• Sonuç bulunamadı

Asayiş ve Eşkıyâlık Olayları:

Belgede Gümüşhane Sancağı (1850-1918) (sayfa 173-181)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. GÜMÜŞHANE SANCAĞI’NIN SOSYAL YAPISI

3.1. NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1. Nüfus

3.1.2.4. Asayiş ve Eşkıyâlık Olayları:

Daha çok devletin toplumsal ve ekonomik çöküşünün beraberinde ortaya çıkan nesnel olay olarak ifade edilen eşkıyâlık olaylarına XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren

Gümüşhane Sancağı’nda da rastlanmaktadır.872 Bu dönemde Gümüşhane bölgesinde

meydana gelen eşkıyâlık faaliyetlerinin sebeplerini daha çok idârî taksimattaki boşluklar,

hükümetin uygulamalardaki yanlışlıkları ve bölgenin fizikî özellikleri oluşturmuştur.873

Değişik nedenlerle yurtlarını terk edenlerin 1856 tarihinden itibaren ülke sınırları dışına çıkamaması sonucu kanûn kaçağı konumuna düşmeleri ve bu gibi insanların biraraya gelerek çeteler oluşturmaları da bölgede eşkıyâlık olaylarının artmasına neden olan diğer

bir etkendir.874

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Gümüşhane Sancağı dâhilinde meydana gelen eşkıyâlık olayları kronolojik olarak şöyledir: 1861 tarihinde Yomra Kazası’nın Korkış

870

BOA, İ. AZN, No: 110/1331S-09.

871

BOA, DH. MKT, No: 1171/18.

872

Serdar Öztürk, “Eşkıyâlar, Kabadayılar, Külhanbeyiler ve Silah Toplama”, Bilgi ve Bellek, Sayı: 5, Mart 2006, s. 139.

873

Mehmet Yavuz Erler, “Trabzon Vilâyeti’nde Kanûn Kaçakları (1856-1869)”, Ankara Üniversitesi Dil ve

Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, C. XIX, Sayı: 30, Ankara 1996, s. 77. 874

159

Köyü ahalisinden Kiriyakon oğlu Mustafa, kardeşleri Mehmed, Alemdar ve arkadaşları Maçka Kazası ile Gümüşhane arasında bulunan Kazıklı Yolu’nun Çayırlar Mevki’nde eşkıyâlık faaliyetlerine başlamışlardır. Bu durumun haber alınması üzerine gerekli tedbirler alınmış ve yapılan takibat sonucu çete reislerinden Kiriyakon oğlu Alemdar, kardeşi Mehmed, Korkış Köyü’nden Kaptan oğlu Mustafa, Resul oğlu Ali, Sürmene’nin Zamlı Köyü’nden Biram oğlu Yoska hanelerinde bastırılıp tutuklanarak Trabzon’a gönderildiler. Daha sonra çetenin asıl reisi olan Kiriyaton oğlu Mustafa da tutuklanarak Trabzon’a

gönderildi.875 Tutuklanan bu şahıslar Meclis-i Vâlâ’ya havale edilerek haklarında gerekli

cezalara çarptırıldılar.876

1868 senesinde Gümüşhane'nin Şiran bölgesinde Deli Paşo adlı bir eşkıyânın ortaya çıkması ve bölge halkını mağdur etmesi üzerine eşkıyâları yakalayabilmek için faaliyet gösterdikleri bölgelerin mutasarrıfları aralarında işbirliği yaptılar. Ancak eşkıyâlar musatarrıfların ortak hareket etmelerine ve IV. Ordu’nun takibatına rağmen bir türlü ele geçirilememişlerdi. Bunun üzerine 1869 senesinde Trabzon Valisi Tahsin Bey ve Şiran Müdürü Mustafa Ağa’ya bölgede bulunan 4 aşiret beyine ve maiyetlerindeki 30 nefer silahlı adamlarına 6.000 kuruş vererek onları eşkıyâların takibiyle görevlendirdi. Aşiret reisleri ve maiyetlerinde bulunan adamlarının bölge arâzîsini iyi bilmeleri sebebiyle Deli Paşo ve arkadaşları kısa sürede ele geçirilerek yargılanmak üzere Erzincan Mahkemesi'ne sevkedildi. Eşkıyânın yakalanmasında gayretleri görülen Şiran Müdürü Mustafa Ağa'nın hem mal ve hem de bedenen yapmış olduğu hizmetler gözönünde bulundurularak

