• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

13. Hacla Ġlgili Hadisler

Yahya b. Yahya Et-Temîmî – Mâlik – Nâfi – Abdullah b. Ömer:

Nâfi Ģöyle diyor: Abdullah Ġbn Ömer‟de bu telbiye Ģekline:”Lebbeyk, lebbeyk ve sa‟deyk, ve‟1-hayru bi yedeyk, lebbeyk ve‟r-rağbâu ileyke ve‟1-amel (Emret, emrine

95

amadeyim, emret! Senden saadetler dilerim, hayır Senin elindedir. Emret, dilekler Sana arz edilir, ameller de)” ifadesini ilave etti.113

Ġbn Hacer hadisin ilk kısmı olan “Rasulullah‟ın telbiyesini (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la Ģerike leke lebbeyk, inne‟l-hamde ve‟n-ni‟mete leke ve‟l-mülk, lâ Ģerike lek) Vukuf‟a almamıĢ, Ġbn Ömer‟in ilave duasını almıĢtır.

Ahmed b. Hanbel‟de geçen rivayette Ġbn Ömer‟in yaptığı dua, Ġbn Ömer‟in ilavesi olarak değil, Hz. Ömer‟in ilavesi olarak rivayet edilmektedir.

Merfû olan hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Saîd b. Mansûr, Ebû Kâmil (birlikte) – Ebû Avane – Ġbrahim b. Muhammed b. MünteĢir – babası (Muhammed b. MünteĢir) anlatıyor:

Abdullah b. Ömer‟e koku sürünen sonra da sabahleyin ihramlı olan kimsenin durumunu sordum. O da; “Ġhramlı iken etrafıma koku saçarak sabaha çıkmayı istemem. Bunu yapmaktansa katrana bulunmak benim için daha iyidir” dedi.114

Hadisin devamında Muhammed b. MünteĢir, ÂiĢe (r.a.)‟ın yanına girer ve Ġbn Ömer‟in sözlerini aktarır. Hz. ÂiĢe “Ġhrama girerken Rasulullah‟a koku sürdüğünü ve Rasulullah‟ın hanımlarını dolaĢtığını sonra da ihramlı olarak sabaha çıktığını söylerek Ġbn Ömer‟e muhalefet etmiĢtir. Muhaddisler ve fukahanın ekserisi de ihrama girmeden önce koku sürünmenin müstehab olduğunu, kokunun ihram halinde devam etmesinde bir beis olmadığını, kokuyu ancak ihram halinde iken sürünmenin haram olduğunu düĢünmektedir.115

Merfû olan hadisin ravileri sikadır, senedi muttasıl ve sahihtir.

113

Müslim, Hac, 19 (1184). Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 131.

114 Müslim, Hac, 47 (1192), 49 (1194). Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 175; Buhârî, Gusül, 12, 14;

Nesâî, Gusl ve‟t-Teyemmüm, 13; Menâsiku‟l-Hacc, 42.

96

Ebû Bekir b.Ebi ġeybe, Amr en-Nâkıd, Züheyr b. Harb ve Kuteybe b. Saîd (birlikte) – Süfyan b. Uyeyne – Zeyd b. Eslem (H) Kuteybe b.Saîd – Mâlik b. Enes (ona Zeyd b. Eslem tarafından okunmak suretiyle) – Zeyd b. Eslem – Ġbrahim b. Abdullah b. Huneyn – babası (Abdullah b. Huneyn) anlatıyor:

“Abdullah Ġbn Abbas ile Misver b. Mahrame Ebvâ denilen yerde anlaĢmazlığa düĢtüler. Abdullah b. Abbas: “Ġhramlı kimse baĢını yıkayabilir” dedi. Misver b. Mahrame ise: “Ġhramlı kimse baĢını yıkayamaz” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbâs beni Ebu Eyyûb el-Ensârî‟ye sormam için gönderdi.116

