• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

18. Müsakatla Ġlgili Hadisler

)

(

143

Müslim, Buyû‟, 40 (1528). Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 329, 349.

144 Bkz. Suyûtî, ed-Dîbâc ala Sahîh-i Müslim b. El-Haccâc, I-VI, Suûdi Arabistan, 1996, IV, 144.

145 Müslim, Buyû‟, 47 (1532). Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 402, 403, 434; Buhârî, Buyû‟, 19, 22, 42,

112

Kuteybe b. Saîd – Leys (H) Muhammed b. Rumh – Leys – Ġbn ġihâb – Mâlik b. Evs b. El-Hadesân Ģöyle diyor: Ben: “Altını, dirhem gümüĢ ile değiĢtirecek var mı?” diye seslenerek geldim. Ömer b. el-Hattâb‟ın yanında bulunan Talha b. Ubeydullah: “Bize altınını göster. Sonra hizmetçimiz geldiği zaman gel de sana gümüĢünü verelim!” dedi.146

Hz. Ömer‟in Rasulullah‟dan aktardığı rivayet; altın ile gümüĢün, buğday ile buğdayın, arpa ile arpanın, hurma ile hurmanın peĢin olarak alınıp satılmadığı takdirde faiz olacağını anlatmaktadır.

Merfû olan hadisin ravileri sika olup, muttasıl senedle rivayet edilmiĢtir. Tirmizî‟de aynı isnadla gelen (Kuteybe b. Saîd – Leys – Ġbni ġihâb – Mâlik b. Evs b. el- Hadesân) hadis için Tirmizî hasen-sahih demektedir.

Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî – Hammâd b. Zeyd – Eyyub – Ebû Kılâbe Ģöyle demiĢtir: “ġam‟da, Müslim b. Yesâr‟ın da bulunduğu bir topluluğun içinde oturuyordum. Derken Ebû‟l-EĢ‟as geldi. Oradakiler: “Ebû‟l-EĢ‟as geldi. Ebû‟l-EĢ‟as geldi.” dediler. Ebû‟l-EĢ‟as gelip oturdu. Kendisine: “Ey KardeĢ, Ubâde b. Sâmit‟in anlattığı hadisleri bize anlatsan” dedim.”Tamam” dedi ve Ģöyle devam etti: “Bir gazaya çıkmıĢtık. Ordunun baĢında Muaviye bulunuyordu. Derken pek çok ganimet elde ettik. Bu ganimetler içerisinde gümüĢ bir kap da vardı. Muaviye, bir adama, halka dağıtılacak olan bağıĢ ödemeleri yapılırken bu gümüĢ kabı satmasını emretti. Halk hemen bunu almaya koĢtu...

Bundan sonra hadis, Ubade b. Samit‟in merfû haber olarak tahdis ettiği, Rasulullah‟ın altına altın, gümüĢe gümüĢ, buğdaya buğday, arpaya arpa, hurmaya hurma, tuza tuz karĢılığında eĢit ve peĢin olarak satılmasını emrettiği rivayetle devam

113

etmektedir. Muaviye‟nin Rasulullah‟la bulunduğu halde böyle sözler iĢitmediğini söylemesi üzerine Ubâde b. Sâmit ayağa kalkar ve meseleyi tekrar anlatır, arkasından da: “Muaviye istemese de, Rasulullah‟tan duyduklarımızı kesinlikle anlatırız. Onunla ordusu içinde karanlık bir gecede kalmamam da umurumda değil” dedi.147

Ubade b. Samit rivayetiyle hadisin merfû tarikleri Kütüb-i Tis‟ada geçmektedir. Merfû olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Muhammed b. Hatim b. Meymûn – Süfyan b. Uyeyne – Amr – Ebû Minhâl Ģöyle diyor: Ortağım, gümüĢ parayı hac mevsiminde ödemek üzere veresiye satmıĢ ve arkasından durumu bana bildirmiĢti. Ben de, bu uygun bir satıĢ değil, dedim. O da “Ama ben bunu çarĢıda sattım ve hiçbir kimse bana itiraz etmedi.” dedi.148

Hadis Ebû Minhâl‟in Berâ b. Âzib ve Zeyd b. Erkam‟a giderek bu durumu sorması, Berâ b. Âzib‟in merfû haber olarak “Hz. Peygamber‟in peĢin satıĢlarda bir sakınca olmadığını ancak veresiye ise faiz olacağını” söylediği rivayetle devam eder.

Merfû olan hadisin senedi muttasıl, Muhammed b. Hâtim dıĢındaki ravileri sikadır. Muhammed b. Hâtim‟i Dârekutnî ve Ġbn Adiy “sika” kabul eder. Ancak Zehebî, Yahya b. Main‟in onu “leyyin” olarak değerlendirdiğini, Ġbn Hacer ise “saduk ancak çoğu kere vehmle” rivayet ettiğini söyler.149

Hadis hasendir.

Ebu‟t-Tâhir – Ġbn Vehb – Kurre b. Abdirrahman El-Meâfirî ile Amr b. El-Hâris – Âmir b. Yahya El-Meâfirî – HaneĢ Ģöyle anlatıyor: Bir gazada Fedâle b. Ubeyd ile

147 Müslim, Müsâkat, 80 (1587).

148 Müslim, Müsâkat, 86 (1589); Nesâî, Buyû‟, 50.

114

beraber bulunuyorduk. Derken bana ve arkadaĢlarıma içinde altın, gümüĢ ve cevher bulunan bir gerdanlık payımıza düĢtü. Ben bunu satın almak isteyerek Fedâle b. Ubeyd‟e sordum. ġu cevabı verdi. “Bunun altınını çıkar da bir kefeye koy, kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla bir Ģey alma.150

Hadisin devamı Hz. Peygamber‟in misli mislinden fazlasını yasaklamasını anlatmaktadır.