“kapucubaşılık” rütbesi verildi.877

1870 tarihlerinde ise Trabzon hanedanından Şatırzâde Mikdad Bey, Gümüşhane Sancağı’na bağlı Santa Köyü’nde yaşayan 30 kadar gayr-i müslim ahalinin para ve

eşyalarını gasp etmişti.878 Bunun üzerine yapılan tahkikat ve takibat sonucunda Şatırzâde

Mikdad Bey yakalanarak gerekli cezaya çarptırıldı.

XX. yüzyıla gelindiğinde ise bölgedeki eşkıyâlık faaliyetlerinin farklı bir boyut kazandığı görülmektedir. Bu dönemde bölgedeki eşkıyâlık faaliyetleri daha çok etnik ve

875

BOA, A. MKT. UM, No: 476/76.

876

BOA, A. MKT. UM, No: 504/38.

877

Erler, a.g.m, s. 86.

878

160

dini bir boyut kazanmıştır. Mahallî din adamlarının bölgedeki gayr-i müslimleri Müslümanlara karşı kışkırtmaları bölgedeki eşkıyâlık faaliyetlerinin artmasına neden olmuştur.

Trabzon Vali Vekili Mehmed Ferit Efendi, bölgedeki mahallî din adamlarının gayr-i müslgayr-imlergayr-i Müslümanlara karşı nasıl kıştırttığını 15 Hazgayr-iran 1907 targayr-ihgayr-inde Bâb-ı Âlî’ye gönderdiği yazıda Hudura Köyü’nde bulunan Rum Manastırı Başrahibi’nin Gümüşhane Sancağı nüfus idaresinden aldığı pasaportla Batum’a gidip geri dönen Antomus ismindeki bir papazın üzerinde Trabzon İskelesi Zabıta Heyeti’nce yapılan aramada üzerinde 3 kitap ile birkaç evrak ele geçirildiğini ifade etmektedir. Ele geçen kitaplar arasında bulunan “Doğu Mecmuası”nda Yunan İhtilali’nde öncülük yapan Makro ve Bucari’nin tarifiyle “Kokak Türkler kayıp olsun, Arabistan’a gitsin, Yunanlılar ileri ileri” gibi coşkulu sözler yazdığını belirtmektedir. Bu sözlerin ise Rumları, Müslümanlar aleyhine şiddetle tahrik ederek galeyana getirdiğini vurgulamaktadır. Ele geçirilen mektupta ise İstanbul’a giden bir geminin düzenli bir şekilde tasvir edilerek Osmanlılar aleyhine Rumların teşvik edildiğini söylemektedir. Rahip Antomus ise yapılan sorgusunda Rusya’ya kiliseye yardım toplamak için gidip 800 lira kadar para toplayarak geri döndüğünü ifade etmiştir. Üzerinde bu evraklarla yakalanan Antomus tutuklanarak evraklarıyla beraber adliyeye sevk

edilmiştir.879 Adliyedeki sorgusunun ardından tutuklanmış ancak kefaletinin ödenmesi

üzerine tahliye edilmiştir.880

3.1.2.5. 1895 Ermeni Olayları:

XIX. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti yönetimi altında “millet-i sâdıka” olarak yaşayan ve devletin önemli kademelerinde söz sahibi olan Ermeniler bu yüzyılda millîyetçilik akımı ve batılı devletlerin müdahalesi ile Osmanlı Devleti’ne karşı harekete geçtiler. Ermeniler ile Müslüman halk arasında eskiden beri var olan iyi münasebetler 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi esnasında zedelenmeye başladı. Bu savaşta Rusya tarafını tutan Ermeni çeteleri tüm doğu Anadolu coğrafyasında olduğu gibi Gümüşhane, Bayburt,

Kelkit, Şiran, Erzincan ve Tercan’da halka zulmederek bölge halkını perişan ettiler.881

879

BOA, Y. MTV, No: 311/65.

