• Sonuç bulunamadı

Gümüşhane Kazası:

1.1. FİZİKÎ YAPI

1.2.2. Sancağın Kaza ve Nâhiyeleri:

1.2.2.1.1. Gümüşhane Kazası:

Gümüşhane Kazası tarihin ilk çağlarından itibaren bir maden şehri olarak kurulmuştur. Şehir, Trabzon-Tebriz Yolu’nun en önemli geçiş noktalarından birinde olması nedeniyle de kısa sürede gelişme imkânına sahip olmuştur. XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar bazı defterlerde “Kaza-i Nefs-i Gümüşhane Nâm-ı Diğer Torul” adıyla ifade edilen kaza daha sonra Gümüşhane ve Torul olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Şakir Şevket, bu durumu Gümüşhane Kasabası’nın Torul’a bağlı Canca adıyla bir köy iken burada gümüş madenlerinin bulunması üzerine köyün büyüyerek kasaba haline geldiği şeklinde

ifade etmektedir.59

Gümüşhane Kazası’nın merkezi Gümüşhane Kasabası’dır. Gümüşhane Kasabası, Kasaba Merkezi ve Bahçeler Mevki olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Kasaba Merkezi, dik dağların yamacında uçurum ve kayaların arasında kurulmuş, köşeli ve

58

1864 Vilâyet Nizamnâmesi’yle kurulması kararlaştırılan nâhiye bu nizamnâmede “…birkaç köyün

toplanmasıyla meydana gelen yerleşmeler; kaza olmayıp, kazalara ilhâk edilerek nâhiye itibar olunacaktır.”

şeklinde tanımlanmıştır. Yani bu tanıma göre nâhiye, köy ile kaza merkezi arasında yeni bir yerleşim birimi olarak kabul edilmiştir. Ancak 1864 Nizamnâmesi nâhiyenin tanımını yapmış olmasına rağmen nâhiyelerin kuruluşu, organları ve yönetim usulünü açıkça belirtmemiştir. Bu açık ise 1871 Vilâyet Nizamnâmesi’yle birlikte kapatılarak nâhiyelerin kuruluşu, organları ve yönetimleri etraflı bir biçimde düzenlenmiş ve nâhiyeler taşra yönetimin bir kademesi haline getirilmiştir. İlber Ortaylı, Tanzimat Devrinde Osmanlı

Mahalli İdareleri (1840-1880), Ankara 2000, s. 99; 1869 tarihinde Şiran’ın Kelkit Kazası’na bağlı bir

nâhiye haline getirilmesiyle birlikte Gümüşhane Sancağı’nın kaza sayısı merkez kazayla birlikte 3’e düşmüştür. TVS 1869, s. 141; Ancak bu değişiklik uzun sürmemiş 1 yıl sonra Şiran tekrar kaza haline getirilmiştir. Bu düzenlemeden sonra son şeklini alan Gümüşhane Sancağı, Gümüşhane, Torul, Kelkit ve Şiran olmak üzere toplam 4 kazası, Kovans, Yağmurdere (Gümüşhane Kazası’na bağlı) ve Kürtün ile (Torul Kazası’na bağlı) birlikte toplam 3 nâhiyesi olan bir sancak olarak Osmanlı idârî yapısında yerini almıştır. TVS 1870, s. 189.

59

21

büklüm bir anfi tiyatro şeklinde inşa edilmiş küçük, şirin bir kasabadır.60 Şehir basamaklar

halinde ve adeta merdiveni andırmakta olup genel görünüşü de bir harabeyi ya da eski bir

kaleyi andırmaktadır.61 Denizden yüksekliği 1.300 metre olan şehrin hemen ardında

kocaman bir kayalık yükselmektedir.62 Buradeki kayaların şiddetli rüzgârların da etkisiyle

kasabaya yuvarlanıp hasara sebep olmalarını önleyebilmek için etraflarına sağlam olmayan

kuru duvarlardan oluşan setler yapılmıştır.63

Kasaba merkezindeki evler dik tepelerin yamaçlarında inşa edilmiş hemen hemen yer altındaymış gibi görünüyordu. Çok alçak olan bu evlerin üzerlerinde yürüyüş

yapılabilmekteydi.64 Birbiri üzerine yükselen düz çatılı toprak evler dağlardaki kurumuş

topraktan oluşan yumrular gibi görünüyordu.65 Çamur ve taştan inşa edilmiş evler kirli ve

perişan bir görüntüye sahipti.66 Birkaç zengin evi ile minareler haricindeki kerpiç evler

toprağa karıştıklarından seçilemiyordu.67 Kasabadaki evlerin hemen hiçbirinin mimari