Hadisin devamında Abdullah b. Huneyn “Rasulullah ihramlı iken baĢını nasıl yıkardı?” diye Ebu Eyyûb el-Ensârî‟ye sormuĢ. Ebu Eyyûb el-Ensârî, bir kuyunun baĢında yıkandığı sırada yanına gelen Abdullah b. Huneyn‟e sadece baĢını göstermek suretiyle ellerini öne ve arkaya doğru çekerek baĢını oğuĢturmuĢ sonra da: “ĠĢte Resulullah‟ı böyle yaparken gördüm” demiĢtir.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Yahya b. Yahya – Abser – Ġsmail b. Ebî Hâlid – Vebera Ģöyle diyor: “Ben, Abdullah Ġbn Ömer‟in yanında oturmaktaydım. Derken bir adam gelip,”Ben vakfe yerine gelmeden önce Kâbe‟yi tavaf etsem olur mu?” diye sordu. Abdullah Ġbn Ömer:

116 Müslim, Hac, 91 (1205). Muvatta, Hac, 2 (703); Ahmed b. Hanbel, Müsned, V,416,418; Buhârî, Ġhsar

ve Cezau‟s-Sayd, 25; Ebu Dâvud, Menasik, 37; Nesâî, Menasik, 27; Ġbn Mâce, Menasik, 22; Dârimî, Menâsik, 6.

97

“Evet” diye cevap verdi. Adam: “Fakat Abdullah Ġbn Abbâs: “Vakfe yerine gelmeden önce Kâbe‟yi tavaf etme” diyor” dedi.117

Hadisin devamında Abdullah Ġbn Ömer “Rasulullah‟ın hac ettiği sırada vakfe yerine gitmeden önce Kâbe‟yi tavaf ettiğini, Rasulullah‟ın sözüyle amel etmenin Ġbn Abbas‟ın sözüyle amel etmekten daha iyi olacağını söylemiĢtir.

Kuteybe b. Saîd – Cerîr – Beyân – Vebera isnadıyla118

hadisin benzeri rivayet edilmiĢtir.

Merfû olarak rivayet edilen her iki hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Harun b. Said el-Eylî – Ġbn Vehb – Amr b. Haris – Muhammed b. Abdurrahman anlatıyor:

Irak halkından bir kiĢi bana, Urve b. Zübeyr‟e, “hac için ihrama giren bir kimse Kâbe‟yi tavaf ettiğinde ihramdan çıkabilir mi çıkamaz mı?” diye bir soruver, eğer ihramdan çıkamaz derse bir kimse çıkabileceğini söylüyor” de, dedi. Muhammed b. Abdurrahman Ģöyle devam eder: Bu soruyu Urve‟ye sordum. Urve “Ġhramdan çıkamaz. Hac için ihrama giren ancak hac bitiminde ihramdan çıkabilir” dedi. “Ama bir kimse

117 Müslim, Hac, 187 (1233). Nesâî, Menasik, 141.

98

bunun olabileceğini söylüyordu?” dedim. “Ġyi söylememiĢ” dedi. Arkasından soruyu soran kimse benimle karĢılaĢtı ve ne cevap verdiğini sordu. Verilen cevabı kendisine bildirdim, o da “Ona de ki bir kimse, Rasûlullah‟ın bunu yaptığını söyledi. Esma ve Zübeyr‟in yaptığına ne dersin?” dedi. Ben de Urve‟ye gittim ve bu durumu bildirdim “Bu kimse kimdir?” dedi. “Bilmiyorum” dedim. “Niye kendisi gelip de bana sormuyor? Herhalde bu adam Iraklı olmalı” dedi. “Bilmiyorum” dedim. “Bu kimse doğru söylememiĢtir. Rasûlullah haccetmiĢtir. Bununla ilgili bilgileri bana ÂiĢe anlattı. Hz. Peygamber‟in Mekke‟ye geldiğinde ilk yaptığı Ģey abdest alıp Kâbe‟yi tavaf etmek olmuĢtur. Daha sonra Ebû Bekir de haccetmiĢ, onun da ilk yaptığı Ģey Kâbe‟yi tavaf etmek olmuĢ bundan baĢkası olmamıĢtır. Sonra Ömer de aynısını yapmıĢtır. Daha sonra Osman da haccetti. Onun da ilk yaptığı Ģey Kâbe‟yi tavaf olduğunu bundan baĢkası olmadığını gördüm. Daha sonra Muaviye ve Abdullah b. Ömer de aynısını yaptı. Sonra babam Zübeyr b. Avvâm ile birlikte haccettim. Onun da ilk yaptığı Ģey Kâbe‟yi tavaf oldu bundan baĢkası olmadı. Sonra Muhacir ve Ensarın da böyle yaptığını bundan baĢka bir Ģey yapmadığını gördüm. Böyle yaptığını gördüğüm en son kimse Abdullah b. Ömer‟dir. Hac için girdikleri ihramdan umre ile çıkmadılar. ĠĢte Abdullah b. Ömer aralarındadır. Bunu ona sormazlar mı? GeçmiĢtekilerin hepsinin Mekke‟ye ayak bastıklarında yaptığı ilk Ģey Kâbe‟yi tavaf olup bunun ardından ihramdan çıkmamalarıdır. Annemin ve teyzemin (teyzesi, ÂiĢedir) Mekke‟ye geldiklerinde ilk yaptıkları Ģeyin Kâbe‟yi tavaf olduğunu bunun ardından ihramdan çıkmadıklarını gördüm.119