880

BOA, Y. PRK. UM, No: 80/126.

881

Kemal Beydilli, “1828-29 Osmanıl-Rus Savaşı’nda Doğu Anadolu’dan Rusya’ya Göçürülen Ermeniler”,

161

Ancak buna rağmen Anadolu’nun pek çok şehrinde olduğu gibi Gümüşhane’de de Ermenilerle Türkler birlikte yaşamaya ve aralarında iyi komşuluk ilişkileri sergilemeye

devam ettiler.882 Osmanlı makamları da Ermenilere karşı bir tavır takınmadı. Bu durumu

Rus raporlarından da tespit etmek mümkündür. Nitekim Baron Vrangel, 1835 yılında Çarlık Rusyası’nın Kafkas komutanlarından Baron Rozen’e gönderdiği raporda kullandığı “…Gümüşhane’de idârî makamların, Rum ve Ermenilere dini ayinleriyle ilgili hiçbir baskı yapmadıkları…” bu durumu gözler önüne sermektedir.883

Ermenilerle Türkler arasında düzelen ilişkiler 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’yle tekrar bozuldu. Ermeniler bu savaşta da Rusya’nın yanında yer aldı. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonunda imzalanan Ayastefanos ve Berlin anlaşmalarıyla Osmanlı diplomasisinde

bir Ermeni meselesi ortaya çıktı.884 Bundan sonra ise Osmanlı Devleti, yıkılıncaya kadar

Ermeni meselesiyle uğraşmak zorunda kaldı. Bütün ülke çapına yayılan Ermeni olaylarından Gümüşhane Bölgesi de etkilendi.

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra tüm yurtta sistematik bir hazırlık içine giren Ermeniler, Trabzon’da hadiseler çıkarmadan önce, şehre öteden beri av için gönderilen barutun % 80 gibi çok büyük kısmını satın alarak hazırlıklara başladılar. Sadece barut alımıyla yetinmeyen Ermeniler, Karadeniz Yolu’yla Trabzon’a gelen martini ve şınaydır tüfekleri, Rus yapımı silahları, fişek ve kovan gibi silah malzemelerini de

depolamaya başladılar.885 Ayrıca Gümüşhane tarafından Osmanlı topraklarına silah

sokarak hazırlıklarını tamamladılar.886

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra başlayan Ermeni taşkınlıkları 1895 yılına gelindiğinde doruk noktasına ulaştı. Olayların en yoğun yaşandığı bu dönemlerde, içlerinde Ermeni bir memurun da bulunduğu nüfus tahrir komisyonunun tespitlerine göre Gümüşhane Sancağı’nda 1.494 Ermeni yaşıyordu ve Gümüşhane nüfusunun yalnızca %

882

Bayram Nazır, “Gümüşhane’de 1895 Ermeni Olayları”, Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Dergisi, Volume XI, Sayı: 1, Haziran 2009, s. 136.

883

Mehmet Bora Perinçek, Sovyet Arşiv Belgeleri Işığında Türk Ermeni İlişkileri 1915-1923, İstanbul Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007, s. 8.

884

Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, İstanbul 1986, s. 1.

885

Yunus Özger, 1895 Bayburt Ermeni Ayaklanmaları, İstanbul 2007, s. 35.

886

5 Şubat 1881 tarihli Petersburg Başkitabeti’nden yazılan şifreli yazıda Ermenilerin Memâlik-i Şahane’ye Gümüşhane cihetinden silah sokmaya çalışırken yakalandıkları ifade edilmekte ve bu konuda yardımlarından dolayı Rus makamlarına teşekkür edilmektedir. BOA, Y. PRK. EŞA, No: 23/70.