özelliği yoktu.68 Her evin damının üzerinde silindir şeklinde taşlar bulunmaktaydı.69

Kasabada eskiden kalma bir çarşı ile mesire yeri olan ve “Muslu” tabir olunan düz bir

mahal vardı.70 Şehirde sokaklar çok dar olup sokaklara lağım ve pislik akmaktaydı. Bütün

şehri sadece 2 fener aydınlatıyordu.71

Kasabada 300’ü Ortodoks Rum, 150’si Ermeni ve gerisi Müslümanlara ait olmak üzere toplam 863 hane bulunmaktaydı. Ayrıca kasabada, başkanı mutasarrıf olan hükümet

konağı, iki hâkimi olan adliye,72 noterlik, düyûn-ı umûmiyye ve reji idaresi, kışla,

60

Horatio Southgate, Narrative of a Tour Through Armenia, Kurdistan, Persia and Mesopotamia, Volume I, New York 1840, s. 164; Moritz Wagner, Travels in Persia, Georgia and Koordistan; With

Sketches of the Cossacks and the Caucasus, Volume II, London 1856, s. 294-296; Teophile Deyrolle, 1869’da Trabzon’dan Erzurum’a, Çev. Reşad Ekrem Koçu, İstanbul ?, s. 31; John Kinneir, Macdonald, Journey through Asia Minor, Armenia, and Koordistan, in the Years 1813 and 1814, London 1818, s.

348.

61

Ahmet Şerif, a.g.e, s. 320.

62

Ahmet Şerif, a.g.e, s. 320-321.

63 TVS 1903, s. 575. 64 Hamilton, a.g.e, s. 170-172. 65 Southgate, a.g.e, s. 164. 66

Wagner, Travels in Persia, Georgia and Koordistan, s. 294-296.

67

Deyrolle, a.g.e, s. 31.

68

Ahmet Şerif, a.g.e, s. 321.

69

Necmettin Alkan, “Avrupalı Seyyahların Tasvirlerinde Gümüşhane ve Çevresi”, History Studies, Volume 2/1, Samsun 2010, s. 91.

70

TVS 1903, s. 577.

71

Ahmet Şerif, a.g.e, s. 321.

72

Küçük bir kapısı bulunan adliye binasının dar, karanlık ve pis bir sofası bulunmaktadır. İçlerinde birçok memur bulunduğu, 3-4 odası olan adliyedeki bu odaların içlerinin mahalle kahvelerinden daha karışık ve sefil

22

başpiskoposluk ve hapishane73 vardı.74 XX. yüzyılın başlarında Türk ve Ermeni evleri

arasında dev gibi görünen bir de Ermeni Kilisesi inşa edilmişti.75 Ayrıca kasabada tüm

Türk şehirlerinde bulunan ve Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan 3 tane de hamam

bulunmaktaydı.76 Kasabanın 11 tanesi kasaba merkezinde, 5 tanesi Bahçeler Mevki’nde

olmak üzere toplam 16 mahallesi vardı.77

Tablo II: Gümüşhane Kasabası’nın Mahalleleri

No Mahalle İsimleri No Mahalle İsimleri

1 Cami-i Kebîr Mahallesi 9 Burhaneddin Mahallesi

2 Cami-i Sagîr Mahallesi 10 Hızırilyas Mahallesi

3 Cami-i Cedîd Mahallesi 11 Meryem Ana Mahallesi

4 Cami-i Çarşı Mahallesi 12 Ayatodor Mahallesi

5 Rüstem Camii Mahallesi 13 İstavroz Mahallesi

6 Sorda Mahallesi 14 Ayana Mahallesi

7 Emirler Mahallesi 15 Ermeni Mahallesi

8 Sadettin Mahallesi, 16 Daltaban Mahallesi

Kaynak: TVS 1876, s. 383.

