• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

25. Ġdare ve Ġdarecilikle (Ġmârat) Ġlgili Hadisler

Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ‟ – Ebû Üsâme – HiĢam b. Urve – babası – Ġbn Ömer Ģöyle anlatıyor: “Babam yaralandığında yanına gittim. Etrafında bulunan kimseler, ona övgüde bulunarak: “Allah seni hayırla mükâfatlandırsın.” dediler. O da: “Allah‟ın mükâfatını ister, hesabından korkarım” dedi. Yanındakiler: “Yerine bir kimseyi halife bırak” dediler. Bunun üzerine babam Ömer: “Belli bir kimseyi yerime bırakarak hayatımda ve ölümümde iĢinizin sorumluluğunu mu yükleneyim? Ben bu

129

hilâfet iĢinden olan nasibimin lehime ve aleyhime değil sadece yetecek kadar olmasını dilerim” dedi.183

Hadisin devamında Hz. Ömer “halife bırakmıĢ olsam, benden daha hayırlısı olan Ebu Bekir kendine halife bırakmıĢtır. Sizi halifesiz bıraksam, benden daha hayırlı olan Rasulullah sizi halifesiz bıraktı” demektedir. Abdullah b. Ömer “Babasının, Rasulullah‟ı anınca kendine halife bırakmayacağını anladığını” söylemektedir.

Mevkuf olarak rivayet edilen hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır. Tirmizi hadise sahih hükmünü vermektedir.

Müslim‟de Ġmarat 12 (1823)‟de Ġshak b. Ġbrahim, Ġbn Ebî Ömer, Muhammed b. Râfi‟ ve Abd b. Humeyd (birlikte) – Abdurrezzak – Ma‟mer – Zührî – Salim – Ġbn Ömer tarikiyle yer alan diğer rivayette; Ġbn Ömer Hafsa‟dan babasının halife bırakmadığını öğrenir. Sonra yanına giderek bu durumun doğru olup olmadığını öğrenmek ister. Halife bırakması için ikna edici sözler söylese de Hz. Ömer “halife bırakmıĢ olsam, benden daha hayırlısı olan Ebu Bekir kendine halife bırakmıĢtır. Sizi halifesiz bıraksam, benden daha hayırlı olan Rasulullah sizi halifesiz bırakmıĢtır.” cevabını verir.184

Mevkuf olarak rivayet edilen hadisin senedi muttassıl, ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

Harun b. Said El-Eylî – Ġbn Vehb – Harmele – Abdurrahman b. ġimâse anlatıyor:

“ÂiĢe‟ye bir Ģey sormaya geldim. Bana: “Sen, kimlerdensin?” diye sordu. Ben de: “Mısırlılardan bir adamım” dedim. ÂiĢe: “Sizin sahibiniz, sizin Ģu gazalarınızda size karĢı nasıl davranır?” diye sordu. Abdurrahman da: “Ondan bir kötülük görmedik.

183 Müslim, Ġmârat, 11 (1823), 12 (1823); Buhârî, Ahkâm, 51; Tirmizi, Fiten, 2225; Ebu Davud, Harac, 8. 184 Müslim, Ġmârat, 12 (1823); Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 47.

130

Bizden birimizin devesi ölse hemen ona deve verir, kölesi ölse ona köle verir, yiyeceğe muhtaç olsa ona yiyecek verir” dedi. Bunun üzerine AiĢe Ģöyle dedi: “Bana bak! Rasulullah‟tan iĢittiğim bir Ģeyi sana haber vermekten onun, kardeĢim Muhammed b. Ebu Bekir‟e yaptıkları beni men edemez.”185

Hadisin devamında Hz. ÂiĢe Rasulullah‟tan iĢittiği “Allahım! Her kim

ümmetimin iĢlerinden bir vazifeyi üzerine alır da onlara zorluk çıkarırsa Sen de ona zorluk çıkar! Her kim de ümmetimin iĢlerinden bir vazifeyi üzerine alır da onlara iyi davranırsa Sen de ona iyi davran!” hadisini rivayet eder.

Merfû olan rivayetin ravileri sika, senedi muttasıl ve sahihtir.

