• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4. HÜKMEN MERFU KAVRAMI

Hükmen merfu, isnadı sahâbide kalmakla beraber Hz. Peygamber dönemine izafe edilen rivayetlere denir. Zira sahabeden mevkuf isnadla rivayet edilen bir haber, Hz. Peygamber‟in söz, fiil ve takrirlerinden olması itibariyle aslında “hükmen merfu” olabilir. Bu sebeple hadis, Hz. Peygamber‟den öğrenilen herhangi bir meseleye istinad ederse bu hadis hükmen merfudur.143 Bu itibarla sahabede son bulmuĢ bütün haberlere mevkuf dememiz mümkün görünmemektedir. Bir hadisin merfu olduğunu dolaylı Ģekilde anlatmanın bazı sebebleri vardır. Sahabenin hadisi Hz. Peygamber‟e nisbet ederken kullandığı lafız ya da Hz. Peygamber‟in kullandığı lafzın hatırlanmaması, hadisin merfu olduğunda Ģüphe bulunması, hadisi kısaltma gereğinin duyulması bu sebebler arasında zikredilebilir. Hadisin merfu olduğunun dolaylı olarak anlatımında, dinin ikinci kaynağı olan sünnet ve hadisin Rasûl-i Ekrem‟e nisbet edilmesinin büyük sorumluluk gerektirdiği anlayıĢı da etkili olmuĢtur. Bu sebeple birçok râvi, bir haberi Hz. Peygamber‟e nisbet etmektense onu bir sahabiye nisbet etmenin daha kolay

142 Sehâvî, Fethu‟l-Muğîs, I, 188. 143 Ġbn Hacer, Nüzhetü‟n-Nazar, 131-132.

32

olduğunu belirtmiĢtir. Ancak bütün hadisçiler bu konuda aynı titizliği göstermemiĢtir. Nitekim Ġmam ġafiî, hocası Ġmam Mâlik‟in, merfu mu mevkuf mu olduğu konusunda tereddüt edilen bir hadisi mevkuf saymayı tercih ettiği halde diğer râvilerin bunun aksini yaptığını belirtmektedir.144

Yine ġa‟bî‟ye (v. 103/712) Hz. Peygamber‟e nispet etmekten sakındığı rivayetler hususunda “bu hadis Hz. Peygamber‟den rivayet edilmektedir” denilince, “daha sonrakilere izâfe etmek bizim için daha iyidir. Zira fazlalık veya noksanlık varsa, bunu Rasûlullah‟a izafe etmemiĢ olurum” Ģeklindeki cevabı da buna örnek teĢkil etmektedir.145

Hükmen merfu hadisler de sarih merfu hadisler gibi kavlî, fiilî ve takrîrî olmak üzereüç gruba ayrılır.

4. 1. Hükmen Merfu Olan Sözler

Hükmen merfu olan sözleri Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür:

1. Kur‟an ayetlerinin nüzul sebepleri ile Kur‟an ve sünnette neshedilmiĢ hükümler: Sahabenin, bir hükmün mensuh olduğuna dair beyanları merfu hükmünde kabul edilir. “Bu haber mensuhtur”, “ bu hüküm neshedildi”, “bu konudaki hüküm Ģöyleydi, sonra nesholdu”, “bu nas nâsihtir”, “Rasûlullah‟ın bu konudaki iki farklı emrinden en son olanı Ģu emirdi” Ģeklindeki ifadeleri âlimlerin çoğunluğuna göre nâsih ve mensûhu bildirir ve bu haberlere göre amel edilir.146

Bazı âlimler sahabenin mensuh olan hükmü bizzat Rasûlullah‟tan iĢittiğini rivayetinde beyan etmemesi halinde, bu sigalarla rivayet edilen sahabe sözlerini merfu kabul etmezler.147 Irâkî bu görüĢe karĢı çıkarak neshin gerçekleĢmesinin içtihad ve rey ile değil nasların nüzûl ve vürûd tarihleri ile bilinebileceğini söyler.148

Bu bilgi de sahabede diğerlerine nazaran daha fazla bulunmaktadır.

2. Sahabe tefsirleri: Tefsirle ilgili rivayetlerin büyük bir kısmı mevkuftur. Zira rivayet tefsirleri incelendiğinde her ayetle ilgili bir sahabe veya tabiin sözüne rastlamak mümkündür. Ancak ayetlerin nüzul sebeplerini açıklayan sahabe tefsirleri,

144 Aydınlı, a.g.m., DĠA, XXIX, 437-438. 145

Yücel, a.g.e., 154.

146 Irâkî, ġerhu‟t-Tabsira ve‟t-Tezkira, II, 98-99; Leknevî, Ebu‟l-Hasenât Muhammed Abdülhayy, el-

Ecvibetu‟l-Fâdıle li‟l-Es‟ileti‟l-AĢarati‟l-Kâmile, thk. Abdülfettah Ebû Gudde, Halep, 1964, 190-192.