Kasaba merkezinde bulunan mahallelerin 1’i Ermeni Mahallesi, 5’i Rum Mahallesi, 5’i de Müslüman mahallesiydi. Kasaba Merkezinde yer alan mahallelerin isimleri şunlardır:

Cami-i Kebîr Mahallesi: Kasaba merkezinde bulunan Süleymaniye Camii’nin etrafında gelişmişti. Büyük hanlar, hamamlar ve büyük konaklar bu mahallede bulunurdu.

bir vaziyettedir. Tavanları gayet basit olan odalarda bulunan iskemleler çatlak ve kırıktır. Masaların rengi ve şekli kaybolmuş durumdadır. Bu masaların etrafında oturan memur ve kâtipler kocaman ve eski defterlere uzun kâğıtlara o bitmez tükenmez yazılar yazmaya çalışmaktadırlar. Ahmet Şerif, a.g.e, s. 322.

73

Kasabadaki hapishane binasının biri memurların, diğerleri misafirlerin oturmasına ayrılmış 4 odası bulunmaktadır. Bu odalar daima karanlıktır. Rutubet, kötü bir koku yaymaktadır. Bu küçük odalarda 15-20 kişi çalışmaktadır. Ahmet Şerif, a.g.e, s. 322.

74

TVS 1903, s. 575; Cuinet, a.g.e, s. 124-125.

75

Alkan, Avrupalı Seyyahların Tasvirlerinde Gümüşhane, s. 91.

76

Charles Snodgrass Ryan, Under the Red Crescent: Adventures of an English Surgeon with the

Turkish Army at Plevna and Erzeroum, 1877-1878, New York 1897, s. 319-320.

77 Bu mahallelerin haricinde Trabzon 2032 Nolu Şeriye Sicili Defteri’nde Gümüşhane Kazası’nda Şehir Kapısı Mahallesi ve Beşehamamı Mahallesi adı geçmektedir. Hakan Akdemir, 2032 Nolu Trabzon Şeriye

Sicili’nin Transkripsiyonu ve Tahlili, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih

Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Samsun 2008, Kayıt: 212-231, No: 102d-125b, s. 227- 246. Ancak bu isimlerin Gümüşhane’deki mahallelerin diğer adları mı yoksa başka mahalleler mi olduklarını henüz tespit edemedik.

23

Bu mahallede 2 fırın, 16 dükkân, 2 kasap, 1 kalaycı, 1 sobacı, 1 purut (küp, güveç, kiremit

yapan esnaf), 1 berber, 1 terzi ve 3 kahve bulunmaktaydı.78

Cami-i Sagîr Mahallesi: Kasabayı ikiye ayıran Musalla Deresi’nin doğusunda, Cami-i Kebîr Mahallesi’nin tam karşısında yer almaktaydı. Hazine Mağarası bu mahallede

bulunmaktaydı.79

Cami-i Cedîd Mahallesi: Kasabanın hemen girişindeki köprünün sağ tarafında bulunan bağlık ve bahçelik bir mahalle olup Canca Kalesi yönünde Ermeni Mahallesi ile

birleşmekteydi.80

Cami-i Çarşı Mahallesi: Kasabaya girerken yolun sağ üst tarafında, Dere Camii’nin bulunduğu üst tarafında bulunan mahallenin adıydı. Bu mahallede rüştiye mektebi

bulunmaktaydı.81

Cami-i Rüstem Mahallesi: Yeri bilinmemektedir.