Rasulullah‟ın haccı ve sahabe uygulamalarından bahseden hadis hac yapmak için girilen ihramdan ancak hac ibadeti bittikten sonra çıkılacağını yani ifrad haccını anlatmaktadır. Bilindiği gibi ifrad haccında sadece haccedilir.

Merfû olan hadisin ravileri sikadır, senedi muttasıl ve sahihtir.

Muhammed b. Hatim – Ravh b. Ubâde – ġu‟be – Müslim el-Kurrî:

99

Ġbn Abbas‟a temettü haccını sordum. Serbest olduğunu belirtti. Hâlbuki Abdullah b. Zübeyr bunu yasaklamaktaydı.120

Hadisin devamında Müslim el-Kurri Hz. Esma‟ya temettü haccını sormuĢ. Hz. Esma da Rasûlullah‟ın bunu serbest bıraktığını söylemiĢtir.

Merfû olan hadisin senedinde ittisal olmakla beraber Ravh b. Ubade için Ahmed b. Hanbel “salih”, Yahya b. Main “leyse bihi be‟s” demiĢtir. Ancak Kütüb-i Sitte müellifleri onun rivayetlerini nakletmiĢtir.121

Hadis hasendir.

/

.

Muhammed b. Müsennâ ve Ġbn BeĢĢâr (birlikte) –Muhammed b. Cafer – ġu‟be – Ebû Cemre ed-Dubeî Ģöyle demiĢtir: “Temettü haccı yaptım ama bazı kiĢiler bana bunu yasakladı. Bunun üzerine Ġbn Abbâs‟a vardım ve bunun hükmünü sordum. Bana bunu yapmamı emretti. Bunun arkasından eve gittim ve uyudum. Rüyamda bana biri geldi ve: “Kabul edilmiĢ bir umre, kabul görmüĢ bir hac” dedi.122

Hadisin devamında rüyasını Ġbn Abbas‟a anlatan ed-Dubei‟ye Ġbn Abbas bunun Ebû Kasım‟ın sünneti olduğunu söylemiĢtir.”

Mevkuf olan hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

.

Ġshak b. Ġbrahim – Muhammed b. Bekr – Ġbn Cüreyc – Ata‟ Ģöyle diyor:

120

Müslim, Hac, 194 (1238).

121 Bkz. Ġbn Ebî Hatim, a.g.e., III, 498; Mizzî, a.g.e., IX, 238-245; Zehebî, el-KâĢif, I, 398; Ġbn Hacer,

Takrîbu‟t-Tehzîb, I, 211.

100

Ġbn Abbas “Beyti tavaf eden hacı olsun, hacıdan baĢkası olsun ihramdan çıkar” derdi. Ata‟ya “Acaba bunu neye dayanarak söylüyordu?” diye sordum. “Allah Teâlâ‟nın

sonra onun hill yeri (ihramdan çıkıĢ yeri)Beyt-i Atîk‟dir123 sözüne dayanarak” dedi. Ama bu Arafat‟ta vakfeye durduktan sonra olacaktır” dedim. Atâ “Ġbn Abbas, bunun Arafat‟tan sonra da önce de olabileceğini söylerdi” dedi.124

Hadisin devamında Ata, Ġbn Abbas‟ın bu konudaki delilinin Hz. Peygamber (s.a.v.)‟in veda haccında kendilerine verdiği hille çıkma emri olduğunu söyler.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

.