147 Leknevî, a.g.e., 19.

33

bütün muhaddisler tarafından ittifakla hükmen merfu kabul edilmektedir.149

Ġçtihadın konusuna girmeyen haberleri ihtiva eden sahâbe tefsirlerinin hükmen merfu olabilmesi için Ehl-i Kitap‟tan nakledilmediğinin sabit olması gerekir.150

Ayetteki müĢkil bir lafzı veya Ģer‟î bir hükmü beyan eden Sahâbe tefsirlerini aralarında Ġmam ġâfi‟î (v. 204), Ebû Câfer et-Tahâvî (v. 229), Buhârî (v. 256), Müslim (v. 261), Ġbn Cerîr et-Taberî (v. 310), Ġbn Merdûye (v. 416), Beyhâkî (v. 458), Hatîb el-Bağdâdî (v. 463), Ġbn Abdilberr (v. 463), Ġbn Salâh (v. 643), Irakî (v. 806) ve Ġbn Hacer (v. 852)‟in de bulunduğu âlimlerin çoğunluğu merfû kabul etmemiĢtir.151

3. Sahabenin bir fiilin yapılmasıyla Allah‟ın o fiile vereceği sevap veya cezaya dair verdiği bilgiler.

4. YaratılıĢ ve peygamberler tarihiyle alakalı bilgiler.

5. Gelecekte olacak savaĢlar, fitneler ve kıyamet ahvali gibi akıl ve duyu organlarıyla bilinmesi mümkün olmayıp sadece Rasûlullah‟tan öğrenilebilecek konular.

Zira sahabenin bu gibi sözleri kendinden söylemesine imkân yoktur. Bu durumda bunları haber verenin Hz. Peygamber olduğuna hükmedilir ve bu tür rivayetler hükmen merfu kabul edilir.152

Ayrıca sahabenin bu konularla ilgili naklettiği sözleri doğrudan Hz. Peygamber‟den iĢitmiĢ olması Ģart değildir. Rasûl-i Ekrem‟den, bir baĢka sahabiden ya da ikinci üçüncü kiĢilerden duyması da mümkündür.153

4. 2. Hükmen Merfu Olan Fiiller

Sahabenin kendi içtihadıyla yapma imkânı olmayan bazı fiiller vardır ki, sahabe Hz. Peygamber‟den gördüğü Ģekliyle yaptığını söylemese bile onun hükmen merfû‟ olduğuna hükmedilir. Mesela; ġafiî, Hz. Ali‟nin küsûf namazını her rekâtta ikiden fazla rükû ile kıldığını haber vermiĢtir. Hz. Ali‟nin bu namazı kendi içtihadı ile bu Ģekilde kılmıĢ olabileceği söylenemez. Hz. Ali‟nin bunu Hz. Peygamber‟den böylece

149 Hakim, Marifetu Ulûmi‟l-Hadis, 148; Nevevî, a.g.e., 34; Irâkî, ġerhu‟t-Tabsira ve‟t-Tezkira, I, 194;

Sehâvî, Fethu‟l-Muğîs, I, 216-218, 228-229.

150

Sehâvî, Fethu‟l-Muğîs, I, 216-218, 228-229; San‟ânî, a.g.e., I, 281-282.

151 San‟ânî, a.g.e., I, 281.

152 Ġbn Hacer, en-Nüket alâ Nüzheti‟n-Nazar, 141-142; Ahmet Naîm, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i

Sarih Tercemesi (Mukaddime), BaĢbakanlık Basımevi (5. Baskı), Ankara, 1979, 134-135.

34

öğrendiğine hükmedilir ve küsûf namazının her rekâtta ikiden fazla rükû ile kılınması hükmen merfû‟ olur.154

4. 3. Hükmen Merfu Olan Takrirler

Hükmen merfu olan takrirler sahabenin, Hz. Peygamber zamanında bir iĢi Ģu veya bu Ģekilde yaptıklarını dolaylı olarak haber vermesidir. “Biz Hz. Peygamber zamanında Ģöyle yapardık (veya söylerdik)”, “Ģöyle yapmak sünnettendir” denilerek nakledilen bir haberin hükmen merfu olduğunda Ģüphe yoktur. Esas itibariyle sahabenin “biz Ģöyle yapardık” ya da “Ģöyle yapıyorduk” gibi sözleri, Rasûlullah‟ın zamanına izafe edilmediği takdirde mevkuf sayılmaktayken bu sözler “Rasûlullah hayatta iken”, “O aramızda iken”, “O görüp dururken Ģöyle yapardık, Ģöyle hareket etmekteydik” gibi Rasûlullah‟ın zamanına izafe edilerek rivayet edilmiĢlerse, bütün muhaddislerce ve usûl âlimlerince hükmen merfu sayılmaktadır.155

Çünkü sahâbenin devamlı olarak yaptıkları bir fiilden Hz. Peygamber‟in habersiz olduğu söylenemeyeceği gibi yasak olan bir fiilin sahabe tarafından devamlı olarak yapılması da düĢünülemez.156

Meselâ; “erkekler için namazda göbeğin altında eli el üzerine kavuĢturmak sünnettendir”157

hadisindeki “sünnettendir” kelimesi hükmen merfu olan takrir ifadelerindendir.

Ġbn Hacer, sahabenin dinle ilgili birçok meselede Hz. Peygamber‟e sual sormalarından dolayı sahabenin fiillerine Hz. Peygamber‟in muttalî olduğunu ayrıca vahyin gelmeye devam ettiği bir dönemde, sahabenin yaptığı veya yapmaya devam ettiği fiillerin yasaklanmayan Ģeyler olduğunu söyleyerek, sahabenin “azl” konusundaki tutumunu buna örnek göstermektedir.158