Hz. ÂiĢe‟nin ismini vermeden muamelesini sorduğu komutan Amr b. As‟tır. Hz. AiĢe, kardeĢi Muhammed b. Ebu Bekir‟i onun öldürdüğüne iĢaret ederek “KardeĢim Muhammed b. Ebû Bekir‟e yaptıkları” demiĢtir. Hz. Ali, Muhammed b. Ebu Bekir‟i Mısır‟a vali tayin etmiĢ bunun üzerine Muâviye tarafından üzerine Amr b. As gönderilmiĢdi. Hicri 38. yılda aralarında meydana gelen savaĢta Muhammed b. Ebu Bekir yenildi. Amr b. As‟ın eline esir düĢerek Ģehit edildi. Bazıları ise savaĢta vurulduğunu söylemiĢtir. Hz. ÂiĢe bu olaya çok üzülmüĢ ve bu olayda hep Amr b. As‟ı sorumlu tutmuĢtur.186

.

ġeybân b. Ferrûh – Ebû‟l-EĢheb – Hasen anlatıyor:

Ubeydullah b. Ziyâd, ölüm döĢeğinde olan Ma‟kil b. Yesâr el-Müzenî‟yi ziyaret etmiĢti.187

Hadisin devamında Ma‟kil, Ubeydullah b. Ziyad‟a “Sana, Rasulullah‟dan iĢittiğim bir hadisi söyleyeceğim. YaĢayacağımı bilseydim, onu sana söylemezdim” diyerek, Resulullah‟ı”Allah‟ın bir sürüye çoban yaptığı bir kul, öldüğü gün sürüsüne

hainlik etmiĢ olarak ölürse Allah ona cenneti haram kılar” buyururken iĢittiğini

söylemektedir.

185 Müslim, Ġmârat, 19 (1828); Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 93, 258. 186 Kâdı Iyâz, a.g.e., VI, 228-229.

131

Yahya b. Yahya – Yezid b. Zürey‟ – Yunus – Hasan tarikiyle gelen diğer rivayette hadis, Ģu ziyadeyle aktarılmıĢtır: Ubeydullah Ma‟kil‟e “bunu bana bu günden

evvel söylemeli değil miydin? dedi. Ma‟kil “Sana söylemedim” veya “Sana söyleyecek değildim” dedi.

Merfû olan hadis muttasıl senedle rivayet edilmiĢ olup, ġeyban b. Ferruh dıĢındaki raviler sikadır. ġeyban ise saduktur. Bu yüzden hadis hasendir.

Züheyr b. Harb ve Ġshak b. Ġbrahim (birlikte) – Cerir – A‟meĢ – Zeyd b. Vehb – Abdurrahman b. Abdi Rabbi‟l–Ka‟be anlatıyor:

“Mescide girmiĢtim. Abdullah b. Amr b. As, Kâbe‟nin gölgesinde oturmuĢ, insanlar da baĢına toplanmıĢtı. Ben de yanlarına gelerek onun yanı baĢına oturdum.

Hadisin devamında Abdullah b. Amr, Rasulullah‟la bulundukları bir yolculukta namaz için toplandıkları sırada Rasulullah‟ın, devlet baĢkanına itaati ve fitneden uzak durulmasını içeren uzun bir konuĢmasını mescitteki insanlara anlatmaya baĢlar.

Sonra Abdurrahman b. Abdi Rabbi‟l, Abdullah‟a yaklaĢarak “Allah aĢkına! Bunu Rasulullah‟dan sen mi iĢittin? ĠĢte amcaoğlun Muâviye! Bize mallarımızı aramızda batıl sebeplerle yememizi ve kendimizi öldürmemizi emrediyor” der. Abdullah b. Amr bir müddet sustuktan sonra”Sen ona Allah‟a itaat hususunda itaat et, Allah‟a isyan hususunda ise ona isyan et!” der.188

Merfû olan hadis muttasıl senedle rivayet edilmiĢ olup ravileri sikadır. Hadis sahihtir.

