• Sonuç bulunamadı

Kürtün Nâhiyesi’ndeki Maden İşletmeleri:

2. GÜMÜŞHANE SANCAĞI’NIN İKTİSADİ YAPISI

2.1.2.3. Kürtün Nâhiyesi’ndeki Maden İşletmeleri:

Harşit Irmağı üzerinde bulunan ve yüksek sıra dağlar boyunca uzanan Kürtün Nâhiyesi, Gümüşhane Sancağı’nın önemli maden bölgelerinden birini oluşturmaktaydı.

513

BOA, A. MKT. UM, No: 549/89.

514

83

Tilkicik, Karaçukur ve Araköy’de bakır madenleri, Çağır Köyü ve Zigana köylerinde simli kurşun madeni, Gökçeköy, Şıhlar Köyü’nün Dere ve Kızılot mevkileri ile Folköy ve Emrik köylerinde simli kurşun ve bakır madenleri bulunmaktaydı.

Zengin rezervlere sahip olan bu maden ocakları XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yerli ve yabancı müteşebbislerin ilgisini çekmiştir. 1885 senesinde Ustaoğlu Mustafa Efendi’ye Tilkicik Köyü’ndeki, Ustaoğlu Mehmed Efendi’ye de Araköy’deki terk edilmiş halde bulunan bakır madenlerinin işletme ruhsatı verilmişti. Ancak bu kişiler şartname süresi içerisinde gerekli işlemleri tamamlayamadığı için bu ocaklar faaliyete

geçirilemedi.515 1888 yılında ise Uğraca ve Silve bakır madenlerinin işletme hakkı 99

seneliğine Osmanlı Devleti tebaasından David oğlu Sabuh Efendi ile İngiltere tebaasından

Savan Tomas’a verildi.516 Çaka Köyü’nde bulunan simli kurşun maden ocağı Trabzonlu

tüccar Kabril’e verildiyse de işletme konusunda herhangi bir teşebbüste bulunmadı.517

Daha sonra 1911 tarihinde Köstere Köyü’ndeki simli kurşun, çinko ve bakır madeninin

işletme hakkı da Osmanlı Devleti tebaasından Kongalidi Yorgi’ye verildi.518

Kürtün Nâhiyesi’nde bulunan bu maden ocakları arasında en önemlileri Şıhlar Köyü’nde bulunan Dere ve Kızılot mevkileri ile Folköy, Araköy ve Emrik köylerinde bulunan simli kurşun ve bakır madeni ocaklarıydı.

Dere, Emrik ve Folköy Maden Ocakları:

Yerli ve yabancı müteşebbislerin Kürtün Nâhiyesi dâhilinde en çok ilgilendikleri maden ocakları Dere, Emrik ve Folköy’de bulunan maden ocakları oldu. Müteşebbisler bölgedeki madenlere olan ilginin artması üzerine Kürtün Nâhiyesi’ne bağlı Folköy, Emrik Köyü ve Şıhlar Köyü’nün Dere Mevkinde bulunan 5 adet simli kurşun ve bakır madenlerine de talip olmaya başladılar. 2 Temmuz 1887 tarihinde bu madenleri işletme

hakkı Giresunlu Hüseyin Nazif Efendi’ye verildi.519 Nazif Efendi, bu madenleri

işletmekten başka, bölgede değişik maden çeşitlerinin olup olmadığını da araştıracaktı. Ancak Hüseyin Efendi, bu madenleri 4 yıl kadar işlettikten sonra Trabzon Vilâyeti’ne müracaat ederek maden işletme konusundaki imtiyazı hakkını Fransız Alfons Çungarya’ya 515 TVS 1892, s. 333. 516 Tozlu, a.g.e, s. 86. 517 TVS 1888, s. 160-161. 518 Tozlu, a.g.e, s. 87. 519 TVS 1892, s. 333.