162

1,4’ünü oluşturuyorlardı.887 Ermenilerin Gümüşhane’deki nüfus oranı olayların çıktığı

diğer bölgelerle karşılaştırıldığında çok daha düşüktü.888

1895 tarihinde Gümüşhane’de yaşanan Ermeni olayları Trabzon’da meydana gelen olayların bir devamı niteliğindedir. 3 Ekim 1895 tarihinde şehre misafir olarak gelen Van eski valisi Bahri Paşa ve Trabzon Kumandanı Hamdi Paşa’nın saat 11.00’de İstinaf Reisi’nin evine giderken 2 Ermeni’nin silahlı saldırısına uğrayarak ayaklarından

yaralanmaları üzerine Trabzon’da olaylar patlak vermişti.889 Bu olaydan 10 gün sonra 13

Ekim 1895 tarihinde 500 kadar silahlı Ermeni, Trabzon tarafından gelerek Gümüşhane’ye

bağlı Santa Köyü civarında eşkıyâlık faaliyetlerine başladılar.890 Ülkenin her tarafında

meydana gelen olaylardan dolayı Gümüşhane’de bulunan Ermeniler de Müslümanlar hakkında bir süreden beri beslemekte oldukları düşmanlıklarını 25 Ekim 1895 tarihinde

meydana çıkardılar.891 Gümüşhane Kasabası’ndaki olaylar 25 Ekim 1895 Cuma günü saat

5.00 civarlarında başladı.892

Olayların gelişimi 29 Ekim 1895 tarihinde Gümüşhane Sancağı memur heyetinden Vergi Memuru, Tahrirat Memuru, Meclis-i İdare Ser-kâtibi, Düyûn-ı Umûmîyye Müdürü, çok sayıda memur ve aza ile Hıristiyan cemaatin önde gelenlerinden Rum Metropolidi’nin imzalarıyla Trabzon Valiliği’ne yazılarak bildirildi. Heyet tarafından yazılan yazıya göre olaylar şöyle gelişmiştir: Gümüşhane Kasabası’nda bulunan Ermeni milletinden aşçı esnafından Şahbaz adlı şahısın Morankil Köyü’nün geçici zabtiyelerden biri olan Temel adlı 25 yaşındaki bir delikanlıyı feci bir şekilde zehirlemesi ve Müslüman delikanlının

zehirin şiddetinden dolayı vefat etmesi olayların başlangıcını oluşturmuştur.893 Bu olayı

887

BOA, Y. PRK. DH, No: 7/8; Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi, C. I, Ankara 1994, s. 167.

888

Nüfus kayıtlarına göre Trabzon Sancağı dâhilinde toplam 22.681 Ermeni olup bundan 6.000’i Trabzon merkezinde yaşamaktadır. Canik Sancağı’nda toplam 18.174 Ermeni yaşamaktadır. BAO, Y. PRK. DH, No: 7/8.

889

Nazım Paşa, a.g.e, s. 92.

890

Serap Aktaş, Gümüşhane ve Çevresinde Ermeni Faaliyetleri (1895-1914), Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trabzon 2008, s. 43.

891

BOA, A. MKT. MHM, No: 663/10.

892

BOA, Y. PRK. UM, No: 33/16.

893

BAO, A. MKT. MHM, No: 663/10; Hüseyin Nazım Paşa ise Gümüşhane olaylarının sebebini şöyle anlatmaktadır: “Ermenilerin tüfenk patlatmış olmak üzere gördükleri teşvikat ve şuradan buradan talimat-ı

fesadiyeyi hamilen gelmiş olan fedailer tarafılarından zihinlerine ilka olunan fesadat sevkiyle birkaç güne kadar makam-ı mutasarrıfiye bizim ku’ud ettiğimiz göreceksiniz yollu tahdiş-i ezhanı mucib akval-i ilan etmeye ve hükümete karşı kadîmen ihtiyar edegeldikleri vaz’-ı ita’at-karanede ihmal ve tekâsül göstermeye başlamalarıyla beraber jandarma fertlerinden birisini de aşçı bir Ermeni dükkânında zehirlemeleri ve Bitlis olaylarının yevm-i hudusu olan 25 Ekim 1895 günü dükkânlarını açmayarak isyana hazırlandıklarını göstermeleridir.”, Nazım Paşa, a.g.e, s. 167.