Ġshak b. Ġbrahim – Cerîr – Mansur – Mücâhid anlatıyor:

Urve b. Zübeyr ile birlikte mescide girmiĢtim. Abdullah b. Ömer, ÂiĢe‟nin odasına doğru oturmuĢtu. Bu sırada bazı kiĢiler mescitte kuĢluk namazı kılıyordu. Onların bu namazlarını sorunca, o da “bidattır” dedi.125

Hadisin devamında Urve b. Zübeyr, Abdullah b. Ömer‟e Rasûlullah‟ın kaç kez umre yaptığını sormuĢ, o da biri Receb ayında olmak üzere dört defa umre yaptığını söylemiĢtir. O sırada odasında diĢlerini misvaklayan AiĢe‟ye Urve, Abdullah b. Ömer‟in söylediklerinden bahsedince ÂiĢe, Rasûlullah‟ın yaptığı umrenin hepsinde onunla beraber olduğunu Receb ayında ise asla umre yapmadığını söylemiĢtir.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin ravileri sikadır, senedi muttasıl ve sahihtir.

123

Hac, 22/33.

124 Müslim, Hac, 208 (1245).

125 Müslim, Hac, 220 (1255); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 128,155,VI,55; Buhârî, Ebvâbu‟l-Umre, 3,

101

Yahya b. Yahya – Ebû Muaviye – HiĢâm b. Urve – babası (Urve b. Zübeyr) anlatıyor: ÂiĢe‟ye “Bir kimsenin Safa ve Merve arasında say yapmamasının kendisine bir zarar vermeyeceği kanaatindeyim” dedim. O da “Niye?” dedi.”Çünkü Allah Safa ve

Merve tepeleri Allah‟ın iĢaretlerindendir. Dolayısıyla kim hac veya umre yaparsa bu ikisinin arasını say etmesinde bir günah yoktur” buyuruyor” dedim. Bunun üzerine ÂiĢe

“Allah, Safa ve Merve arasında say yapmayanın ne haccını ne de umresini tamamlanmıĢ sayar. Eğer senin dediğin gibi olsaydı ayetin ifadesi bu ikisinin arasını say etmemenizde bir günah yoktur, Ģeklinde olması gerekirdi” dedi.126

Hz. AiĢe hadisin devamında bu ayetin iniĢ sebebinin cahiliye döneminde, deniz kenarında bulunan „Ġsaf‟ ve „Naile‟ adındaki iki put için ihrama giren, arkasından Mekke‟ye gelip Safa ve Merve arasında say yapan sonra da tıraĢ olan Ensar‟ın, Müslüman olduktan sonra cahiliye döneminde yaptıklarına bakarak bu ikisi arasında say yapmaktan çekinmeleri olduğunu söylemiĢtir.

Sebebi nüzûlü bildiren sahabî sözleri hükmen merfû kabul edilir. bu nedenle hadis merfudur. Rivayetin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Muhammed b. Ebû Bekir El-Mukaddemî – Yahya (el-Kattan) – Ġbni Cüreyc – Abdullah (b. Keysân) mevla Esma Ģöyle diyor: “Esma (bint Ebî Bekir) Müzdelife civarındayken bana “ay gözden kayboldu mu?” dedi. Ben de “hayır” dedim. Bunun üzerine bir süre namaz kıldı sonra “evlâdım, ay gözden kayboldu mu?” dedi. “Evet” dedim. “Beni götür” dedi. Beraberce yola çıktık. Nihayet cemre taĢlarını attı, sonra

126 Müslim, Hac, 259 (1277); Buhârî, Hac, 78; Ebvâbu‟l-Umre, 10; Tefsir, 23; Tirmîzî, Tefsîru‟l-Kur‟an,

2965; Ġbn Mâce, Menâsik, 43; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56; Nesâî, Menâsiku‟l-Hac, 167,168, Tefsir, 19, 360; Enes b. Mâlik, Muvatta‟, Hac, 42; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 144, 162, 227.