Hızırilyas Mahallesi: Cami-i Kebîr Mahallesi’nin doğusuna düşen mahalleydi. Bu mahallede Metropolithane, 1 Rum Koleji, 1 Rum kilisesi, 1 Rum Kız sanat okulu

bulunmaktaydı.82

Ayatodor Mahallesi: Cami-i Sagîr Mahallesi ile Cami-i Kebîr Mahallesi arasında,

Kukulas Dağı ile Gelincik Tepesi’nin alt tarafında bulunuyordu.83

Meryem Ana Mahallesi: Metropolithane’nin üst tarafında Hızırilyas Mahallesi’nin

bitişiğinde bulunmaktaydı.84

Ayana Mahallesi: Ermeni Kilisesi’nin üst tarafında, zincirli taşın altında yer

almaktaydı. 85

İstavroz Mahallesi: Yeri bilinmemektedir.

Ermeni Mahallesi: Daltaban’dan şehre çıkarken Dibicin Çeşmesi’nin karşı tarafından bulunan mahallenin adıydı. Yamaçta kurulmuş bu mahallede sokak bulunmuyordu. Evler adeta birbirinin üzerine binmiş gibi, birçok evin kapısı önündeki evin damına açılmaktaydı. XIX. yüzyılın sonlarına doğru mahallenin baş tarafında büyük bir

78

Sabri Özcan San, “Gümüşhane Müstakil Sancağı’ndaki Mahalleler Aileler ve (Efsaneler, Hikâyeler)”,

Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane, Ankara 1991, s. 121. 79 San, a.g.m, s. 123. 80 San, a.g.m, s. 121. 81 San, a.g.m, s. 123. 82 San, a.g.m, s. 123. 83 San, a.g.m, s. 123. 84 San, a.g.m, s. 123. 85 San, a.g.m, s. 122.

24

Ermeni Kilisesi yapılmıştı. Gümüşhane Şer’iyye Sicili’nde bu mahallenin adı Kilise

Mahallesi olarak da geçmektedir.86

Kasabanın bahçeler bölümü ise XVIII. yüzyılın başlarından itibaren kurulup gelişmeye başlamış ve daha sonra şehir merkezine dâhil olmuştu. Bahçeler Mevki, Harşit Irmağı kenarında kurulmuş olup zengin meyve bahçelerine sahipti. Hacı Emin Mevki’nden başlayarak Bağlarbaşı’na kadar olan Bahçeler Mevki’nin tamamında Müslümanlar yaşıyordu. Bu bölüm Hacı Emin Hanları denilen mevkiden başlayıp Harşit Nehri’nin bazen sağ, bağzen sol kıyısından Sorda’ya kadar uzanmakta ve toplam 5 mahallesi

bulunmaktaydı.87 Daltaban Mahallesi’nde 100-200 bina bulunmaktaydı.88

Daltaban Mahallesi: Şehrin girişinde bugünkü otogarın ve Sadullah Efendi Camii’nin bulunduğu yerde kurulan mahalledir.

Saadettin Mahallesi: Bugünkü Hasanbey Mahallesi ve Karşıyaka Mahallesi’ni

kapsamaktadır.89

Emirler Mahallesi: Emirler Mahallesi, Emirler-i Atîk ve Emirler-i Cedîd diye ikiye ayrılmaktadır. Emirler-i Atîk, Çatalkaya’dan başlayıp bugünkü mezarlığın çevresinde biterdi. Emirler-i Cedîd Mahallesi ise mezarlıktan başlayıp transit yol köprüsünün yanında

biterdi.90

Sorda Mahallesi: Bahçeler Mevki’nin Bayburt yönünde bulunan son mahallesidir.

Gümüşhane’nin en güzel meyveleri bu mahallede yetişirdi.91

Burhaneddin Mahallesi: Bugünkü Özcan Mahallesi’nin bulunduğu yerde

bulunmaktaydı.92

Trabzon-Erzurum Yolu’nun Daltaban Mahallesi’nden geçirilmesi zamanla Bahçeler

Mevki’ndeki yerleşimlerin gelişerek büyümesini beraberinde getirdi.93 Bahçeler Mevki’nin

gelişmeye başlaması üzerine Eskişehir olarak adlandırılan kasaba merkezi zamanla önemini kaybetmeye ve şehir merkezi Bahçeler Mevki’ne kaymaya başladı.

86

3 Nolu Gümüşhane Şer’iye Sicili, s. 26; San, a.g.m, s. 122.

87

TVS 1903, s. 573.