163

hükümete haber vermek için zehirlenen kişinin akrabasından birkaç kişi çarşıya geldiklerinde ise Ermeniler evlerine saklanmışlardır. Bu sırada Hacı Nişan’ın ve bazı Ermenilerin evlerinden Ermeni Mahallesi’nden geçmekte olan Müslümanların üzerine ateş edilmesi ve Müslümanlardan 2 kişinin vurularak “vuruldum!” diyerek feryat etmeleri üzerine etraftaki Müslümanlar olay yerine gitmişlerdir. Bunun üzerine Ermenilerden Hacı Nişan, Eczacı Varşan, Boyacıyanlar, Hacı Nişan’ın amcazâdeleri Şahbaz ve diğer bazı evlerden tüfeklerle olay yerinde bulunan Müslümanların üzerlerine ve Müslüman mahallelerine ateş açılmıştır. Çevredeki Müslümanların atılan kurşunların sesini duyması ve çevredeki köy halkından halkın yardım istemesi üzerine yakın köylerdeki Müslümanlar da kasabaya gelmişler ve böylece iki taraf arasında çatışma yaşanmaya başlamıştır. Bölgedeki ihtiyat kuvvetleri, zabtiye redif binbaşısı ve tabur ağası olayların yatıştırılması için çok çaba harcamıştır. Ancak bu çabalarında başarılı olamamışlardır. O sırada Erzincan’dan Trabzon’a gelmekte olan IV. Ordu Nakliye Taburu Daltabanlı Mevki’nde iken olayı haber alarak olay yerine hareket etmiştir. Ancak olayları yatıştırmak için kasabaya gelmekte olan nakliye taburunun gelmesinin engellenmesi için Ermeniler tarafından bu tabur üzerine de ateş açılmıştır. Buna rağmen olay yerine giden ihtiyat ve nizamiye kuvvetleri, zabtiye ve zabitanın gayretleriyle meydana gelen olaylar kısa sürede yatıştırılmıştır. Böylece Müslümanlar Ermenilerin saldırısından kurtarılmıştır. Ermenilerin artık bir şey yapamayacaklarını anlamaları üzerine Ermeni Komitası Reisi Hacı Nişan adeta cephane olarak kullandığı evine kaçmıştır. Hanesinde bulunan silahlar zabt ve müsadere olunmasın düşüncesiyle hanesini emniyete almışsa da askerler ve jandarmanın gayreti üzerine tutuklanmıştır. Bütün bu olaylar sonucunda Müslümanlardan toplam 2 kişi hayatını kaybetmiş 4 kişi de yaralanmıştır. Ermenilerden ise 8 kişi hayatını kaybederken

birkaç kişi de yaralanmıştır.894 Ermenilerden ölenler ve yaralananlar kurşun yarasıyla değil

ağaç ve taşla ölmüş veya yaralanmışlardır. Olay sırasında köy halkından bazıları dükkânları yağma etmişlerse de eşyanın bir miktarı da hükümet tarafından zabt ve

muhafaza edilmiştir.895

Trabzon Valisi Kadri Paşa, Gümüşhane’de Müslümanlar ile Ermeniler arasında olayların başladığını haber alınca hemen olayları yatıştırmaları için bütün memurlara

894

31 Ekim 1895 tarihinde Trabzon Vilâyeti Polis Serkomserliği’nden sadarete gönderilen şifreli telgrafda Ermenilerden 9 ölü, 16 yaralı olduğu, 3 hanenin yandığı ve bazı dükkânların yağmalandığı belirtilmektedir. Nazım Paşa, a.g.e, s. 99-100.

895

164

emirler göndermiştir.896 Ayrıca Kadri Paşa’nın emri üzerine sicil-i ahvâl azasından Cemal,

