüyle işletilmiş ve 1520 yıllarında “Karye-i Eski Canca” olarak kaydedilmiştir. Daha sonra gümüş yataklarına yakın mevkide Süleymaniye Camii ve çevresinde yeni

yerleşim birimleri kurularak şehir zamanla gelişmeye başlamıştır.481

Bağdat’ın fethi için Gümüşhane’den geçen IV. Murat buradaki madenlerin devlet tarafından işletilmesini ferman buyurarak maden emini Serabidis Yani’ye hilat giydirmiş

ve bundan sonra Gümüşhane halkının bütün vergilerden muaf tutulmalarını emretmiştir.482

Bu yüzyılda madencilik yönünden işlevsellik kazanan Canca, idârî açıdan Trabzon Eyâleti’ne bağlı iken Trabzon Eyâleti’nde defterdar bulunmadığı için Canca Maâdin Mukataası ile ilgili işlemler yakın olması hasebiyle Erzurum Hazinesi Defterdarı’nın

kontrolüne verilmiştir.483 Bu dönemde 7 yerden kol kalınlığında damarları bulunan ve

hepsi kurşunsuz saf cevherlerden oluşan 70 kadar gümüş madeni ile Gümüşhane madenleri önemli gümüş madenlerinin bulunduğu Kağızman, Hakkâri, Sencar, Bingöl, Akır, Mısır,

476

Mustafa Altunbay, “XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında, Gümüşhane ve Yöresinde Madencilik Faaliyetleri”,

Trabzon Tarihi Sempozyumu Bildirileri (6-8 Kasım 1998), Trabzon 2000, s. 382. 477

Çelebi, a.g.e, s. 645.

478

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1988, s. 254-255.

479

Hamilton, a.g.e, s. 168-169.

480

Fahrettin Tızlak, “XIX Yüzyılın Ortalarında Osmanlı Maden Yatakları”, Belleten, C. LX, Sayı: 229, Ankara 1997, s. 19.

481

Bilgehan Pamuk, “Canca (Gümüşhane) Maden Mukataası’nda İltizam Uygulaması”, Karadeniz

Araştırmaları Dergisi, Sayı: 16, Kış 2008, s. 39-40. 482

Abdürrahim Şerif, “Tarihte Gümüşhane Madenleri”, Anadolu Mecmuası, Hazırlayanlar: Arslan Tekin, Ahmet Zeki İzgöer, Ankara 2011, s. 452.

483

74

Şam, Cebel-i Lübnan, Maanoğlu Dağı, Merzifon Şehri’nin yanı sıra Osmanlı Devleti’nin

önemli maden bölgelerinden biri haline geldi.484

Gümüşhane madenleri tarihi boyunca Osmanlı ekonomisine önemli katkılar sağladı. Buradan çıkarılan madenlerden 3 çeşit para kesilmesinin yanı sıra buradan çıkarılan kurşun madenleri deve ve katır kervanlarıyla Erzurum, Sivas, Tokat, Diyarbakır hatta Halep ve Bağdat’a gönderilerek buradaki camii, medrese ve türbelerin kubbelerinin kaplanmasında kullanıldı. Yine Gümüşhane kurşunları, Osmanlı Devleti’nin İran, Gürcistan ve Dağıstan seferlerinde 20-30 bin kişilik yeniçerilerin tüfeklerinde kullanılan “fındık” denilen mermilerin hazırlanmasında, bakırlar da top mermisi ve fişek kovanlarında kullanıldı. Ayrıca Osmanlı ordularının doğu seferlerindeki masrafları, yeniçerilerin maaşları % 80 ölçüsünde Gümüşhane külçelerinden kesilen altın, gümüş ve bakır

paralarla ödendi.485

Bölgedeki madenlerin bu öneminden dolayı XVII. yüzyılın ilk yarısında Gümüşhane’ye bir de darphane açıldı. Bu darphane Gümüşhane’nin Hacı Emin Mahallesi’nde bulunmaktaydı. Burada basılan akçelerin üzerlerinde ise “Azze Nasruhû Duribe, Fi Çatha” ibaresi yazılıydı.486 XVII. yüzyıl boyunca aktif olarak hizmet veren bu darphane

Canca Mukataası kalemleri arasında yer aldı ve iltizam olarak tasarruf edildi.487 Amerikan

gümüşlerinin Osmanlı piyasasına girmesiyle birlikte darphaneler için lüzumlu madenlerin tedarik edilememesi üzerine belli başlı merkezlerin dışındaki darphaneler kapatıldı. Canca

Darphanesi de işlevselliğini kaybettiği için kapatılan darphaneler arasında yer aldı.488

Her ne kadar Canca Darphanesi kapatılsa da XVIII. yüzyıla gelindiğinde Gümüşhane Bölgesi’ndeki madenler Osmanlı Devleti’nin en önemli maden ocakları

arasında yer almaya devam etti.489 Bu dönemde Gümüşhane’deki gümüş madenleri Türk

hâkimiyetinde bulunan madenlerin en meşhurları arasında yer almaktaydı. Burası madencilik sanatının en iyi öğrenildiği bir okul ve Anadolu’nun diğer bölgeleri için

madenci sağlayan bir bölge olarak görülmekteydi.490 Ülke genelinde yeni keşfedilen

484 Çelebi, a.g.e, s. 645- 646. 485 Kırzıoğlu, a.g.m, s. 73. 486 Çelebi, a.g.e, s. 646. 487

Pamuk, Canca (Gümüşhane) Maden Mukataası, s. 44.