88

Ahmet Şerif, a.g.e, s. 318.

89 San, a.g.m, s. 123. 90 San, a.g.m, s. 123. 91 San, a.g.m, s. 123. 92 San, a.g.m, s. 123. 93 Kırzıoğlu, a.g.m, s. 70.

25

Kasaba merkezinin zamanla Bahçeler Mevki’ne kaymaya başlaması ise halk arasında Şehirli-Bahçeli çekişmesini beraberinde getirdi. Hükümet binası ve okulların şehir merkezinde bulunması Bahçelilerin resmî işlemlerini yapmak için şehir merkezine gitmelerini zorunlu kılmaktaydı. Çocuklarını şehir merkezindeki okullara göndermek zorunda kalmaları da Bahçeliler’in zor durumda kalmalarına neden oluyordu. Bu nedenle hükümet binasının Bahçeler Mevki’ne taşınması ve buraya da okullar açılmasını istiyorlardı. Bunun için Daltaban Mahallesi’ne okullar açılması için çok sayıda dilekçe verdiler. Diğer taraftan şehirliler ise Erzurum-Trabzon Yolu’nun Bahçeler Mevki’nden geçirilmesini şehir merkezinin gelişmesinde önemli bir engel olarak görmekteydiler. Bu durumun önüne geçebilmek için İsmail Hakkı Efendi önderliğinde Dâhiliye ve Nâfıa Nezâreti’ne dilekçe verdiler. Verdikleri dilekçede Trabzon-Erzurum Yolu’nun kasaba merkezine yarım saat uzaklıkta bulunan bahçeler mevkinden geçirilmesinin kendileri için

çok zararlı olacağını söylüyorlardı.94 Ancak Dâhiliye ve Nâfıa Nezâreti bu talebe, yolun

şehir merkezinden geçirilmesi durumunda yol mesâfesinin artacağı ve maliyetinin fazla

olacağı gerekçesiyle olumsuz cevap verdi.95 Sonuçta şehirlilerin bu girişimleri

başarısızlıkla sonuçlandı ve şehirliler yolun Bahçeler Mevki’nden geçirilmesine engel olamadılar.

1906 senesinde ise Bahçeliler’in Trabzon Vilâyeti nezdindeki hükümet konağının Bahçeler Mevki’ne taşınması için girişimlerde bulunmaları bahçeliler ile şehirliler arasındaki sürtüşmelerin had safhaya ulaşmasına neden oldu. Bunun üzerine Avukat Sokrat, Alemdarzâde Nuri, Çubukçuoğlu Rıfat, Yazıcızâde Lütfi önderliğinde şehirliler bir araya gelerek Bâb-ı Âlî’ye bir kez daha dilekçe yazdılar ve bu durumun önüne geçilmesini

istediler.96 Dilekçelerinde hükümet binasının Daltaban Mahallesi’ne taşınmasının kasaba

merkezinin gelişmesini engelleyeceğini ve halk arasında kötü durumlara neden olacağını ileri sürerek bu durumun öne geçilmesini istiyorlardı. Bunun üzerine Bâb-ı Âlî durumu

Trabzon Vilâyeti’ne bildirerek gereğinin yapılmasını istedi.97 Bâb-ı Âlî’nin bu isteği

üzerine Trabzon Vilâyeti, hükümet binasının Bahçeler Mevki’ne taşınmasını bir süre erteledi. İki taraf arasındaki sürtüşmeleri bir nebze olsun azaltmak ve orta yolu bulmak için yanan rüştiye mektebini Eskişehir ile Daltaban Mahallesi arasındaki tepede (bugünkü

94

BOA, BEO, No: 11/803.

95

BOA, DH. MKT, No: 1963/22; BOA, DH. MKT, No: 1954/44.

96

Tozlu, a.g.e, s. 72.

97

26

meteoroloji daîresinin bulunduğu tepe) yaptırılmasına izin verdi.98 Buna rağmen taraflar

arasında çekişme son bulmadı.