84

devrettiğini bildirdi. Nazif Efendi’nin tüm haklarını Fransız işletmeciye devretme isteği Trabzon Vilâyeti’nce de uygun bulundu. Lakin işletmeye verilen madenlerin devlet malı olması sebebiyle Maâdin Nizamnâmesi’nin 38. maddesi gereğince 3 ay süreyle müzayedeye çıkarılmasına karar verildi. 3 ay zarfında Alfons Çungarya’dan başka talipli çıkmaması üzerine daha önce Maâdin İdaresi tarafından hazırlanan maden işletme hakkı

Alfons Çungarya’ya devredildi.520

Ancak 25 Ağustos 1891 tarihinde yapılan ihalenin 3 ayla sınırlı tutulması rağmen şartnamenin imzalanması için 15 ay beklenmesi bazı söylentilere sebep oldu. Şartnamenin imzalanması için 1 yıldan fazla bir süre beklenilmesinin sebebi Alfons Çungarya’nın Avrupa’ya ihracatında ödeyeceği % 1’lik vergiyi kabul ettiğini bildiren belgeyi uzun süre

bekledikten sonra getirmesiydi.521 Neticede Alfons Çungarya’nın imtiyaz şartlarını kabul

ettiğini bildiren belgeyi getirmesi üzerine Şıhlar Köyü Dere Bakır Madeni, Emrik Simli Kurşun Madeni ve Folköy Simli Kurşun ve Bakır Madeni şartnamesi 22 Kasım 1892 tarihinde imzalandı. Bununla birlikte imzalanan bu şartnamenin Meclis-i Vükelâ’da onaylanması sırasında bazı sıkıntılar yaşandı. Nihayetinde bu engeller de aşılarak yeniden düzenlenen şartname Şıhlar Köyü Dere madeni, Folköy ve Emrik maden ocakları fermanı imtiyazı padişah tarafından onaylanarak 19 Eylül 1896 tarihinde 5 yıl süren resmî işlemlerin ardından % 6 vergi ile 99 seneliğine madenlerin tek taliplisi olan Fransız Alfons

Çungarya’ya verildi.522

Bölgedeki maden ocaklarını aktif bir şekilde işletmeye başlayan Çungarya 1903 senesinde devlete senelik Şıhlar Köyü madeni için 15.000 kuruş, Emrik Köyü madeni için

7.850 kuruş ve Folköy madeni için 7.520 kuruş vergi ödedi.523 Ödediği vergilere

bakıldığında Çungarya’nın buradaki madenleri özellikle XX. yüzyılın başlarında aktif bir şekilde işlettiği görülmektedir. Bu maden ocaklarının aktif bir şekilde faaliyette olduğunu gösteren diğer bir kanıt ise bu dönemde Şıhlar Köyü civarındaki Dere (Dereli) bakır

520

Bu şartnamelere göre mağaralara girmek ve hava aldırmak için açılacak kuyular için izin alınacak, başkalarının emlak ve arâzîsine yapılacak zararlar tazmin edilecek, yerleşim birimlerinin altında kazı yapmak için maden idaresinden izin alınacak, maden ocakları su yolları, çeşme ve yollara en az 150 metre uzaklıkta olacak, terk edilen kuyu ve mağaralar kapatılacak, imtiyazı verilen madenlerden başka cevher çıkarsa işletilmesi için ayrıca ruhsatname alınacaktı. Köse, a.g.m, s. 306.

521 Köse, a.g.m, s. 307. 522 Köse, a.g.m, s. 307. 523 TVS 1903, s. 947.

85

madenleri ve Folköy civarındaki simli kurşun madenlerinde kullanılmak üzere

İstanbul’dan gönderilen barut, fitil ve kapsül miktarlarıdır.524

Tablo XII: İstanbul’dan Gönderilen Barut,

Fitil ve Kapsül Miktarları

Tarih Baruthane-i Amire’den Gönderilen Barut (Kıyye)525 Fitil (Kutu) Kapsül (Adet) Ekim 1901526 1.000 500 -- Nisan 1902527 1.000 750 7.500 Kasım 1903528 2.200 7.750 20.000 Ağustos 1905529 3.500 1.500 20.000 Mayıs 1906530 1.400 --- --- Haziran 1908531 1.000 400 5.000 Şubat 1908532 1.000 700 10.000 Toplam 11.100 11.600 62.500