102

konakladığı yerde namaz kıldı. Kendisine “Baksana, gece karanlığında buraya geldik?” dedim. O da: “Hayır” dedi.127

Hadisin devamında Esma, Rasulullah‟ın böyle durumlarda kadınlara izin verdiğini söylemiĢtir.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin ravileri sika, senedi muttasıl ve sahihtir. Bazı âlimler Müzdelife‟den erken yola çıkıp, güneĢ doğmadan Mina‟ya gelenlerin fecirle güneĢin doğması arasında taĢlarını atabileceklerine bu hadisle istidlal etmiĢtir. Atâ b. Ebî Rebâh, Tâvûs b. Keysân, Mücâhid, Ġbrâhîm Nehaî, ġa‟bî, Saîd b. Cübeyr ve Ġmam ġafiî‟nin görüĢü bu yöndedir.128

Mincâb b. Haris Et-Temîmî – Ġbni Müshir – A‟meĢ Ģöyle diyor:

Ben Haccâc b. Yûsuf‟u minber üzerinde hutbe okurken Ģöyle söylediğini iĢittim. “Kur‟ân‟ı Cibril‟in sıraladığı gibi sıraya koyun. (Evvelâ) içinde Bakara zikredilen sûre; (sonra) içinde Nisa zikredilen sûre ve içinde (daha sonra) Âl-i Ġmrân zikredilen sûredir. Sonra Ġbrahim‟le karĢılaĢtığımda Haccâc‟ın sözünü ona söyledim. Ġbrahim ona kötü söz söyledi.129

Hadisin devamında Ġbrahim, Abdurrahman b. Yezid‟le Ġbn Mesud‟un Akabe Cemresi‟nde bulundukları sırada, Ġbn Mesud‟un vadiye yandan girdiğini ve vadinin içinden yedi taĢ attığını, her taĢı atarken de tekbir aldığını anlatmıĢ. Ġbrahim‟in “baĢkaları bu taĢları vadinin üstünden atıyorlar” demesine karĢılık, Ġbn Mesud “Bakara suresi indirilen zâtın makamı budur” demiĢtir.”

Mevkuf olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

127 Müslim, Hac, 297 (1291) ; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 347, 351. 128

Kadı Iyâz, a.g.e., IV, 369-370.

129 Müslim, Hac, 306 (1296), 305, 307, 308, 309; Buhari, Hac, 137; Ebu Dâvud, Menasik, 78; Tirmizî,

Savm, 64 (901); Nesâî, Menasiku‟l-hac, 226; Ġbn Mâce, Menasik, 64; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I,

103

.

Yahya b. Yahya – Mâlik – Abdullah b. Ebu Bekr – Amra bint Abdurrahman anlatıyor:

Ġbn Ziyad AiĢe‟ye; Abdullah b. Abbas “Kim Kabe‟ye kurbanlık gönderirse, kurbanı kesilene değin hacda ihramlıya haram olan Ģeyler kendisine de haram olur.” dedi. Ben de Kabe‟ye kurbanlığımı gönderdim. Bu konudaki emrini bana yaz, diye mektup gönderdi.130

Hadisin devamında Hz. AiĢe “durum Ġbn Abbas‟ın dediği gibi değildir. Ben Rasûlullah‟ın hedyinin niĢan iplerini kendi ellerimle ördüm. Sonra Rasûlulah bu niĢanları eliyle taktı. Arkasından da (o yol hac emiri olan) babamla bu kurbanı Kabe‟ye gönderdi. Bu sırada kurban kesilene değin Rasûlullah‟a Allah‟ın helâl kıldığı hiçbir Ģey haram olmamıĢtır” demiĢtir.