mahkeme-i temyiz azasından İbrahim ve yaveran-ı şehriyarîden Ferik Saddettin Efendi’den oluşan bir heyet Gümüşhane’ye gitti. Bu heyet, Müslümanların önde gelenleri, civar köy muhtarları ve Ermeni önde gelenlerini hükümet daîresine çağırarak kasaba halkına nasihatlerde bulundu. Olaylar sırasında hasara uğrayan eşyalar alınıp hükümet konağının karşısında bulunan camiide saklanmıştı. Vilâyetten gönderilen defter-i hakani müdürünün başkanlığında bu eşyaların sahiplerine dağıtılması için özel bir komisyon oluşturuldu. Komisyon heyetiyle beraber Ermeni önde gelenleri de camiiye gönderilerek eşyalar sahiplerine geri verildi. Geri kalan eşyalar için ise bu eşyaları kimler aldılar ise bunlardan geri alınarak sahiplerine iade edilmesi istendi. Ermeni dükkânlarından hala kapalı bulunanların açılıp herkesin güvenli bir şekilde işlerine bakması tavsiye edildi. Böylece Gümüşhane Kasabası’ndaki olaylar son bulmuş oldu. Olayların tekrar çıkmaması için de çevre kazalardan asker yerleştirilmesi gereken mevkilere asker gönderildi. Gerekli olan emniyet ve asayişin sürekli devamını teminine özen gösterilmesi için de memurlara ve

askerlere tavsiyelerde bulunuldu.897

Gümüşhane’deki olaylar sırasında Ermenilerin kışkırtmaları üzerine bazı Müslüman köylerinden kasabaya hücum edilerek yağma yapılmıştı. Hatta kasaba haricinde bulunan Vanuk Manastırı’nın eşyası dahi yağmalanmıştı. Bunun üzerine Trabzon Valiliği tarafından Gümüşhane Mutasarrıflığı’na yazı yazılarak buna cesaret edenlerin derhal yakalanıp tutuklanmaları istendi. Gümüşhane Mutasarrıflığı ise bu yazıya verdiği cevapta

896

BOA, HR. SYS, No: 2812/4; H. Kazım Kadri Trabzon’da 1912-1916 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Barutçuzâde Hacı Ahmed Efendi’den dinlediği ve Gümüşhane bölgesindeki çetelerin Trabzon Valisi Kadri Bey’den ne kadar çekindiğini ifade eden bir olayı şöyle anlatmaktadır: “Nemlizâde Osman Efendi bir

gün merhuma giderek, Torul’a göndereceği fırıncı bir Ermeni’ye bir iki süvari jandarma tefrikine müsaade edilmesini rica etti. Ohan ismindeki bu fırıncı onun adamı idi ve Torul’a 1.000 lira para götürüyordu. Pederiniz, süvari tefrikine lüzum olmadığını ve götüreceği parayı doğruca götürmesini söylediği halde, kendisine bir mektup vereceğini ve şayet bir taraftan tecavüze uğrarsa bu mektubu göstermesini söylemiş. Fırıncı ertesi günü konağa giderek götüreceği parayı ona göstermiş ve o da dediği mektubu yazıp vermiş. Ohan, oradan bir arabaya binip gider ve Torul’a yakın bir yerde korktuğu başına gelir. Burada 3-5 şakî arabayı durdurup Ohan’ın getirdiği 1.000 lirayı alırlar. Arabasının üzerinde buldukları 20 lira da gasb edilir. O aralık Ermeni’nin aklı başına gelir ve benim yanımda valinin bir de mektubu var diyince eşkıyânın reisi nasıl mektup? Sen kim oluyorsun ki vali sana mektup veriyor? Göster bakalım der. Ohan, çakarıp mektubu verir. Bu kâğıt, bir sihir kuvvetini haiz imiş ki hemen oracakta Ermeni’nin parasını iade eder. Sakın bizi gördüğünü bir yerde söyleme derler ve en garibi arabacının parasını da geri verdikten başka beş lira da hakk-ı sükût olarak ihsan ederler.” H. Kazım Kadri, “Trabzon’un Kudretli Valisi: Kadri Bey”, Hatıralarda

Trabzon’un Yakın Tarihi (1860-1950), Hazırlayan: Mehmet Akif Bal, Trabzon 2004, s. 39. 897

165

köy halklarının tekrar kasabaya hücum ile Ermeni Mahallesi’ni yağma edeceklerinin haber alındığı, böyle bir şeye cesaret ederlerse önce nasihat edilerek köylerine dönmelerinin

isteneceği ve dinlemeyip saldırırlarsa silahla uzaklaştırılacakları bildirilmekteydi.898