Kaynak: BOA, ZB, No: 384,465,466,467,

Tablodan da görüldüğü gibi bu maden ocaklarının işletilmesi için 7 yıl içinde 11.100 kıyye (14 ton) barut, 11.600 kutu fitil ve 62.500 adet kapsül kullanılmıştı. Alfons Çungarya, bu ocaklardan çıkardığı bakır ve simli kurşun madenlerini % 1’lik vergisini

vermek kaydıyla Tirebolu İskelesi üzerinden Avrupa’ya gönderiyordu.533

Ancak maden ocakları bir süre çok aktif bir şekilde çalıştıktan sonra 1910 yılı sonlarına doğru üretimi bıraktı. Alfons Çunkarya’nın üretimi durdurması üzerine devlet önce kendisine Maâdin Nizamnâmesi’nin 65. maddesi gereğince 28 Nisan 1911 tarihinde

524

Avrupa’dan İstanbul’a getirilen ve Baruthane-i Amire’de muhafaza edilen emniyet barutu, fitil ve kapsüller zaman zaman bölgedeki maden işlerinde kullanılmak üzere belirli miktarlarda deniz yoluyla bölgeye gönderilmektedir. Gönderilen bu barutlar daha çok Tirebolu İskelesi’nden karaya çıkarılırken bazen de Trabzon İskelesi’nden indirilerek bölgeye ulaştırılmıştır. Bu barut, fitil ve kapsüllerin muhafazası için Trabzon Polis Serkomserliği sorumlu tutulmuştur. Gönderilen barut, fitil ve kapsüllerin güzelce muhafaza edilerek lüzum görüldükçe azar azar madeni işlerine kullanılması istenmiştir. Bu konuda suistimale meydan verilmemesi yönünde ise sürekli uyarılarda bulunulmuştur.

525 1 kıyye 1.283 gramdır. Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 1998, s. 1303.

526 BOA, ZB, No: 465/23. 527 BOA, ZB, No: 466/28. 528 BOA, ZB, No: 466/74. 529 BOA, ZB, No: 467/36. 530 BOA, ZB. No: 467/64. 531 BOA, ZB, No: 384/45. 532 BOA, ZB, No: 384/28. 533 Köse, a.g.m, s. 309-310.

86

bir ihtarname gönderdi. Alfons Çunkarya’nın bu ihtarnameye uymaması üzerine ardından da 22 Kasım 1916 yılında irâde-i seniyye ile Alfons Çungarya’ya verilen imtiyaz fermanı

hukuken feshedildi.534

Kızılot Bakır Madeni Ocağı:

Müteşebbislerin işletmesine talip olduğu maden ocaklarından bir diğeri de Kürtün Nâhiyesi’ne bağlı Şıhlar Köyü’nün Kızılot Mahallesi’ndeki meralarda bulunan Kızılot Maden Ocağı’ydı. 15 Mayıs 1908 tarihinde Osmanlı Devleti tebaasından Papasoğlu Todor oğlu Kostantin, buradaki bakır madeni ocağının işletmesine yaptığı müracaat ile talip oldu. Papasoğlu Todor’un talebi üzerine yaklaşık 3 yıl süren resmî işlemlerin ardından 13 Nisan 1911 yılında 99 yıl süreyle Kızılot Bakır Madeni’nin işletme hakkı kendisine verildi. Maden imtiyazını elde edebilmek için uzun süre bekleyen Todor Ağa, işletme hakkını elde ettikten kısa bir süre sonra 13 Ekim 1912 tarihinde % 45 hisse ile Osmanlı tebaasından Mavridi Penabut Efendi’yi yanına ortak almak için müracaat etti. Ortaklık işlemleri I. Dünya Savaşı arifesinde devam etti. 22 Nisan’da Meclis-i Mahsus’un, 25 Nisan 1914’te sadrazamın onay vermesiyle imtiyaz sözleşmesi 6 Mayıs 1914 tarihinde Şûrâ-yı Devlet tarafından onaylanarak padişaha havale edildi. Padişahın da sözleşmeyi imzalamasıyla birlikte ortaklık işlemleri tamamlanmış oldu. Ancak bu tarihten çok kısa bir süre sonra I. Dünya Savaşı’nın çıkması ve eli silah tutan erkeklerin silâhaltına çağırılması nedeniyle bu ocak faaliyete geçirilemedi. Zira bu tarihten sonra maden ocağının akıbeti hakkında

herhangi bir bilgi mevcut değildir.535