Ancak daha sonra hükümet binasının Bahçeler Mevki’ne taşınması ve Erzurum-Trabzon Yolu’nun buradan geçmesi Bahçeler Mevki’nin hızla gelişmesini beraberinde getirdi. Bahçeler Mevki gelişirken eski kasaba merkezi önemini kaybetmeye başladı. Böylece zamanla kasaba merkezi Bahçeler Mevki’ne taşındı. Kasaba merkezinin Bahçeler Mevki’ne taşınması üzerine yönetim gücünün Bahçeliler’in eline geçmesiyle birlikte

Şehirli-Bahçeli çekişmesi de son buldu.99 1876 senesinde Gümüşhane Kazası’na bağlı 54

köy bulunmaktaydı. Bu köylerin isimleri şunlardır:

Tablo: III: Gümüşhane Kazası’nın Köyleri

No Köy İsimleri No Köy İsimleri No Köy İsimleri

1 Kitre 19 Mandırı 37 Moksofa

2 Gelin Pertek 20 Beşkilise 38 Hudura100

3 Gödül 21 Canca 39 Menşa

4 Pekünler 22 Haşera 40 Midi

5 Pekün 23 Hayekse 41 Serikas

6 Alansa 24 Kızılköy 42 Halazara

7 Kurdoğlu 25 Akçakale 43 Edre101

8 Bolodor 26 Mavrangel 44 Hasköy

9 Reksene 27 Balahor-ı Kebîr 45 Telmeda

10 Kızılca 28 Hur-i Ulya 46 Aymuhal Maa Etmekcili

11 Ulukale 29 Akçahisar 47 Kodil

12 Kökçe Kilise 30 Manastır 48 Kodil Bahçesi

13 Tezene-i Süfla 31 Geçit 49 Havara

14 Tezene-i Ulya 32 Akpunar 50 Biyalı

15 Hakır 33 Veyserni 51 Pir Ahmet

16 Kırıklı 34 Tanıra 52 Cerci

17 Perek 35 Işkilas 53 Köğ-i Süfla

18 Köğ-i Ulya 36 Duymadık 54 Kılıçrevan Kaynak: TVS 1876, s. 385-387.

1903 senesinde toplam 2.463 hanenin yaşadığı bu köylerde halkın dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için 41 camii ve mescid, 22 kilise ve manastır vardı. Çocukların

98

San, a.g.m, s. 124.

99 San, a.g.m, s. 124.

100

1861 tarihli ve 1123 nolu Gümüşhane Sancağı nüfus defterinde Hudura Köyü, Krom Köyü’nün bir mahallesi olarak geçmektedir. Muhtemelen daha sonra bu köy Krom Köyü’nden ayrılarak müstakil bir köy haline gelmiştir. NFS. d, No: 1123.

101

27

eğitimi için 58 mektep ve mederese inşa edilmişti. Köylülerin sosyal hayatlarını devam

ettirebilmeleri için 58 çeşme, 82 han, 90 dükkân, 31 kahvehane, 68 fırın bulunmaktaydı.102

Köylerde 8.370 adet tarla ve 112 değirmen bulunması bölgedeki tarım faaliyetlerinin çok parçalı olduğunu göstermektedir. Arâzînin dağlık ve akarsuların bol olması küçük tarlalarda tarım faaliyetlerini zorunlu kılmıştır. Köy halkı ekebileceği küçücük toprak parçalarını bile değerlendirerek tarla haline getirmiştir. Tarlalardan elde ettiği ürünleri de işleyebilmek için coğrafyanın kendine tanıdığı imkânı değerlendirerek çok sayıda değirmen inşa etmişlerdir. Bununla birlikte bölge hayvancılığa daha müsaittir. Bunu bölgedeki mera, otlak ve ahır sayısına bakarak anlayabiliriz. Bu dönemde köylerde 67 adet

mera, 80 adet otlak ve 1.110 adet ahır bulunmaktadır.103 Köylerdeki ahır sayısının fazlalığı

daha çok büyük baş hayvancılığın yapıldığını göstermektedir. Köy halkı yaşadığı evlerin altına hayvanları için de ahırlar yapmışlardır.