Gümüşhane Kasabası’nda yaşanan bu olaylardan iki gün sonra 27 Ekim 1895 tarihinde Trabzon, Şiran, Gümüşhane taraflarından bazı Laz ve Gürcü Müslümanlar Karahisar-ı Şarkî, Suşehri, Divriği’nin kasaba ve köylerine giderek buralarda kargaşalık

çıkardılar.899 Şahıslar, Suşehri’ne bağlı Bozok Köyü’ne girerek burada Ermenilerin 4 kişiyi

öldürüp, 3 kişiyi de yaraladılar. Köylülerin hayvanlarını gasp edecekleri sırada askerler yetişti. Uzun süren çarpışmalardan sonra bu şahıslar dağıtıldı. Çarpışma sırasında

saldırganlardan biri yaralandı.900 Bunun üzerine Sivas Valisi olayların bölgede büyümesini

engellemek için Sadarete yazı yazarak gerekli yerlere geçici olarak yerleştirilmek üzere 300 nefer süvari zabıtası ve bunlara eşraf ve bölgenin önde gelenlerinden yine geçici

zabıtalar tayin edilerek silah gönderilmesini istedi.901 Sivas Valisi’nin bu isteği üzerine

Refahiye, Devriği, Kelkit, Keyfe ve İspir kazalarından IV. Ordu tarafından 200’er kişilik

ihtiyat kuvveti toplanarak bölgeye gönderildi.902

Gümüşhane çevresinde yaşanan bu olaylar bazı Kafkas gazetelerinde de yankı buldu. Bu gazetelerde Erzurum, Bitlis, Ahlat, Bayburt, Tercan ve Gümüşhane taraflarında son zamanlarda bir takım katliam ve mezalim olaylarının meydana geldiği ifade edilmekteydi. Gazete haberlerinde bu katliam ve mezalimlere çoğu kez Osmanlı

askerlerinin iştirak ettiği vurgulanıyordu.903 Ancak bu olayları gerçekleştirenlerin

Müslümanlar değil Müslüman kıyafeti giymiş Ermeni fedailerinin olduğu kısa sürede anlaşıldı. Nitekim 30 Ekim 1895 tarihinde posta katarına saldırı olayını Hoca kıyafeti

giymiş Ermeni çetesinin yaptığı ortaya çıktı.904

Avrupalı gazetelerinde ise Gümüşhane Kasabası’nda yaşanan Ermeni olayları

hakkında taraflı yorumlar yapılmaktaydı. Bu durumu Gümüşhane olayların

898

BOA, A. MKT. MHM, No: 636/5.

899

BOA, Y. PRK. UM, No: 33/19.

900

BOA, A. MKT. MHM, No: 660/13.

901

BOA, Y. PRK. UM, No: 33/19.

902 BOA, A. MKT. MHM, No: 638/25. 903 BOA, A. MKT. MHM, No: 535/40. 904 Aktaş, a.g.t, s. 48.

166

yatıştırılmasından hemen sonrasında 1896 tarihinde Gümüşhane’ye gelen Alman Kolnische Zeitung Gazetesi Muhabiri Ermeni olayları hakkındaki yorumlarından da anlamak mümkündür. Nitekim muhabir Gümüşhane Kasabası’ndaki Ermeni olayları hakkında bilgi verirken çok abartılı bilgiler vermekten kendini alamamıştır. Alman muhabir bu olaylar sırasında 10 ile 200 arasında Ermeni’nin öldürüldüğünü iddia

etmiştir.905

Gümüşhane’deki olayların yatıştırılmasından sonra mağdur olan Ermenilere yardım yapılması için çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmalar neticesinde bir yıl sonra olaylarda eşyası yağma edilen ve arâzîsi olmadığı için gerçekten ihtiyaç sahibi olan 44 hanede yaşayan 132 Ermeni vatandaşa yiyecek, odun ve kömür gibi ihtiyaçlarını

karşılayabilmeleri için mahallî mal sandığından ikişer mecidiye ödendi.906 Ancak devletin

kendilerine sağladığı bu yardımlara rağmen daha sonraki yıllarda Ermeniler ülkenin içinde

bulunduğu zor durumdan da faydalanarak ayaklanmalar çıkarmaya devam ettiler.907

Belgede Gümüşhane Sancağı (1850-1918) (sayfa 173-181)