Metinde Ġbn Ziyad olarak zikredilen kiĢi, Sahih-i Buhârî‟de ve diğer rivayet kitaplarında Ziyad b. Ebî Süfyan olarak geçmektedir. Doğru olan isim de budur.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Yahya b. Yahya – Abdulvâris b. Saîd – Ebi‟t-Teyyâh ed-Dubeî – Musa b. Seleme el-Hüzelî:

Musa b. Seleme anlatıyor: “Sinan b. Seleme ile birlikte umre yapmak için yola çıktık. Sinan, yanında Kabe‟de kesmek için kurbanlık deve de götürüyordu. Derken

130 Müslim, Hac, 369 (1321); Buhârî, Vekâlet, 14, Hac, 108; Nesâî, Menâsiku‟l-Hac, 72; Ahmed b.

104

kurbanlığı yorgun düĢüp yürüyemez oldu. Kurbanlık yürüyemez duruma geldiğinde Sinan bu konuda ne yapacağını bilemedi.131

Hadisin devamında Sinan b. Seleme, Ġbn Abbas‟tan kurbanlığın durumunu sormakta Ġbn Abbas ise Rasulullah‟ın bir kimse ile birlikte on altı kurbanlık gönderdiğini bu kimsenin yola çıktıktan sonra geri dönüp, bunlardan yürüyemez duruma düĢenleri ne yapacağını sormuĢ bunun üzerine Rasulullah‟ın “Onu kes, sonra boynundaki kurbanlık belleğini kanına bulayıp hörgücüne sür. Bunun etinden ne sen ye, ne de kafiledeki arkadaĢların yesin” dediğini haber vermiĢtir.

Merfû olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Hadis sahihdir. Rivayet Ebu Dâvud (Menasik, 19) ve Nesâî (Hac, 258)‟de Musa b. Seleme – Ġbn Abbas isnadıyla Merfû olarak rivayet edilmiĢtir.

Hennâd b. Seriyy – Ġbn Ebî Zaide – Ġbn Ebî Süleyman – Atâ‟ anlatıyor:

Yezid b. Muaviye zamanında ġamlılar Mekke‟ye saldırıp Beytullah yandığı ve olan olduğu zaman Abdullah b. Zübeyr Kâbe‟yi, hac mevsiminde insanlar gelinceye kadar harap hâliyle bıraktı. Bununla halkı ġamlılar üzerine harbe cesaretlendirmek ya

105

da sevketmek istiyordu. Ġnsanlar haccını yapıp dağılınca Abdullah b. Zübeyr “Ey cemaat! Kâbe hakkındaki görüĢünüzü bana söyleyin. Onu yıkıp yeniden mi yapayım, yoksa harâb olan yerlerini mi onarayım?” diye sordu. Abdullah b. Abbas “Kâbe‟nin hasar gören yerlerini tamir etmen ve insanların, müslüman olduklarındaki Beytullah‟ı, Müslüman olduklarındaki taĢları ve Hz. Peygamber‟in peygamber gönderildiğindeki Ģekli olduğu gibi kendi halinde bırakman görüĢündeyim.” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Zübeyr “Sizden birinizin evi yansa onu yenilemedikçe gönlü razı olmaz. ġu halde Rabbinizin Beytine nasıl razı olabiliyorsunuz? Ben, Rabbime üç defa istiharede bulunacağım. Sonra yapacağım iĢe niyet edeceğim” dedi. Üç gece geçtikten sonra Kâbe‟yi yıkmaya karar verdi. Halk Kâbe‟nin üzerine çıkan ilk insanın baĢına gökten bir belâ ineceği korkusuyla onu bu iĢten vazgeçirmeye çalıĢtı. Nihayet Beytullah‟ın üzerine bir adam çıkarak ondan bir taĢ attı. Halk onun baĢına bir Ģey gelmediğini görünce hep birden Abdullah b. Zübeyr‟e tâbi olup Beytullah‟ı yıkarak yer seviyesine kadar indirdiler. Abdullah b. Zübeyr, Kâbe‟nin binası yükselinceye kadar kıble vazifesi görmek üzere bir takım direkler diktirdi ve üzerlerine perdeler çektirdi…