488

Pamuk, XVII. Asırda Gümüşhane (Canca), s. 241.

489

Bu dönemde Gümüşhane Maden Mukataası Eminliği’ne Harşit Havzası boyunca sıralanan madenler dâhildir. Altunbay, a.g.m, s. 383.

490

75

maden yataklarındaki cevherin çıkarılması ve işletilmesi ya da eski maden ocaklarına işlerlik kazandırılması için Gümüşhane’den buralara geçici olarak teknik eleman gönderilmekteydi. Bu dönemde Maraş, Koçana (Üsküp-Köstendil arası), Hüdavendigar (Bursa), Gümüşhacıköy, Keban, Ergani, Bozkır, Niğde/Bereketli, Selanik/Sidrekapısı gibi maden ocaklarında üretimin artırılması için Gümüşhane Maâdin Mülhakatı’ndan

madenciler gönderilmişti.491

XVIII. yüzyılın sonlarına kadar oldukça aktif şekilde işletilmeye devam eden bölgedeki madenlerin bu dönemden sonra verimi azaldığından maden işletmeleri yavaş

yavaş terk edilmeye ve maden üretimi gerilemeye başladı.492 Ocakların verimlerinin

düşmesi, cevherin derinlerde kalması, bunu çıkarabilecek teknolojiye sahip olunamaması, sermaye yetersizliği, maden mülhakatındaki ormanların tükenmesi, eşkıyâların maden ahalisine musallat olmaları ve Gümüşhane maden emanetine mensup prustad, baltacı ve diğer teknik elemanların başka maden ocaklarında istihdam edilmeleri gerilemenin

sebepleri arasında yer almaktaydı.493

Gümüşhane Bölgesi’ndeki maden işletmeciliğinin gerilemeye başlamasıyla buradaki ocaklar “Ber Vech-i Emanet” sistemiyle işletilmeye başlandı. Verimin azalmasıyla geliri giderini karşılayamayan ocaklar dönem dönem ihaleye çıkarıldı. İhaleyi elde edenler devlete belli bir meblağ ödemek şartıyla, madeni birkaç yıllığına işletme hakkını elde etmekteydiler. Ancak ihaleyi alan kişilerin madencilerin haklarını korumamaları tepkileri beraberinde getirdi. Bunun üzerine Gümüşhane madenlerinin kimseye ihale olunmayıp eskiden olduğu gibi maaşı darphaneden ödenmek şartıyla tekrar

eminlerin idarelerine bırakılmasına karar verildi.494 Bu uygulamayla birlikte bölgede

491 Altunbay, a.g.m, s. 285. 492 Cuinet, a.g.e, s. 126. 493

Altunbay, a.g.m, s. 380, 385, 390; Bu konuda Sandwith’in tespitleri bu durumu çok iyi ifade etmektedir. Bu madenlerin çıkarılma yöntemlerinin çok ilkel olduğunu söyleyen Sandwith, madencilerin modern tekniklerden ya çok az faydalandığını ya da hiç faydalanmadığını ifade etmektedir. Sandwith, bölgedeki madencilikte hiçbir bilimsel hesap ve madenlerin belli kısımlarını bölme gibi işlemlerin yapılmadığını, kısacası madencilerin atalarından gördükleri biçimde çalıştıklarını anlatmaktadır. 300 kilogram kurşundan 300 dirhem (96 gr) gümüş çıktığını, 100 dirhem (32 gr) gümüşün ise 4 dirhem (12,8 gr) altına karşılık geldiğini vurgulayan Sandwith, her maden ocağının 10 günde bir 200 kilogram kurşun ürettiğini yazmaktadır. Son olarak Sandwith, madenlerin develerin sırtında eritilecekleri yerlere taşındığını, madenlerin eritilmesi için maden ocaklarının kenarlarında bulunan ormanların yakacak kaynağı olarak kullanıldığını belirtmektedir. Sandwith, a.g.e, s. 35-37.

494

76

çıkarılan maden miktarı eskiden bölgede çıkarılan maden miktarının 3’te birinden daha

aşağıya düştü.495

Eskiden yıllık 600 okka (787 ton) gümüş madeni çıkarılan bu ocaklarda 1830’lara

gelindiğinde çıkarılan maden miktarı 20-30 okkaya (26-38 kg) kadar geriledi.496 Bu

duruma paralel olarak senelik 360.000 kuruş kar elde edilen bu madenlerden 100.000 kuruş

dahi elde edilemez hale geldi.497 Bu durum da madenlerin zamanla terk edilmesine ve

bölge insanının büyük bir bölümünün işsiz kalmasına neden oldu.