Merfû olan rivayetin senedi muttasıl, Kurre b. Abdurrahman dıĢındaki ravileri sikadır. Kurre b. Abdurrahman için, Ahmed b. Hanbel “münkiru‟l-hadis” , Yahya b. Maîn “daîfu‟l-hadis”, Ebû Hâtim ve Nesâî, “leyse bi kaviyy”, Ġclî, “yukteb hadisuh”, Ġbn Hacer ise “sadûk ve münker hadislerinin çok olduğunu” söyler.151

Kurre b. Abdurrahman nedeniyle hadis hasendir.

Harun b. Ma‟ruf – Abdullah b. Vehb – Amr (H) Ebu‟t-Tâhir – Ġbn Vehb – Amr b. Hâris – Ebu‟n-Nadr – Büsr b. Said – Ma‟mer b. Abdullah: Ma‟mer b. Abdullah, bir ölçek buğday ile hizmetçisini (çarĢıya) gönderir ve “bunu sat, yerine arpa al” der. O da bir ölçek ve biraz da fazla alır. Ma‟mer‟in yanına geldiğinde durumu kendisine bildirir. Ma‟mer “Niye böyle yaptın, git bunu geri ver ve eĢit tartıda olmadıkça kesinlikle alma” der.152

Hadisin devamında Ma‟mer, Rasûlullah‟tan “yiyecek maddesini yiyecek maddesiyle eĢit tartıda satınız” sözünü iĢittiğini söylemektedir. Ayrı cinsler olmasına rağmen Ma‟mer‟in buğdayı arpa ile aynı cins sayarak, ihtiyatlı davrandığı görülmektedir.

Merfû olan hadisin ravileri sika senedi muttasıl ve sahihtir.

150 Müslim, Müsâkat, 92 (1591).

151 Ġclî, Ahmed b. Abdullah, Ma‟rifetü‟s-Sikât, I-II, Beyrut, 1985, II, 217; Mizzî, a.g.e., XXIII,

581-583; Zehebî, el-KâĢif, II, 136; Ġbn Hacer, Takrîbü‟t-Tehzîb, I, 455.

115

Amr En-Nâkıd – Ġsmail b. Ġbrahim – Saîd El-Cüreyrî – Ebû Nadra Ģöyle demiĢtir: Ġbn Abbas‟a para bozdurmanın (hükmünü) sordum. “PeĢin mi?” dedi. “Evet”, dedim. “O halde bunda bir beis yoktur” dedi. Bunun arkasından Ebû Said‟e; ben Ġbn Abbas‟a sarfı (hükmünü) sordum da: PeĢin mi? dedi. Evet, dedim. “O halde onda bir beis yoktur” dediğini anlattım. (Ebû Said) “O bunu (gerçekten) söyledi mi? (Öyleyse) ona (bir mektup) yazacağız (ki) size bu fetvayı vermesin” dedi.153

Hadisin devamı Rasulullah‟ın kötü hurma karĢılığında iyi hurmayı aynı miktarda değiĢmeyen Medineli genci bundan nehyetmesini anlatmaktadır.

Merfû olan rivayetin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Ebu‟r-Rebî‟ el-Atekî – Hammâd b. Zeyd – HiĢam b. Urve – babası (Urve b. Zübeyr) anlatıyor:

Ervâ bint Üveys, Said b. Zeyd‟in, kendi arsasından bir parça aldığını iddia etti ve onu Mervan b. Hakem‟e Ģikâyet etti… (Hadis, -Said b. Zeyd‟in Mervan‟a Ģikâyet edilmesinden sonra- Rasululah‟ın “Her kim (baĢkasına ait) araziden zalimlikle bir karıĢ yer alırsa, hiç Ģüphe yok ki, kıyamet gününde o arazi parçası yedi kat yerden itibaren onun boynuna halka yapılır.” sözüyle devam etmektedir.) Sonra Said “Allahım, eğer bu kadın yalancı ise gözünü kör et ve kendisini arsasında öldür!” diye beddua etti.

Râvi diyor ki: “Bu kadın kör olmadan ölmedi. Sonra bir ara arsasında dolaĢırken birden bir çukura düĢerek öldü.”154

Merfû olan hadisin ravileri sika, senedi muttasıl ve sahihtir.

153 Müslim, Müsâkat, 99 (1594); Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 60.

116

Ahmed b. Hanbel‟deki rivayet Mervan b. Hakem tarafından Said b.Zeyd ile Erva binti Üveys arasında geçen dava Ģeklinde anlatılır.

Ahmed b. Ġbrahim Ed-Devrakî – Abdüssamed (Ġbn Abdulvâris) – Harb (Ġbn ġeddâd) – Yahya (Ġbni Kesir) – Muhammed b. Ġbrahim – Ebu Seleme: Ebu Seleme ile kendi kavminden bazı insanlar arasında bir arazi hakkında çekiĢme meydana gelmiĢti. Ebu Seleme, ÂiĢe‟nin yanına girip bu çekiĢmeyi ÂiĢe‟ye zikretti. ÂiĢe de ona: “Ey Ebû Seleme! Arazi gasbetmekten kaçın.” dedi.155

Hadisin devamı Hz. AiĢe‟den rivayetle, baĢkasının toprağından haksız yere bir karıĢ yer alan kimsenin kıyamet günündeki durumunun anlatılmasıyla devam eder.

Merfû olan hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.