Hadisin devamında Abdullah b. Zübeyr ÂiĢe‟den Peygamber‟in:”Halk, küfürden

yeni kurtulmuĢ olmasaydı ben mutlaka Hicr‟den beĢ arĢın miktarı bir yeri Kâbe‟ye ilave ederdim ve ona insanların birinden girecekleri bir kapı ile diğerinden çıkacakları bir kapı yapardım. Fakat bende Kâbe‟nin bina masrafına yetiĢecek para yoktur”

buyurduğunu iĢittiğini söyleyerek “iĢte ben bugün Kâbe‟nin binası için sarfedilecek parayı sağlıyorum, insanlardan da korkacak değilim” demiĢtir. Kâbe‟ye Hicr‟den beĢ arĢın yer ilave eden Abdullah b. Zübeyr uzunluğuna on arĢın daha ilave etmiĢ ve Beytullah‟a iki kapı yaptırmıĢtır.

Abdullah b. Zübeyr öldürülünce, Haccâc, Mervân‟a mektup yazarak durumu ve Abdullah b. Zübeyr‟in, binayı (Hz. Ġbrahim yaptığı o temel üzerine) kurduğunu, Mekke halkından güvenilir adaletli bir takım kimselerin onu gördüğünü bildirmiĢtir. Bu mektup üzerine Abdülmelik b. Mervân ona “Biz, Abdullah b. Zübeyr‟in yaptığı kötü bir iĢte yokuz. Boyuna yaptığı ilaveye gelince onu olduğu gibi bırak. Kabe‟nin önündeki duvardan (Hicr‟den) yaptığı ilaveye gelince onu yapısına çevir, açmıĢ olduğu kapıyı da

106

kapat” diye bir mektup yazmıĢ, bunun üzerine Haccâc, ilâveyi yıkarak onu (eski) yapısına çevirmiĢtir.132

Merfû olarak rivayet edilen hadiste ınkıta‟ olmamakla birlikte, isnad zincirinde yer alan Abdulmelik b. Ebî Süleyman‟ın hadislerini Ahmed b. Hanbel münker kabul ederken, onun hakkında Yahya b. Maîn “zayıf”, Ebû Zür‟a “lâ be‟se bih”, Ġbn Hacer “saduk ve vehm sahibi” demiĢtir.133

Hadis, Abdulmelik b. Ebî Süleyman nedeniyle hasendir.

Nesâî (Menâsik 128)‟de hadis, aynı isnadla gelmekte fakat sadece Hz. AiĢe‟nin Rasulullah‟tan iĢittiği hadis rivayet edilmektedir.

.

Kuteybe b. Saîd – Leys – Saîd b. Ebî Saîd – Ebû ġureyh el-Adevî:

(Yezid‟in Medine valisi) Amr b. Said (Abdullah b. Zübeyr‟in) üzerine Mekke‟ye ordu göndereceği sırada Ebû ġureyh, Amr b. Said‟e, Rasulullah‟ın Mekke‟yi fethettiği günün ertesinde Mekke‟nin insanlar tarafından değil Allah tarafından haram kılındığını, kan dökmenin ve ağaç kesmenin haram olduğunu, Allah‟ın, Rasûlü dıĢında kimseye Mekke‟de savaĢmaya izin vermediğini Rasulullah‟tan kulaklarıyla iĢittiğini söylemiĢtir.

Ebû ġüreyh‟e: “Bu sözü söyledikten sonra Amr, sana ne dedi?” denildiğinde Ebu ġüreyh; “Ey Ebû ġüreyh, bunu senden daha iyi bilmekteyim. Ancak harem (dokunulmaz bölge) hiçbir isyancıyı, idam kaçkınını ve bozguncuyu içerisinde barındırmaz” dedi” demiĢtir.134

Hadisin ravisi sahabi Ebû ġüreyh‟in merfû olarak rivayet ettiği hadisin senedi muttasıl ravileri sikadır. Tirmîzî hadisin hasen sahih olduğunu söyler.

132

Müslim, Hac, 402 (1333).

133 Mizzî, a.g.e., XVII, 322-328; Ġbn Hacer, Takrîbu‟t-Tehzîb, I, 363.

134 Müslim, Hac, 446 (1354); Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 385; Buhârî, Ġlm, 37; Ġhsar ve Cezâu‟s-

107