132

Ubeydullah b. Muâz El-Anberî – babası (Muaz b. Muaz) – Âsım (b. Muhammed b. Zeyd) – Zeyd b. Muhammed – Nâfi Ģöyle diyor:

“Abdullah b. Ömer, Muâviye‟nin oğlu Yezid zamanında Harre vakası189

olup bittikten sonra Abdullah b. Mutî‟nin yanına gelmiĢti. Abdullah b. Mutî‟ yanındakilere “Ebû Abdurrahman için bir yastık çıkarın” dedi. Abdullah b. Ömer: “Ben sana oturmak için gelmedim.” dedi.190

Merfû olarak devam eden hadiste Abdullah b. Ömer, Rasulullah‟tan iĢittiği”Her

kim Müslüman devlet baĢkanına karĢı itaatten bir el kadar bile ayrılırsa kıyamet gününde Allah‟a hiç bir hücceti olmadığı halde kavuĢur. Her kim de boynunda bir biat olmadığı halde ölürse, câhiliyyet ölümü gibi bir ölümle ölür” sözünü söylemek için

geldiğini ifade eder.

Merfû olan hadisin senedi muttasıl, ravileri sikadır ve hadis sahihtir.

Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – babası (Abdullah b. Nümeyr) – Ubeydullah – Nâfi Ģöyle dedi: “Ömer b. Abdülaziz halife iken günün birinde onun yanına gittim. Ona bu hadisi anlattım.” Ömer b. Abdülaziz “Gerçekten bu, küçüklük ile büyüklük arasından bir sınırdır” dedi. Bunun üzerine memurlarına 15 yaĢında olan

189 Harre, Medine‟nin dıĢında Zuhre civarında bir yerin adıdır. Burada hicretin 63. yılında Yezid

zamanında kanlı bir vaka olmuĢ ve bu vaka “Harre Vakası” diye anılmıĢtır. Medine‟deki sahabiler, Yezid‟in zulmüne karĢı muhalefet hareketi baĢlatarak onu görevden uzaklaĢtırmak için Ensar‟dan Abdullah b. Hanzala‟ya biat ederler. Bu seçimin Ensar‟a üstünlük kazandırması rahatsızlık meydana getirir ve bu rahatsızlık ancak KureyĢ ile mevalisinin baĢına Abdullah b. Mutî‟nin, muhacirlerin baĢına da Ma‟kil b. Sinan‟ın getirilmesiyle giderilir. Böylece Abdullah b. Hanzala yerinde kalır. Ali b. Hüseyin, Zeynel Abidin ve Muhammed b. Hanefiyye gibi ileri gelen HaĢimiler ile Abdullah b. Ömer ise çekimser kalır. Abdullah Ġbn Ömer, Yezid‟e verdiği biati bozamayacağını ileri sürerek olayın dıĢında kalmayı tercih eder. (Bkz. Kâdı Iyâz, a.g.e., VI, 260-261).

133

kimseye asker aylığı bağlamalarını yazdı. Bu yaĢtan aĢağı olanları, aile fertlerinin yanına katın, diye yazdı.191

Hadisin ilk bölümünde Nafi‟nin Ömer b. Abdülaziz‟e söylediği hadis; Ġbn Ömer‟in Uhud gününde savaĢa katılabilmesi için Rasûlullah‟ın onu kontrol etmesi, o zaman 14 yaĢında olan Ġbn Ömer‟in savaĢa katılması hususunda Rasûlullah‟tan izin alamaması, Hendek günü gelince (Ġbn Ömer o zaman 15 yaĢındadır) Rasûlullah‟ın tekrar kontrol edip savaĢa katılması için izin vermesini anlatır.

Merfû olarak rivayet edilen hadis ergenlik yaĢının 15 olduğuna bir delildir. Hadis muttasıl senedle rivayet edilmiĢ olup, ravileri sikadır. Tirmizî hadisi için hasen- sahih hükmünü vermektedir.

Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Kuteybe b. Said (beraber) – Cafer b. Süleyman – Ebu Ġmran El-Cevnî – Ebu Bekir b. Abdullah b. Kays anlatıyor:

Babamı (Ebu Musa el-EĢari) düĢman karĢısında Ģöyle derken iĢittim: “Rasûlullah”Doğrusu cennet kapıları, kılıçların gölgeleri altındadır” buyurdu. Bunun üzerinde üstü baĢı iyi olmayan bir adam ayağa kalkıp “Ey Ebu Musa! Sen bunu Rasûlullah söylerken bizzat iĢittin mi?” diye sordu. O da: “Evet, iĢittim” dedi. Sonra o adam, arkadaĢlarına dönüp “Sizlere selam eylerim!” dedi. Sonra kılıcının kınını kırıp attı. Sonra da kılıcıyla düĢmana doğru yürüdü. Kılıcıyla vura vura, sonunda Ģehit oldu.192

Merfû olan hadis muttasıl senedle rivayet edilmiĢ olup, ravileri sikadır. Tirmizî hadis için sahih-garib demektedir.

191 Müslim, Ġmârat, 91 (1868); Buhârî, ġehâdât, 18; Tirmizî, Ahkâm, 1361, Cihad, 1711.

134

Muhammed b. Rumh b. Muhacir – Leys – Hâris b. Yakub – Abdurrahman b. ġimase anlatıyor:

Fükeym el-Lahmî, Ukbe b. Amir‟e “Sen yaĢlı bir adam olduğun halde ok atmak suretiyle Ģu iki hedef arasında gidip geliyorsun. Bu sana zor gelir” dedi.193

Hadisin devamında Ukbe “Bununla ilgili Resulullah (s.a.v)‟den iĢittiğim bir söz olmasaydı, ben buna katlanmazdım” der. Hadisin ravisi Haris bunun üzerine Abdurrahman b. ġimâse‟ye “O söz neydi?” diye sorar. O da “Peygamber‟in “Kim

atıcılığı öğrenip de sonra onu terk ederse bizden değildir ya da muhakkak isyan etmiĢtir” buyurduğunu söyler.

Merfû olan hadis muttasıl senedle rivayet edilmiĢ olup, ravileri sikadır ve sahihtir.

.

Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb – Abdullah b. Vehb – Amr b. El-Haris – Yezid b. Ebî Habib – Abdurrahman b. ġimase el-Mehri Ģöyle diyor:

Mesleme b. Muhalled‟in yanındaydım. Abdullah b. Amr b. el-As da onun yanındaydı. Abdullah b. Amr “Kıyamet ancak halkın kötüleri üzerine kopacaktır. Onlar cahiliyet halkından daha kötüdürler. Allah‟tan bir Ģey isterlerse Allah onu kabul etmez” dedi.

Hadis merfû olarak; Ukbe b. Âmir‟in Abdullah b. Amr ve Mesleme‟nin yanına geldiği sırada, Mesleme‟nin Ukbe‟ye Abdullah b. Amr‟ın anlattıklarını zikrederek, onun fikrini almak istemesi, Ukbe‟nin cevaben Abdullah b. Amr‟ın daha iyi bilebileceğini

135

ancak Rasulullah‟ı:”Ümmetimden bir topluluk, düĢmanlarına karĢı üstün gelmede

Allah‟ın emri uğrunda çarpıĢmakta devam edeceklerdir. Onlar bu hal üzerinde bulunurlarken kendilerine muhalefet edenler kıyamet günü gelinceye kadar onlara bir zarar veremeyeceklerdir” buyururken iĢittiğini söylemesiyle devam eder. Hadisin son

bölümü yine mevkuf olarak Abdullah b. Amr‟ın “Evet doğru! Sonra Allah, kokusu misk, dokunması ipek gibi olan bir rüzgâr gönderecek. Bu rüzgâr, kalbinde buğday tanesi ağırlığı kadar iman bulunan hiçbir canlıyı bırakmayıp muhakkak onların ruhlarını alacak. Sonra da dünyada insanların en kötüleri kalır. ĠĢte kıyamet, bu kimselerin üzerine kopacak” sözleriyle sona ermektedir.194

Merfû olan hadisin senedinde ittisal olmakla beraber ravilerden Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb‟in güvenilirliği hususunda âlimler ihtilaf etmiĢtir. Ebû Hâtim “ihtilat ettiğini ve daha sonra ihtilatından döndüğünü, Ġbn Adiy Mısır‟ın hadis âlimlerinin onun “zayıf olduğu” hususunda birleĢtiğini, Ġbn Hacer ise “saduk” olduğunu söylemektedir.195

Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb nedeniyle hadis hasendir.